Wednesday, January 26, 2011

                   Glacier National Park, Montana 
                   (http://blog.hostelbookers.com/travel/national-park-vacations/)



DOĞA PARKLARI TASARIMI İLKELERİ
Prof. Dr. Mehmet Tunçer


İnsan medeniyetleri, su kenarında olan yerlerdeki olanaklar sayesinde çok daha başarılı ve yaratıcı olmuşlardır. Su ve yeşil insan doğasının temelini oluşturur, bununla bütünleşmiş bir ortam her zaman dinlenme ve yenilenme (rekreasyon) olanağı sağlar. Doğa Parkları oluşturulması düşüncesi yüzyılımıza ait olduğu halde, binlerce yıldır insanlar doğayı düzenleyerek içinde yaşamayı tercih etmişlerdir. 

Fotoğraf….: Japon Bahçeleri Binlerce Yıllık Bir Geleneği Sergilemektedir.

1. SU İÇİNDE DOLAŞIM VE SUYUN KULLANIMI

Büyük ve şehirlerden nispeten uzak olan Doğa Parkları’nda bot, sandal ve kanolar daha çok tercih edilmektedir. Doğa Parklarında suyun niteliğinin arttırılarak, suyun (akarsu/göl/gölet vd) içme/kullanma suyu olarak da gerektiğinde kullanılabilecek kalitede tutulması ve su ile insanı buluşturacak ulaşım araçları da kullanılabilir.


Fotoğraf……: Doğa Parklarında kano kullanımı su kirlenmesini önleyici bir önlemdir.

Doğa Parklarında; su ve yeşil ile insanın kaynaşması, bütünleşmesi, karşılıklı etkileşim içinde bulunması esas amaçtır. Bu amaca ulaşırken su kalitesinin bozulmaması, kirlilik yaratılmaması ve ekolojik dengenin korunması da gerekli düzenleme ve kısıtlamalarla sağlanmalıdır.

Fotoğraf ….: Boston şehrindeki bir parkta pedallı kayık ile ziyaretçiler park ve gölü gezebilmektedir.


Doğa Parkı'nı ziyaret edenlerin sayısı çok fazla olursa, hem doğal taşıma kapasitesi aşılacağı için su kalitesi bozulacaktır ve hem de ziyaretçiler birbirlerini rahatsız edecekleri için rekreasyon deneyimi olumlu olamayacaktır. Mümkün olduğunca fazla insanın parktan yararlanmasını sağlamak için, kullanımlar arası ilişkiler iyi analiz edilerek yoğunluğun dengeli dağılımı sağlanmalıdır. Doğal kaynağın korunması amacıyla, "Taşıma Kapasitesi"nin hesaplanarak bu kapasitenin aşılmaması için kullanıcılara ve bazı kullanım biçimlerine sınırlamalar getirmek gerekir.
Ne kadar temiz tutulursa tutulsun, yapay göller zaman zaman boşaltılıp, büyük bir temizlikten geçirilmekte ve gereken yerlerde bakım ve onarım yapılmaktadır. Barajların ve yapay göletlerin en büyük sorunlarından biri olan alüvyon ve atıklarla dolma olgusu, çevresinde yoğun yapılaşmalar olan su yüzeylerinde daha fazla olmaktadır.


Fotoğraf…..: Kanoların en fazla tercih edilen su taşıma araçlarından birisi olmasının nedeni hem ekonomik olması ve hem de taşımanın kolay olmasıdır.

Park planlayıcılarının, gerek kanoların ve gerekse raft gibi diğer su taşıma araçlarının kullanılabilmesi için ulaşım ve otopark gibi tesisleri unutmaması gereklidir. Ulaşımın doğayı, var olan yeşil dokuyu tahrip edecek şekilde değil, mevcut izleri kullanacak şekilde tasarlanması uygun olacaktır.


Fotoğraf…..: Bot ve Kanolar İçin Su Kıyısında Servis ve Yanaşma Yerleri


Otoparkların yanı sıra, kano ve kayıkların suya girişi bölgeleri saptanarak, hem doğayı koruyucu ve hem de kullanışı kolay olan tesisler yapılmalıdır. Bu tesislerin, mutlaka yapılı olması gerekmez, kıyıyı doğal olarak muhafaza edecek, taş, kum/çakıl vb sıkıştırılmış doğal malzemeler kullanılabilir. Kıyı doğal bitki örtüsünün korunması ve kıyıda görselliği bozacak yapılar yapılmaması esas ilkedir.




Fotoğraf....: Bot/Kanolar İçin Su Kıyısında Doğal Yanaşma Yerleri

Bot ve kanolar ile kayık/sandal/yelkenli kullanımı belirli bir yoğunluğun üstüne çıkmamalıdır. Kirlilik oluşturmamak amacı ile belirli noktalarda toplanmış servis/odak noktaları planlanmalı  ve bu odaklarda yeme/içme (gastronomi), tuvalet, çöp toplama, sağlık, telefon vb. servis ve hizmet üniteleri bulunmalıdır. Uygun alanlarda bu ODAK’lar, çay bahçesi, kafe gibi daha geniş kitleye hizmet verecek şekilde tasarlanabilir.
Doğa Parkları’nda eğer dere, nehir, göl, deniz gibi doğal ve yapay su elemanları varsa, insanların suyun kenarına nasıl getirileceği ve sahil kenarlarının nasıl planlanacağı çok önem kazanır.


Fotoğraf...: Su Kıyısında Doğal Yürüme Yolu (Promenad)

Eğer su seviyesi devamlı değişiyorsa, suya kadar inen çimenlik ve diğer bitkisel materyal su altında kalınca yaşamayıp ölünce estetik görünüm bozulur.
Bu durumda ya çimen vs yerine, suya dayanıklı saz gibi bitkiler kullanılmalı, ya da taş, kaya vs gibi bitkisel olmayan maddeler kullanılmalıdır.


Fotoğraf….: Su İle Kıyı Kenarının Doğal Çim Örtüsü


2. VİSTA, BAKI, SEYİR TERASLARI VE PANAROMİK NOKTALAR

Vista, bakı, seyir terasları ve panaromik noktalar saptanarak doğal peyzajın daha iyi seyredilmesi ve algılanması sağlanmalıdır.  Tepe noktaları bu tür odakların oluşturulması için en ideal konumlardır. Panaromik noktalarda konumlandırılacak dürbünler ile doğal yaşam izlenebilir. Yaya patikaları ve erişimleri özürlülerin ihtiyaçlarını da göz önüne almalıdır.


Fotoğraf...: Özürlüler İçin de Uygun Olabilecek İskele Tasarımı

Aşağıdaki fotoğrafta; bir akarsu üzerine yapılan köprü, hem çevreye uymakta, hem de yayaların emniyet içinde ve kolaylıkla akarsuyu geçmesini sağlamaktadır. Ahşap malzeme dayanıklılığı ve çevreye uyumu açısından tercih edilmiştir. Görsel olarak da fotoğraf, video vb. çekimlerinde çevreye uymakta ve aykırı durmamaktadır.

Fotoğraf….: Bir Akarsu Üzerine Kurulan Ahşap Köprü

Doğa Parklarında özel faaliyetler için kullanılacak bina ve tesislerin dikkatle ve üstün bir kalite ile yapılması parkın başarısını arttırır.  Park için gerekli servisler küçük boyutlarda, doğa ile uyumlu, özel tasarımlar ile yapılmalıdır.


Fotoğraf….: Doğa Parklarında Yapılaşma Pastoral Görünümü Bozmamalıdır.

Yaya patikalarının düzenlenmesinde, doğaya uyum ve manzaranın değişkenliğini ve zenginliğini sağlamak en önemli kriter olarak kabul edilmelidir. Bakı ve seyir teraslarının konumu, yer seçimi önem taşımaktadır. Bu yerler, özellik taşıyan noktaların değerlendirilmesi ve geliştirilmesi şeklinde olmalıdır. Tepelerin en üst noktalarını, yamaçları değerlendirerek, hem yangın gözetleme kuleleri, hem de manzara (kuş, doğa) seyir noktaları oluşturulabilir.

Fotoğraf….: Ahşap Malzeme İle Oluşturulmuş Bir Yaya Yolu ve Manzara / Bakı Terası

Bu bakı noktaları; yer yer aynı zamanda birer odak noktası olarak kullanılabilecek ve gerekli servisler buralarda yer alabilecektir. Bakı/seyir teraslarının başka noktalardan algılanmasında çirkin görünümler oluşturmamak için ölçekli uygulamalar yapılmalıdır. Bu ölçek, tepe veya bakı noktasının yeri, konumu ve niteliğine göre değişebilir. Ancak, yüksek ve beton yığını izlenimi veren yapılaşmalar genellikle uzaktan doğaya aykırı bir izlenim vermekte ve görüntüyü bozmaktadır.
Bakı ve seyir noktalarında; yürüyüş yollarında, yer ve konuma göre güvenlik önlemleri önem taşımaktadır. Bu güvenlik önlemlerinin en önemlisi, parkın etkin kullanım süresini arttırmak anlamında da gerekli olan, iyi bir aydınlatma sistemidir. 

Fotoğraf….:  Yaya Patikaları Oturma ve Aydınlatma Öğeleri İle Donatılmalıdır.

Park ziyaretçilerinin parka gelişleri sırasındaki ilk imajları çok önemli olduğu için, bu yerlerin düzenlenmesi parkın başarılı veya başarısız olmasında büyük rol oynarlar.

Giriş noktaları, önemli kapılardır ve bu noktalarda ziyaretçileri bilgilendirmeye, yönlendirmeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik her türlü servis ve hizmet üniteleri yer almalıdır. Doğa Parkı alanına ana yollardan giriş özel olarak planlanmalıdır. Ana ulaşım girişleri, parkı özelliğine göre geliştirilmelidir.

Fotoğraf….:  ADB’de Notch Parkway Girişi

Park alanında yapılacak otoparklar da büyük bir dikkatle planlanmalıdır. Otoparklardaki peyzaj düzenlemelerinde gölge verecek ağaçlar hem fonksiyonel hem de estetik değer için kullanılmalıdır. 
Ana gelişme fikri ve kavramına uygun olarak düzenlenen yapılar hem fonksiyonel olmalı, hem de çevre ile uyum içinde olmalıdır. Örneğin; aşağıdaki fotoğrafta görülen bina bir ziraat müzesi olarak ve ziraat depoları görünüşünde tasarlanmıştır.

Fotoğraf….:  Ziraat Müzesi Olarak Tasarlanan Bir Yapı



No comments: