Tuesday, March 30, 2010

“KENTLERİMİZİ ÇAĞDAŞ ALTYAPI VE GÖRÜNÜME KAVUŞTURMAK HEDEFİNDE PLANLAMA, KENT TASARIMI VE PLANCININ ROLÜ”


“KENTSEL DÖNÜŞÜM SEMPOZYUMU”

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI İSTANBUL ŞUBESİ,
MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ, YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Şehir ve Bölge Planlama Bölümleri
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Haliç Belediyeler Birliği,

11-13 Haziran 2003, İSTANBUL


“KENTLERİMİZİ ÇAĞDAŞ ALTYAPI VE GÖRÜNÜME KAVUŞTURMAK HEDEFİNDE PLANLAMA, KENT TASARIMI VE PLANCININ ROLÜ”

Doç. Dr. Mehmet TUNÇER

Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüşüm, Kent Tasarımı, Koruma, Şehir Planlama, Uygulama, Örgütlenme, Finansman.

BİLDİRİ ÖZETİ :

Bu bildiride, çağdaş, hızlı ve etkin bir “Kentsel Dönüşüm” oluşturabilmek amacı ile hazırlanan varsayımlar, aşağıdaki bazı uygulanmış ve uygulanma aşamasında olan farklı ölçeklerde bazı kentsel koruma, sağlıklaştırma ve dönüşüm projelerinde irdelenmiş, bu projelerin hazırlık aşaması, onama aşaması ve uygulanma aşamasındaki sorunlar ve darboğazlar hazırlanan teorik çerçeve uyarınca test edilmiştir.
Bu çalışmalar;
• “Ankara Ulus Tarihsel Kent Dokusu Koruma Islah İmar Planı”,
• “Konya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı”,
• “Balıkesir Kent Merkezi Yenilemesi Kentsel Tasarım Projesi”,
• “Bursa Santral Garajı Kentsel Tasarım Projesi”,
dir.
“Kentsel Dönüşüm“ konusu çerçevesinde yukarıdaki projeler değerlendirilmiş ve “Sürdürülebilir Çağdaş ve Modern Kentler” oluşturma yönünde görüş ve öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.


I. AMAÇ VE TEORİK ÇERÇEVE

Bilindiği gibi, ülkemiz metropoliten kentleri, hızlı nüfus artışı, göç, anarşik olaylar vb nedenlerden kaynaklanan hızlı ve çarpık kentleşme olgusu ile karşı karşıyadır. Bu düzensiz, çarpık kentleşme olgusu, plansız ve belirli bir disiplinden yoksun niteliği arsa spekülasyonu ile birleşince doğal ve kültürel değerleri giderek yok eden bir nitelik kazanmaktadır. Ayrıca, kentlerimiz altyapıdan yoksun, donatı eksiklikleri olan yer yer çağdışı bir görünüm arz etmektedir. Bu nedenle kentlerimizde hızlı, etkin, ekonomik ve uygulanabilir plan ve projeler, tasarımlar gerçekleştirmek zorundayız.

Bu bildiri’de;
Avrupa Birliği’ne katılım sürecindeki ülkemizde, kentlerimizi çağdaş altyapı ve görünüme kavuşturmak hedefi doğrultusunda, “Kentsel Dönüşümü” sağlayacak şehir ve bölge planlaması, kent tasarım süreçleri açıklanmaya çalışılacak, yerel yönetim uygulamaları ve nitelikleri seçilen örneklerde özetlenerek sonuçlar çıkarılmaya çalışılacaktır.

“Kentsel Dönüşümü” ; sadece mekansal dönüşüm olarak değil, mekansal dönüşümün sosyal, kültürel ve ekonomik yapıya etkisi ve bu süreçlerdeki dönüşüm olarak ele almak gereklidir. Yani; şehrin bir bölgesinde, bir mekanında gerçekleştirilen dönüşüm kentte, o bölgede, o yaşam çevresinde yaşayanlarda sosyal-kültürel ve ekonomik bir etki, giderek dönüşüm yaratacaktır.

Bu olgu doğrultusunda Bildiri’de aşağıdaki varsayımlar oluşturulmuş ve ele alınacak örneklerde test edilmiştir.

VARSAYIM 1:

Çağdaş ve sürdürülebilir “KENTSEL DÖNÜŞÜM” için öncelikle bunu hedefleyecek, şehrin gelecekteki niteliğini belirlemeye yönelik, her şehrin nitelik ve ölçeği ile bağlantılı Bölge, Alt-Bölge, Metropoliten Kent, Kent Bütünü, Mahalle, Yaşam Çevresi ölçeklerinde (1/100 000-1/50 000 –1/25 000 – 1/5000 – 1/1000 – 1/500 vd) hazırlanacak “STRATEJİK” ve “YAPISAL “ (Strüktürel) çeşitli plan, kent tasarım ve projelerinin (yoksa) hazırlanması gereklidir.
Var olan plan, tasarım ve projelerin de “koruma, sürdürülebilirlik ve çağdaşlık” kavramları doğrultusunda yeniden ele alınması gereklidir. Ayrıca, üst ölçek çerçeve planlarından sonra kentsel tasarım ölçeklerinde detaylandırılacak “ÖZEL PROJE ALANLARI” ve/veya “KENTSEL TASARIM ALANLARI / KAMU PROJE ALANLARI” oluşturulmalı ve tasarlanmalıdır.

VARSAYIM 2:

Çağdaş ve sürdürülebilir “KENTSEL DÖNÜŞÜM” için, yukarıdaki hazırlıklardan sonra bunları gerçekleştirmeye yönelik yasal, yönetsel (idari), parasal (mali) ve organizasyonel (örgütsel) mekanizmalar geliştirilmelidir. Kentte koruma/dönüşüm/yenilenme süreçlerini tasarlamak ve gerçekleştirmede yetkili olan Yerel Yönetimler, kendi bünyelerinde “PLANLAMA, TASARIM VE UYGULAMA” yı sahiplenecek, yönlendirecek ve denetleyecek etkin, yetkili bir birim oluşturmalıdır.

VARSAYIM 3:

Çağdaş ve sürdürülebilir “KENTSEL DÖNÜŞÜM” için, yukarıda anılan plan, kent tasarım ve projeler günümüzde bir çok kentte üretilmektedir. Bunların uygulanmasına yönelik mekanizmalar, parasal kaynak ve örgüt de günümüzde merkezi ve yerel yönetimler de bulunmaktadır.

Ancak;
• Bu planlar (Bölge/alt bölge/kent), kentsel tasarım projeleri ve mimari projeler çağdaş ve sürdürülebilir “KENTSEL DÖNÜŞÜM” ‘ü sağlayacak ölçek ve nitelikte değildir,
• Bunları gerçekleştirecek yeterli parasal kaynak bulunmamaktadır, bulunsa bile kaynaklar gereksiz yerlerde kullanılmakta ve israf edilmektedir,
• Ayrıca, planlar çağdaş, sürdürülebilir koruma, sağlıklaştırma, yenileme ve dönüşüm kavramları, ilkeleri doğrultusunda hazırlanmadığı ve ağırlıklı olarak çok katlı “İmar” ı, “yıkıp yapmayı” hedeflediği için zaman içinde doğal ve tarihsel çevre kayıplarına yol açmaktadır,
• Merkezi ve yerel yönetimlerin iç örgütlenme yapılarında, birbirleri ile olan ilişkilerinde ve işleyişinde çağdaş ve sürdürülebilir “KENTSEL DÖNÜŞÜM” ü gerçekleştirmeyi engelleyen, geciktiren; gerekli uygulamaların yapılmaması sonucunu doğuran nitelikler bulunmaktadır,

VARSAYIM 4:

Yukarıda anılan sorun ve darboğazların aşılabilmesi için “Merkezi ve Yerel Yönetimler” ile “Hukukçu”, “Ekonomist”, “Sosyal Bilimci”, “Çevreci”, “Plancı”, “Tasarımcı”, “Mimar”, “Peyzaj mimarı”, “Altyapı Mühendisi” vb tüm ilgili disiplinlerin bir arada, eşgüdüm içinde ve aynı hedef (çağdaş ve sürdürülebilir “KENTSEL DÖNÜŞÜM”) doğrultusunda çalışmalar yapması gereklidir. Sivil toplum örgütlerinin de bu çalışmalara katkıda bulunması, denetleyici ve yönlendirici konumlarını sürdürmeleri gereklidir.


II. ÖRNEK 1 : ANKARA ULUS TARİHİ KENT MERKEZİ

Ankara Metropoliten Alan Nazım İmar Planı (1990), Ankara Ulus Tarihi Kent Dokusu Koruma Islah İmar Planı” ve bu kapsamda hazırlanan dönüşüm ve çevre düzenleme projeleri ve uygulamaları (Hacıbayram Camii Çevresi, Bend Deresi Dolmuş Durakları, Suluhan Çevresi düzenlemeleri vb) bu varsayıma yönelik olarak yeniden irdelenmiştir. 30 yılı aşkın süren çalışmalara bütüncül, koruma-geliştirme-sağlıklaştırma-dönüşüm ve kent tasarımı açılarından bakılmaya çalışılmıştır. Örnek olarak “Hacıbayram Camisi Çevre Düzenlemesi Projesi” incelenmiştir. Bu kapsamda yapılan çalışmalar aşağıdaki ölçekleri kapsamaktadır;

II.1. ANKARA 1990 METROPOLİTEN ALAN NAZIM İMAR PLANI VE BUNA BAĞLI HAZIRLANAN KAZIKİÇİ BOSTANLARI YENİ MİA PLANLARI :

Bu plan hazırlıklarına 1967 yılında kurulan Nazım Plan Bürosu tarafından başlanmıştır. “Ulus Tarihi Kent Merkezi” üzerindeki baskıların azaltılabilmesi amacıyla 1990 Nazım Planında daha batıdaki “Kazıkiçi Bostanları” alanına yeni MİA kararı getirilmiştir (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
1994 yılında açılan “Kazıkiçi Bostanları Yeni Kent Merkezi Proje Yarışması” ile de bu bölgenin uygulama planları elde edilmiştir (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).


II. 2. GEÇİT DÖNEMİ KORUMA PLANI:

1980 yılına kadar 1957 Nihat Yücel-Raşit Uybadin Planları ve bunun üzerine 1960 ‘da getirilen “Kat Rejimi Planları” ile Ulus bölgesinde uygulamalar yapılmaktaydı. Koruma, sağlıklaştırma amaçlı olmayan bu planların doğal bir sonucu olarak Çankırı Caddesi, Anafartalar Caddesi, Talatpaşa Bulvarı, Denizciler Caddesi, Hisar Caddesi, Ulucanlar gibi ana arterler üzerinde 6-8-10 katlı kitle ve gabari olarak tarihsel çevreye aykırı yapılaşmalar oluşmuştu. İmar planları “Kentsel Tasarım”, “Kamu Proje Alanı” ve/veya “Özel Proje Alanı” ölçeklerinde herhangi bir öneri getirmemekte, yaya nitelikli olması gerekli Güvercin Sokak, Çerkeş sokak, Atpazarı, Samanpazarı, Koyunpazarı, Çıkrıkçılar yokuşu gibi ana arterler ve Hacıbayram, Hükümet Meydanı gibi kent meydanı niteliği kazanabilecek açık alanlar tanımlanmamıştı.
1979 yılında, Kültür Bakanlığı ile Ankara Belediyesi saptama ve belgeleme çalışmaları yapmıştır. Bu çalışmada korunması gerekli görülen eski Ankara Evleri ve anıtsal nitelikteki tek yapılar saptanmış, geçit dönemi yapılanma koşulları getirilmiş ve hazırlanan “Geçit Dönemi Koruma Geliştirme Planı” onaylanmıştır
(1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Bu karar ile; Ankara’da I. Derece, II. Derece ve III. Derece Kentsel ve Arkeolojik Sit Alan Sınırları, Tarihi Ticari Bölge ve Etkileme Geçiş Alanları belirlenmiş, yaklaşık 150 Hektarlık geniş bir alanda, imar planları uygulamasının durdurulması ve tarihi kent dokusunu koruyacak şekilde koruma amaçlı imar planlarının yapılması öngörülmüştür .
Böylece Ankara‘ da, büyük bir kısmı Ulus‘ taki Merkezi İş Alanlarında (MİA) olmak üzere, doğuda Cebeci‘ ye kadar uzanan, güneyde Hacettepe ile sınırlanan, batıda Atatürk Kültür Merkezi ve Gençlik Parkı ile bütünleşen geniş bir alanda 1957 Planı ile Kat Rejimi Planlarının uygulaması durdurulmuştur (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Yönlendirici bir makro planın olmayışı, Ulus MİA çevresinde sit alanı olarak belirlenen kesimlerde, sit alanı daraltılması, sit alanından çıkarılma, tescilden düşülme vb. Kurul Kararları alarak cadde üzerlerinde çok katlı yapılaşmaların sürmesi gibi sonuçlara yol açmıştır. Rant beklentisi yapıların bakımsız bırakılmalarına, terk edilmelerine, yakılarak yok edilmelerine ve bu alanların çöküntü alanı niteliği kazanmasına neden olmuştur (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

II. 3. ULUS TARİHİ KENT MERKEZİ KORUMA-ISLAH İMAR PLANI :
1986 yılında açılan Ulus tarihi Kent Merkezi Düzenleme yarışması sonucu hazırlanan “Ulus Koruma-Islah İmar Planı” 1/5000 ve 1/1000 Ölçeklerde hazırlanmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

II.4. KAMU PROJE ALANLARI : ÖRNEK : HACIBAYRAM CAMİSİ VE ÇEVRESİ :
Bu kesim, “I. Derece Kentsel Sit Alanı” olarak belirlenmiştir. Ankara Şehri İmar Müdürlüğü‘ nün (AŞİM) 1983 yılında başlattığı “Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma Geliştirme ve Planlama Çalışmaları” içinde, geniş bir çevreyi kapsaması ve Ankara’ nın Jansen’ den bu yana ilk onaylı Koruma İmar Planı olması nedeniyle özel bir önem taşımaktadır.
“Hacı Bayram II. Çevre Koruma İmar Planı ve Uygulama Koşulları” Ankara’ nın ilk koruma amaçlı imar planı olarak onaylanmıştır.
Bu çalışma, yerel yönetim tarafından oluşturulan “Kentsel Sit Alanları Koruma Grubu / Ankara Tarihi Alanlar Koruma Grubu” ve ODTÜ tarafından hazırlanmıştır. Yerel Yönetimler içinde sürekli dönüşüm, koruma, sağlıklaştırma, yenileme amaçlı projeler üreten birimlerin oluşturulması uygulamaların devamlılığı, koordinasyonu ve takibi açısından önem taşımaktadır (2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Hacı Bayram Camii ve Ogüst Mabedi’ nin bulunduğu, 1989 yılı öncesi otopark ve dolmuş durağı olarak kullanılan meydan ile yolu içeren kısmın 1/ 500 Ölçekli Çevre Düzenleme Projeleri 1986 yılında açılan “Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması” sonucunda elde edilmiştir.
Kamu Proje Alanları içinde kentsel tasarım, peyzaj ve kent mobilyasına kadar giden ölçeklerde hazırlanan “Hacıbayram Camisi Çevre Düzenleme Projesi” Ulus Projesi kapsamında hazırlanan, pek çok kez yeniden çizilen ve tartışılan önemli bir uygulama projesidir. Bu çalışmayı da içinde şehir ve bölge plancısı, mimar, peyzaj mimarı, altyapı uzmanı ve restorasyon uzmanı mimar, sanat tarihçisinden oluşan ve ODTÜ bünyesinde oluşturulan sürekli bir planlama ve projelendirme ekibi gerçekleştirmiştir (4. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Hacıbayram’da batılı bir anlamda kent meydanı arayışı içinde; Augustus tapınağı kalıntıları ile birlikte bir arada yaşayan Hacıbayram-ı Veli Cami ve Türbesinin eski kent içindeki topografik önemi, kent kültüründeki çok önemli etkileri ve damgaları, bölgenin ulaşım ve dolaşım kanallarındaki toplayıcı etkisi, dinsel işlevlerin kentsel bellekteki yerlerinin fiziksel ve anlamsal açıdan korunması, bu meydanın tasarımına yön veren unsurlar olarak belirmiştir .



PLAN 1. HACIBAYRAM CAMİSİ ÇEVRE DÜZENLEME PROJESİ

Yerel yönetimin ayırdığı parasal kaynaklar karşılaşılan mahkeme, kazının durdurulması vb sorunlar nedeniyle bir süre kullanılamamıştır. Büyükşehir Belediyesi, Altındağ Belediyesi ve Kültür Bakanlığı arasındaki yetki kargaşası, zaman zaman politik çekişme ve sürtüşmeler projenin uygulanması sürecini doğrudan etkilemiş ve uygulamayı geciktirmiştir (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Boyutlandırma, ölçek, küçük iklim yaratma, sürpriz oluşturma niteliklerinin, Ankara gibi bir bozkır şehrinde mimarın yeşil doku kullanımı yönlendirebilmesi gerekir. Bu tür çevrelerin “tarihi kent merkezlerinin sağlıklılaştırılması” , “hemşehrilik bilincinin” pekiştirilmesi, “tarihsel değerlere ve kolektif kentsel belleğe” destek olması ve “anı noktalarının” korunması açısından her türlü olumlu süreci, ön hazırlığı ezen çok, olumsuz ve giderilmesi zor bir olası etkisi vardır. Amacımız, tarihi alanlarda kentsel tasarım uygulamalarının birbirine deneyim aktarması ve giderek iyileştirilmesi olmalıdır. Kentsel dönüşüm bu tür “Kentsel Projelerle” gerçekleştirilecek ve ülke kentlerini çağdaş nitelikler kazandıracak şekilde, aktif planlama, projelendirme ve uygulama yöntemleri ile ele alınmalıdır.
Hacı Bayram Projesi, yalnızca bir mekan düzenlemesi olarak ele alınmamıştır. Burada yaşamakta olan insanlar, burayla ilgili tüm kararlara bir mekanizma çerçevesinde katılmışlardır. Bu alanda yaratılan değerin nasıl paylaşılacağına ilişkin bir mekanizma, “Hacı Bayram Karar Kurulu” denilen bir örgütlenme oluşturulmuştur. Proje‘ nin uygulanmasında, Ankara Büyük Şehir Belediyesi “Proje Demokrasisi” adı verilen bir sistem uygulamaya koymuştur (2.-3. ve 4. VARSAYIMLARIN DOĞRULANMASI).
Hacı Bayram Projesi ile ilgili olarak alınan her türlü karar, mekan düzenlemesinde, kaynakların kullanılmasına kadar, mutlaka o projenin muhatabı olan insanların da katıldığı bir kurul tarafından alınmış ve bu kurulun gözetimi ve denetiminde uygulanmıştır .
Oluşturulan “Hacı Bayram Karar Kurulu” nda yer alan kişi ve kuruluşlar şunlardır :

YÖNETİM:
Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı
Altındağ Belediye Başkanı

SEKRETERYA:
• İmar Dairesi Başkanlığı
1. Özel Kişi ve Kuruluşlar İle Sivil Toplum Örgütlerinin Temsilcileri:
-Mülk sahipleri,
-Esnaf derneklerinin temsilcileri,
-Dini işlerle ilgili kuruluşların temsilcileri,
-Kiracıları temsil eden kişiler,
(4. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI)
. Büyük Şehir Belediyesi temsilcileri:
-Emlak Dairesi Başkanı, -Fen İşleri Dairesi Başkanı,
-Hukuk, -Maliye, -İstimlak Müdürlükleri.
(2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI)

Projelerin hazırlanması ve uygulanması, İmar, Fen İşleri, Emlak ve Hukuk Dairesi arasında yatay koordinasyon gerektirmektedir. Belediye' nin örgütlenmesi ise dikey bir örgütlenmedir.
Hacı Bayram Projesi ile ilgili olarak, Kamu Kurumları yani Kültür Bakanlığı ile Ankara Büyük Şehir Belediyesi mahkemelik olmuştur. Uygulama esnasında denetimsiz kazı yapıldığı için Belediye mahkemeye verilmiştir. Bütün bunlara rağmen uygulama sürmüş ve 1993 yılında tamamlanmıştır.
1983 yılında başlayan çevre düzenleme çalışmalarının 1993 yılında tamamlandığı görülmektedir. 10 yılı aşkın süren bu süreç izlendiğinde kamunun etkin olarak kentsel koruma/dönüşüm amaçlı proje ve uygulama yapmasındaki sıkıntılar görülmektedir.

Bu sorunlar şu şekilde özetlenebilir:
1-Yerel Yönetimlerin teknik ve parasal açıdan yetersiz olması, bilgi ve
deneyim birikiminin bulunmaması,
2-Yerel Yönetimlerin kendileri ve merkezi yönetimle olan ilişkilerinde
iletişim ve eşgüdüm eksikleri, bürokratik engeller,
3-Yerel Yönetimin uygulama alanında yaşayan halkın planlama ve
uygulamaya olumlu katkı ve katılımlarını sağlamda yaşadığı zorluklar
ve yetersizlikler,
4-Yasal ve yönetsel çerçevede bulunan yetki kargaşası . (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

III. ÖRNEK 2 : KONYA TARİHİ KENT MERKEZİ

III. 1. KONYA NAZIM PLANI ve PLANLAMA ÇALIŞMALARI İÇİNDE TARİHİ KENT MERKEZİ
1940'lı yıllarda hali hazır haritaları hazırlanan Konya Şehri'nin, 1944 yılında ilk imar planı yaptırılmıştır. 1964 yılında İller Bankası tarafından açılan planlama yarışmasıyla elde edilen Nazım ve Uygulama İmar Planlarında şehrin Konya-Ankara aksı doğrultusunda gelişmesi öngörülmektedir
1967 Konya Nazım Planında Alaeddin Tepesi ile Mevlana arasının yayalaştırılması ve Arasta kesiminin korunmasına yönelik kararlar bulunmaktadır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Konya Nazım İmar Planı kararları ve Tarihi Kent Merkezine etkileri aşağıda özetlenmiştir:
. Kent tarihi bir çekirdek üzerine kurulmuş olup, ticari ve sosyal donatılara bağlı olarak radyal ve düzensiz bir şekilde gelişmektedir,
. Kent merkezinde dar sokaklar üzerinde yüksek yapılanmaların başlaması, güneşsiz ve sağlıksız mekanların artma eğiliminde olduğunu ortaya koymaktadır,
. Kent merkezi çevre yerleşmelere hizmet sunabilmekten uzaktır,
. Otogar ve geleneksel merkezi bağlayan ve batı-doğu yönündeki insan akımının doğal bir sonucu olarak, gelişeceği varsayılan yeni bir merkez ve bu merkez çevresinde yoğun yapılanma öngörülmüştür,
. Alaeddin tepesi ile, Mevlana Külliyesi aksı, yaya trafiğine ayrılmış, bu aksa paralel olarak, kuzeyinde ve güneyinde açılması öngörülen iki adet toplayıcı yol ile bir merkez ringi oluşturulması öngörülmüştür. Bu ring, ışınsal gelişen şehrin, çevresinden geleneksel merkeze daha kolay ulaşımı sağlayacaktır, ancak bu ring yeterli genişlikte değildir,
. Tarihi Kent Merkezi'ni çevreleyen yollar geliştirilerek, merkez çevresinde ikinci bir ring oluşturulmuş, böylece bir anlamda, birinci ring ile ikinci ring arasındaki bölge, kent gelişme kuramına uygun, merkez için bir geçiş (gelişme) alanı olarak düşünülmüştür
Konya Şehri Merkezi İş Alanlarını, şehrin idare merkezi olarak gelişen Alaeddin tepesi ve çevresi oluşturmaktadır. Tarihi kent merkezinin yoğunlaştığı Türbe mahallesi, şehrin doğusunda dış kaleden, Bab-ı Aksaray (Aksaray Kapısı) 'dan geçilerek erişilen bir kesimdir. Alaeddin tepesi ile Türbe mahallesi arasında, en hareketli trafik arteri bulunmakta, 1964 planında yaya ağırlıklı bir promenad olarak öngörülen bu arter günümüze kadar uygulanamamıştır (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Bu aksa paralel olarak, kuzeyinde ve güneyinde açılması öngörülen iki adet toplayıcı yol ile klasik bir merkez ringi oluşturulması planda yer almıştır. Bu ring ışınsal gelişen şehrin, çevresinden geleneksel merkeze daha kolay ulaşımı sağlayacaktır. Ancak bu yolların bir kısmı açılabilmiş, henüz yaya aksı oluşturulamamıştır.
İmar planı ile 3-4 katlı imar izni verilmesi, şehrin daha yüksek rant oluşan yörelerine oranla bu bölgede, uzun zaman, çok büyük ölçekli yapılanma talepleri oluşmasına engel olmuştur.

Buna karşılık , bu alanların geleneksel ticaret merkezinin hemen yanında olması ve turistik potansiyel, yöreye olan ilginin de canlı kalmasını sağlamıştır. Mevcut ana arterin yaya ağırlıklı düzenlenmesi için, açılan iki yeni kuzey arteri, türbe mahallesinden geçip, şehrin doğusunda yer alan konut alanlarını tarihi ticaret merkezine, oradan da Nalçacı yeni merkezine bağlanmaktadır.
Türbe mahallesi batısında; Tarihi Ticaret Merkezi, kuzeyinde, doğu ve güneyinde geleneksel kent dokusu yer almaktadır.

Güneyde yer alan "Üçler Mezarlığı" ndan Mevlana Külliyesi ve alt alanı ayıran Aksaray Yolu, imar planında trafiğe kapatılmış olmasına rağmen, bu karar da bugüne kadar gerçekleşememiştir (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Son yıllara kadar konut alanı olarak kullanılan alan, MİA çeperinde yer aldığı için turistik ticaret, günlük ticaret, konaklama ve küçük imalat alanlarına dönüşmeye, yer yer de depolama vb kullanımlarla çöküntü alanı haline dönüşmeye başlamıştır.
Geleneksel konut dokusu üzerinde bir-iki katlı eski Konya evleri yıkılmakta, aynı sokak üzerinde 4-6 katlı yapılar yapılarak yoğunluk aşırı arttırılmakta ve eski kent dokusuna aykırı bir yapılaşma düzeni oluşmaktadır.

1965 yılı İmar Planında, plancının sorun olarak belirttiği Kent Merkezinde yüksek ve sağlıksız yapılanma sonucu eski kentte, bir-iki katlı ve dar zeminde az yer işgal eden eski Konya Evleri yıkılarak yoğunluk arttırılmakta, zemin % 80-90 oranlarında doldurularak, servis ve otoparktan yoksun kent parçaları üretilmektedir (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Geleneksel merkezde, bir yandan mevcut yol dokusu, bazı trafiğe açıp-kapama ve tek yön kararları dışında aynen korunurken, arttırılan kat yükseklikleri ile, Konya'nın tarihi çehresine önemli kayıplar getirmiştir (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Konya'da yürürlükte bulunan imar planı; korunması gerekli anıtsal ve sivil mimarlık örneği kültür varlıkları bakımından duyarlı ve korumayı gerçekleştirmeye yönelik olarak hazırlanmamıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Tescilli yapıların yoğun olduğu sokaklarda yol genişletmeleri getirilmiş veya tescilli yapıların üzerinden yol geçirilmiştir. İmar planının uygulanması sırasında belediyeler bu konuları tek tek Koruma Kurulu'na getirmekte, kurul da her bir konuya ayrı ayrı çözümler üretmeye çalışmaktadır. Bütüncül olmayan bu yaklaşım ise tarihi kent dokusunu zedelemekte, geriye dönüşü olanaksız kayıplara neden olmaktadır. (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Geleneksel Konya Kent Merkezi içinde yapılan büyük operasyonlar ile Mevlana Çarşısı, Kadınlar Pazarı, Şeyh Kamil Merkez Çarşısı, Rampalı Çarşı, Saray Çarşısı, Sungur Çarşısı gibi kitle, gabari ve mimari bakımdan geleneksel doku ile uyumsuz, büyük ölçülerde yapılar yapı adalarının tümünü bazen bir iki adayı birleştirerek kaplayan büyük yapılar oluşturulmuştur (3. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Ferah Çarşısı, Vakıf Çarşısı İşhanı, Altın Çarşı gibi projeler de çevreye gabari bakımından nisbeten uyumlu yapılardır. Hazırlanmakta olan bir başka proje de Eski Buğday Pazarı'nın yenilenmesi ve büyük bir kapalı çarşı kompleksine dönüştürülmesine yöneliktir.

Bütün bu uygulamalar geleneksel merkezin tarihi dokusunu bozmakta, yoğunlaşan ticari eylemler ulaşım sorununun oluşmasına neden olmaktadır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

III.2. TARİHİ KENT MERKEZİ KORUMA PLANLAMASI ÇALIŞMALARI
Kentsel Sit Alanı içinde saptama ve belgeleme çalışmaları da 1982 yılında yapılmış ve kentsel, arkeolojik sit alan sınırları belirlenmiştir. Ancak aradan 14 yıl geçtikten sonra 1996 yılında ilk koruma planlaması çalışmaları yapılabilmiştir (2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 01.05.1995 gün ve 2255 sayılı kararında tarihi kent merkezi'nin bütüncül olarak ele alınarak bir koruma-geliştirme-düzenleme projesinin yapılması gerekliliği vurgulanmıştır. Buna bağlı olarak 1996 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi 33 hektarlık alanda “KORUMA Amaçlı İmar Planı” hazırlatmıştır .
Piri Mehmed Paşa Külliyesi ile Nakıpoğlu Camii Çevresindeki Koruma Planlarının hazırlanması ve arkasında da "Konya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı"”nın hazırlanması ile kent merkezi iş alanlarındaki dönüşüm hızlanmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Tarihi Kent Merkezi Koruma Planı içeriğine bakıldığında 10 Özel Proje Alanı bulunduğu görülmektedir . Bunlar :
• Özel Proje Alanı I : Aziziye Camii Çevre Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 2 : Kapu Camii Çevre Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 3 : Hükümet Meydanı Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 4 : Şerafeddin Camii Yeraltı Otoparkı Ve Kent Meydanı Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 5 : PTT Önü Yeraltı Otoparkı Ve Kent Meydanı Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 6 : İplikçi Camii Çevre Düzenlemesi Ve Yeraltı Otoparkı
• Özel Proje Alanı 7 : Mahkeme Hamamı Ve Şerafeddin Camii Çevre Düzenlemesi
• Özel Proje Alanı 8 : Mevlana Külliyesi Ve Selimiye Camii Meydan Ve Çevre Düzenlemesi
• Özel Proje Alanı 9 : Karatay Külliyesi Çevre Düzenlemesi
• Özel Proje Alanı 10 : Geleneksel Çarşı (Arasta) Kesimi Koruma ve Geliştirme Projesi,
Olarak tanımlanmaktadır.

III. 3. KENTSEL TASARIM PROJE VE UYGULAMALARI : ÖRNEKLER
Şerafeddin Camii, Mahkeme Hamamı, İplikçi Camii, PTT, Hacıhasan Camii ve Hükümet Konağı ve Ziraat Bankası gibi kullanımların ve geleneksel çarşı kesiminin yayalaştırılması, bir kent meydanına dönüşümü, günümüzdeki ve gelecekteki otopark gereksiniminin karşılanması, “Mevlana Promenadı” nın gerçekleşmesini sağlamaya yönelik olarak bu kesimde (ÖPA 4, 5 ve 7), kentsel tasarım projesi hazırlanmış ve yeraltı otoparkı projelendirilmiştir (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Bu otoparkın üzeri, hükümet meydanı ile ilişkileri kurularak “KENT MEYDANI / KÜLTÜR MEYDANI VE KENT PARKI” olarak düzenlenmiştir. Bu park/meydan aynı zamanda raylı sistemin durak noktası olarak kullanılacaktır. Bu kesim tüm açık alanlar birlikte ele alınarak 1/1000, 500 ve 1/200 ölçekli meydan düzenleme projeleri yapılmıştır. Uygulamaya yönelik peyzaj ögeleri ile kent mobilyası elemanları tip projeleri hazırlanmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI) .




PLAN 2. KONYA KENT MEYDANI DÜZENLEME PROJESİ(Uygulama Esnasında)

Projelerin hazırlanma aşamasında Konya Büyük Şehir Belediyesi ile birlikte çalışılacak ve ekonomik/uygulanması kolay çözümler üretildiği planlama raporunda belirtilmektedir.
“Konya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı” (1/5000 ve 1/1000) ve bu kapsamda hazırlanan dönüşüm ve çevre düzenleme projeleri ve uygulamaları (Hükümet Meydanı ve Kayalıpark Düzenlemesi, Arasta Kesimi Düzenlemesi) (1/500, 1/200 ve uygulama detayları) MİA’nın korunması, geliştirilmesi ve dönüşümünde önemli bir etmen olmuştur.
Bu kesim de Büyükşehir Belediyesi tarafından 2000-2001-2002 yıllarında uygulanmıştır. Belediye bu projeler için sürekli olarak bir teknik başkan yardımcısını görevlendirmiş ve imar müdürlüğünde sürekli bir şehir plancısını bu konu ile ilgili olarak görevlendirmiştir (2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Piri Mehmed Paşa Koruma İmar Planı kapsamında Mevlana Külliyesi güneyinde, tarihsel doku ile ölçek, taban alanı ve gabari bakımdan uyumsuz olan Mevlana Çarşısı karşısında yeni, çağdaş bir hanlar bölgesi tasarlanmıştır. Bu kesim mimari projeleri Karatay Belediyesi tarafından hazırlanarak uygulanmıştır. Bu plan kapsamında, yeni tescil kararları verilmiş, onarım ve yeni yapılaşma koşulları belirlenmiştir. Alanın kent merkezi ile bütünleşmesi, Mevlana Külliyesi ile bağlantılı ve turizm ağırlıklı olarak yeniden düzenlenmesi öngörülmüştür. Uygulamaya yönelik olarak paket proje alanları oluşturulmuştur (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Koruma Planı içeriğine bakıldığında 7 Özel Proje Alanı bulunduğu görülmektedir . Bunlar :
• Özel Proje Alanı 1 : Piri Mehmed Paşa Camii ve Siyavuş Sultan Türbesi Çevre Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 2 : Hacı Ali Ağa Han, Eski Borsa Binası ve Tüfekçi Han Restorasyon Projesi,
• Özel Proje Alanı 3 : Kavşak ve Meydan Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 4 : Karatay Belediyesi Kültür Merkezi (Konya Evi Müzesi ve Sosyal Kültürel Tesis Projesi),
• Özel Proje Alanı 5 : Selçuk Meydanı Düzenlemesi,
• Özel Proje Alanı 6 : Kentsel Koruma ve Yenileme Projesi,
• Özel Proje Alanı 7 : Pansiyon ve Turistik Tesis Alanı.
Olarak tanımlanmaktadır.

Kültür Bakanlığı ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, "Mevlana Külliyesi Çevre Düzenleme Projesi" kapsamı içerisinde; Külliye'nin yakın çevresini içeren "Mevlana Külliyesi Mevzii Koruma İmar Planı" nı hazırlamıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Bu çalışmada; Mevlana Külliyesi'nin yakın çevresi ile ilgili bazı acil kararlar alınmış, Konya KTVK Kurulu tarafından "Koruma Alanı" olarak belirlenen sınırlar içinde koruma amaçlı bir plan üretilmiştir (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Proje sınırları, Şehit Nazım Bey Caddesi, He-Be Çelebi Sokak, Aksaray Caddesi, Hacı Veyis Camii'ni içerecek şekilde Hacı Veyis Sokak, Kışla Yolu Caddesi, Türkmen Sokak, Topraklık Caddesi ve Durak Fakih Caddesinden geçecek şekilde belirlenmiştir.
Proje amacı; "Konya'nın en önemli tarihi ve dini merkezi olma niteliğine sahip Mevlana Külliyesi çevresindeki tarihi dokunun korunması, güncel sorunların çözümü, alanın Mevlana Külliyesi ve yeni yapılacak olan Mevlana Kültür Merkezi Projesi ile ilgili konum özelliklerinin değerlendirilerek buna ilişkin planlama kararlarının üretilmesi" olarak belirtilmektedir.

Bu koruma planında da, şehir plancısı, mimar, peyzaj mimarı, sanat tarihçisi ve restorasyon uzmanı mimar görev yapmıştır. Ayrıca röleve projelerinde fotogrametri uzmanları ve öğrenciler çalışmıştır (4. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Mevlana Külliyesi'nin, kuzeydoğu, doğu ve güneydoğusu Külliyenin varlığı ile çelişmektedir. Şehrin kuzeye doğru geliştirilmesi tarihsel doku açısından olumlu sonuçlar vermemiş, meydana gelen kısıtlı kentsel dönüşümler sağlıklı ve canlı bir çevre yaratamamıştır.
Daha sonra bu dönüşümü hızlandırmak ve düzenlemek amacıyla ana yollar boyunca getirilen kat arttırımları ile fiziksel ölçekteki blok önerileri, yatırımlar bu yöne kaymadığı için başarılı olamamıştır.

Alaeddin-Mevlana yaya yolunu destekleyen kuşak yollardan kuzeydeki, doku nedeniyle tümüyle açılamamış, daha sonra ilan edilen sit alanı nedeniyle belirli bir noktada durmuştur. Bu Proje bağlamında bu yol yeniden ele alınmış ve koruma alanını en az zedeleyecek biçimde düzenlenmiştir. Konya’da henüz kentsel tasarım ağırlıklı ele alınmamış kesimler ile sit alanı dışında ancak Koruma Planı bulunmayan eski Konya dokusu özellikleri taşıyan kesimler bulunmaktadır. Bu kesimlerin de bir an önce Koruma ağırlıklı planlanması ve özel kesimlerinin kentsel tasarım projelerinin hazırlanarak uygulamaya konulması gereklidir. Büyükşehir Belediyesi ile Karatay ve Meram Belediyeleri işbirliği içinde bu projeleri hazırlamalı ve uygulamalıdır.

IV. ÖRNEK 3: BALIKESİR KENT MERKEZİ
Balıkesir Belediyesi; kent merkezinde yer alan “Otobüs Terminali” ve “Küçük Sanayi Sitesini” kent dışına taşımaktadır. Bu kullanımlardan boşalacak alanlar için 1997-1998 yıllarında “Balıkesir Otogarı ve Yakın Çevresi Kentsel Yenileme ve Dönüşüm Projesi” hazırlanmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

Planlama alanı yaklaşık 17 hektarı kapsamakta ve Balıkesir merkezinin en prestijli kesiminde yer almaktadır. Planlama alanı, İstanbul-İzmir devlet karayolu ile Ankara-İzmir demiryolu istasyonu kuzey-doğusunda yer almaktadır.
Ancak, Akıncılar Mahallesini içeren bu Kent Merkezi Yenileme Projesi’nin;
a. Korunması gerekli tescilli yapıları korumadığı, ayrıca mevcut yapılar ile, yeni ada formlarının uymaması planın hayata geçme süresini geciktireceği,
b. Mevcutta bulunan yeni ve yüksek katlı binalar ile, yeni plana göre imar adalarının dışında kaldığından planın uygulanması sürecini arttıracağı,
c. Mevcut ada bazında parsellere bakıldığında, mevcut parsellerin ebatlarının küçük olması ve hissedarlarının çok olması nedeniyle, imar planına göre yapılaşmada bu hissedarların anlaşıp imar planına göre yapı yapmaları zaman sorunu ortaya çıkartıp, bu alanda bir hareketlilik sağlamayıp, eski şekilde atıl bir vaziyette kalmasına neden olabileceği,

Belirtilerek proje bu defa “Balıkesir Kent Merkezi Yenilemesi, Uygulama İmar Planı ve Kentsel Tasarım Projesi” başlığı altında yeniden ele alınmış ve dönüşüm ve yenilemenin hızlandırılması amacıyla gerekli revizyonlar yapılmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Mevcut plana göre yapılabilecek uygulama çalışması, mevcuttaki kat mülkiyeti kurulmuş olan çok katlı yapılarda uygulama sırasında sorunlar çıkabileceğinden mevcut 1/1000 ölçekli Akıncılar Mahallesi Kent Merkezi Yenileme Projesi’nin ve 1/500 ölçekli detay planlarının iptal edilerek yeni revizyon imar planı yapılmasına karar verilmiştir . Bu çalışmanın, kentsel yenilenme ve dönüşümü gerçekleştirmeye yönelik olarak yasal, yönetsel, parasal ve organizasyonel mekanizmalar içermesi gerektiği belirlenmiştir (2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).





PLAN 3. BALIKESİR KENT MERKEZİ YENİLEME PROJESİ (MAKET)


IV.1. AKINCILAR BÖLGESİ SEKTÖREL DURUM ANALİZİ
Proje alanında 1996 yılında yapılan saptama çalışmalarında o dönemde hakim kullanım biçimini, başta ulaşım olmak üzere küçük sanayi ve ticari kullanımlar oluşturmaktaydı. Arazi kullanımında en büyük pay % 57.70 ile yollar, % 10.78 ile küçük sanayi, % 9.98 ile ticaret ve % 5.89 ile terminal kullanımlarına aitti .
1996 öncesinde uygulanan İmar Planı, planlama alanında ticaret ağırlıklı kullanımların gelişmesini öngörmüştür. Onaylı İmar Planı’ nda planlama alanının % 47.36’ sı yollara, % 34.06’ sı ticari kullanımlara ayrılmıştır. Bu durumda, Onaylı İmar Planı ile mevcutta ağırlıklı olan küçük sanayi kullanımının ticarete kayacağı görülmektedir.
1996 Uygulama İmar Planı’ nda planlama alanının büyük bir kısmı, 41.26 oranı ile, hizmet sektörüne (ticaret ve iş merkezleri) ayrılmıştır. Bunun yanında planlama alanında yaya yolu, meydan ve yeşil alan düzenlemelerine önem verilmiştir. Bu kullanımların Planlama Alanı’ na oranı % 15.53’ tür. Diğer kullanımlar ise toplamda aldıkları % 5.34 oranı ile kültürel tesisler ve % 4.05 ile konaklama tesisleridir .

IV.2. ALANDA YAPILAN ANKET ÇALIŞMALARI SONUÇLARI
Bu çalışmalar, Balıkesir Kent Merkezi’nde dönüşüm ve yenilemeye yönelik sonuçlar içerdiğinden özetlenerek aşağıya alınmıştır.

III.2.1. MÜLKİYET DURUMU ve YAPI YENİLEME EĞİLİMLERİ
Sorgulama Föyü sonuçlarına göre; %29’luk dilimin kiracı statüsünde, % 71’ lik dilimin ise mülk sahibi statüsünde olduğu görülmüştür.
Yapıların yenilenmesi sürecinde bölge halkının sergileyeceği tutum incelendiğinde, bu dönüşümün %43 Bireysel, %32 Komşularla Birlikte, % 14 Müteahhit ile ve % 11 Kooperatif ve Belediye öncülüğünde örgütlü bir biçimde olacağı sonucuna ulaşılmıştır.

III.2.2. YAPILARDA TADİLAT YAPMA EĞİLİMLERİ ve YENİLEME DURUMUNDA KAT YÜKSEKLİĞİ TALEPLERİ
Anket uygulaması yapılan bölge halkının % 60’lık bölümü yapıların yıkılarak, % 35’lik bölümü ise onarmak suretiyle yenilenmesi yönünde görüş belirtmişlerdir. Geriye kalan %5’lik bölüm ise, yapılarında değişiklik yapmayı düşünmemektedirler.
Dönüşüm süreci sonunda yıkıp yenileme istemi halindeki kat talebine yönelik olarak, %71’lik kesim 3 kat ve % 29’luk kesim ise 4 kat talebinde bulunmuştur. 4 kattan fazlası için talep olmamıştır. Üst katlar ticaret yapılması için uygun görülmemektedir.

III.2.3. KULLANIM TERCİHLERİ ve YENİLEME HALİNDE TERCİH EDİLEN KESİM
Yenilenme halinde bölge halkının %28’lik bölümü ticari kullanım, , % 6’lık bölümü İnşaat malzemeleri/ giyim, %11’lik bölümü küçük sanatlar/ sanayi, % 6’lık bölümü show room kullanımı, geriye kalan % 49’luk dilim ise Sanayi kullanımının devam etmesi yolunda görüş belirtmişlerdir.
Yenileme durumunda bölge halkının %85’lik bölümünün zemin katta, %5’lik bölümünün ise üst katlarda oturmak istediği görülmüştür.

III.2.4. SATMA VEYA KİRALAMA EĞİLİMLERİ
Balıkesir Kent Merkezi Kentsel Yenileme Projesi Sorgulama Föyü sonuçlarına göre, mülk sahiplerinin % 25’lik bölümünün mülkünü satmayı, %10’luk bölümünün mülkünü kiralamayı düşündüğü görülmüştür. Geriye kalan % 65’lik kesim ise mülkünü kiralamayı veya satmayı düşünmemektedir .

Proje’de sözleşme gereği; Şehir ve Bölge Plancısı, Mimar, Altyapı Mühendisi görev yapmış, kentsel tasarım projelerinin peyzaj çalışmalarında bir peyzaj mimarından, kentsel dış mekan ögeleri tasarımında da bir endüstri ürünleri tasarımcısından destek alınmıştır (4. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Projede diğer örneklerde görüldüğü gibi özel proje alanları ya da kamu proje alanları tanımlanmamış, proje alt uygulama alanlarına ve kendi içinde özelliği, bütünlüğü bulunan alanlara ayrılmıştır.

A Bölgesi :
Yenilenmenin en önemli varlığı ve özel bir potansiyel alandır. Yaklaşık 40-50 yıl önce bir vakıf arazisinin değerlendirilmesi bağlamında örgütlü olarak yapılaşmıştır. Bir anlamda, toplu toprak / özel imar parseli dağıtımıyla oluşmuştur. Buradan çıkarak, toprak varlığı /sahipliliği olarak değerlendirilir ise (yapı olarak değil) bir “İmar Uygulaması Görmemiş Alanlar” olarak tanımlanabilir. Bu temel özelliği ile de; GELİŞME\DEĞİŞME ve YENİ PLANLAMA ‘nın en önemli POTANSİYEL ALANIDIR. Bu kesim kolaylaştırıcı uygulama olanağı varolan yüksek olan bir potansiyel alandır. KENTSEL YENİLEME/DÖNÜŞÜM bu alandan başlanmalıdır. Özendirilerek (Ekonomik /Prestije yönelik) gelişmenin nüvesi olabilir

B Bölgesi:
Kent merkezinde yer alan özellikle zemin üstü konutların; zaman içinde büro ve benzeri iş yerleri olarak dönüşüme uğrayacakları düşünülmektedir. Geçiş dönemi ‘nde; Merkezi İş Alanları ile Yeşil Şerit arasındaki konut kesiminin özel konumları nedeniyle gelişmede özel bir araç olarak kullanılabilir.

C Bölgesi:
Kuşkusuz kararlılık taşıyan Otogar Dönüşüm Projesi; Kamu yönetimi ve Yerel Yönetimin alandaki yenilemede en önemli potansiyel, özendirici, kışkırtıcı, ve İVME KAZANDIRICI bir konumdadır.
• Kervansaray Oteli, ön ve arka kısmındaki doğa / ağaç örtüsü açısından zenginleştirilmiş çevresi,
• Bugün istasyon yalnız bir trafik kavşağı gibi hizmet gören İstasyon Önü Alanlar/İstasyon Meydanı,
• Otogar çevresindeki diğer belediye ve kamu mülkleri ve kullanışları, arsa/alanları ile birlikte hem konum hem de işlevsellikleri açısından göreceli bir öneme sahiptir.

Bu projenin, bundan sonra alt ölçekte (1/500, 1/200 ve detaylar) tanımlanan kentsel tasarım projelerinin hazırlanması ve uygulanması gerekli görülmektedir. Kentsel yenileme ve dönüşümün gerekli ölçek ve düzeylerde gerçekleşebilmesi için bu gerekli görülmektedir. Daha önce 1997 yılında “Halk Meclisi” toplantıları yapılmış ve proje halka sunulmuştu. Bu defa projenin hayata geçmesi ve uygulanmasında sorunlarla karşılaşılmaması için yeniden sivil toplum kuruluşları ile halkın katılımını sağlayacak süreçler oluşturulması gereklidir (4. VARSAYIMIN GERÇEKLEŞMESİ ve DOĞRULANMASI İÇİN GEREKLİDİR)
Ayrıca Balıkesir Belediyesi’nin Kent Merkezi Yenileme Projesi’nin uygulanmasını takip etmek, halkın katılımını sağlamak, kentsel tasarım projelerini hazırlayarak uygulamak amacı ile bir birim oluşturması gereklidir. (1. ve 2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI İÇİN GEREKLİDİR).

V. ÖRNEK 4 : BURSA SANTRAL GARAJ VE YAKIN ÇEVRESİ KENTSEL TASARIM PROJESİ

V.1. KAPSAM
Bursa, Santral Garaj ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Planlaması, eski terminal binası ve yakın çevresinin dönüşümünü, yenilenmesini ve Bursa Şehri için çağdaş bir kent mekanı haline getirilmesini amaçlamaktadır. Proje’den alanın Kent bütünü ile bağlantılarını, ilişkilerini ve makro ilişkilerini içeren üst ölçekli (1/25 000, 1/5000, şemalar) planlama çalışmaları hazırlanmıştır.
Daha sonra bir önceki aşamada tartışılıp geliştirilmesi kararlaştırılmış bulunan seçenek, ayrıntılandırılmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).
Bu aşamada; “Bir önceki aşamada geliştirilen alternatiflerden tercih edileni, 1/1000 ölçekli çalışmasında ayrıntıya indirilmiştir. Bu ölçekteki çalışmalarda yapılanmaya ilişkin tüm öneriler, gerekirse seçenekli kullanımlar da dahil olmak üzere belirlenmiş, her bir kullanımın yapı nizamı ve yoğunlukları kütle etütleri yapılmıştır (1. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

• Ulaşım ve Arazi kullanma bütünlüğü bu aşamada ayrıntıya indirilmiştir. Bu kapsamda;
• Bursa Hafif Raylı Sisteminin bu kesimde yer alacak transfer istasyonunun giriş-çıkış kapılarının konumu, mevcut projeye göre test edilmiş ve öneriler geliştirilmiş,
• Kent içi karayolu sistemi; kavşak, gabari durak yerleri ve otopark düzenlemelerini saptayacak ve ölçüler vermek kaydı ile tasarlanmıştır.
• Planlama Alanının altyapı durumu incenmiş, öneri kullanımlarla mevcut ve öneri altyapı projeleri arasındaki talep ve yeterlilik düzeyini araştırılmış, altyapı iyileştirilmesi için öneriler geliştirilmiştir (1. Ve 2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

V.2. YÖNTEM
Santral Garaj ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Projesi’nin, Tasarım Öncesine ilişkin ilk iki aşamadaki analitik çalışmaların ardından tasarım ağırlıklı aşamasında izlenen yöntem, tasarım ilkelerinin hem olabilirlik hem de işlevsellik açısından ortaya konulması olmuştur.
Planlama ve tasarım süreci incelendiğinde tasarım ağırlıklı ve ayrıntılı raporlar hazırlandığı, özellikle Uygulama Plan Ölçeğinde Tasarımın arazi kullanım bütçesinin mevcut arazi kullanımı ile, Tercih Edilen Seçeneğin öngörüleri ile ve onaylı imar planı arazı kullanım önerileri ile karşılaştırıldığı görülmektedir. Seçeneklerin olabilirliğini ve yapılabilirliğini ortaya koyacak bir yaklaşım sergilenmiştir.
Bu yaklaşımla proje alanı içinde ortalama kat alanı kat sayısının belirlenmesi, şehircilik ilkeleri açısından yapı yoğunluğunun kabul edilebilir bir değer olup olmadığı tartışılmıştır. Ardından üçüncü boyut, yürürlükteki imar planı ilişkiler açısından incelenmiş; ve kamusal kullanım alanları, özel kullanışlı alanlar, özel proje alanları alt başlıkları altında değerlendirilmiştir.
Ayrıntılandırma ile tasarımın, proje üzerinde okunamayan özellikleri ile, tasarımı yönlendiren kabulleri, tasarımın esnekliklerini, çevre ile uyumunu, ortaya koymuştur. Ayrıca tasarımın uygulanabilirliğini sağlamak üzere, bazı hukuksal yaklaşımlara yer verilmiştir (1. ve 2. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI).

V.3. ÜÇÜNCÜ BOYUT - TASARIM
Santral Garaj ve Çevresi’nin tasarımında üçüncü boyut, mekansal düzenlemeleri kapsar. Bu boyut, simgesel özellikleri ile, dokusal nitelikleri ile, çevresel etkilişimi ile kendini gösterir. Bu olguların bir bütün olarak ele alınması, tasarımın başarısını, alanın kentle bütünleşmesini sağlar. Alan, kentsel kimliğin önemli bir ögesi haline gelir .
Kent kimliğinin oluşumunda toplumsal etkileşimin rolü büyüktür. Çünkü kent kimliği sadece fiziksel ve doğal ögelerle tanımlanamaz. Kimliği oluşturan bir başka ve önemli öge, kentsel yaşamdır. Kentsel Yaşam, farklı kent parçalarında farklı biçimlerde kendini gösterir.
Yavaş büyüyen ya da büyümeyen kentlerde kimlik, kendiliğinden korunur. Ancak, yaşam her zaman geçmişin yinelenerek sürmesi anlamına da gelmez.
Değişimler, yeni tanımlar yapmayı gerektirir. Yeni tanımlar, tasarımla yapılabilir. Fiziksel çevrenin tasarımı ile kimlik oluşturulabilir.
Bu bakımdan, Santral Garaj ve Çevresi’nin tasarımı, değişim sürecinde alanın yeniden tanımlanması demektir. Çalışmanın hedeflerinden birisi de budur. Bir başka anlatımla, alana kimlik kazandırmaktadır. Bu süreçte araç olarak:
• Bursa’nın kimliğini vurgulayacak bir tasarım dili,
• Alan içi imgeler,
• Bursa ile kurulacak simgesel ilişkiler,
kullanılabilir.
Bu araçlar, kentsel tasarımın araçlarıdır. Kentsel tasarım, kentsel sürekliliği ön plana almaya çalışan bir tasarım ürünüdür. Bursa’da nitelikli bir merkez gelişmesini sağlamak, nitelikli bir tasarımla oluşabilir. Nitelikli bir tasarım, kent merkezinin diğer kesimleri ile yatırım için yarışabilecek bir iş alanı yaratmak sonucuna ulaşmalıdır. Böyle bir sonuç, kullanıcının benimseyeceği, kentsel yaşamda her zaman rastlanan / rastlanabilecek talep farklılaşmasına uyum gösterebilecek bir sonuç olmalıdır.



PLAN 4. BURSA SANTRAL GARAJI VE YAKIN ÇEVRESİ DÜZENLEME PROJESİ (REVİZYON)

Öte yandan, odak noktaları, vistalar, su ögeleri, iç ve dış mekan ilişkileri ile zenginleştirilmiş ortak kullanım alanları, yüzyıllarca denenmiş, esnek bir yapılaşma biçimi, tasarımda kullanıcının benimseyebileceği bir yaklaşım olarak akla gelmektedir. Bütün bunlar, bu kent parçası içinde, herhangi bir nedenle bulunacak olan bir kimsenin “Ben Bursa’dayım” duygusunu pekiştirici olmalıdır.
Ancak çalışma süreci içinde plancı, kendini mimarın yerine koymadan, onun yaratıcı gücünü sınırlandırmayacak bir rol üstlenmelidir. Mimar da kent plancının, teknik, sosyal ve ekonomik gerekçelerle ve kamu yararını gözeterek geliştirdiği ilkeleri, kendi disiplinin ayak bağı olarak görmemeli; bu sınırlar içinde, sınırsız bir özgürlüğe sahip olduğunun bilinci ile disiplinler arası bir çalışma ortamının başarılı örneğini ortaya koymalıdır (4. VARSAYIMIN DOĞRULANMASI)

Bütün bu açıklamalar, seçeneğin mekan boyutundaki özelliklerini genel çizgileri ile ortaya koymak amacına yöneliktir. Seçeneğin üstlendiği işlevleri ve bu işlevlerin yer seçiminden sonraki biçimlenişini tanımlamak gerekirse öncelikle seçeneğin “farklı kullanımların karışımı” olması nedeniyle işlev farklılığının, yapılaşmada da farklılaşmaya neden olacağını söylemek gerekir.
Mekanda farklı işlevlere hizmet verecek farklı yapı türlerinin kompozisyonu, genel olarak kentsel tasarım açısından, yaratılması söz konusu olan vista, imge, yüzey vb. dış mekanlar açısından güçlükler taşır. Ancak bu güçlüklerin aşılması konunun bütüncül olarak ele alınması ile bir ölçüde aşılacaktır.
Burada aşılması en güç konu, alanın tek elden yapılaşmasına olanak bulunmamasıdır. Çünkü Santral Garaj Alanı bir yana bırakılırsa farklı ve oldukça küçük parçalara bölünmüş bulunan mülkiyet deseni, birlikte hareket etmeye zorlamayı hemen hemen olanaksızlaştırmaktadır. Bu engeli aşmak için özendirici imar hükümleri oluşturulmuştur.

Proje açıklama raporunda “Belediye’nin mülkiyet açısından egemen olduğu Santral Garaj alanı ve bu alanı çevreleyen yol ve meydanlara ilişkin üçüncü boyut (kentsel tasarım) tüm ayrıntıları ile programlanabilir ve projelendirilebilir” olduğu vurgulanmaktadır. Ancak diğer alanlardaki gelişme, zamana dayalı ve gelişme sürecinin gereği olan olası farklılıklara sahne olacağından, ancak kentsel tasarım ilkeleri açısından yönlendirilebilir.

Rapor’da “Santral Garaj alanı ve alanı çevreleyen yol ve meydanların dışındaki alanlar için sadece gabari, yaya + trafik yolları, otoparklar, kentsel mobilyaların türü (belki yerleri), açık alan düzenlemelerine ilişkin ilkeler (kaplama cinsi, altyapının türü ve açık alan düzenlemeleri ile ilişkileri, altyapı düzenlemeleri ile üstyapı arasındaki bağlantı noktaları, rögarlar, PTT kutuları vb.) şema ve krokilerle açıklanabilir. Bunun ötesinde, alanın tümüne ilişkin bir uygulama projesinin hazırlanması gerçekçi olmaktan uzak bir çaba olur ”. denilerek bir anlamda etaplama yapılmakta ve gelecekte hazırlanacak daha kapsamlı tasarımlara işaret edilmektedir.

Proje’de üçüncü boyut ile ilgili olarak ilkesel düzeyde verilebilecek kararlar bütüncül olmaları açısından önem sunmaktadırlar. Bu yaklaşımın ikinci önemli tarafı, geleneksel planlama ile elde edilebilecek bir kent mekanı yerine, türlü açılardan ele alınmış esnek, geliştirilebilir, kimlikli bir kent mekanının kente kazandırılmasına yardımcı olabilecek bir sürece olanak vermesidir.

V.4. ÖZEL PROJE ALANLARI
Proje alanı içinde konumu, büyüklüğü ve mülkiyeti açısından özellikler gösteren ve Nazım Plan’da da “Özel Proje Alanı” olarak tanımlanmış bulunan Santral Garaj yukarıda sıralanan özellikleri nedeniyle ayrıca değerlendirilmiştir.
Bu alan eşit ve yaklaşık olarak Belediye ve Emekli Sandığı’nın mülkiyetindedir. Bu nedenle proje alanı içinde tek elden tasarlanması ve yapımı söz konusu olan en önemli alandır. Bu özelliği ile, yakın çevresi için de tasarım, yapım, işletme vb. açılardan belirleyici olacaktır.
Alan bütününde, belirli yaklaşma sınırları içinde yapılacak olan tasarımda, yapının önemli bir bölümü doğal zemin kotları altında tasarlanmıştır. Üst katlarda ise KAKS Min 1.0, Max. 2.0 olmak üzere, iki noktada, noktasal olarak yükselme öngörülmüş ve bu yükselmeler çevresinde yaygın zemin katlar oluşturularak, önceki bölümlerde sıralanan niteliklerde yapı grupları tasarlanmıştır.
Bu alana ilişkin kesin projelerin hazırlanması sırasında çevrede karşılanamayan kimi yapı hakları taşınabilecektir. Kamulaştırmanın bedel ve sürecinin yaratabileceği olumsuzlukları ortadan kaldırmak üzere kullanılabilecek olan bu yöntem; projenin uygulaması sırasında ortaya çıkabilecek darboğazları aşmak üzere kullanılabilecek ve gerekirse plan, proje değişikliği ile yaşama geçirilebilecek bir yöntemdir.

Proje daha sonra yeniden ele alınmış ve revize edilmiştir. Ancak bu revizyonda projenin hem nitelik olarak hem de kamusal alan bakımından kayıpları bulunduğu söylenmelidir. Bu proje de, zaman içinde, tüm süreçleri ile daha detaylı olarak incelenmesi gerekli bir proje niteliğindedir.

VI. SONUÇLAR VE ÖNERİLER :

Bu çalışmada; başta sunulan “Varsayım” ların incelenen örnekler bazında test edilmesi, doğrulanmasına ya da gelecekteki durumuna yönelik belirlemeler yapılmıştır. Bu Varsayımların oluşturulması ve teorik çerçevenin kurulmasında da “Kentsel Dönüşüm” kavramına ve uygulanmasına uygun örnekler seçilmeye çalışılmıştır.

Doğal olarak “Dönüşüm” kavramı, beraberinde “Koruma”, “Sağlıklaştırma” ve “Yenilenme” kavramlarını / olgularını da getirmekte ve bazen ağırlıklı olarak birini, bazen ikisini, bazen de tümünü birden içermektedir.
4 ayrı kent merkezini (Ankara, Konya, Balıkesir ve Bursa) ele alan kentsel koruma, yenileme, sağlıklaştırma ve dönüşüm içeren projelerin, kendi içlerinde özellikleri bulunduğu gibi, birbirleri ile benzerlikleri ve aykırılıkları da doğal olarak bulunmaktadır.

Bunlardan; Ankara ve Konya tarihsel/geleneksel kent merkezleri uzun yıllar ihmal edildikten ve koruma niteliği olmayan klasik imar planları ile neredeyse yok edilme sürecine getirildikten sonra “Koruma Amaçlı” olarak yeniden ele alınmışlardır.
Birbirleri ile benzerlikleri, Koruma Planlarının (1/5000 ve 1/1000) kentle ilişkiler kuran, ilkeler getiren, alt proje alanlarını tanımlayan birer “Çerçeve Plan” niteliği taşımalarıdır.

Ankara’da 100 hektarlık, Konya’da 33 hektarlık bir MİA parçası planlanmış ve “Kentsel Tasarım Proje Alanları” ya da “Özel Proje Alanları” ile alt ölçekte (1/500, 1/200, …1/1) planlanması ve projelendirilmesi gerekli alanlar tanımlanmıştır. Politik sahiplenme sonucu bu alanlardan seçilenler -Ankara’da Hacıbayram, Bendderesi, İtfaiye Meydanı vd., Konya’da Mevlana Çevresi, Hükümet Meydanı, Arasta Kesimi ve Piri Mehmed Paşa kesimi vd.,- detaylandırılarak projelendirilmiş ve bir bölümü uygulanmıştır.

Kentsel Tasarım projelerinin hazırlanmasında ve uygulanmasında;
• Farklı disiplinlerin bir araya gelerek plan ve projeleri hazırladığı,
• Bu projeleri yakından izleyen, ihale eden ve yönlendiren Yerel Yönetimler içinde oluşturulan özel birimlerin bulunduğu, yada üst düzey yetkili kişilerin görevlendirildiği,
• Kentsel tasarım plan ve projelerinin finansmanının Yerel Yönetimlerce ayrılarak plan ve projeler tamamlanır tamamlanmaz uygulamaya sokulduğu,
• Ancak, kurumlara arası sorunların (Kültür Bakanlığı- Büyükşehir-İlçe belediyesi) ya da şahısların Yerel Yönetimleri mahkemeye vermeleri gibi sorunların uygulama sürecini geciktirdiği,
İzlenmiştir.

Balıkesir ve Bursa örnekleri ise yukarıdaki örneklerden bir derece farklılık göstermektedir. Öncelikle bu alanlar tarihsel nitelik taşımakla birlikte geçmişi çok gerilere gitmeyen ve Cumhuriyet döneminde yapılaşmış alanlardır. Planlama ve projelendirme aşamaları da, Ankara ve Konya örnekleri kadar gerilere gitmemektedir ve oldukça günceldir. Ancak, gene de üst ölçekli (1/2500, 1/5000) planlama çalışmaları ile 1/1000 ölçekli planlama ve kentsel tasarım çalışmaları tamamlanmış örneklerdir. Hatta Bursa Santral Garaj örneğinin 1/500 ölçekli kentsel tasarım projeleri de hazırlanmıştır. Balıkesir Kent Merkezi Yenileme Projesinin ise bir iki noktasında sadece ilke düzeyinde detayları bulunmaktadır. Bu iki örnek önceki ikisine göre henüz gelişme aşamasındadır. Belki de diğer örneklerden edinebilecekleri deneyim birikimi ve çıkarabilecekleri dersler bulunmaktadır.

Bunlar ;
• Alanların kentsel tasarım ölçeklerinde özel proje alanları/kamusal proje alanlarının tasarlanması gereklidir,
• Bu tasarımın disiplinler arası ve parasal, örgütsel çerçeveyi gözeten çalışmalar olması düşünülmelidir,
• Ayrıca yerel yönetimler içinde planlama, projelendirme ve uygulamayı yönlendiren ve denetleyen etkin, yetkili bir birimin kurulması önem taşımaktadır.
Kentsel koruma, sağlıklaştırma, yenileme ve dönüşümün hızlı, etkin olması ve çağdaş kent mekanlarına ulaşmanın kolay bir süreç olmadığı gözlenmektedir. Örneklerin birinde 10 yılı aşkın bir süreç (Ankara-Hacıbayram), diğerinde 5-6 yıllık bir süreç (Konya-Hükümet Meydanı) yaşanmıştır.

Plancının, tasarımcının ve tasarım ekiplerinin rolü bu noktada sürecin kısaltılmasında ve etkin bir uygulama yapılmasında önem kazanmaktadır. Yerel Yönetimlerin sürekli olarak belirli konularda çalışan (koruma, sağlıklaştırma, yenileme, dönüşüm vd), konularına yoğunlaşan ve uzmanlaşmış ekiplere gereksinimi olduğu muhakkaktır. Yerel yönetimler içinde belki de doğrudan Belediye Başkanına veya teknik Başkan Yardımcısına bağlı etkin, yetkili ve donanımlı “Koruma”, “Kentsel Tasarım”, “Dönüşüm”, “Sağlıklaştırma-Yenileme” birimlerine gereksinim bulunmaktadır.

Özel sektörün, planlama, kentsel tasarım ve danışmanlık firmalarının yerel yönetimlerle içiçe, yanyana kamusal bir görev anlayışı ile çalışması, üniversitelerin ilgili birimleri ile yerel yönetimlerin doğrudan bağlantılı görev yapmalarının etkin yöntemleri bulunmalıdır. Her Yerel Seçim döneminde Yerel Yönetimlerin uzun yıllar beraber çalıştığı firmalar ve danışmanların sözleşmelerinin iptal edilerek yerine şehri tanımayan, bilmeyen yenilerinin getirilmesi, hem zaman kaybı, hem de emek ve parasal kayıp demektir. Sonuç olarak; yerel yönetimlerin kentlerde çağdaş ve sürdürülebilir kentsel dönüşüm projeleri hazırlaması ve uygulamaları sürecinde, yukarıda test edilen Varsayımların her kente yaygınlaştırılabilecek sonuçlar verdiğini gözönünde bulundurarak geleceğe yönelik kentsel dönüşüm örnekleri üzerinde çalışmaları kentlerimize yaşanabilir, çağdaş ve sürdürülebilir mekanlar kazandıracaktır.



KAYNAKLAR

ALKAN, A., 1994, “Konya Tarihi Kentin Planlama Sorunları”, Konya.
Balıkesir Belediye Meclisi’nin 21.09.1998 tarih ve 98/19 No’lu Kararı.
Balıkesir Belediye Meclisi’nin 20/101999 Tarih ve 364 Sayılı Kararı.
CENGİZKAN, A., TUNÇER, M., 1996, 4-5 Nisan: IV. Kentsel Tasarım ve Uygulamalar Sempozyumu, “Tarihi Kent Merkezlerinde Kentsel Yenileme Ve Yenileşme, Ulus Tarihsel Kent Merkezi Planlaması Kapsamında Hacı Bayram Camii Çevre Düzenleme Projesi”, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul,
Gayri Menkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu‘ nun 12 . 4 . 1980 gün ve A - 2167 Sayılı Kararı.
Konya Büyükşehir Belediyesi, Ekim 1996, “Konya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı”, Araştırma Raporu, UTTA Planlama, Projelendirme ve Danışmanlık Ltd.Şti.
Konya Büyükşehir Belediyesi, Ocak 1997, “Konya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planı”, Planlama Raporu, UTTA Planlama, Projelendirme ve Danışmanlık Ltd. Şti.
Konya Karatay Belediyesi, Ocak 1996, “Piri Mehmed Paşa Külliyesi Çevresi Koruma Amaçlı İmar Planı”, Plan Açıklama Raporu, UTTA Planlama, Projelendirme ve Danışmanlık Ltd. Şti.
“Konya Mevlana Külliyesi Çevresi Mevzii Koruma İmar Planı Raporu”, ODTÜ, Ank. 1993.
TÜRKOĞLU, K., TUNÇER, M., “Balıkesir Kent Merkezi, (Otogar Ve Yakın Çevresi) Kentsel Yenileme Ve Kentsel Değişim Projesi (Revizyon) Araştırma Ve Değerlendirme Raporu”,Temmuz 2002, UTTA Planlama, Projelendirme, Danışmanlık Ltd. Şti. Şti.
TUNÇER, M., Aralık 2000, “Tarihsel Çevre Koruma Politikaları : Ankara”, Kültür Bakanlığı Yayınları 2520, Kültür Eserleri Dizisi : 281.
UZEL, A., TÜRKOĞLU, K., TUNÇER, M., ATİK, S., Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nazım Plan Büro Başkanlığı,Santral Garaj Ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Planlaması, Analiz ve Gelişme Raporu, Eylül 1996, UTTA Planlama, Projelendirme & Danışmanlık Ltd.
UZEL, A., TÜRKOĞLU, K., TUNÇER, M., ATİK, S., Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nazım Plan Büro Başkanlığı,Santral Garaj Ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Planlaması, Seçenek Geliştirilmesi-Kentsel Tasarımı Raporu, Nisan 1997, UTTA Planlama, Projelendirme & Danışmanlık Ltd.
UZEL, A., TÜRKOĞLU, K., TUNÇER, M., ATİK, S., Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nazım Plan Büro Başkanlığı,Santral Garaj Ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Planlaması,Uygulama Öncelikleri, Yatırım ve Satış Programı, Örgütlenme Modeli, UTTA Planlama, Projelendirme & Danışmanlık Ltd. Haziran 1998.

Thursday, March 4, 2010

TARİHSEL / ARKEOLOJİK / KENTSEL KORUMA ALANLARINDA, DİSİPLİNLER ARASI İLİŞKİLER VE KORUMA PLANLAMASI’NDA “MİMARLIK DİSİPLİNİNİN” YERİ VE KONUMU



Doç.Dr. Mehmet TUNÇER
Şehir ve Bölge Yüksek Plancısı (ODTÜ)
Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilim Doktoru (A.Ü.SBF)


Bu yazıda; Yapı-Yaşam 2005 Kongresi’nin ana amaçlarından biri olan, “mimarlık mesleğinin işleyişini doğrudan ilgilendiren yakın meslek ve uzmanlık alanlarının “Türkiye’de mimarlığın neresinde?” olduğu konusu” “Tarihsel, Arkeolojik ve Kentsel Koruma Alanlarında” (Sitler) irdelenecek, çeşitli örnekler bazında mimarlığın; şehir ve bölge planlaması, kentsel tasarım, peyzaj mimarlığı, restorasyon, arkeoloji, sanat tarihi vb. meslek disiplinleri ile ilişkileri irdelenecektir.

Hazırlanması, onama süreci ve uygulamaları geniş bir zaman dilimine yayılmış olan bazı örneklerde, özellikle yerel yönetimler (belediyeler) ve merkezi yönetimlerin (Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilikler) meslek disiplinlerine yaklaşımları, teknik şartnamelerdeki ve uygulamada yaşanan durum irdelenecek ve değerlendirilecektir.
Anılan örneklerde, çeşitli meslek disiplinleri ile ve mimar (ve/veya restorasyon uzmanları) ile bir arada çalışmış olmanın önemli bir olgu olduğu düşünülmektedir.
Ayrıca, tarihsel çevrelerin koruma amaçlı planlamasının, son dönemde mimarlar ve şehir plancıları arasında gözlenen bazı mesleki tartışmaların da sorgulanması, tartışılması ve özellikle tarihsel çevre bağlamında meslekler arası ilişkilere somut öneriler geliştirilmesi düşülmektedir.

I. KORUMA AMAÇLI İMAR PLANLARI ELDE EDİLME SÜRECİ ve MİMARIN BU SÜREÇ İÇİNDEKİ YERİ

Kentsel, tarihi, doğal ve arkeolojik sit alanlarının korunmasının, özellikle kentsel sit alanlarının korunmasının, öncelikle bir “Koruma Planlaması” sorunu olduğu günümüzde kabul edilmiş bir gerçektir.
Önceleri kentsel, arkeolojik, doğal sit alanı, ya da Ankara’da olduğu gibi “Protokol Alanı” olarak belirlenerek plansız bırakılan alanların, çok gecikilmiş olmakla birlikte son 20-25 yılda “Koruma Amaçlı Planlama” çalışmaları hazırlanmaya başlanmıştır.

2863 Sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası” Madde 17’ye göre ;

“Bir alanın sit alanı olarak ilanı, bu alandaki imar planı uygulamasını durdurur ve Koruma Amaçlı İmar Planı yapılıncaya kadar, Geçiş Dönemi Yapı Şartları Yüksek Kurul tarafından üç ay içinde kararlaştırılır.....

Bu maddeye rağmen, bir çok Belediye (bazı büyük şehirler - İstanbul, Ankara, Bursa, gibi- hariç) beldelerinin koruma planlarını elde etme yönünde isteksiz kalmış, teknik ve parasal yetersizlikler ve yerel politik baskılar nedeniyle bu planların bazıları halen yapılamamıştır.

5226 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da ise bu tanım aşağıdaki gibidir:

"Koruma amaçlı imar planı"; 2863 Sayılı Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimari, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; .................imar planlarının gerektirdiği ölçekteki planlardır.

Kültür Bakanlığı, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından, 1990 yılından bu yana, ihale yöntemi ile ve ekip oluşturma koşulu ile 'Koruma Amaçlı İmar Planlarının Yapımı” sürecine girilmiş ve bu konuya ilişkin genel bir ”Teknik Şartlaşma” hazırlanmıştır.

'Giriş Bölümü’ nde; '...ülkemizdeki çok zengin bir içerik ve yöresel farklılıklardan kaynaklanan çok değişik nitelikler gösteren korunması gerekli alanların tümüne belli bir plan üretim şablonu uygulamak olası değildir.' denilmesine rağmen, Koruma Amaçlı İmar Planları ihaleye çıkarılan yaklaşık 42 beldede aynı teknik şartlaşma kullanılmıştır. Daha sonra gözden geçirmelerle iyileştirilmiştir.

Teknik Şartlaşma'nın temel amacı; “....hızla değişen yaşam koşulları, hızlı kentleşme, nüfus artışı, endüstrileşme ve teknik gelişmelerle, doğal ve kültürel varlıkların yok olmadan korunması, bakımı ve günümüz yaşam koşulları ile bütünleştirilerek kullanılabilmesi için koruma amaçlı imar planlarının ve bu planlar üzerinde yapılacak değişikliklere ilişkin esasların belirlenmesi, yapılacak olan tüm Koruma Amaçlı İmar Planında (KAİP) dil birliğinin sağlanmasıdır” .

Bir yörede; kentsel, arkeolojik, tarihi ve doğal sit alanlarından bir ya da bir kaçı bir arada bulunabilir, ya da tek başına 'kentsel', 'arkeolojik', 'doğal', 'tarihi' sit alanı yer alabilir. Koruma planlarında görev alınan Konya, Şanlıurfa, Kaş örneklerinde, 'Arkeolojik Sit Alanları', 'Kentsel Sit Alanları' ile iç içedir. Perge, Pamukkale, Patara vb örneklerde ise sadece 'Arkeolojik Sit Alanları'nın planlanması istenmektedir. Ankara, Bergama, Kayseri Talas' da ise, 'kentsel, tarihsel, doğal ve arkeolojik' sit alanları iç içe yer almaktadır.

Bu tanımlar, ölçekli Koruma Amaçlı Plan (1/1000) çerçevesini aşacak boyutta öngörüler getirmektedir. Koruma Amaçlı Planda en azından kentsel tasarım ölçeklerine inilmesini, 1/500 ve daha büyük ölçeklerde (1/200,..1/50) tasarım yapılmasını öngören bir şartlaşmadır. Bu ölçekler de disiplinler arası çalışılmasını gerektiren ölçeklerdir.

“Planlama Ekibine İlişkin Hükümler” başlığı altında, KAİP ihalesine katılacak planlama gruplarında yer alması istenen meslek grupları belirlenmiştir.
Korumada uzman Şehir Plancısı, Restorasyon Uzmanı Mimar, Arkeolog, Sanat Tarihçi, Etnolog, Peyzaj Mimarı, Harita Mühendisi, Topograf vb meslek dalları yerine göre planlama ekibinde yer alması istenmektedir.

Mimar ve/veya restorasyon uzmanlarının koruma planlaması sürecinde tek yapı içi ve dış mimari saptama ve belgeleme çalışmaları, tipolojik çalışmalar, yerine göre detaylı araştırmalar, kentsel tasarım plan ve projelerinde yer aldıkları, ekibin diğer elemanları - danışmanları - ile işbirliği içinde çalışmaları gereklidir.





I. ÖRNEK : PATARA (GELEMİŞ) KORUMA PLANI





PATARA KORUMA AMAÇLI PLANI

Antalya İli, Kaş İlçe sınırları içinde bulunan Patara Antik Kenti’nin bir kısmı Gelemiş Köyü yerleşim sınırları içinde bulunmaktadır. Bu alan III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak belirlenmiştir. korunması gerekli doğal ve kültürel değerlerin yoğunlaştığı Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yer almaktadır.

İhale Şartnamesi ve Sözleşmesi uyarınca Planlama Çalışmasında istenen ekip aşağıdadır :

1 Şehir Plancısı,
1 Mimar
1 Harita Mühendisi
1 Peyzaj Mimarı
1 Arkeolog
1 Toplum Bilimci
1 Topograf.

Proje Ekibi’nde yer alan uzmanlardan istenen belgeler ise :

ŞEHİR PLANCILARI için “Öğrenim Belgesi” ve “Koruma Planları ve Projelerinde Deneyim: Onaylanmış en az 2 Koruma Plan veya Projesinde uzman ve bir kamu kuruluşunda en az 2 koruma plan veya projesinde kontrol olarak çalışmış olduğunu belgelemek”,

MİMARLAR için ise “Öğrenim Belgesi” yanı sıra aynen şehir plancıları için tanımlanan deneyim istenmiştir.

Bu projede istenmemesine rağmen, Restorasyon uzmanı Y. Mimarın “Proje Yöneticisi” olması halinde ;
 Onaylanmış en az 2 Koruma Planı veya Projesinde “Proje Yöneticisi” olarak çalışmış olduğunun belgelenmesi, veya,
 Koruma Konusunda onaylanmış en az 5 plan veya projede uzman veya kontrol olarak çalıştığının belgelenmesi,

Şehir Plancısı veya Mimarın “Proje Yöneticisi” olması halinde ise,
 Koruma konusunda onaylanmış en az 2 plan veya projede proje yöneticisi olarak çalışmış olduğunun belgelenmesi şartları aranmıştır.

Görülebileceği gibi, benzer deneyim koşulları hem Şehir Plancısı, hem de Y. Mimar Restorasyon Uzmanı için geçerli kılınmıştır.

I.1. Patara Sözleşmesinde Ekip Kompozisyonu :

Sözleşmenin konusu; Valilik tarafından Patara, Gelemiş de Antalya K.T.V. Koruma Kurulu’ kararı ile belirlenen I., III. Derece Arkeolojik ve I. Derece Doğal Sit Alanları içerisinde yer alan planlama alanı için “Koruma Amaçlı Plan” elde edilmesidir. Ancak sözleşmede harita yapımının da yer alması nedeni ile proje adı farklı belirlenmiştir.

Sözleşme Madde 10’a göre :

“Yüklenici aşağıda belirtilen niteliklerde ve sayıda uzmanla planı yürütür. ......Planlama süreci içinde, planlama ekibindeki değişiklikler plan yöneticisi tarafından Bakanlık görüş ve onayına sunulacak, olumlu görüş alındıktan sonra gerekli değişiklik yapılabilecektir.”

Plan Yöneticisi : ....Şehir Plancısı....dır.

Planlama Ekibi
(1) Şehir Plancısı
(1) Mimar
(1) Harita mühendisi
(1) Peyzaj Mimarı
(1) Arkeolog
(1) Toplum Bilimci
(1) Topograf

Farklı disiplinlerin bir arada çalışması ilkesi bu planlama çalışmasında da gözlenmiştir.


Aynı Proje için geçerli 1997 tarihli “KAİP Yapım Şartnamesi”,
E Bendinde ise :

“1/500 veya 1/200 ve daha alt ölçeklerde “Karşılama Merkezi” nin ve “Hizmet üniteleri” nin (otopark, tuvalet, bilet gişesi, bekçi kulübesi vb) arkeolojik katmanlara, doğaya zarar vermeyecek biçimde şekilde... prefabrik demontable olarak projelendirme (uygulama Projesi) yapımı” yer almaktadır.

PATARA DOĞAL, ARKEOLOJİK, MİMARİ ve KÜLTÜREL DEĞERLER BÜTÜNÜ

Bu istemin, özellikle uygulama projesi ölçeklerinin (1/200’den daha büyük..1/50..1/1) mimarlık mesleğinin eğitim ve bilgi alanı içinde olduğu düşünülmektedir.
(f) ve (g) Bend’lerinde yer alan:

“yukarıdaki projelere yönelik malzeme ve numune araştırılması yapılması” ile “Köy yerleşimi, karşılama merkezi ve Ören yerinde kullanılacak kentsel tasarım elemanlarının (oturma, çöp toplama, aydınlatma elemanları ile tanıtım, yönlendirme levhalarının uygun ölçeklerde plan, kesit ve detayları ile projelendirilmesi ve kullanılacağı yerlerin seçilmesi” ise; ekip içerisinde bir “Endüstri Ürünleri Tasarımcısı” bulunmadığından, gene mimarın ölçek ve nitelik açısından ele alabileceği bir ayrı istemdir.

Ancak diğer ölçeklerin;
 1/25 000 ve daha büyük ölçekli şema planların üretilmesi (b Bendi),
 Arkeolojik alanlarla Gelemiş yerleşimi arasındaki kullanım, ulaşım, dolaşım, altyapı vb gibi ana ilişkileri verecek şekilde Nazım plan şeması (1/5000) hazırlanması (c Bendi),
 Ve ihalenin ana konusu olan; III. Derece Arkeolojik Sit Alanı (Gelemiş) içerisinde KAİP’nın (1/1000) üretilmesi (d Bendi),

Gibi konuların diğer disiplinlerin görüş ve önerileri doğrultusunda “Korumada Uzmanlaşmış Şehir Plancısı ” tarafından gerçekleştirilebileceği düşünülmektedir.

II. ÖRNEK : KAŞ (ANTİPHELLOS) KORUMA PLANI


KAŞ (ANTİPHELLOS) ANTİK DÖNEM YERLEŞİMİ


Kaş Belediyesi, “Antalya İli Kaş İlçesi Merkez Yerleşmesi Kentsel, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanları Koruma Amaçlı İmar Planı” yapılması işini 2002 tarihinde ihale etmiştir.

Koruma Planı Teknik Şartnamesi’nde; daha önce hazırlanan Koruma Planı’nın, Antalya KTV Koruma Kurulu tarafından incelendiği ve bu inceleme sonucu 1997 tarih ve 3555 Sayılı kararda istenilenler arasında:

• 1/1000 Ölçeğinde KAİP hazırlanması,
• Kaş çevresindeki turizm potansiyelinin kentsel sit alanları, doğal ve arkeolojik sit alanları üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi,
• Mülkiyet durumuna ilişkin güncelleştirme gibi , ölçek ve nitelik bakımından daha çok koruma plancısı tarafından ele alınması uygun olan istemler yanı sıra;
• Kent meydanının yaya mekanı olarak düzenlenmesi,
• Plan bütünü içerisinde kısmi 1/500 ölçekli düzenlemeler yapılması,
• Ada ölçeğinde getirilmiş bulunan plan kararlarının parsel ölçeğinde detaylandırılarak geliştirilmesi,
• Tescilli yapılara ilişkin müdahale biçimleri geliştirilmesi, listesinin yeniden düzenlenmesi ve değerlendirilmesi gibi; giderek “Kentsel Tasarım”, “Mimarlık”, “Restorasyon Uzmanlığı” disiplinlerinin, Koruma Plancısı ile yan yana çalışması gerekli konular da yer almakla birlikte;

Teknik Şartname’de bu disiplinlerden bahsedilmemekte, bu disiplinler “Planlama Ekibi” içerisinde yer almamaktadır.

II.1. Plan Uygulama Hükümleri’ndeki Disiplinlerarası Hükümler

Kaş KAİP, Plan Uygulama hükümleri incelendiğinde; birçok koruma planında olduğu gibi; Şehir / Koruma Planlaması disiplininin yanı sıra, özellikle “Sanat Tarihçisi”, “Restorasyon Uzmanı Mimar”, “Arkeoloji”, “Peyzaj Mimarlığı” ve hatta “Endüstri Ürünleri Tasarımcı” larının yanyana ve bir ekip halinde çalıştığı izlenimini veren hükümler bulunmaktadır.

Özellikle “Yapı Ölçeğinde Koruma ve Yapılanma” bölümünde:

• Tescilli Yapılarda yapılacak kapsamlı bakım, onarım, değişiklik, röleve, restorasyon ve yeni kullanım için hazırlanacak projelerde uyulacak teknik koşullar açıklanmış, bu projelerin nasıl ve hangi ölçeklerde hazırlanacağı, bu projelerde gözetilecek ilkeler, taşıyıcı sisteme müdahale, malzeme ve elemanlara ilişkin müdahale koşulları ile “Boş Parsellerde Yapılacak Yapılara” ilişkin detaylar verilmiştir.



KAŞ KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI (UTTA Ltd.)


Ayrıca; kentsel Tasarım Alanları olarak belirlenen alanlarda yapılması gerekli kentsel tasarım, peyzaj ve kent mobilyasına ilişkin çalışmalar ilkeler halinde verilmiştir.

Bu Alanlar;
• Yat Limanı,
• Uzun Çarşı Caddesi ve Likya Lahiti,
• Roma Tapınağı (Bazilika),
• I. Derece Arkeolojik Sit Alanları (Antiphellos),
• Kaya Mezarları,

Çevre Düzenleme Projeleri, Koruma Planı’nın 1/1000 Ölçekte çizilmesinin yetersizliğini, detayda disiplinler arası çalışmalar yapılmasını vurgulayan, her biri ayrı öneme sahip alanlardır. Bu alanların planlanması ve projelendirmesinin gelecekte gene farklı disiplinlerin yan yana çalışmalarını gerektireceği açıktır.

III. KORUMA YASASI’NDAKİ SON DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN GÖRÜŞ ve ÖNERİLER

1983 Tarih ve 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası 2004 temmuz ayında kabul edilen “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile değişiklik ve eklentilerle geliştirilmiştir .
Bu yasada; mimarların koruma planlamasında proje yöneticisi ve müellif olmaları engellenmiştir .
Yasanın 8. Maddesi “Koruma amaçlı imar planları; müellifi şehir plancısı olmak üzere; alanın konumu, sit statüsü ve özellikleri göz önünde bulundurularak mimar, restoratör mimar, sanat tarihçisi, arkeolog, sosyolog, mühendis, peyzaj mimarı gibi meslek gruplarından Bakanlıkça belirlenecek uzmanlar tarafından hazırlanır”.
“Koruma amaçlı imar planları ve çevre düzenleme projelerinin hazırlanması, gösterimi, uygulaması, denetimi ve plan müelliflerinin yeterliliği ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlık ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir” ..
Bu hüküm ile, planlamada yetki sahibi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından “Yeterlilik Belgesi” verilerek planlama yapmakta olan bazı mimar kökenli plancıların “Koruma planı” yapma yetkileri ellerinden alınmıştır .
Madde 9 ile de mimarın görev alanı “röleve, restitüsyon ve restorasyon projeleri” olarak tanımlanmıştır.
MADDE 9. - 2863 sayılı Kanunun 18 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Tescilli taşınmaz kültür varlıklarının rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri ve bunların uygulanmasında restoratör mimar veya mimarın bulunması zorunludur. Bunlardan I. grup kapsamında olanların rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerinin uygulama çalışmaları, yapının özelliğine göre kalem işleri, ahşap, demir, taş işleri ve restorasyon konularında uzmanlaşmış kişilerce yapılır.

Koruma Planları, yukarıda verilen bazı özel örneklerde görülebileceği gibi, ölçek ve teknik şartnamelerde istenilenlere bakılarak, korumada uzman şehir plancılarının olduğu kadar, korumada uzman mimarlık disiplininin, özellikle “Restoratör Mimar” ların bilgi ve uzmanlık alanına da girmektedir. Hatta bazı arkeolojik alanlarda kazı yöneticisi arkeologların “proje yöneticisi” olmaları doğal sayılmalıdır.
“Müellif” tanımı, hazırlanacak planın niteliğine göre belirlenmeli, arkeolojik, kentsel sit alanların nitelik ve kapsamına göre “arkeolog”, “restoratör mimar”, veya “koruma plancısı” Proje Yöneticisi, Proje Müellifi olabilmelidir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikte “koruma” nın disiplinlerarası özelliğine dikkat edilmesi gerekmektedir.

YOKSULLUK VE YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ





26. DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ KOLOKYUMU

“ YOKSULLUK, KENT YOKSULLUĞU VE PLANLAMA”

“ YOKSULLUK VE YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ”


Doç. Dr. Mehmet TUNÇER
Şehir Yüksek Plancısı (ODTÜ), Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilim Doktoru (AÜ-SBF)

Bu bildiride; “Yoksulluk” olarak tanımlanan, kentlerde kentsel yaşam kalitesi ile mekan kalitesini belirleyen olgular ile “Yerel Yönetim” ilişkileri kurulmaya çalışılacaktır.
Öncelikle; “Yoksulluk” tanımında uzlaşılması gerektiği vurgulanarak, “Kent Yoksulluğu” nun sadece bir ulusal gelirin düşüklüğü ve paylaşımındaki adaletsizliklerden ibaret olmadığı vurgulanacaktır.

1. Kent Yoksulluğu; sokak ve mahalle ölçeğinden başlanarak “yaşam çevresi” (habitat) kalite ve niteliklerini belirleyen bir tanımlama olmalıdır.
2. Kent yoksulluğu kavramında, görsel, estetik, duygusal kaygı ve niteliklere yönelik öğeler yer almalıdır.
3. Kent yoksulluğu kavramında doğal değerlerin sürdürülebilir korunması ve geliştirilmesine yönelik ilke ve politikalar yer almalıdır.
4. Kent yoksulluğu kavramında kültürel ve tarihsel değerlerin sürdürülebilir korunması ve geliştirilmesine yönelik ilke ve politikalar yer almalıdır.

Özetle;”Kent Yoksulluğu”nun, basit bir gelir ve kente yansıması olgusu olmaktan öte, bir anlamda, kaynakların düşüncesizce/akılsızca kullanımı, ziyan edilmesi, belirli bir plan/proje/tasarım disiplininden yoksun, “Kent Politikası” olmaksızın kullanımı olduğu üzerinde yoğunlaşılacaktır. “Kent Politikası” olgusu ile “Yerel Yönetimler” arasında doğrudan bir ilişki kurularak, yerel yönetimlerin “Kent Yoksulluğu” konusundaki yetki, görev ve sorumlulukları tartışılacaktır.

Varsayımlar ve teorik çerçeve aşağıdaki şekilde özetlenebilir;

Varsayım 1: “Kent Yoksulluğu”, “Yoksulluk” yaşam çevresi (Habitat) kalitesi ve yaşam kalitesi ile de ölçülebilir bir kavramdır.

Varsayım 2: Yaşam Çevresi ve Yaşam Kalitesi; akılcı plan/proje ve programlarla ve yerel aktörlerin/halkın katılımı sağlanarak arttırılabilir.

Varsayım 3: Kent Yoksulluğu/ yoksulluk ile mücadele etmede “Kent Politikası”, “Kentsel Dönüşüm Plan/Projeleri” ve “Özel Kamusal Projeler” büyük önem taşımaktadır. Çünkü; bunlar hem küçük/yerel iş olanakları sağlar, hem de Kentsel Yenileşme ve Sağlıklaştırma (Islah) sağlarlar.

Varsayım 4: Kent yoksulluğu ile mücadele etme, “Sürdürülebilir kalkınma” strateji ve politikalarının da temel bir alt bileşenidir.

Varsayım 5: Sürdürülebilir Kentsel Gelişim/Yenileme ve sağlıklaştırma politikalarının en önemli tasarlayıcısı ve uygulayıcısı “ Yerel Yönetimler”dir.

Yerel Yönetimler bu görevlerini yerel halkın, sivil toplum örgütlerinin ve merkezi yönetimin desteğini alarak gerçekleştirebilirler.

Yukarıdaki varsayımlar; Ankara örneğinde incelenerek bazı proje/uygulamalar kapsamında değerlendirilecektir. Bu projeler; gecekondu ve tarihsel dokuda uygulanmış olan kentsel iyileştirme, yenileşme dönüşüm projeleridir.

Bunlar;

1. Çankaya Belediyesi; Portakal Çiçeği Vadisi Dönüşüm Projesi
2. Büyükşehir Belediyesi; Ulus Hacı Bayram Camii Çevre Düzenleme Projesi,

gibi kentin yasal olmayan, ve tarihi kent dokusu gibi yapılaşma ve çöküntü bölgelerinde sosyal-ekonomik sorunlu kesimlerinde ele alınmış ve uygulanmış projelerin incelenmesi hedeflenmektedir.

Bu değerlendirme sonucunda; Yerel Yönetimlerin kent yoksulluğu konusunda yetki, görev ve sorumlulukları irdelenecek ve genelleştirilebilecek sonuçlara varılması hedeflenecektir.

VARSAYIM 1:

“Kent Yoksulluğu” ve “Yoksulluk” yaşam çevresi (Habitat) kalitesi olarak düşünülmelidir. Bu kavram kentsel teknik ve sosyal donatı alanlarının yeterliliği ve niteliği ile doğrudan bağlantılıdır ve ölçülebilir.

Kentlerimizde yaşadığımız çevrelerin içmesuyu, kanalizasyon, çöp toplama/bertarafı, atıksu arıtma sistemlerinin olup olmaması, elektrik ve teleiletişim sistemleri ile ulaşım sistemlerinin varlığı/yokluğu bu kavramın derecelendirilmesinde kullanılmalıdır.

Eğer bir kentin elektrik, kanalizasyon ve içmesuyu sistemi iyi kötü işler halde ise ama kanalizasyon arıtma sistemi, çöp deponi tesisi yok ise o kentte “Kent Yoksulluğu”dan ve hatta sağlıksız bir kent yaşamından bahsedilebilir. Günümüzde pek çok kentte bu sağlıksız yaşam koşulu geçerlidir. Başkent Ankara’da bile çöp deponi sistemi oluşturulamamıştır, Mamak Çöplüğünün durumu içler acısıdır.
Teknik donatı nitelik ve niceliği yanısıra; sosyal donatı alanlarının niteliği ve niceliği de “Kent Yoksulluğu” kavramının ölçülebilirliğinde bir göstergedir. Örnek olarak yeşil alan standartlarının (kişi/m2) düşüklüğü Ankara’nın kent yokulluğunun en önemli göstergelerinden biridir. Ayrıca, var olan yeşil alanların nitelikleri, kalitesi ve kamusal kullanıma açıklığı gibi göstergelere bakılırsa bu insan yaşamında önemi bulunan yeşil alanların standartların ne kadar altında olduğu görülebilir.

VARSAYIM 2 :

Yaşam Çevresi ve Yaşam Kalitesi; akılcı plan/projelerle, programlarla ve yerel aktörlerin/halkın katılımı sağlanarak arttırılabilir:

Kentlerde yaşam çevresi ve kalitesinin arttırılması ile “Kent Yoksulluğu” ile mücadele edilebilir. Planlama ve projelendirme çalışmalarının uygulanması esnasında; o yörede yaşayan kişilerin emek katkılarının alınması ve iş olanakları yaratılması olasıdır. Her türlü planlama ve projelendirmede, özellikle kentsel tasarım, sağlıklaştırma, koruma ve çevre düzenlenmesi çalışmalarında kalifiye ve kalifiye olmayan işgücüne gereksinim bulunmaktadır.
Planlama ve projelendirme çalışmaları yaşam kalitesini geliştirmeye yönelik olduğu kadar kent yoksulluğuna da çözüm üretmeyi hedeflemelidir.
Yerel projeler yerel halkın katılımı ve yerel işgücünü seferber ederek, geleneksel imece yöntemlerine benzer şekilde örgütlenebilir. Bu planlama ve projelendirme çalışmaları doğal olarak yerel yönetimler tarafından akılcı bir şekilde tasarlanmalı ve örgütlenmelidir.

VARSAYIM 3 :

Kent Yoksulluğu/ yoksulluk ile mücadele etmede “Kent Politikası”, “Kentsel Dönüşüm Plan/Projeleri” ve “Özel Kamusal Projeler” büyük önem taşımaktadır. Çünkü; bunlar hem küçük/yerel iş olanakları sağlar, hem de Kentsel Yenileşme ve Sağlıklaştırma (Islah) sağlarlar.

VARSAYIM 4:

Kent yoksulluğu ile mücadele etme, “Sürdürülebilir kalkınma” strateji ve politikalarının da temel bir alt bileşenidir.

VARSAYIM 5:

Sürdürülebilir Kentsel Gelişim/Yenileme ve sağlıklaştırma politikalarının en önemli tasarlayıcısı ve uygulayıcısı “ Yerel Yönetimler”dir.

Yerel Yönetimler bu görevlerini yerel halkın, sivil toplum örgütlerinin ve merkezi yönetimin desteğini alarak gerçekleştirebilirler.

TANIMLAR ve ANLAMLARI

1. Merkezden Yönetim ve Yerinden Yönetim
Merkezden yönetim, bir ülkede merkezi yönetimin kamu görevlilerinin daha geniş yetkilere sahip olduğu ve alt kademelerin yetkilerinin ve takdir haklarının azaldığı bir yönetim biçimidir . Eğer Anayasa ve diğer yasalarla, aynı ülke içinde yerel nitelikte ve aynı organlara ve yetkilere sahip kuruluşlara yer verilmiş ise, bu tür yönetim biçimine de yerinden yönetim (adem-i merkeziyet, decentralisation) denilmektedir. Yerinden yönetimde, yerel örgütler ve bunların memurları merkez örgütlerinden emir almazlar, ancak, merkezin belirli sınırlar içinde denetleme yetkileri vardır. Yerel örgütler kararlarını kendileri alırlar, ayrı bütçeleri vardır.

2. Yönetsel Denetleme (İdari Vesayet):
Yerinden yönetim kuruluşların, merkezden yönetim organlarının denetleme yetkileri vardır. Bu yetkiye “İdari Vesayet” denilmektedir. İdari vesayet, devletin yerinden yönetim kuruluşları üzerindeki denetleme yetkisidir. Devlet böylece, yerinden yönetim kuruluşlarının çalışmalarında gerekli yasalara ve kurallara uyulmasını sağlar.

3. Özerklik:
Muhtariyet (Autonomie) sözcüğünün tam karşılığı olarak kullanılan özerklik, bir toplumda demokratik hükümet etmenin gerçekleşmesinde ve insan hak ve hürriyetlerin korunmasında bazı kurumlar için temel bir unsur sayılmakta, bazı hizmetlerin bu tür kurumlar aracılığı ile yürütülmesinde, ülke çıkarları yönünden yarar görülmektedir.
“Özerklik”, merkezden yönetimin ve bürokratik çalışmanın sakıncalarını gidermek veya azaltmak için düşünülen bir yönetim biçimidir. Yetkilerin tek elde toplanması, kararların üst düzeylerde merkez organları tarafından alınması, yürütmeyi geciktirmekte ve hizmetleri aksatmaktadır .
Özerkliğin Sınırı: Özerklik, özerklik tanınan idarelerin etkin kararlar almasını ve ülke çıkarlarına daha iyi uyan hizmetler yapabilmesini sağlamak için tanınmıştır. “Genel çıkarlara ve yasalara uygunluğun ötesine ve ilerisine geçilmesini gerektirir.”
Özerkliğin boyutları Anayasa ve yasaların çizdiği sınırlar içinde kalır. Yasaları olumsuz yorumlayarak ülke çıkarlarına ters kararlar almak ve bu doğrultuda uygulamalar yapmak özerklikle bağdaşmaz.
“Özerklik” hizmetler daha iyi yürütülsün diye tanınmıştır. Özerkliğin amacı kişilere kişisel çıkarlar sağlamak, ayrıcalıklar tanımak değildir.
Günümüzde belediyelerin (yerel yönetimlerin) birçok uygulaması plansız, keyfi, politik/ parasal, çıkar sağlayıcı olduğu görülmektedir. Bu durum kamu kaynaklarının verimsiz, geri dönüşü olmayan, anlamsız harcamalara yönlendirilmesine neden olmaktadır.

“Kentsel yoksulluk”, “kent yoksulluğu”, kavramları sadece kişilerin bireysel gelir düşüklüğü, GSMH içindeki yerinin en altta olması demek değildir.

Kentlerde “Kent Yoksulluğu” aynı zamanda;
1. Sosyal ve teknik donatı alanlarının aksikliği, yetersizliği ve nitelik/kalite yoksunluğu,
2. Yaşam çevresindeki yetersizlikler, eksiklikler ve nitelik/kalite sorunları,

olarak iki grupta özetlenebilir.

1. SOSYAL ve TEKNİK DONATI ALANLARI YOKSULLUĞU :
1.1. Rekreasyon alanları, yeşil/açık alanlar, spor alanları,kentsel park ve benzeri alanların standartlarının (kişi/m2) yetersizliği, ya da yer yer bulunmaması, standart ve kalite yetersizlikleri,
1.2. Eğitim, sağlık, sosyal – kültürel tesisler, dinsel tesisler ile kamusal tesislerin standartlarının (k/m2) yetersizliği, eksik olması, standart, kalite ve nitelik yetersizlikleri,
1.3. Teknik Altyapı : Su Sistemleri: İçme ve kullanma suyu, atık su sistemleri ile özellikle çevre korunması bakımından önem taşıyan atıksu arıtma sistemlerinin, sellere ve su basma olaylarına neden olan yağmursuyu drenaj sistemlerinin yetersizlikleri, yoksulluğu,
1.4. Teknik Altyapı : Elektrik, teleiletişim, doğalgaz vb teknik altyapı ile konfora yönelik sistemlerin yetersizliği, kapasite düşüklüğü, yer yer olmaması,
1.5. Teknik Altyapı : Ulaşım Sistemleri: kentlerdeki tüm ulaşım sistemlerinin sağlıksız, yetersiz olması, dolmuş vb marjinal sistemleri ile çözüm aranması, toplu ulaşım sistemlerinin bulunmaması, yetersizliği, kapasite düşüklüğü, yol sistemlerinin mühendislik çözümlerinin yeterli ve çağdaş düzeyde olmaması, özellikle kent merkezlerindeki otopark, servis ve yaya dolaşım sistemlerinin yanlış, eksik, yetersiz, plansız bulunması,

2. YAŞAM ÇEVRESİ “YOKSULLUĞU” :

Kentlerde yaşamı güçleştiren ve zaman zaman çekilmez hale getiren üst ölçekli (makro) sayılabilecek “Kent Yoksulluğu” nun yanı sıra, “Yaşam Çevresi” nde (Habitat) karşı karşıya bulunulan bazı önemli sorunları da “Kentsel Yoksulluk” kavramı içerisinde değerlendirmek olasıdır. Bunların hemen hepsi planlama, projelendirme, program ve teknik bilgi yetersizliklerinden kaynaklanmakta ve sorunların temelinde “Yerel Yönetimler” in uygulamaları ve güncel yanlış kentsel politikalar yatmaktadır.

“Kentsel Yoksulluk” yaratan sorunlar başlıca;

2.1. Sürekli kazılan yollar, koordinasyonsuz altyapı çalışmaları (su, elektrik, kanalizasyon, doğalgaz vd),
2.2. Sürekli olarak değiştirilen kaldırımlar, yenilenen asfaltlar ve rögar vb çalışmalar,
2.3. Her seçim döneminde yenilenen kent mobilyaları (Çöp kutusu, banklar, aydınlatma elemanları vd), duraklar, büfeler,
2.4. Sürekli yerleri ve kimlikleri değişen duraklar, hatta ağaçlar, sokak isimleri vb.
2.5. Gıda, günlük tüketim metalarının sağlıksız ve pahalı satılması ,


3. YEREL YÖNETİMLERİN ROLÜ ve ÇÖZÜMLER

3.1. Sosyal ve teknik donatı “Yoksulluğu” na çözüm üretmeye yönelik yetki ve sorumluluklar;
a. Yeşil alan, spor ve rekreasyon alanları ve kentsel park standartlarının yükseltilmesi, 3194 sayılı İmar Yasası uyarınca yerel yönetimler tarafından hazırlanacak Nazım ve Uygulama İmar Planları ile gerçekleşebilir. Özellikle hazine arazileri ve diğer kamusal toprakların değerlendirilmesi ile ve arazi yağmasının önlenmesi ile mümkündür .
b. Eğitim, sağlık, sosyal-kültürel tesisler, dinsel tesisler ve diğer kamusal tesislerin standartlarının yükseltilmesi de benzer şekilde yerel yönetimlerin planlı kentsel politikalar izlemesi ile gerçekleşebilecektir.
c. Teknik altyapı : Su sistemleri: Yerel yönetimlerin, su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, işletim ve dağıtımına yönelik yetki ve sorumlulukları bulunmaktadır. Metropoliten kent yerel yönetimleri (Büyükşehir Belediyeleri) özel yönetim birimleri oluşturarak (İSKİ, ASKİ, BUSKİ) bu konuda son yıllarda etkin altyapı projeleri hazırlayıp uygulamaya koymuşlardır. Bu altyapı projelerinin bir kısmı yurtdışı kredileri ile gerçekleştirilmiştir. Yerel yönetimlerin büyük bir kısmı ülke genel bütçesine yüklenen bu borçlarının ülke enflasyonunda payı olduğu söylenmektedir.
d. Teknik Altyapı: Diğer sistemler (Kanalizasyon, Doğal gaz, Arıtma vb): Altyapı konularında merkezi yönetimin yetkileri ve uygulamaları ağırlık taşımaktadır. Ancak, metropoliten kentlerde Büyükşehir Belediyeleri teknik altyapı yatırımlarını Merkezi Yönetimin de desteğini (özellikle İller Bankası) alarak, büyük ölçüde kendi çabaları ile sürdürmektedirler. Bu yatırımlarda da dış kredi kullanımı dış borçların artmasına ve dolaylı yoldan “Kent Yoksulluğu” nun artmasına neden olmaktadır.
e. Teknik Altyapı : Ulaşım sistemleri: Yerel Yönetimlerin en önemli ve büyük yatırım kalemlerinden biridir. Özellikle, toplu taşın sistemleri, alt-üst geçit yapımı, yerel yönetimlerin en önemli, parasal açıdan en maliyetli uygulamalardır. 3030 Sayılı yasa uyarınca kent bütününde bu tür uygulamalarda Büyükşehir Belediyeleri yetkilidir. Ulaşım sistemlerinin seçimi, plansız yatırımlar, “Kent yoksulluğu” yaratan yanlış ve büyük maliyetli uygulamalardır.
f. Ucuz Konut ve Kentsel Dönüşüm Projeleri : Yerel yönetimlerin “Kent Yoksulluğu”na çözüm üretmede en etkili olabileceği alanlar kentsel mekan dönüşümlerine uygun olan alanlardır .

PORTAKAL ÇİÇEĞİ VADİSİ KENTSEL GELİŞME PROJESİ

1990’lı yılların başında Sosyal Demokrat bir belediye yönetimi olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Dikmen Vadisi, Hacı Bayram ya da Batıkent, Eryaman vb. projelerinde uyguladığı; projeden etkilenecek kişilerin temsilcileri ile projenin uygulanmasından sorumlu belediye bürokratlarının katıldığı “Proje Karar Kurulu” yaklaşımınından farklı bir biçimi bu projede uygulanmaktadır . Bu proje; kentsel rantların akılcı kullanımı ile hem kamunun hem de o yörede yaşayanların yararına uygulamaların yapılabileceğini gösteren somut bir örnektir. Kentsel donatı alanlarının yetersizliği “Kent yoksulluğu” kavramında önemli bir yer tutmaktadır. Portakal Çiçeği ve Dikmen Vadisi Projeleri gibi projeler kamu eliyle özel sektöre ve gecekondu yapanlara belirli rantlar getirse bile elde edilen yaşam çevresi, açık ve yeşil alanlar bakımından önemli kazanımlar olduğu söylenebilir.
Ancak, kamu eliyle gecekondu yapanların ödüllendirilmesi, özel inşaat şirketlerinin de büyük rantlar elde etmeleri bu projelerin eleştirilmesi gerekli yönleridir.
Ayrıca; Portakal Çiçeği Vadisi’ne yeşil alanların tam olarak gerçekleştirilememiş olmasına rağmen yapılaşmaların tamamlanmış olması da eleştirilmesi gerekli bir başka yönüdür.

Portakal Çiçeği Vadisi’nde kurumsal yapı, arsa sahiplerinden gerek belediye, gerekse şahıslar ve girişimcinin kamu ve özel kesim işbirliği ile biraraya geldikleri bir şirket örgütlenmesi biçimdedir. Böyle bir yapı içinde modelin oluşturulması, proje yönetiminin nasıl olacağı, proje hukuk düzeninin nasıl kurulacağı, finansmanın nasıl yaratılacağı vb. gibi konular, kısacası “Proje Senaryosu” projeden doğrudan etkilenen kişilerce birlikte tasarlanmıştır .

Başka bir deyişle, proje, mülkiyetin toplulaştırılması, finansmanın sağlanması ve proje yönetim biçiminin belirlenmesi konularını içeren bir dinamizme ve sürece sahiptir.

TARİHİ GELİŞİM SÜRECİ:

Portakal Çiçeği Vadisi yıllar önce mülkiyetin büyük bir çoğunluğu kamunun elinde olan bir bölümü yeşil, bir bölümü iskana müsait olmayan bir kentsel alan kullanımında iken çeşitli yönetimlerce (belediye-bakanlık) getirilen planlama kararları sonucunda bir takım imar hakları alarak kentsel arsaya dönüşmüştür.

Dönüşüm sürecinde şahıs mülkiyeti çeşitli yollarla artmıştır. Şahıs mülkiyetinin artışına paralel olarak da inşaat emsali artmaya başlamıştır. Çeşitli dönemlerde vadi için 2,0 emsal karşılığı yaklaşık 230.000m2 inşaat hakkı verilmiştir.

Tablo 1’de görüleceği üzere vadideki mülkiyet yapısı klasik imar planı anlayışı çerçevesinde parsel düzeninde geliştirilmiş bir yapı oluşturmaktadır. Söz konusu yapı ortalama 1000 m2 lik parsellerde dört kat yapılaşmasını öngörmektedir. Vadinin topografik özelliği dikkate alındığında zemin üstündeki yapılaşma kadar daha bir yapılaşmaya da imkan vermektedir.

MÜLKİYET DAĞILIMI
Mülkiyet Sahibi Hissedar Sayısı Hisse Sayısı Alan (m2) %
Belediye 1 27 58,428 52.0
Şahıs 46 74 46,398 43.0
İş Bankası 1 3 3,694 3.0
Hazine 1 3 2,659 2.0
Toplam 49 107 111,179 100.0

1980’li yıllara kadar söz konusu yapılaşma hakkı vadi çeperlerinde kullanılmış ve bugünkü yapılar oluşmuşsa da, vadi içinde yapılaşma hakkının kullanılmasına izin verilmemiştir. 1985 yılında ise o zaman ki İmar İdare Heyeti tarafından sözkonusu imar hakları kaldırılmış ve yeşil alan projesi çizilerek kamulaştırma kararı alınmıştır.
Ancak o dönemin belediye yönetimi kaynak sıkıntısı nedeniyle kamulaştırma işlemini gerçekleştirememiştir. Böylelikle Portakal Çiçeği Vadisi hem yeşil alan olarak düzenlenememiş, hem de vadide mülkiyeti ve imar hakları bulunan hissedarlar mağdur kalmışlardır.
Ayrıca, vadi zamanla çevresindeki apartmanların ve gecekonduların pissularını akıttıkları ve çöplerini döktükleri bir alana dönüşerek çirkin bir görüntü kazanmıştır. (bkz. Fotoğraf 1)

YENİ DÖNEM
Yıllardan bu yana süre gelen yasal, ekonomik ve fiziksel gelişmeler dikkate alınarak, oluşturulan yeni model çerçevesinde projeye başlanılmıştır.
Uygulanan yöntem bilinen klasik kamulaştırma yerine projede yaratılacak rantın paylaşımı ilkesine dayanmaktadır. Kısaca “Para ile Kamulaştırma” yerine “Rant Karşılığı Kamulaştırma” yöntemi uygulamaya konulmuştur.
Başka bir deyişle kamulaştırma sistemi ile başlayan ve daha önceki gelişmelerde olduğu gibi projelerin sürecini uzatan ve zora sokan hukuk sürecine girmeden, projede yaratılan değerlerin paylaşım yöntemi devreye sokulmuştur.
Büyük bir potansiyele sahip olan projenin dinamizmini farklı gruplar oluşturmaktadır. Bunlardan birincisi ve belki de en önemlisi proje alanı içinde imar hakları bulunan arsa sahipleridir. Bu grup projeden doğrudan etkilenen ve projenin kaderini belirleyen gruptur.
İkinci grup ise vadideki gecekondularda yaşayan halktır.
Üçüncü grubu ise proje kararlarından doğrudan etkilenmemelerine rağmen, vadideki yatırımlardan etkilenen kentte ve özellikle vadi çevresinde yaşayanlar oluşturmaktadır.
ŞEMA-A
PROJEDEN ETKİLENEN GRUPLARIN İSTEMLERİ
BELEDİYE
(Kamulaştırma yapmadan / kaynak ayırmadan projenin gerçekleşmesi)

ARSA SAHİPLERİ
(Güvence / Yönetime katılım / İmar hakkı karşılığında rayiç değer)

GECEKONDULU
(Güven içinde yaşayacakları tapusu olan altyapılı arsa)


VADİ YAKIN ÇEVRESİ ANKARA HALKI
(Çağdaş kentsel bir çevre)


Proje dinamizminin harekete geçirilmesi ve başarı şansı özellikle projeden doğrudan etkilenen grubun ve vadide yapılacak yatırımlardan dolayı etkilenecek grubun ortaya konulan amaçlar çerçevesinde biraraya getirilmesi ile mümkün olmaktadır.
Modelde;
• Ankara’ya çağdaş ve kentsel standardı yüksek bir alan kazandırılması,
• Belediye’nin kaynak ayırmadan, “kendi kaynağını kendi yaratan” bir proje gerçekleştirmesi,
• Arsa sahiplerinin geçmişte aldıkları imar hakkı karşılığında projede yaratılacak değerlerden pay alması, amaçlanmıştır.

Model, proje amaçları ve uzmanlaşmanın sağlanabilmesi için belirlenen ilkeler arsa sahipleri ile yapılan bir dizi toplantı ve ikili görüşmelerde tartışılmıştır.

Tartışmalar sonucunda varılan uzlaşmanın temel ilkeleri ve konuları şunlardır;

• Vadi içinde yer alan tüm arsaların gerek bulunduğu konum, gerekse geçmişte verilen imar hakları yönünde aynı değerde kabul edilmesi, yani eşitlik ilkesi,
• Geçmiş yıllarda vadi içinde verilmiş imar haklarının düşürülmesi, ancak yaratılacak kentsel standardı yüksek çevre ve inşaat kalitesi sayesinde arsa sahiplerinin mağdur edilmemesi,
• Vadinin en az % 70-80’inin yeşil alan olarak düzenlenmesi,
• Projedeki yatırımların gerçekleşmesi için arsa sahiplerinden, gerek Belediye, gerekse şahısların kaynak ayırmamaları, yani projenin kendi kaynağını kendi yaratması,

Ayrıca,
• Şirket temsili arsa sahiplerinden Belediye ve Şahıslar ile Proje uygulama konusunda deneyimi olan girişimci tarafından olacaktır. Böylelikle özellikle şahıslar temsilcileri aracılığıyla karar süreçlerine katılacaklardır.
• Şirket, Yönetim ve Denetim kurullarından projeden sorumlu Belediye bürokratları ile girişimci ve şahısların temsilcileri bulunacaktır.
• Vadide yaratılan değer, puanlama sistemi ile hissedarlara arsa payları oranında dağıtılacaktır. Dağıtımda seçme özgürlüğü ve öncelik en küçük hisse sahibinden başlamak üzere şahısların olacaktır.
• Belediye, vadide yaratılacak değerden proje yatırımları dışında pay almayacaktır. Böylelikle geçmişteki inşaat emsali düşürülecek, yeşil alan kullanımı artacaktır.
• Vadide yaratılacak yeşil alanda tüm Ankara’lıların kullanımına açık işlevler olacaktır.


ŞEMA- B

PROJE SÜRECİ

Belediye
Şahıslar Model/İlkeler Uzlaşma Süreci
Girişimci

Kurumsal Yapının Oluşturulması Uzlaşma


Hukuk düzenin kurulması Proje Yönetim Biçimi


Planlama Yöntemi Yapımcının ve Yönteminin Belirlenmesi


Projenin başlaması için gerekli en önemli süreç uzlaşmadır. Arsa sahiplerinin büyük bir çoğunluğu ile uzlaşılması sonucunda Portaş A.Ş 3 Haziran 1991 tarihinde kurulmuştur.

KENTSEL TOPRAĞIN TOPLULAŞTIRILMASI İÇİN UZLAŞMA

Portakal Çiçeği Vadisi’nde kentsel toprağın toplulaştırılması, klasik kamulaştırma yöntemi veya birkaç kişinin küçük parsel bazında geleneksel yöntemlerle anlaşmaları dışında bir yöntemle elde edilmiştir.
Arsa sahipleri ile yukarıda bahsedilen ilke ve konular çerçevesinde yoğun olarak sekiz ay süren ve günümüze kadar devam eden uzlaşma süreci sonucunda, dokuz hissedarın arsaları Ankara’nın diğer bölgelerinde ki Belediye arsaları ile takas edilmiş, dört hissedarın arsaları satın alınmıştır. Geri kalan yirmisekiz hissedar ise vadide gerçekleştirilecek değerden pay almayı tercih etmiştir.
Böylelikle, proje öncesi, vadinin yaklaşık yüzde 52.0’si Belediye, Yüzde 47.0’si şahısların mülkiyetinde iken, bugün yürütülen model çerçevesinde yüzde 80.0’lik bir alan projeye uzlaşma yoluyla dahil edilmiştir.

Modele uzlaşma yoluyla katılmayan hissedarların arsaları kamulaştırma işlemine tabi tutulmuştur. Toplam alanın yüzde 20.0’sini oluşturan bu grup için proje başında tercih edilmeyen kamulaştırma yöntemi devreye sokulmuştur.
Bunun sonucunda, arsaları kamulaştırmaya tabi tutulan şahıslar tarafından üçayrı bedel artırım davası açılmıştır. Yaklaşık iki yıl süren kamulaştırma süreci sonucunda rayiç bedel ile birlikte, aşağıda belirtilen çeşitli kentsel arsa fiyatları ortaya çıkmıştır.

Belediyemiz açılan davalar sonucunda karara bağlanan, yukarıda belirtilen bedelleri ödeyemeyeceği gerekçesi ile ilgili arsaların kamulaştırılmasından vazgeçmiştir.

DİNAMİK VE ESNEK BİR PLANLAMA SÜRECİ
Klasik imar planı anlayışı içinde bilinen yöntem ve süreçler özellikle uzlaşma, finans yaratma, mülkiyet ve hukuk gibi önemli boyutları olan bu tür projelerin gerçekleştirilmesinde yeterli olmamaktadır.
Bu yüzden, Portakal Çiçeği Vadisi projesi dinamik ve esnek bir planlama anlayışı içinde ele alınmıştır. Vadi için verilen her türlü karar projenin her aşamasında yeniden değerlendirilmiş ve ardından uygulamaya geçilmiştir.
Projeye katılmayan mülk sahipleri ile Belediye arasında başlayan yasal sürecin devam etmesi nedeniyle, planda vadide yer alacak fonksiyonların nitelikleri, konumları ve yoğunluklarını içeren imar durumları önceden belirlenmeyip plan notları haline getirilmemiştir. Plan notu olarak yalnızca vadinin bütününde yoğunluk kararı alınmış ve yoğunluğun dağılımı esnek bırakılmıştır.
Başka bir deyişle, planlama kararları parsel bazında değil, proje bütünü içinde toplulaştırılmış bir biçimde kullanılmaktadır.
Böyle bir yöntemin seçilmesi sonucunda yasal gelişmelere paralel olarak, özellikle yoğunluk kararlarında ve yatırım büyüklüklerinde değişiklikler sözkonusu olmuştur.



VADİDEKİ YATIRIMLAR
Portakal Çiçeği Vadisi Kentsel Geliştirme Projesi 11 ha’lık bir alanda gerçekleştirilmektedir. Vadi bir yandan Dikmen Vadisi Konut ve Çevre Geliştirme Projesi ile bağlanmakta, öte yandan ise Atakule’nin yer aldığı Botanik Bahçesi ve Seymenler Parkıyla da yakın konumda bulunmaktadır. (Bkz. Fotoğraf 2)
Vadide yapılacak en önemli yatırım yeşil alandır. Yaklaşık 80.000 m2 büyüklüğündeki yeşil alan Seymenler ve Botanik Parklarından daha büyük olacaktır.
Yeşil alanda tüm Ankara’lıların yararlanacağı aktiviteler ve imaj noktaları yaratılacaktır. Bunlar kent balkonu, kent asansörü, vadi girişleri, derin vadi imajı, spor alanları, meydanlar, yaya köprüleri olacaktır. (Bkz. Fotoğraf 3)
Vadide yapılacak ikinci önemli yatırım ise ANSERA’dır. Yaklaşık 40 m çaplı cam kubbenin altında, portakal ağacının da yetişeceği seranın yanısıra cep sinemaları, tiyatro, bowling ve bilardo salonlarının yer aldığı kültürel ve ticari alanlar da bulunacaktır. (Bkz. Fotoğraf 4)
Projeye anlaşma yoluyla girenlere verilecek ve proje finansmanını yaratacak konut inşaatları ise üçüncü önemli yatırımı oluşturmaktadır.
Yaklaşık 300 lüks konutun inşa edileceği bloklarda yüzme havuzu, sauna ve kapalı otopark olacaktır.
Sonuç olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “Yeşil ve Çağdaş Bir Ankara” hedefi doğrultusunda planlanan Portakal Çiçeği Vadisi Kentsel Geliştirme Projesi Başkent’e, kamuya maliyet yüklemeden, geniş yeşil alanlar, kültür ve eğlence merkezleri, lüks konut ve işyeri alanları ile beraber bakımlı ve kaliteli bir çevre ile yaşayan bir vadi kazandırmayı hedeflemektedir.

HACIBAYRAM CAMİİ ÇEVRE DÜZENLEME PROJESİ

Hacı Bayram Camii çevresi, Ankara‘ nın en önemli “I. Derece Kentsel Sit Alanı” olarak belirlenmiştir (24). Ankara’ nın Jansen’ den bu yana ilk onaylı Koruma İmar Planı olması nedeniyle özel bir önem taşımaktadır.
ODTÜ ve AŞİM ortaklaşa çabası sonucunda hazırlanan “ Hacı Bayram II. Çevre Koruma İmar Planı ve Uygulama Koşulları ” Ankara’ nın ilk koruma amaçlı imar planı olarak onaylanmıştır (25) (Şekil 12).

Hacı Bayram Camii ve Ogüst Mabedi’ nin bulunduğu, 1989 yılı öncesi otopark ve dolmuş durağı olarak kullanılan meydan ile yolu içeren kısmın 1/ 500 Ölçekli Çevre Düzenleme Projeleri “Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması” sonucunda elde edilmiştir (28) (Şekil 14). Yarışmada birinciliği kazanan Prof. Dr. Raci BADEMLİ başkanlığındaki ODTÜ Proje Ekibi ile yapılan sözleşme gereğince öncelikle bu kesimin detaylı projeleri yapılmış ve uygulanmıştır.

Hacı Bayram Camii Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulamada
Karşılaşılan Sorunlar ve Geliştirilen Çözümler

ODTÜ Mimarlık Fakültesi ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü tarafından oluşturulan Proje Grubu, özel bir çalışma mekanı oluşturarak Hacı Bayram Camii Çevre Düzenleme Projesi’ni (1 / 200 ve daha büyük ölçeklerde detay projelerini) hazırlamıştır (Şekil 15). Hacı Bayram Projesi; “Ulus Koruma - Islah İmar Planı’ nın öngördüğü süreçler içerisinde, Koruma Kurulu, İlçe Belediyesi, Büyük Şehir Belediyesi ve ODTÜ’ nün oluşturduğu bir ortak kurumsal denetim mekanizması içerisinde 8 defa çizilmiş, tartışılmış ve çeşitli seçenekler oluşturulmuştur.





Şekil 2. HACIBAYRAM MEYDANI DÜZENLEME PROJESİ

Proje’ de, teknik konuların yanı sıra, konunun “ toplumsal boyutlarına da dikkat edilmesi gerektiği ” yerel yönetimin en üst kademesindekiler tarafından önemle altı çizilmektedir (29). Hacı Bayram Projesi, yalnızca bir mekan düzenlemesi olarak ele alınmamıştır. Burada yaşamakta olan insanlar, burayla ilgili tüm kararlara bir mekanizma çerçevesinde katılmışlardır. Bu alanda yaratılan değerin nasıl paylaşılacağına ilişkin bir mekanizma, “Hacı Bayram Karar Kurulu” denilen bir örgütlenme oluşturulmuştur.
Proje‘ nin uygulanmasında, Ankara Büyük Şehir Belediyesi “Proje Demokrasisi” adı verilen bir sistem uygulamaya koymuştur.
Bu sistemde; Hacı Bayram Projesi ile ilgili olarak alınan her türlü karar, mekan düzenlemesinde, kaynakların kullanılmasına kadar, mutlaka o projenin muhatabı olan insanların da katıldığı bir kurul tarafından alınmış ve bu kurulun gözetimi ve denetiminde uygulanmıştır (Şekil 16).
Bankalardan, çeşitli finansman kuruluşlarına kadar bir takım kuruluşların bu proje ile ilgilenmeleri ve ona destek vermeleri, ancak böyle bir değer paylaşım sistemiyle olanaklı olabilecektir (30).


Şekil 1. HACI BAYRAM MEYDANI : DÜZENLEME SONRASI VE ÖNCESİ
Buna benzer sistemler yaratılarak, kişilerin işin içine girmeleri sağlanırsa ve orada yaratılacak projeden değer elde edeceklerini ve o değeri hakça paylaşacaklarını bilirlerse; kültür politikalarının yanı sıra koruma politikalarında da “Demokratikleşme” sağlanmış olacağı belirtilmektedir. 1990' lı yıllarda Ankara Metropol Yönetiminin en yetkili kişisine göre koruma politikalarının önemi, sadece tarihsel değerlere sahip çıkılması değildir.
Koruma Politikaları, kentlerde “Hemşehrilik Bilinci” nin yaratılması açısından da çok önem taşımaktadır. Korunan yerler, korunma durumunda olan yerler aynı zamanda o kentte yaşayan insanlar için anı odaklarıdır. Ankara gibi insanların neredeyse tümünün başka yerlerden geldiği kentlerde, ortak anı odaklarının korunması yaşamsal önem taşımaktadır.
Kentlilik bilinci kuşaktan kuşağa ancak, “anı noktalarının korunmasıyla” geçebilecektir. Ankaralıların ortak anı noktaları, alanları, meydanları kaybolmuş durumdadır. “Bu kentte hemşehrilik bilincini nasıl geliştireceğiz?” şeklinde bir soru sormaktadır.

Ulus Tarihi Kent Merkezi' nde, yarışma sonrası belirlenen 27 proje paketi içinden birinin, ”Hacı Bayram Projesi” nin seçilmesinin “ politik bir seçme ” olduğu da, Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanı tarafından açıklanmaktadır. Uygulamada asıl sorunun, “...otopark mafyası ile, kiracı ve mülk sahibi ile, deliler mafyası ile, cenaze töreniyle, Ogüst Mabedi’nin sorunsalıyla, yaşayan insanlarla, müftülerle, Kültür Bakanlığı yetkilileriyle ve Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar varan bir sürü politik güçle uzlaşma sağlamak....” olduğunu vurgulamaktadır (31).
Oluşturulan “Hacı Bayram Karar Kurulu” nda yer alan kişi ve kuruluşlar şunlardır:

YÖNETİM:
Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı
Altındağ Belediye Başkanı

SEKRETERYA:
• İmar Dairesi Başkanlığı

1. Özel Kişi ve Kuruluşlar İle Sivil Toplum Örgütlerinin Temsilcileri:
-Mülk sahipleri,
-Esnaf derneklerinin temsilcileri,
-Dini işlerle ilgili kuruluşların temsilcileri,
-Kiracıları temsil eden kişiler,
. Büyük Şehir Belediyesi temsilcileri:
-Emlak Dairesi Başkanı, -Fen İşleri Dairesi Başkanı,
-Hukuk, -Maliye, -İstimlak Müdürlükleri.

Yapmak ve uygulamak, İmar, Fen İşleri, Emlak ve Hukuk Dairesi arasında yatay koordinasyon gerektirmektedir. Belediye' nin örgütlenmesi ise dikey bir örgütlenmedir.
Hacı Bayram Camii Meydan Düzenlemesi' nde uygulanan strateji; başlangıçta, kamulaştırma olmadan bir şey inşa emek ve daha sonra burada yaratılan değeri vererek, bir takım başka değerleri Belediye mülkiyetine geçirerek ve inşa ederek, bir tür “doldur boşalt” yöntemi uygulamak olmuştur (32). Bu yöntem de tarihsel çevrelerdeki çevre düzenleme uygulamaları için önemli ipuçları vermektedir.

Hacı Bayram Projesi ile ilgili olarak, Kamu Kurumları yani Kültür Bakanlığı ile Ankara Büyük Şehir Belediyesi mahkemelik olmuştur. Uygulama esnasında denetimsiz kazı yapıldığı için Belediye mahkemeye verilmiştir. Bütün bunlara rağmen uygulama sürmüş ve 1993 yılında tamamlanmıştır.

1983 yılında başlayan çevre düzenleme çalışmalarının, 1986 yılında yarışma ile uygulamaya doğru yönlendirildiği ve 1993 yılında tamamlandığı görülmektedir. 10 yılı aşkın süren bu süreç izlendiğinde kamunun etkin olarak proje ve uygulama yapmasındaki sıkıntıları görülmektedir.

Bu sorunlar şu şekilde özetlenebilir:

1-Yerel Yönetimlerin teknik ve parasal açıdan yetersiz olması, bilgi ve
deneyim birikiminin bulunmaması,
2-Yerel Yönetimlerin kendileri ve merkezi yönetimle olan ilişkilerinde
iletişim ve eşgüdüm eksikleri, bürokratik engeller,
3-Yerel Yönetimin uygulama alanında yaşayan halkın planlama ve
uygulamaya olumlu katkı ve katılımlarını sağlamda yaşadığı zorluklar
ve yetersizlikler,
4-Yasal ve yönetsel çerçevede bulunan yetki kargaşası.

Hacı Bayram Camisi Koruma Amaçlı Planlama Çalışmaları ve Meydan Düzenleme örgütlenmesi, sürdürülebilir kalkınma için tarihsel çevre korunması politikaları için önemli ipuçları vermektedir. Bu nedenle de zaman içinde daha detaylı olarak irdelenmesi gereklidir.

I. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI


1 JANSEN, H., 1937, “ Ankara İmar Planı ”, Plan Raporu, Alaeddin
Kıral Basımevi, İst., s. 6.
2 24 Mart 1925 Gün, 583 Sayılı Yasa.
3 “ Ankara Kalesi Koruma Geliştirme Projesi, Tespit, Değerlendirme, Ön Kararlar ”, 1980. T.C. Kültür Ve Turizm Bak. , O.D.T.Ü. Restorasyon Bölümü, s. 67.
4 “ Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması ” Yarışma Şartnamesi, 1986, Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Dairesi Başkanlığı, s.33.
5 KELEŞ, R. 1971, “ Eski Ankara’da Bir Şehir Tipolojisi ”, S. B. F. Yay. s.164.
6 Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’ nun
( G.E.E.A.K.), 14.10.1972 gün ve 6691 Sayılı Kararı
7 “ Ankara Eski Kent Dokusu Koruma ve Değerlendirme Projesi ” Proje Raporu, 1979, Hazırlayan; Beşbaş, N., Güneş, A., Özcan, Z., Tayla, L., Tırpan, A.
8 y.a.g.e., s.2.
9 Hasırcılar - Denizciler Caddesi bağlantısının açılması esnasında 5
tescilli yapı kamulaştırılmış ve yıkılmıştır.
10 751710 no’ lu plan, Ankara Büyük Şehir Belediye Meclisi‘ nin
14.11.1985 Gün ve 383 Sayılı Kararı ile onaylanmıştır.
11 Eski Hamam ( Eynebey Hamamı) 268 Envanter No‘ lu Anıtsal I. Derece korunacak yapıdır.
12 G.E.E.A.Y.K.‘ nun 12 . 4 . 1980 gün ve A - 2167 Sayılı Kararı.
13 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası, Madde 17.
14 G.E.E.A.Y.K‘ nun 12. 4. 1980 gün ve A - 2167 Sayılı Kararı.
15 Plan kargaşasına bir örnek: Hacı Bayram çevresinde, I. Derece Kentsel Sit Alanı içinde kalan 5185 Ada, üç kez plan değişikliğine uğramıştır.
16 “ Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar Yönetmeliği ” , Madde 90 / 2 ,
s.98 . , Ank . 1986 .
17 Bkz . Ankara Şehir İmar Müdürlüğü 1928 - 1984, Kuruluşunun 56. Yıldönümü Anısı Olarak Hazırlanan Albüm. Bir yıl sonra Büyük Şehir
Belediyesine bağlanan AŞİM‘ in özerk yapısı ortadan kalkmıştır.
18 “ Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma Geliştirme Planlama
Faaliyetleri ”, Toplantı Tutanakları ( Yayınlanmamış Teksir ) ,
AŞİM., 1983.
19 TUNÇER, M., “ Ankara Tarihi Kent Dokusu Nasıl Korunuyor ? Ne Yapılabilir ? ”, PLANLAMA Dergisi, Sayı 90 / 3-4.
20 “ Hacı Bayram II. Çevre Koruma İmar Planı Raporu ”, AŞİM - ODTÜ, 1983, Ank. s. 8. Aynı temizleme ve yıkım işlemi “I. Derece
Kentsel Sit Alanı” olmasına rağmen bugün de yapılmak
istenmektedir.
21 51300 No’lu Plan ve Cetvelleri, İmar ve İskan Bakanlığı’nın 13.6.1963
gün ve Pl. İmar Um. Md. Şehircilik Dairesi Başkanlığının
060132009-4120 sayılı yazısı ile uygun bulunmuştur.
22 1 / 500 Ölçekli 63016 No’lu Etüd, İmar İdaresi Heyeti’nin 06.06.1972
Tarih / 386 Sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.
23 1 / 500 Ölçekli 69600 / 1-2 No’lu Kesin Parselasyon Planı, İmar İdaresi Heyeti’nin 04.05.1976 Tarih / 487 Sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.
24 G.E.E.A.Y.K.‘ nun 12.4.1980 gün / A - 2167Sayılı kararı.
25 Bu alanda, koruma amaçlı bir planın hazırlanması amacıyla, O.D.T.Ü. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ve Şehir Koruma Programı Yüksek Lisans öğrencileri ile AŞİM elemanları uygulamaya yönelik bir çalışma yapmışlardır. Bu plan, T.K.T.V.Y.K. ‘ nun 03.09.1985 Gün / 1378
Sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.
“ Hacı Bayram II . Çevre Koruma İmar Planı ” ve “ Uygulama
Koşulları ” için Bkz. Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzeni
Yarışması Şartnamesi, Ankara Büyük Şehir Belediyesi İmar
Dairesi Başkanlığı, 1986 s.72 ve s.88.
26 TUNÇER, M., 1987. “ Hacı Bayram Çevre Düzenlemesi ”,
“ Türk Vakıf Medeniyeti Çerçevesinde Hacı Bayram-ı Veli ve Dönemi Semineri ”, 2-3 Aralık 1986. Seminer Bildirisi. IV. Vakıf Haftası,
Vakıflar Gn. Md. Yay. Ank. s.205.
27 16126 Ada 1 Sayılı Parsel ile 8782 Ada 14 Sayılı parseller
düzenlenmiştir.
28 Ulus Tarihi Kent Merkezi Çevre Düzenleme Yarışması, 20.05.1986 Tarihinde açılmış, 21.11.1986 tarihinde sonuçlanmıştır.
29 KARAYALÇIN, M. “ Koruyucu Kent Yenilemesi ve Yerel Yönetimler, 13-14 Aralık 1991, Türk-Alman Semineri, Açılış Konuşmaları,TMMOB Mimarlar Odası, Ankara Şb. Yay. , s. 14.
30 KARAYALÇIN, M. , 1991, y.a.g.e. , s.14.
31 BADEMLİ, R. , “ Koruyucu Kent Yenilemesi ve Yerel Yönetimler ”, 13-14 Aralık 1991, Türk-Alman Semineri, Bildiriler, TMMOB
Mimarlar Odası, Ankara Şb. Yay. , s.22.
32 BADEMLİ, R. , 1991, y.a.g.e. , s.23.


Bu Bildiri 6-8 Kasım 2002 tarihinde; TMMOB Şehir Plancıları Odası, Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Böl. tarafından düzenlenen, “Yoksulluk, Kent Yoksulluğu ve Planlama” Ana Temalı Dünya Şehircilik Günü 26. Kolokyumu'nda sunulmuştur. TMMOB Şehir Plancıları Odası tarafından yayınlanmıştır.