Tuesday, May 29, 2012

BOLU KENTİ TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ


Bolu tarihi “Bitinya” (Bithynie)’lılarla başlamaktadır ve şehir ilk defa Bitiniyum (Bithynium–Bthynion) adıyla anılmıştır.

BOLU KENTİ TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ[1]

Prof. Dr. Mehmet Tunçer

1. BOLU ADININ KÖKENLERİ

Bolu’nun tarihin ilkçağlarından itibaren çeşitli uygarlıklara beşiklik ettiği bilinmektedir. Anadolu’nun kuzey batısında Filyos nehrine karısan Bolu suyu (Büyüksu)’nun iki km. kadar kuzeyinde bulunan Bolu, çeşitli isimlerle tarihi süreç içerisinde yer almıştır[2]. Bolu isminin nereden geldiği kesin olmamakla birlikte bir takım görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden en meşhuru “Polis”isminin zamanla “Bolu” ismini aldığı görüşüdür[3].
Bolu tarihi “Bitinya” (Bithynie)’lılarla başlamaktadır ve şehir ilk defa Bitiniyum (Bithynium–Bthynion) adıyla anılmıştır.
Bitinya’nın Roma hakimiyetine geçmesiyle İmparator Claudius adına Claudiopolis olarak adlandırılmıştır[4]. Claudius Latin, Polis (şehir) ise Hellenistik kökenli kelimelerdir. İlk Selçuklu akınlarında bile aynı isim kullanılmaya devam edilmekte idi. Fakat XIII. ve XIV. yy başlarında Bizanslıların Klaudiopolis’i Bolı/Bolu olarak değişim göstermiştir.
Başka bir görüşe göre Bor, eski Türkçe’de kullanılmaktadır. Kıpçak kabilelerinden biri Ulu-Kiçi Borlı diye anılmaktadır. Zagfiran/Safran-Borlı ve Taraklı-Borlı yanında Klaudiopolis yerine sadece Borlı/Bolu da kullanılmıştır. Borlı ismi daha sonra Boluismine dönüşmüştür.[5]Bir diğer görüşe göre Bolu adı ile, Filyos ırmağının eski adı Billaios, Billis (Billion), Billiem isimlerinin benzerlik gösterdiğidir. Bütün bu görüşlere rağmen Bolu isminin etimolojik kökeni tahminden öteye gidememektedir.

 

1.1. BOLU TARİHİ

1.1.1. Antik Dönem:
Arkeolojik buluntulara göre Bolu’da ilk yerleşim Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5500-3000) kadar uzanmaktadır. Bugünkü Bolu Anadolu ve Otelcilik ve Turizm  Meslek Lisesinin bulunduğu  alanda yer alan küçük bir höyükte ele geçmiş olan ve halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde "BOLU KABI" ismiyle sergilenen pişmiş toprak eser M.Ö.3000 yılında tarihlendirilmektedir.
Söz konusu eserler Bolu'da şu ana kadar bilinen en eski buluntudur. Gerede ilçesi, Ümit Köyü çevresinde de yine aynı şekilde M.Ö.3000 M.Ö.2000 (Eski Tunç ve Orta Tunç çağı) yerleşmeleri tespit edilmiştir. Göynük ilçesi, Soğukçam Köyünde bulunan "Kaya Abidesi" ise, M.Ö.VIII-VII.Yüzyıllarda Orta Anadolu'da büyük bir devlet kurmuş olan Friglerin Bolu'daki varlığının en önemli kanıtıdır.
Üzerinde üçgen bir niş olan ve aynı zamanda bilinen en uzun Frig Kitabesi özelliğini taşıyan Kaya Abidesinde 9 satır kitabe bulunmaktadır. Bolu Merkez Hisartepe Höyüğünde 1978 yılında yapılan kazıda M.Ö.VII.Yüzyıla tarihlendirilen Batı Anadolu kaynaklı bir seramik parçası bulunmuştur. Söz konusu buluntu bu dönemde Bolu'daki Lidya kültürünün küçük bir göstergesidir.
Pers Kralı Kyros'un M.Ö.546 yılında Lidya Krallığını yıkması ile, Büyük İskenderin M.Ö.333 yılında Pers Kralı Darius'u yenmesi arasında kalan 200 yıllık süre içinde Bolu toprakları, Pers egemenliği altında kalmıştır. Bu döneme ait tek buluntu ise Gerede ilçesi, Avşarıevvel Köyünde ele geçen Arkaik dönem mezar stelidir. Halen İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenen süvari tasvirli bu eser M.Ö.V.Yüzyıla aittir.

1.1.2. Bityhnia Dönemi:
Bithynia’nın ilk ve orta çağdaki meşhur yerleşme yerleri Nikomedia, Sophon, Tarsia, Demetrium, Lateas Prusias, Bithynion, Krateia, Koinon, Gallikanon, Dablis, Kabaia, Modrene, sahilde ise Herakleia Pontika’dır [6].
Bthynium – Cladiopolis, Hisartepe, Kargatepe, Fırkatepe  ve Uğurluanip tepesini kapsayan alanda kurulmuş olan Bithynium-Claudiopolis şehrinin tarihi 1978 yılı Hisartepe kazısında  ortaya çıkan bulgulara göre M.Ö 7. yüzyıla kadar gitmektedir.
 Makedonya Kralı Büyük İskender'in M.Ö.334'de Anadolu'ya girmesi ile, Helenistik uygarlık gelişip büyümüştür. Bu dönemde Bolu ve çevresi Bithynia Krallığı sınırları içinde yer almaktadır. Bolu'da Bithynia dönemi sadece sikkeler üzerinden takip edilebilmektedir.
1978 yılı Hisartepe kazısında bulunan Geç Helenistik döneme ait seramik parçaları dışında, Bityhnia dönemi şehrine ilişkin başka bir buluntu şu ana kadar ele geçmemiştir.  Bolu höyüğünün kuzey-doğusundaki Hisartepe Bolu ovasından 47 metre yüksekliktedir ve tepenin orta kısımlarına rastlayan su deposunun yapımı esnasında 1978 yılında arkeolojik kazılar yapılmıştır[7]. Tepede elde edilen buluntular buranın bir nekropol sahası olduğunu göstermiştir. Güneyinde ise ikinci bir açık hava tiyatrosunun kalıntıları son yıllarda ortaya çıkarılmış ve I. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmiştir.
Bithynia Kralı I.Nicomedes M.Ö.III.Yüzyıl başlarından itibaren paralı asker olarak getirdiği Galatların Orta Anadolu'ya yerleşmesini sağlamıştır. Galatların Bithynia Yaylalarına da yerleştikleri bilinmektedir. İlimizde, Bolu Merkez Hıdırşehler Köyü yakında iki adet Galat Tümülüsü (Yığma Mezar) bulunmaktadır. Bu tümülüslerde 1960'lı yıllarda yapılan kazıda çıkan Galat tasvirli altın broş ve diğer eserler halen İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.
Bithynia Kralı I.Nicomedes M.Ö.III.Yüzyıl başlarından itibaren paralı asker olarak getirdiği Galatların Orta Anadolu'ya yerleşmesini sağlamıştır. Galatların Bithynia Yaylalarına da yerleştikleri bilinmektedir. İlimizde, Bolu Merkez Hıdırşehler Köyü yakında iki adet Galat Tümülüsü (Yığma Mezar) bulunmaktadır. Bu tümülüslerde 1960'lı yıllarda yapılan kazıda çıkan Galat tasvirli altın broş ve diğer eserler halen İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir.
II. Nicomedes (M.Ö.149-120) zamanında M.Ö.149'dan sonra Bithynia'da Helenistik kültür tesirini arttırmıştır. 1978 yılı Hisartepe kazısı ve Bolu Müzesince yapılan 1995 yılı Örencik Tümülüsü kazılarında M.Ö.I.Yüzyıla ait Geç Helenistik dönem seramik ve Terracota figürin parçaları bulunmuştur. M.Ö. 74 yılında Bithynia'nın son kralı IV. Nicodemes vasiyetname ile Bithynia topraklarını Romalılara bırakmıştır.
Bu tarihten itibaren Bolu çevresi Roma'dan gelen valiler tarafından yönetilmiştir. Roma dönemi, Bolu'nun en parlak çağı olmuştur. Kentler yenibaştan imar edilerek, geniş alanlara yayılmıştır. Cladio Polis (Bolu Merkez), Krateia (Gerede), bugünkü Bolu sınırları içinde kalan Roma dönemine ait önemli antik şehirlerdir.

1.1.3. Roma Dönemi :
M.Ö. 74 yılında Roma hakimiyetine giren şehrin adı Roma imparatoru Claudius’ un (M.S.41-54) adına izafeten Claudiopolis olarak değiştirmiştir. Günümüz yerleşiminin, antik şehrin üzerine kurulması nedeniyle ayakta kalmış hiçbir yapı bulunmamaktadır. Ancak,1978 yılı Hisartepe kazısında, Roma imparatoru Hadrian (M.S.117-138) tarafından yaptırılmış olan Antinous Tapınağı’na ait mimari parçalar bulunmuş, Hisartepe ‘nin güney yamaçlarında ise antik tiyatroya ait bazı izler tespit edilmiştir.
Antinous Tapınağı’na ait sütun, arşitrav ve friz parçaları ile antik tiyatroya ait kitabeli bir friz parçası halen Bolu Müzesinde sergilenmektedir. Geçmiş yıllarda, şehrin muhtelif yerlerinde yapılan inşaatlara ait temel hafriyatlarında Roma dönemine ait heykeller, mimari parçalar ve mezar stelleri bulunmuştur. 1995-2006 yılları arasında Bolu İli,  Merkez İlçede Bolu Müzesi Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazılarında toplam 72 adet Roma dönemine ait lahit ve tuğla mezar açığa çıkarılmıştır.
Mezarlarda bronz sikkeler, pişmiş toprak koku kabı ve kandiller , gözyaşı şişeleri gibi çok sayıda mezar hediyesi ele geçirilmiştir. M.S 2-3.yüzyıllara tarihlendirilen söz konusu mezarların yayılma alanı göz önünde bulundurulduğunda, Roma dönemi nekropolünün bu kadar geniş bir alanı kapsaması, antik Claudiopolis’in büyüklüğü konusunda da fikir vermektedir.
Bolu Müzesi Müdürlüğü tarafından şehir içinde yürütülen çalışmalarda;
  • 1995 yılında Belediye Su işleri binası önünde, Claudiopolis kentine ait tek örnek olan  mozaik taban döşemesi,
  • 1996 yılında Büyük Cami mahallesi katlı otopark yanında büyük blok taşlarla inşa edilmiş Roma Yolu’nun 15 m.lik bir bölümü,
  • 2004 yılında Atatürk İlköğretim Okulu bahçesinde Roma  dönemine ait 2 adet yapı ve yol kalıntısı  açığa çıkarılmıştır.
Bolu şehir merkezinde, Erken Hristiyanlık dönemine ait, içi fresk süslemeli Hypoge’lere rastlanmıştır. Şehirde Bizans döneminden kalma izler bulunmakta ve bu döneme ait bazı eserler Bolu Müzesinde sergilenmektedir.



TABLO 1. BOLU’DA YERLEŞİM HİYERARŞİSİ AÇISINDAN DEĞİŞİM
Tarihsel Dönem
Yerleşim Statüsü

Uygarlık
M.Ö. 13.yy – M.Ö. 6.yy
Frigya hakimiyeti
Frigya
M.Ö. 336 – M.Ö. 279
Makedon hakimiyeti
makedon
M.Ö. 279 – M.Ö. 74
Bithynlerin hakimiyeti

Bithyn
M.Ö. 74 – 395
Roma’nın
Bithynya valisi Bolu’da oturmaktaydı. Bolu bir eyalet merkeziydi.
Roma
395 -612;
612-1326
Bithynya’nın başkenti, hem de kilise teşkilatına göre Metropolid’in (Piskoposluk)
Merkezi olmuştur.
Doğu Roma
1177 - 1324
Erken Dönem Türk Kenti ve
Beylik Merkezi
Selçuklu ve Anadolu Beylikleri
1324 – 1692
1. Dönem.
1lk mutasarrıflık devridir.  Sancak Beyliği seklinde idare edilmiştir.
Osmanlı Dönemi
1692- 1811
2. Dönem. Voyvodalık yönetimidir
Osmanlı Dönemi
1811- 1864
3. Dönem. İkinci mutasarrıflık devridir.  1811 yılında Bolu ve Viransehir sancakları birleştirilerek mutasarrıflarca yönetilmeye başlanmıştır
Osmanlı Dönemi
1864-1908
4. Dönem. üçüncü mutasarrıflık devridir. Bolu
bu dönemde Kastamonu Vilayetine bağlı bir sancak olmuş ve idaresi de
mutasarrıflara verilmistir.
Osmanlı Dönemi
1908 - 1923
5. Dönem. II.Mesrutiyet’in ilanı ile birlikte Bolu, bağlı bulunduğu Kastamonu Vilayeti’nden
ayrılarak müstakil mutasarrıflık haline getirilmiştir.
Osmanlı Dönemi
1924 ...
6. Dönem.
İl Merkezi
T. C. Dönemi



                                Bithynium-Claudiopolis şehrinin tarihi M.Ö 7. yüzyıla kadar gitmektedir.




Bolu'da Roma dönemine ait kalıntı ve eserlerin yoğunlaştığı diğer bölgeler, Mengen Gökçesu Vadisi - Bolu Merkez Çaygökpınar Köyü - Bolu Merkez Bünüş Köyü (Taban Mozaiği bulunmuştur) - Seben ilçesi Çeltikdere Vadisi (Sağlık Tanrısı Asklepios, Kızı Hygeia ve Yardımcısı Telesphoros heykelcikleri bulunmuştur)


M.S.395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması ile Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kalan Bolu, İmparator Justinianus (M.S.518-527) döneminden itibaren Thema adı verilen askeri valiler tarafından yönetilmiştir. Bolu ve çevresinde Bizans dönemine ait pekçok kalıntı bulunmaktadır. Mengen ilçesinde 2001 yılında Bolu Müzesi tarafından yapılan kurtarma kazısında 20.65 x 42.10 Metreölçülerinde 3 nefli,3 apsisli, bazilikal planlı bir kilise kalıntısının temelleri açığa çıkarılmıştır.

Bolu'da bulunan en büyük Bizans yapısı olan bu kilise kalıntısı, Erken Bizans döneminin en önemli kalıntısıdır. Yine 1996 yılında Bolu Müzesince Yedigöller çevresinde yapılan arkeolojik yüzey araştırmasında, Bizans dönemine ait yerleşim yeri kalıntıları ile, birbirine yakın aralıklarla inşa edilmiş 5 adet kilise kalıntısı tespit edilmiştir.

1997 yılında Dörtdivan ilçesi, Köroğlu vadisinde yapılan arkeolojik yüzey araştırmasında 3 adet benzer planlı kilise kalıntısı ve bazı mezarlar bulunmuştur. Seben ilçesi Çeltikdere Köyü yakınlarında bulunan ve oldukça iyi korunmuş durumdaki Çeltikdere Bizans Kilisesi, Orta Bizans döneminin (M.S.842-1204) Bolu'daki en önemli örneğidir.



Resim 1: Cumhuriyetin ilk yıllarından bir Bolu görüntüsü (Fırkatepe / Hal 1940)

2.1. Bolu İli’nin Siyasal Tarihçesi :

Bolu’nun yazılı tarih öncesi dönemine ilişkin bilgiler pek kısıtlıdır. Eldeki bilgilere göre, buraya ilk yerleşenlerin Ön Hititler olduğu söylenebilir. Bolu Orman Mektebi’nin güneyindeki buluntular ile bir başka tepecikte (Hala Hisar) bulunan klasik çağ nekropolleri (mezarlık) kent tarihinin bu dönemlere değin uzandığını göstermektedir.
Büyük İskender’in ölümünden sonra, bölgede bağımsız Bitinya Devleti kurulmuştur. Eski Bolu, Bitinya ile Paflagonya’yı ayıran Filyos Irmağı’nın kıyısında bulunuyordu. Önceleri Bitinyum adı ile anılan İlkçağ kenti Bolu, İmparator Klavdius (41-54) döneminde Klavdiopolis olarak adlandırılmıştı. Ancak, eski Bitinyon ve Klavdiopolis kentlerinin bugünkü Bolu’nun çevresinde yer aldığı sanılmaktadır. Kentin ortasında yükselen tepe çevresindeki, iri taşlardan yapılmış duvar ve öbür kalıntıların, Bitinya kral saraylarından kaldığı ileri sürülmektedir. İS 123’te, İmparator Hadrianus döneminde kentin önemi giderek artmıştır.
VII. ve IX. yy’larda İslam ordularının, kenti çevreleyen dağlar nedeniyle bu bölgeye giremedikleri ileri sürülmektedir. XIII. yy’da Anadolu Selçukluları’nın eline geçen Bolu, daha sonraları İlhanlılar’ca fethedilmiştir.
Bolu’yu Osmanlı sınırları içine sokan Konur Alp, kentin ilk sancak beyi olarak bilinmektedir. 1324-1692 arasında sancak olarak yönetilmiştir.
1692’ de sancak beyliğinin kaldırılması nedeniyle, Bolu voyvodalık olmuştur. 1811’de II. Mahmud’un emriyle voyvodalık kaldırılınca, yerine Bolu Viranşehir adı ile mutasarrıflık kurulmuştur.1864’te Vilayetler Nizamnamesi ile Bolu Sancağı Kastamonu’ya bağlanmıştır.
1908’de II. Meşrutiyet’ten sonra ise, Bolu mutasarrıflık oldu ve Cumhuriyete kadar böyle yönetildi. Cumhuriyet’e sonra, il merkezi durumuna getirildi. Bolu tarihin her devresinde ilgi çeken bir yer olmuştur. İlk çağlarda Bithynia olarak anılan yöre; sonraları, Roma, Doğu Roma ve Bizans egemenliğine girmiştir.
Osmanlı kaynaklarına göre Bolu’nun doğusundaki yerler Konur Alp, Şahin Bey, Hızır Bey ve Eflagan Bey tarafından Türk hakimiyetine sokulmuştur.
İlk çağdan Osmanlılara kadar; kentlerin, önemli boğazların ve vadilerin, kasabaların korunması “Kale” ler aracılığı ile sağlanıyordu. Bolu ve çevresinde de bir savunma kaleleri ağı göze çarpmaktadır. Bolu Kalesi günümüzde mevcut değildir.
XIV. yy. başlarında Anadolu’da; merkezi Kastamonu olan Candaroğulları, Ankara’da Ahiler; Söğüt ve civarında Kayı’ lar; Sakarya Nehrinin doğusunda ve batısında Bizanslılar bulunmaktaydı. Göynük, Gerede, Bolu’da da Küçük Beylikler vardı. Üç tarafı  Türk Beylikleri ile çevrili idi.
Bolu’nun ilk tahriri, Evliya Çelebi’ye göre, Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. Bolu Sancağı’ nda ve Sancak Beyi’ ne bağlı olarak gözüken 36 kaza vardı.
Kanuni zamanında yeni açılan ve günümüzde Bağdat Caddesi olarak isimlendirilen yol üzerinde birçok kervansaraylar inşa ettirilmiştir. Bolu Kenti, bu stratejik konumu nedeniyle gelişmiş ve Kale çevresine yayılarak büyümüştür. 1528 yılına ait olduğu tahmin edilen tapu-tahrir defterindeki bilgilere göre nüfusu 2000’e yaklaşmaktaydı.
Osmanlı devresinde de Bolu zengin orman örtüsüne sahiptir. Bolu kerestesi, İstanbul’da tanınmaktaydı. İstanbul’un kömür, odun gereksinimi de Bolu’dan sağlanmaktaydı.
Bolu’ya kadar, ova içlerinde uzanan Bağdat Caddesi Köroğlu Derbendi, Çağa ve Gerede’de hep ormanlık arazi içinde kalıyordu. Bolu, XVII. yy. dan başlayarak kervanların geçtiği, Erzurum ve Kayseri yönüne gidenlerin konakladığı kasaba idi. Bu yüzden merkezde ve ilçelerde hanlar inşa edilmişti Gerede-Ankara bağlantısı basit bir yoldu.
Evliya Çelebi’den sonra XVIII. ile XX. yy. arasında birçok gezgin, Bolu ve kasabalarından geçmişler ve geniş bilgiler vermişlerdir. XIX. yy. ortalarında yapılan yönetimsel düzenlemeler (Vilayet Nizamnamesi) ile Bolu Sancağı da etkilenmiş, Eyalet, Sancak, Kaza alt üst ilişkileri yerine, Vilayet, Mutasarrıflık, Kaza ve Nahiye düzeni getirilmiştir. Bu bağlamda Konur Apa iptal edilerek Düzce Kazası kurulmuştur. Düzce pazarının merkezi olan Düzce, kaymakamın ikamet yeri olmuştur.


Harita ….: Osmanlı Dönemi’nde Bolu ve Çevre Yerleşimleri (Ulaşım)


1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşları’nda Bolu ile birlikte İzmit ve Adapazarı da büyük ölçüde göç almıştır. Kırım ve Romanya’dan gelen Tatarlar Düzce’de bir mahalleye yerleştirildiler. Rumeli’den gelen, Arnavutlar, Boşnaklar, Bulgaristanlı’lar, Düzce ve Adapazarı’nda iskan edildiler. Lazlar ise Düzce, Ereğli, Karasu ve Adapazarı dolaylarına yerleştiler. Düzce, Hendek, Akçaşehir, Akyazı ve Adapazarı dolaylarında  Kafkasya’lılar konduruldu.
Göçmenler daha çok Düzce’nin gelişmesinde etkili rol oynamışlardır. Bolu Mutasarrıflarından olup sonradan Arnavutluk Devleti’nin  kurucusu olan Kemal Bey döneminde, Bolu içinde ve ilçelerde imar faaliyetleri olmuş, yollar inşa edilmiştir. O dönemde bir Alman gezgininin ifade ettiği gibi “Osmanlı ülkesinde Avrupa tarzı yapıya kavuşmuştu.” Kemal Bey suyolu taşımacılığı üzerinde de durmuştur.
II. Abdülhamit devrinde Bolu Sancağının nüfusu 325.300 dür. 1950 yılı sayımına göre Bolu İlinin toplam nüfusu 299.799’dur. Bolu Sancağı, Bolu ilinden daha büyük bir alan kapsadığına göre son yüzyıl içinde Bolu ili ve yakın çevresinin nüfus yoğunluğunun arttığı söylenebilir. Abdülmecit zamanında ilk Ermeni aileleri Bolu’da Ilıca yolu üzerine, Düzce’de ise İcadiye Mahallesi’ne yerleşmişlerdir.  XIX. yy.’ın sonlarında Bolu’dan demiryolu geçirme çalışmaları da zaman zaman gündeme gelmiştir.

Harita ….: Osmanlı Dönemi’nde Bolu Sancağı ve Çevre Yerleşimleri


Yukarıdaki Harita…; ‘da Bolu ve çevresindeki köy yerleşimleri görülmektedir. Bunlar; doğuda Ermeni, Tsikinler ??), kuzey-doğuda; Sokullu, kuzeyde; Haladjlar, ve batıdan doğuya doğru sıralanmış, Düzce yolu üzerinde Berberler,  Karakeçi (??), Paşakent, Borazanlar köy yerleşimleridir.  
1528 senesine ait olduğu tahmin edilen 438 numaralı tapu-tahrir defterinde, XIV. yy. da kurulmaya başlanan ve XVI. yy. da gelişmesini tamamlayan mahalleler şunlardı; Aslı Han veya Aslı Hatun, Gölyüzü, Cami, Turşucuoğlu, Hoca Bey, Hatip, Karaçayır, Hacı İlyas Oğlu, Ak Mescid, Dabbağan (: Tabaklar), ve Uğurlu Naib (sonra : Karamanlar). Bu mahalleler de, diğer yerlerde olduğu gibi bir mescid veya cami etrafında teşekkül etmiş olup, nüfusu ortalama hesaplamalara göre 2000'e yaklaşmakta idi. Evliya Çelebi'nin 1645 senesindeki seyâhatinde ise, Bolu eskiye nazaran oldukça büyümüş ve birçok güzel binalarla süslenmişti  (http://www.asagiduger.com/bolu-sancagi.html).
V. Mehmet zamanında Mutasarrıf olan Kani Bey, imar faaliyetleri ile adını duyurmuş ve bugünlere ulaşan Hükümet Konağını inşa ettirmiştir.

BOLU İLİ TARİHİ HARİTASI (19. yy sonu)

Bolu İl genelinde 19.yy. sonu – 20 yy. başlarına tarihlenen geleneksel Türk ev mimarisi tarzında inşa edilmiş çok sayıda sivil mimari örneği yer almaktadır. Bolu'da bütün Karadeniz'de olduğu gibi bu tarz mimari ile yapılmış 19.Yüzyıla ait çok sayıda köy ve yayla evi de bulunmaktadır.Yapım tekniği ve depremler nedeniyle daha önceki tarihli konut yapılarına rastlanmamaktadır. Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından Bolu il merkezinde 32 adet ev tescil edilerek koruma altına alınmıştır. 


 2.2. İl’in Tarihi Gelişiminde Sosyo – Ekonomik Etmenler :

2.2.1. İl’in Zaman İçinde Üstlendiği İşlevler ve Ülke Ölçeğinde Gelişen Farklı Teknolojilerin Bu İşlevlere Etkisi :


Gelişmeye uygun bir coğrafi konumu olan Bolu İli’nin, gelişmesinin, ülke ve bölgesine oranla, yeterli bir hıza ulaşmadığına ilişkin global bilgiler, I. Bölümde özetle sunulmuştu. Bu gelişmenin görece geç ve yavaş olması çeşitli nedenlere bağlıdır. Bunların başında doğal koşulların getirdiği sınırlamalar gelir. Kuşkusuz doğal koşulların getirdiği sınırlamalar, yakın bir geçmişe kadar tarımın başat olduğu il için tarımın gelişmesini de sınırlamıştır. Topraklar engebeli, orman alanları geniştir, tarım alanları da göreli olarak dardır. Buna karşın İlin ulaşılabilirlik düzeyinin artması, otoyolun ve D-100 devlet yolu üstünde bulunması, bu yolların standartlarının geliştirilmesi İl’e, belli bir canlılık getirmiş, tarımsal ürün deseninin çeşitlenmesine ve pazara açılmasına neden olmuştur. Ancak bu canlılık, D-100 ve Otoyol üzerinde bulunan yerleşmelerle sınırlı kalmış, bu yollar üzerinde bulunmayan ilin diğer yerleşmeleri göreli olarak yeterince gelişmemişlerdir.
Tarım sektörü bağlanımında ürün deseni içinde tahıl türleri üstünlüğünü sürdürmektedir. Ancak 1970’ li yıllarını başından başlayarak makinalı tarıma geçişin hızlanması ile hem üretim, hem verim, hem de gelir düzeyinde önemli artışlar meydana gelmiştir. Öte yandan , 1970’li yıllardan sonra özellikle sanayi kuruluşlarının İstanbul’da ve yakın çevrede, doğu yönünde Gebze, Kocaeli, Adapazarı yörelerinde yer seçmesi, Bolu İlini de ilgi alanı haline getirmiş, ilin kalkınmada öncelikli yöre seçilmesi, sanayi kuruluşlarının il içinde giderek artmasına, özellikle orman ürünleri sanayinin varlığını geliştirmesine neden olmuştur. Orman ürünleri sanayiine dayalı entegre tesisler yapılmış, Ulaşım sektörüne dayalı Küçük Sanayi Siteleri, Organize Sanayi Bölgeleri girişimleri hızla yaşama geçirilmiştir.
Bu durum kapalı bir tarım ekonomisine dayalı Bolu ilinin ulaşılabilirliğinin artması ile farklı teknolojilerle tanışması, teknolojik gelişmelere açılması, dolayısıyla ekonomik ve sosyal açılardan gelişmesinin hızlanması anlamına gelmektedir. Bu gelişme, İlin İstanbul – Ankara Metropolleri Aksı üzerindeki, Gerede, Bolu ve Düzce yerleşmelerinde çeşitli sosyal ve ekonomik göstergelerle kanıtlanmaktadır. Ayrıca bu gelişmeyle birlikte yerleşmelerin kimliklerinin de belirginleştiği görülmektedir. Örneğin; Düzce bir “Sanayi ve Ticaret Kenti” olma yolundadır. Bolu “Hizmet Sektörü” nün yoğunlaştığı bir kent görünümündedir. Gerede’nin de kendini bulma sürecinde olduğu izlenebilmektedir.
Bütün bu nedenlerle, Bolu ilinde Ülke içinde gelişen farklı teknolojilere dayalı olarak, il’in ya da il içindeki yerleşmelerin üstlendiği işlevlerin henüz belirginleşmediği söylenebilir. Ancak şu anda saptanabilen ve sezilebilen eğilimler, önümüzdeki yirmi yılda kentlerin kimliklerinin gelişen teknolojilerin desteği ile, daha açık olarak ortaya çıkabileceğini göstermektedir.

2.2.2. Bolu Kenti’nin Üstlendiği İşlevlerin ve Kullandığı Teknolojilerin Bir Fonksiyonu Olarak Nüfusun Gelişimi:
Türkiye genelinde kırsal nüfusun genel nüfusa oranının 1960, 1975 ve 1990  nüfus sayımlarında sırasıyla % 68,1, % 58,1 ve %41,0 oranında gerçekleşmesine karşın; Bolu ili genelinde aynı sayım yıllarında kırsal nüfusun genel nüfusa oranı yine sırasıyla % 84,7, % 77,4 ve %62,2 oranlarında gerçekleşmiştir [8].
Bolu İli’nde her üç sayım yılında da kırsal nüfus oranı ülke ortalamasının çok üzerinde gerçekleşmiştir. Bu ise, Bolu İli’nin nüfus yapısı bakımından kırsal özelliğinin daha belirgin olduğunu ortaya koymaktadır. Kırsal nüfusun oranları ilçeler bazında incelendiğinde, 1960 ve 1975 nüfus sayımlarında göreli olarak yalnız Bolu merkez ilçe kent özelliğine daha fazla sahipken, 1990 yılına gelindiğinde yine göreli olarak Bolu merkez ilçenin kentsel özelliğinin yanında Düzce, Yeniçağa ve Seben gibi merkezlerin de kır ve kent nüfusu dağılımında, kent nüfusuna hızlı bir kayış gösterdiği görülmektedir.
Bolu İli’ nin toplam nüfusu, bir önceki bölümde özetle tanımlanan İşlev – Teknoloji ilişkilerine dayalı olarak özellikle kentsel yerleşmelerde sıçrayarak gelişmiştir. Kentleşme bir sosyo-ekonomik sürecin mekana yansımasıdır. Kentsel nüfusun gelişmesi de bu yansımayla kanıtlanmaktadır.

Örneğin; Bolu İli kentsel nüfusu  1950 = 100 olarak endekslendiğinde;
·      1950-1960 yılları arasında 64.82 puan artarak 1960’ta 164.82’ye,
·      1960-1970 yılları arasında 79.45 puan artarak 244.27’ye,
·      1970-1980 döneminde 83.27 puan artarak 329.00’a,
·      1980-1990 arasında 259 puan artarak 250.43 puan artarak 588.43’e,
·      1990-1997 yılları arasındaki 7 yıllık devrede ise 179 puan artarak 767.78’e ulaşmıştır.

Bolu İl’ inde kentlerdeki belirginleşme sürecinde olan işlevsel farklılıklar ve sosyo-ekonomik gelişme özellikle kentsel nüfus artışını da etkilemiştir. Bu durum ilçe merkezleri ölçeğinde yapılacak bir değerlendirmede de açıkca görülecek ve İstanbul – Ankara ulaşım aksı üzerindeki yerleşmelerin gelişmeleri saptanmış olacaktır.

2.2.3. İldeki Yerleşim Alanlarının, Sosyal Yapının Bir Fonksiyonu Olarak Mekana Yansıma Dinamiği :

Osmanlı son dönemleri ile Cumhuriyetin ilk yıllarındaki savaş, isyan vb. hareketlerin durması ile birlikte, İkinci Dünya Savaşı Dönemi’ni de içine alan yıllar Türkiye’yi olduğu gibi Bolu İli’ni de bir durağanlığa itmiştir. Ancak  1950’den sonra Türkiye’nin yaşadığı kentleşme, sanayileşme, tarımda mekanizasyon, ulaşım ve iletişimdeki gelişmeler, yoğun eğitim seferberlikleri vb. olgular kır ve kent yaşamını hareketlendirmiştir.
Özellikle kır / kent nüfus dengesinin kent’lerden yana hızla değişmesi, kent mekanlarını etkilediği gibi kırsal kesimi de etkilemiştir. Bu etkilenme son 45 yılda ülke düzeyinde yaklaşık % 20 - % 80 olan kır-kent dengesini kentten yana             % 55 - % 45 düzeyine getirmiş, bu oluşumdan Bolu İli de nasibini almıştır. Kent mekanlarında da çok hızlı bir dönüşüm, yıkılıp yükselme ile yoğunlaşma, ya da yaygınlaşarak yeni legal ve illegal bir yapılaşma yaşanmıştır. Bu olgu hızını yitirmiş olmakla birlikte görünür biçimde sürmektedir. Bu bağlamda, İl içinde değerli tarım alanlarında yasal olmayan sanayi ve konut alanları düzensiz bir biçimde yapılaşmaktadır. Planlı / yasal yapılaşmalar imar planı sınırları içinde ya da mevzii planlar yolu ile sıçrama biçiminde görülmektedir. Özellikle mevzii planların, bir makro plan, ya da makro plana girdi olabilecek bir biçimde deneyimli bir gözün süzgecinden geçmediği için gelecekte çok önemli planlama sorunlarına neden olacağı söylenebilir.
Bolu İli’nin kıyı kesiminde de kıyı yasası ve mevcut Master Plan ile çelişen önemli kaçak yapılaşmalar çözümsüzlükler sergilemektedir.
Bu olguların temelinde imar kurumunun ataleti ile, planlama pratiğinin kentsel gelişme dinamiğine uyum sağlayamaması yatmaktadır. Bolu ili içindeki tüm yerleşmelerin bu bağlamda önemli sorunları vardır. Mudurnu ve Göynük yerleşmelerinde Koruma Amaçlı İmar Planları’nın edilgenliği, Akçakoca’da Kıyı Yasası’nın sınırlamalarına rağmen oluşan yapılaşmalar, Gerede’deki hızlı sanayileşme ile toprak değerleri ve sulama projelerinin çatışması, otoyolun yapımına koşut, otoyolun yakınından geçtiği yerleşmelerin imar planlarının hızla gözden geçirilmemesi vb. sorunlar çözüm bekleyen planlama sorunlarıdır.
İlin yerleşme desenini etkilemiş olan ve hızla önlem alınmazsa onarılamaz yaralar açacak olan bu gelişmeler, sosyo-ekonomik yapının mekâna yansımasından kaynaklanmaktadır. Farklı ölçeklerdeki fiziksel planlar ise bu olguyu yönlendirecek araçlardan sadece bir tanesidir.


2.4.           NÜFUS

2.4.1. Türkiye’ de, Batı Karadeniz Bölgesinde,  Bölgedeki İllerde Kentsel / Kırsal Nüfus Dağılımı :

Türkiye’de 1950 yılında kırsal nüfus, Toplam nüfusun % 26.7 ‘si, kentsel nüfus ise % 73.3 ‘ü idi.
Türkiye’deki Kentsel / Kırsal nüfusları 1950 yılı = 100 olarak anılarak düzenlenmiş olan tabloya bakıldığında (Tablo :  5 ) Türkiye toplam nüfusunun 1997 yılında 300.11 endeks değerine ulaştığı bir başka anlatımla yaklaşık 3 kat arttığı görülür. Türkiye Kentsel nüfusu için de 1950 yılı değeri = 100 olarak endekslendiğinde bu nüfusa karşılık  gelen endeks değerinin 779.55 olduğu, kentsel nüfusun yaklaşık 7,8 kat artığı görülmektedir.




BOLU
KASTAMONU
ZONGULDAK
BATI KARADENİZ
TÜRKİYE
YIL
Toplam
Kent.
Kırsal
Toplam
Kent.
Kırsal
Toplam
Kent.
Kırsal
Toplam
Kent.
Kırsal
Toplam
Kent.
Kırsal
1950
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
100.00
1955
106.47
126.62
103.85
103.88
113.04
102.66
113.55
128.78
110.30
108.30
123.69
105.81
114.88
132.10
109.13
1960
117.75
164.82
111.62
111.81
132.99
108.98
116.48
127.65
113.70
121.28
155.29
115.77
132.50
168.94
120.33
1965
128.06
204.12
118.17
113.92
147.15
109.49
114.21
126.71
110.72
132.02
189.52
122.72
149.86
206.47
131.10
1970
134.68
244.27
120.42
115.21
179.87
106.57
114.37
140.28
106.09
142.60
248.68
125.43
169.76
266.21
139.55
1975
143.00
280.37
125.12
113.05
191.93
102.52
112.43
119.22
109.57
152.36
287.48
130.49
192.62
321.66
149.52
1980
157.36
329.00
135.02
116.17
218.39
102.53
114.22
118.78
112.12
167.93
337.78
140.44
213.57
374.60
159.79
1985
168.37
416.54
136.08
116.17
268.05
95.90
109.40
112.14
108.07
178.93
396.13
143.76
241.87
500.84
151.56
1990
179.08
588.43
125.09
109.27
325.80
80.37
102.73
117.32
95.36
181.96
490.18
132.07
271.96
635.47
147.40
1997
184.46
767.78
108.55
-
-
-
-
-
-
-
-
-
300.11
779.55
140.00

1950-1997 SAYIM YILLARI ARASINDA TOPLAM, KENTSEL, KIRSAL NÜFUS ENDEKSLERİ (1950=100)



Farklı sayım yıllarında ve 1950 sayım yılını 100 kabul ederek yapılmış, endekslemede, toplam nüfus ve kentsel nüfustaki artış değerlerini Türkiye kırsal nüfusu için yakalamanın olasılık dışı olduğu görülmektedir. Türkiye için 1950 yılı kırsal nüfusu 100 kabul edilirse bu endeks 1997’de ancak 140 olabilmiştir. Bir başka anlatımla toplam 47 yılda ülke kırsal nüfusu ancak % 40 kadar artmıştır. Bu durum, bilinen ve sözü çok edilen kentleşme’den kaynaklanmaktadır.
Türkiye için saptanmış bulunan ve yaklaşık  47 yıllık bir dönemi içine alan nüfus artış endeksleri, Batı Karadeniz Bölgesi için yapıldığında farklı bir görünüm ortaya çıkmaktadır. Örneğin Bölgede Kentsel nüfus 1950 = 100 alındığında, 1990 da 490.18 olmuştur. Bu değerin Türkiye genelinde aynı yıl için 635.90 olduğu hatırlanırsa; hemen Türkiye’deki kentsel nüfus artış hızının Bölgenin kentsel nüfus artış hızından fazla olduğu saptanır.
Aynı benzerlik Bölge kırsal nüfusunda da gözlenmektedir. 1950 = 100 kabulu ile yapılan endekslemeye göre, 1990’da Bölge endeks değeri 132.07 olmuştur. Yani Batı Karadeniz Bölgesinin nüfusu yaklaşık 40 yılda sadece % 32 kadar artmıştır bu oran Türkiye için % 40 tır.
Sonuç olarak : Batı Karadeniz Bölgesinde nüfus artışı Türkiye’deki nüfus artışının altında bir artış göstermektedir. Aynı durum kentsel nüfus artışında  da görülmektedir. Kırsal nüfus artışı Türkiye kırsal nüfus artşının bir miktar altında bir hızla gelişmektedir.

 

Bolu ili göç veren şehirler arasında yer almaktadır. Nitekim, 1990-2005 döneminde nüfus artış hızı yavaşlamış olmakla birlikte, büyük yerleşme yerlerine yönelik göç sürmektedir. Özellikle, Seben, Kıbrısçık ve Dörtdivan ilçeleri net göç hareketlerinin görüldüğü merkezler olarak dikkat çekmektedir. 12 Kasım depreminin merkez ilçe ve bağlı ilçelerde nasıl bir nüfus hareketine yol açtığı konusunda bilgi bulunmamakla birlikte, il toplam nüfusunu %30’unu oluşturan Düzce ilçe merkezinin il olması ve il nüfusunun %22’sini oluşturan Akçakoca, Cumaova, Çilimli, Gölyaka, Gümüşova, Yığılca ve Kaynaşlı ilçelerinin Düzce il’ine bağlanması sonucu Bolu il nüfusunda %50’den fazla bir azalma meydana gelmiştir. [9]


Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre ilin genel nüfusu 270.417 olup, kentsel nüfus 157.938, kırsal nüfus 112.479’dur. İlimizde şehirde yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı % 58 iken, kırsalda yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı % 42’dir. Bolu Şehir Merkezi Nüfusu 107.857’dir.
Tablo 1: İlçelere Göre Nüfus ve Kır-Kent Dağılımı
İlçeler
1990 Genel Nüfus Sayımı
2000 Genel Nüfus Sayımı
2007 (ADNKS)*
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Toplam
Şehir
Köy
Merkez
114.022
61.509
52.513
135.009
84.565
50.444
156.498
107.857
48.641
Dörtdivan
13.499
2.787
10.712
9.528
3.335
6.193
7.108
2.004
5.104
Gerede
41.274
18.780
22.494
41.391
25.188
16.203
34.444
23.310
11.134
Göynük
19.805
3.812
15.993
18.589
4.984
13.605
16.609
4.269
12.340
Kıbrıscık
6.716
1.632
5.084
5.534
2.549
2.985
3.932
1.466
2.466
Mengen
18.982
4.298
14.684
16.504
5.411
11.093
14.875
5.331
9.544
Mudurnu
26.864
5.237
21.627
25.148
5.955
19.193
21.450
4.856
16.594
Seben
10.883
4.165
6.718
8.871
4.334
4.537
6.973
3.049
3.924
Yeniçağa
10.874
5.331
5.543
10.080
6.364
3.716
8.528
5.796
2.732
TOPLAM
262.919
107.551
155.368
270.654
142.685
127.969
270.417
157.938
112.479

Tablo 2:Bolu İlçelerinde Nüfus Yoğunluğu Dağlımı
İlçeler
Nüfus
Nüfus Yoğunluğu
Merkez İlçe
156.498
102
Dörtdivan
7.108
25
Gerede
34.444
27
Göynük
16.609
12
Kıbrısçık
3.932
6
Mengen
14.875
17
Mudurnu
21.450
16
Seben
6.973
10
Yeniçağa
8.528
38
Toplam
270.417
33
Kaynak: TÜİK, 2008.

Nüfusun yerleşme merkezlerine göre (mekansal) dağılımına bakıldığında, merkez ilçe toplam nüfus, nüfus yoğunluğu, nüfus artış hız ve şehirleşme oranı itibariyle il’in en gelişmiş ilçesidir. Merkez ilçe toplam nüfus içinde il merkezinde yaşayanların oranı, yani şehirleşme oranı, %62.64’dür. Şehirleşme oranı yüksek bir diğer ilçeler ise, %60’lara varan oran ile Gerede ve Yeniçağa ilçeleridir.
Merkez ilçede nüfus yoğunluğu 102 kişidir. Nüfus bakımından en küçük ilçe olan Kıbrısçık, nüfus yoğunluğunun da en düşük 6 olduğu ilçe olarak göze çarpmaktadır.

  



[1]Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Haziran 2010.
[2] DARKOT, B., 1997, “Bolu”, İslam Ansiklopedisi, c.: 2, Eskişehir: MEB Yayınları, s. 707.
[3]HOŞCAN, N., 2008, “Bolu İli Tarihsel Kent Merkezi Üzerine Bir İnceleme” , Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Çevre Bilimleri “Kentsel Çevre” Dersi Doktora Semineri.
[4] BAYRAKTAR, D., 1995, “Şer’iye Sicillerine Göre Tanzimat’ın İlk Yıllarında Bolu” (1838-1850). Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ankara.s. 17.
[5] www.bolu.gov.tr
[6]BOLU 1998 YILLIĞI, 1998, Bolu Valiliği, S.53.
[7]YALMAN, B., 1986, “Bolu Hisartepe Kazısında Bulunan Tapınak Kalıntısı”, IX. Türk Tarih Kongresi’nden Ayrıbasım, S.435 – 450.
[8]Taraklı, D., 1998, “Plansızlık / Değişme, Gelişme Sürecinde Bolu’nun Orman ve Yaylaları”, Sosyo-Ekonomik Değişim Sürecinde Bolu Yayla ve Ormanları Sempozyumu, 7-9 Mayıs 1998, S. 123-124.
[9] Ulusoy, 2004: 7
[10]Bolu Merkez Kürkçüler Mevkii 1/1000 Ölçekli İmar Planı Açıklama Raporu, Rıza Tolga Tatlı Planlama Bürosu, S.1.
[11]Bolu Valiliği, Tarım İl Müdürlüğü’nün 01.06.2006 Tarih ve 6582 Sayılı Yazısı ile. 4342 Sayılı Mera Kanunu’nun 5187 Sayılı Kanunla değişik 14. Maddesinin © bendi uyarınca tahsis amacı değiştirilerek hazine adına tescil edilmiştir.   

No comments: