YIKMAYIN
ANAFARTALAR ÇARŞISINI, ULUS İŞHANI’NI,
ANKARA HALİ’Nİ..
YIKAMAZSINIZ
ULUS’U!.. (4)
Doç.Dr. Mehmet
TUNÇER
Ulus yazıları, "Ankara Magazine" Dergisi Mart, Nisan
ve Mayıs 2007 Sayılarında yayınlanmıştır. Belediye'nin yıkımı beklenirken, ne
yazık ki terör eylemi sonucu patlayan bir bomba 6 masum insanı aramızdan
ayırmış, 100 civarında masum insanı da yaralamıştır. İnsanlığa yapılan bu
saldırıyı kınıyorum..
Binlerce yıllık geçmişe sahip
Eski Ankara’nın tarihsel, arkeolojik ve kültürel değerlerini bünyesinde
barındıran kesimlerinin planlı ve programlı bir uygulama ile korunması ve
geliştirilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik Atatürk Cumhuriyeti’nin Başkenti
olan Ankara’da yaratılan çağdaş ve modern kent olgusunu bütünleyecek olan
kültürel mirasın geleceğe bir bütün olarak aktarılması amacına yöneliktir. Ulus’u değil yıkmak, koruyarak geleceğe
yönelik olarak muhafaza etmek gereklidir.
1711
Tarihli Ankara Gravürü (P. Tourneford)
Ancyra, Enkür, Angora ve nihayet
20 yy.da Ankara Şehri binlerce yıllık bir kültürel sürekliliğin ve
uygarlıkların bir karışımı, bir sentezi olmalıdır. Geçmiş kültür değerlerinden,
şehir dokusundan mimarlık ürünlerinden, arkeolojik değerlerden, sanat
eserlerinden esinlenerek, yararlanarak, onları koruyup geliştirerek daha ileri,
daha çağdaş ve daha yaşanabilir bir çevre, bir şehir ve bir kültür
oluşturulabilir.
Ankara’nın şehir kimliği
medeniyetlerin bir araya geldiği, Hacı bayram ile Augustos Mabedi’nin yan yana
oluşturduğu simgesel anlam gibi kaynaştığı, kültürlerin birbirine hakim
olmaktan çok saygılı olduğu bir evrensel kültürdür. Bu evrensel kültürün
göstergelerinin korunması, gelecek kuşaklara birbirlerine saygı duymalı ve
sevecekleri, kardeşçe yaşayabilecekleri bir dünya bırakacaktır.
Von
Vincke’nin 1938 Tarihli Angora Haritası
Koruma, tek yapı, çevre, şehir ve
bütünü ölçeğinde geliştirme ve yenilemeyi de içermektedir. Sürdürülebilir
koruma düşüncesi çerçevesinde kültürel değerlerin korunması yanında, tarihsel
çevrelerin bir konut dokusu, konut stoku olduğu düşünülmeli ve koruma yanında
ıslah/ rehabilitasyon çabaları da etkin olmalıdır.
Koruma, geliştirme ve yenileme
çabaları, planlı, programlı ve parasal kaynaklara bağlı, etaplama ve örgütlenme
ile birlikte gerçekleştirilebilirse başarılı olabilir. Bu nedenle, günümüze
kadar yapılan planlama çalışmalarına örgütsel ve parasal boyut katılmalı ve
öncelikler saptanarak etaplama halinde uygulama yapılmalıdır.
PLANLAMA
BOYUTU
Ulus Tarihsel Kent Merkezi ve
Kaleiçi üzerindeki merkez baskısı, Kazıkiçi Bostanları kesiminde yarışma sonucu
tasarlanan 2020 Kent Merkezi Projesi’ne ağırlık verilerek hafifletilmelidir.
Ulus’ta yer alan ve tarihsel çevre ile bağdaşmayan bazı sanayi, depolama,
ticaret vb. faaliyetler bu kesime kaydırılmalıdır.
Ulus Tarihi Kent Merkezi dışında
henüz koruma planlaması yapılmamış Cebeci’ye kadar olan alanların koruma amaçlı
planlama çalışmalarına öncelik verilmelidir. 1/1000 ölçek bir “çerçeve plan” elde edilmesi bakımından
yararlı ve yeterlidir. Ancak özelliğine ve önceliğine bağlı olarak 1/ 500 ve
1/200 ölçekli “Özel Proje Alanları” saptanmalıdır. Bu özel proje alanlarında
uygulamaya yönelik kentsel tasarım, peyzaj ve kent mobilyaları projeleri
hazırlanmalıdır. Öncelikle altyapının sağlıklaştırılması ve çevrenin
yaşanabilin ve güvenilir kılınması önem taşımaktadır.
Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma
Islah İmar Planı’nda uygulamaya yönelik alt proje paketlerinden bugüne kadar
ele alınmamış olanlarının hazırlanması ve uygulama için ilgisi Belediyesi ile
işbirliğine gidilmesi önem taşımaktadır.
Planın uygulanamamasının başlıca nedenlerinden biri olan “Kesin
Parselasyon Planlarının “ yapımı sağlanmalıdır. Belediye tarafından
hazırlatılan Plan koruma ilkeleri, koruma planı yapım yöntem teknikleri ile
bağdaşmadığı, korumayı değil yıkımı öngördüğünden kesinlikle uygulanmamalıdır.
Ankara Kaleiçi Koruma Amaçlı İmar
Planı, Altındağ Belediyesi ve Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu işbirliği ile biran evvel tamamlanmalıdır. Kaleiçi’nin korunmasına
yönelik bir planın ve buna bağlı hazırlanan 1/200 ölçekli rölöve projelerinin
biran önce onanması büyük önem taşımaktadır. Nedenleri ne olursa olsun bu
konudaki her türlü gelişme tarihsel çevrenin giderek daha çok tahribine neden
olmaktadır. Varolan araştırmalar ve dökümantasyon derlenerek gelecek için daha
detaylı çalışmalara temel olarak değerlendirilmelidir.
ÖRGÜTLENME
BOYUTU
Ankara Büyük Şehir Belediyesi
İmar Dairesi Başkanlığı’na yaklaşık 20 yıllık bir birikim, arşiv ve deneyim
bulunmaktadır. Altındağ Belediyesi’nde de bu kadar köklü ve kurumsallaşmış
olmasa da belli bir birikim oluşmuş sayılabilir. Ancak varolan çalışma
gruplarının (“Sit Alanları Grubu”, “Kale Gurubu”) kurumsal hale getirilmesi,
yetkili ve etkin bir birim, hatta müdürlük konumuna çıkarılması gerektiği
kanısındayım. Bu müdürlük; Ankara Tarihi Kent Dokusu Koruma-Geliştirme
Müdürlüğü koruma alanları ve onu etkileyen yakın çevrelerindeki planlama,
projelendirme ve uygulamadan yetkili ve sorumlu olacaktır. Plan, proje (1/1000
ölçekten 1/1 ölçeğe kadar) yapımından, uygulama ile kontrol hizmetlerini
yapabilecek kapasitede ve parasal güçte olmalı, şehir plancısı, arkeolog,
restorasyon uzmanı, mimar, peyzaj mimarı, altyapı mühendisi vb. elemanlarla
desteklenmelidir. Belediyeler arası ve diğer kamu kurumları ile (Koruma Kurulu,
Vakıflar, Üniversiteler vb.) ilişki ve diyalogu sağlayarak etkin çalışmalar
yapabilecek tarzda örgütlenmelidir
Bu birim yerel yönetim
yetkilileri ile (İmar Müdürü, Teknik Müdür Yardımcıları, hatta Belediye
Başkanı) yakın diyalog içinde olmalı mümkünse doğrudan Belediye Başkanı’na
bağlı çalışmalıdır. Kültür değerlerinin, çevrelerinin korunması kadar yeni
oluşmakta olan kent çevrelerinin geleneklere ve kültüre uygun, çağdaş özellikler
barındırmasına çalışmak da bu Müdürlüğün bir başka önemli yetki alanı
olmalıdır.
Halk ile diyalog kurmak, onların
olumlu katılımlarını sağlamak amacıyla seminerler, gösteriler, sergiler vb.
hazırlamak, broşür, yayın organlarını kullanarak bilinç düzeyinin yükseltilmesi
de bir başka önemli görevidir. Belediyenin Basın -Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Başkanlığı ile işbirliği ve iletişim içinde bilinçlendirme,
bilgilendirme ve halk katılımının sağlanması amacı doğrultusunda çalışmalar
yapılmalıdır.
Uygulamanın entegre bir görev
olduğu bilinci ile Belediyenin ilgili birimleri arasında (fen işleri, emlak
müdürlüğü vb.) işbirliği ve iletişim kurulmalıdır. Merkez Yönetim ile Yerel
Yönetimin arasında varolan sorunlar giderilerek etkin bir işbirliği sağlanmalıdır.
Kültür Bakanlığı, günümüze kadar sürdürdüğü “pasif” koruma politikalarını terk
etmeli, korumanın uygulamasına yönelik politikalar geliştirmelidir. Bu da
saptama - belgeleme yanı sıra koruma planlaması ve uygulaması ile parasal /
örgütsel politikaların geliştirilmesi ile olabilecektir. Merkezi yönetimin
yerel yönetimler desteği teknik ve parasal olduğu kadar, yerel örgütlerin
güçlendirilmesi ile olabilecektir. Koruma Kurulu’nun pasif, edilgen yapısının
aktif / etken bir yapıya kavuşturulması önem taşımaktadır .
Koruma Kurulları ve Müdürlükleri
günümüzde tek parsel (hatta duvar vb.) ölçeğinden Bölge ölçeklerine kadar
kararları alan ancak aldıkları kararların uygulanmasını takip ve denetleme
yetkisi olmayan bir konumdadır. Koruma Kurulları’nın etkin hale getirilmesi,
parasal ve teknik bakımdan güçlendirilmesi, çevre ve kültür zabıtası
oluşturulması Korumada atılacak ileri bir adım olacaktır.
Bu kadar yazıp çiziyoruz bir arpa
boyu yol gidemiyoruz. Keçiören’deki Estergon Kale’si yapımına harcanan paranın bir
kısmı ile Ulus ve Kale ele alınıp çağdaş bir tarihi kent merkezi ve dokusu
haline sokulabilirdi.. Çok yazık!
Kalın sağlıcakla..
·
Ankara
Magazine Dergisi, “Kent ve Çevre Köşesi”, Haziran 2007, SAYI 65’de
yayınlanmıştır.
No comments:
Post a Comment