Saturday, January 6, 2007

ÇAYYOLU’NDA DAHA ÇAĞDAŞ YAŞAM (MI?)




ÇAYYOLU’NDA DAHA ÇAĞDAŞ YAŞAM (MI?)
Ekim 2004

Eskişehir yolu; 1970’lerin başında, ODTÜ’ye gelindiğinde kentin dışına çıktığımızı düşündüğümüz, daha sonra da askeri alanlara ulaşıldığında da, Temelli ve Polatlıya doğru yaklaştığımız izlenimini veren, iki yanı göz alabildiğince tarlalarla kaplı bir ikincil, hatta üçüncül aks idi.. İstanbul, Samsun ve Konya güzergahları, hem yoğunluk hem de kentsel gelişmeler açısından Eskişehir aksını sollamış idi.
Hatta çocukluğumun en güzel anıları arasında, ailece Çayyolu’nun Eskişehir aksı üzerindeki bir sıra yetişkin ağaçların altına gidilip, yemeler içmeler ve top oyunları ile dolu neşeli piknikler yapılması var..
Biz ODTÜ’de okur iken (1975 sonrası), Ümitköy’de ilk yerleşimler filizlenmeye başladı ve bizce notu DD - FF olan ilk yerleşimler inşa edildi..
Bu arada; Yenikent Bahçelievler Yapı Kooperatifi kurulmuş, yaklaşık 5500 üyesi ile, bizim piknik alanlarımızın da ilerisinde, nadiren gittiğimiz Karayolları 30 km.sindeki dinlenme alanlarına gelmeden, geniş bir alanda planlanmıştı. Ancak bu kesimin uzun ve hazin hikayesini, gerçekleşememe nedenlerini bir başka yazıya bırakarak Çayyoluna devam edelim.
MESA Koru Sitesi; sanırım 1977-78 lerde Eskişehir yolu 20 km.sinde gelişme ivmesini başlatan öncü ve çağdaş bir uygulamadır. Tünel kalıp teknolojisinin ülkemize ilk getirilişi ve örnek bir uygulama olması bakımından Şehircilik, mimarlık ve inşaat mühendisliği literatüründe yerini almıştır.
Şehircilik ikinci sınıfta “Ankara” çalışırken, bana düşen görev Ankara’daki Toplu Konut uygulamalarını incelemek idi. Ve de o zamanlar toplu konut adı ile bulabildiğim, 1930’ların başından itibaren uygulanmış, Bahçelievler, Yenimahalle, Varlık Mahallesi, Güvenevler, Saraçoğlu gibi küçük ölçekli kamu destekli kooperatif yerleşmelerinin yanı sıra, daha iddialı ve çağdaş olma güvencesini veren; TUSSO, ORAN Sitesi, MESA Batı Sitesi ve Koru Sitesi de inceleme alanıma girmiş idi.
1990 Nazım Planı’nın tüm öngörüleri ve yönlendirmesi ile, İstanbul ana aksında Batıkent, Eryaman, Sincan toplu konut alanlarının gelişmesine rağmen, 1985’lerde ilk büyükşehir belediye başkanı Mehmet Altınsoy döneminde alınan bir karar ve yapılan bir makro plan ile Çayyolu, Koru Sitesi ve çevresi, gene kooperatifler eliyle yaklaşık 150 000 kişilik bir yerleşim olarak imara açıldı. Kent-koop’a seçenek olarak Mesken Sanayi Kooperatifler birliği kuruldu. Bunu Çayyolu II takip etti..
Özel sektörün, kamu kurumlarının 20-25 km’ye kadar kendi devasa merkezlerini, genel müdürlüklerini inşa etmeleri sonunda oluşan, özel-kamu personeli akımı, ODTÜ, Hacettepe, Bilkent ve Başkent Üniversiteleri’nin binlerce öğrencisi ile birleşince, Eskişehir yolu tıkanmaya başladı zaman zaman yoğun saatlerde..
Raylı toplu taşın sistemi yapılmadan geçtiğimiz yıllarda yolun genişletilmesi, genişletilme biter bitmez – seçime girmeden!- metro kararı verilerek yapılan çalışmaların heba edilmesi de buradaki gelişmenin hızını gösterebilir.
Bu kesimdeki köy yerleşik alanları çevresindeki tarlalar aşırı değer artışı elde ettiklerinden, köylüler buğday ekmeyi bıraktılar, zaten nadasa bırakılan tarlalarda da bir iki yıl içerisinde -çok verimli olduğundan herhalde- villalar yükselmeye başladı.
Hatta güzelim Çayyolu’nun zemini çürük, alüvyonlu, depreme en dayanıksız kesimlerinde, yeşil alan bırakılması gerekli iken, çok katlı bloklar yükselmeye başladı. Hala kurtarılabilecek yeşil kısımları ve yazın dahi az da olsa akar bir suyu var, Belediyenin dikkatine..
Konutkent I ve Konutkent II Siteleri, Emlak Bankası aracığı ile nitelikli, standartları yüksek, çevre düzenlemeleri yapılmış çevreler oluşturdular. Çevrelerini hemen kooperatifler sardı..Son yıllarda ise Angora Evleri, Ema Konakları benzeri, güvenlikli, çevreleri koruma ve denetim altındaki Amerikanvari “Walled Communities” ‘ler oluşturmaya başladılar.
Yıllar sonra gelip de, Çayyolu’nda gerçekten çağdaş standartlarda, adı gibi bir Koru içindeki İlköğretim okuluna ikiz kızlarımızı vereceğimizi nereden bilebilirdim.. Evet, Defne ve Göksu artık Çayyolu’nda okuyacaklar, artık biz de Çayyolu’na taşındık... Yaklaşık 20 yıldır yapımı süren Gazililer Sitesine..

Sitemiz havadar, küçük de olsa yeşil alanları, sosyal tesis ve spor alanı için ayrılmış alanları var, bakımlı yolları, altyapısı tamam.. Ancak, bir ay öncesine kadar şehir suyu şebekesine bağlanamamıştı, kuyu suyu kullanıyor idik.
Geçtiğimiz günlerde de Yenimahalle Belediyesinden iskan iznimiz alındı. Doğal gazımız da yıl başında bağlanmıştı. Böylece, tüm altyapı tamam, ancak, siteden çıkışta hem Yonca Evler tarafında, ki buradaki prestijli konut sahiplerinin ricaları ile bu kesimde asfaltın daha çabuk yapılacağını sanıyoruz!
Ama Alacaatlı tarafında, yaklaşık 1 km.lik şose yolumuzu, bu yazıyı okuyan –varsa-Yenimahalle Belediyesi yetkililerinin ilgilerini esirgemeyerek asfaltlayacaklarını düşünüyorum. Umarım bunu kış gelmeden yaparlar..
Bunu reklam olsun diye söylemiyorum ama herhalde tüm altyapı eksikliklerine, yolların bozukluğu, suların akmaması, kablo tv’nin henüz bazı yerlere ulaşmaması vb sorunlara rağmen, Çayyolu ve Eskişehir aksı 2000’li yılların başında, Ankara’da genellikle daha yüksek

çevre kalitesi ve düşük yoğunluğu ile çağdaş bir yaşam, huzurlu bir gelecek vadediyor.. Tabii, Çevre Yolu’na kadar dayanan ve onu aşarak Temelli Çevresinde 5000 konutluk villa yerleşimleri planlanıyor ve Belediyenin buralara alt ve üst yapı götürmesindeki zorluklar bir miktar göz ardı ediliyor gibi..
Bir de eski köy yerleşimlerini (Alacatlı, Çayyolu, Ballıkpınar, Hacılar, Beynam vd) gelen yeni nüfusa göre yeniden planlamak gerekli.. Özellikle, Çayyolu Köyü içinde, ana yoldan karşıdan karşıya yaya geçmeyi bir deneyin, belirli saatlerde, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
Bu köyler yaya bölgeleri, insan ölçeğinde servis ve hizmet mekanları olarak yeniden ele alınmalı..
Çayyolu’na Metro’nun bir an önce bağlanması da kent-banliyö arası özel taşıt kullanımını azaltacağından çok önemli. Üniversiteler için de sabah ve akşam önem taşıyor. Bir de ağaçlandırma çalışmalarını yoğunlaştırmak, park sayısını arttırmak, Çayyolu merkezinin eksik donatılarını bir an önce tamamlamak gibi kısa uzun vadeli planlamalar ile ele alınması gerekli konular var ki bir başka yazımda bunları da açmak isterim.
Kalın sağlıcakla..

Doç.Dr. Mehmet TUNÇER

No comments: