Mart 1997, Mimar Sinan Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir Ve
Bölge Planlama Bölümü, Kentsel Koruma ve Yenileme Disiplin Grubu,
“KENTSEL
KORUMA-YENİLEME VE UYGULAMALAR KONGRESİ”
"TARİHSEL
ÇEVRE KORUMA Kolokyum'larının Sonuçları ve Değerlendirilmesi"
Mehmet
Tunçer, Doç.Dr. (G.Ü.)
Ayşe
YILMAZ, Y. Şehir Plancısı (G.Ü.)
AMAÇ VE YÖNTEM
Mimar Sinan Üniversitesi'nin yıllar boyu başarı ile
düzenlediği "Kentsel Koruma ve
Yenileme Uygulamalar Kolokyumları" "Tarihsel/Kültürel Çevre Koruma" konusunda yetersiz olan
bilgi birikiminin bir bölümünü bilimsel olarak sağlamıştır. Katılımın ve
niteliğin giderek artması da "Koruma" konusundaki ilginin giderek
artmakta olduğunun bir göstergesidir.
Sunulan bildiriler yanı sıra, panel, sergi ve sonuç
bildirgeleri de "koruma" konusunda gündemi yakalayan bir işlev
görmektedir. Ancak, konunun sorumlusu, yetkilisi ve uygulamada aktif olması
gerekli olan kamu kurum ve kuruluşları
(Kültür Bakanlığı,Vakıflar Gn. Md. Turizm Bak. Çevre Bak.) ile yerel
yönetimlerin katkı ve katılımlarının yok denecek kadar az olduğu da
görülmektedir.
Bu durum eleştiri konusu yapılarak, etkin katılım için
gerekli önlemler üzerinde durulmaktadır.
Bilimsel toplantıların (konferans, seminer, panel ve
kolokyumlar vb), akademik çalışmaların güncel pratik ile bağlantılarının
olması, doğal, istenen ve toplumu ileri götürmekte bir araç olduğu bilinen bir
gerçektir.
Bu bildiride, MSÜ tarafından 1993 – 1997 Yılları arasında
düzenlenen ilk dört Koruma Kolokyumu'nun genel olarak değerlendirilmesi
amaçlanmaktadır.
Sunulan bildiriler, sonuçları ve öneriler
gruplandırılarak, konularına göre sınıflandırılmış ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.
İlk iki Kolokyum yayımlandığından bu konuda daha kapsamlı bir çalışma
yapılabilmiştir. 3. Kolokyumun Sonuç Bildirisi ve Sonuç Metni
değerlendirilmiştir. 4. Kolokyum bildirilerinin de elde edilerek
değerlendirilmesi ile bu çalışmanın
tamamlanacağı düşünülmektedir.
Tek yapı ve çevre ölçeğinde, planlama ve
projelendirmeden, örgütlenme, finansman ve yasal çerçeve konusundaki görüş ve
önerilerin derlenerek özetlenmesi ve somut sonuçların vurgulanması
hedeflenmektedir.
Kollogyum oturumlarında alınan notlar ile, Panel /
Tartışmalarda ortaya çıkan öneriler de
bu çalışmaya dahil edilmiştir. Böylece tüm çalışmaların özet sonuçları elde
edilmeye çalışılmış, görüş ve öneriler
de bu sonuçlara eklenmiştir.
Çalışma, yayımlanmış, toplantılarda dağıtılmış ya da
yayımlanmamış tüm bildirileri içerecek şekilde hazırlanmış, konular ve
sonuç/öneriler demeti aşağıdaki ana başlıklarda oluşturulmuştur:
1. Tek yapı koruması, onarım ve restorasyon,
2. Kentsel, Arkeolojik ve Doğal Çevre Korunması,
3. Örnekolay/alan Çalışmaları,
4. Koruma ve Hukuk (Yasal Çerçeve),
5. Yönetsel Çerçeve,
6. Finansman (Ekonomik Yaklaşımlar),
7. Örgütlenme,
8. Sanat Tarihi,
Estetik Boyut,
9. Uygulama Sorunları (genel/özel),
10. Koruma Amaçlı Planlama Politikaları, Tasarım, Yöntem
ve Sorunları,
11.Korumanın Sosyal ve Kültürel Boyutları,
12. Tanımlar, İlkeler,
Felsefi ve Teorik Yaklaşımlar,
13. Kentsel Yenileme ve Yenileşme,
14. Diğer,
Sonuçlar kesiminde bu çalışma sonucu oluşacak
sonuç/öneriler ile, bildiri sahiplerinin kendi kişisel görüşleri arasında bir
kıyaslama yapılması da düşünülmektedir. Bu çalışmadaki diğer bir hedef de; teorik çalışmalar ile pratik/güncel
uygulamaya yönelik çalışmaların Kolokyumlarda tartışma sıklığının, niteliğinin
ve boyutlarının ortaya konulmasıdır.
I. BİLDİRİLERİN ANA KONULARI,
AMAÇ VE HEDEFLERİ
Koruma Kolokyumları'nda sunulan bildiriler başlıca konu
gruplarına göre değerlendirilmiş ve aşağıdaki tabloda bu sonuçlar verilmiştir:
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- KONU GRUPLARI 1.KOLOKYUM 2.KOLOKYUM 3.KOLOKYUM 4.KOLOKYUM
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Tek yapI korumasI,
onarIm ve restorasyon, - - 1 -
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Kentsel, Arkeolojİk ve
Doğal Çevre KorunmasI 1 1 - 1
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Örnekolay/alan 10 5 18 16
ÇALIŞMALARI
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Koruma ve Hukuk 2 9 2 1
(YASAL ÇERÇEVE)
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Yönetsel Çerçeve 1
- 3 -
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Fİnansman (Ekonomİk YaklaşImlar) - - - 2
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Örgütlenme.
-
-
-
-
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Sanat Tarİhİ, Estetİk Boyut, - - - -
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Uygulama SorunlarI )
1 2 1 2
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Koruma AmaçlI Planlama
PolİtİkalarI, TasarIm, Yöntem ve
SorunlarI
4
1 7 5
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
KorumanIn Sosyal ve Kültürel
BoyutlarI 2 1 2 2
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
TanImlar, İlkeler,
Felsefİ ve
Teorİk YaklaşImlar, 1 1 6 3
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Kentsel Yenİleme ve Yenİleşme, - - 1 8
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
·
Dİğer - - 1 2
I.1.
"1.Kentsel Koruma Yenİleme ve Uygulamalar Kolokyumu"
"1.Kentsel Koruma Yenileme ve Uygulamalar Kolokyumu"nda ana konu "
KORUMA PLANLAMASI YÖNTEMLERİ, POLİTİKALARI,TEKNİKLERİ VE UYGULAMA
ARAÇLARI" olarak saptanmıştır (7-8 Nisan 1993).
Bu kolokyumun amacı; koruma planlaması, yöntemler, teknikler ve uygulama
araçlarının daha belirli bir çerçevede tartışılmasını ve dünyada gelişen
şekliyle, ülkemizde kentsel koruma (sit koruma) ve yenilemenin hangi noktada
bulunduğunun saptanmasıdır (ÇUBUK, M. 1.Kentsel Koruma Yenileme ve Uygulamalar
Kolokyumu Sunuş Bildirisi).
7-8 Nisan 1993 günü İstanbul’da düzenlenen Kentsel Koruma ve Yenileme
Uygulamalar Kolokyumu’na katılan bilimadamları, mimarlar, şehir plancıları,
uzmanlar ve izleyiciler, Balkanlar’da ve özellikle Bosna-Hersek’de süregelen
etnik çatışmalar ve Sırp saldırıları ile işlenmekte olan İnsanlık suçlarını
şiddetle kınar ve sorumlularını insanlık adına protesto ederken; Dünya’nın tüm
kültür, çevre ve bilim kuruluşmları ile uluslararası kurumları, bu katliamı
durdurmaya ve aynı anda yokedilmekte olan evrensel değerdeki kültür mirasını
kurtarmaya yönelik çabalarını yoğunlaştırmaya çağırmaktadır.
Tek taraflı soykırıma savaşın tüm hızıyla sürmekte olduğu Mostar, Saraybosna
ve Bosna-Hersek’in diğer tarihsel yerleşmelerinde, Dünya kültür zenginliği
içinde çok önemli bir yer tutan ve 600 yıllık uygarlık birikiminin ürünü olarak
yeryüzünü bezeyen, eşi bulunmaz değerlerde tarihsel miras tehdit altındadır.
Bu mirasın en değerli örnekleri, süregelen Sırp saldırıları ve ciddi
derecede zarar görmüştür ve bu saldırı durdurulamadığı taktirde önemli ölçüde
yok olma tehlikesi altına girmiştir.
Sözkonusu kültürel miras, saygın bir halkın ve hatta insanlığın yeryüzü
uygarlıklarına kazandırdığı yüzlerce yıllık yaratıcı zenginliğin bir ürünü olduğu gibi, tüm uluslar topluluğunun ortak
sorumluluğu altında gelecek nesillere ulaştırılması gereken tarihsel bir
kaynak, kültürel gelişme için vazgeçilmez bir değerler topluluğudur.
Ayrıca, yine bu zengin miras, geçmişin tanığı ve insanlığın esenliği için
geleceğin de esin kaynağı niteliğindedir.
Bu evrensel gerçek gözönüne alınarak, Avrupa Mimarı Mirasının ve Dünya
Kültür Zenginliğinin korunması ve yaşatılmasına yönelik olarak, bugüne dek çok uluslararası
sözleşmeye konu olan yükümlülüklerin gereğinin bir an önce yerine
getirilmesini; ve Dünya’nın tüm barıştan, kültürden, bilimden ve insan
haklarından sorumlu kişi, kurum ve kuruluşları ile hükümetlerini,
Bosna-Hersek’teki soykırımın ve kültürel miras katliamının artık durdurulması
için çabalarını yükseltmeye, etkin ve kalıcı önlemleri ivedi olarak almaya
çağırıyoruz.
Balkanlarda işlenen suç, tüm insanlığa karşı işlenmektedir.
Ve, yokedilmekte olan kültürel miras da, yine insanlığın evrensel zenginliğinin
ve geleceğinin karartılması anlamına gelmektedir.
Ulusal ve uluslararası kamuoyuna saygıyla duyurulur.
I.2. "2.Kentsel Koruma Yenİleme ve
Uygulamalar Kolokyumu"
Bu Kolokyumda ana konu "KENTSEL
KORUMADA UYGULAMA SORUNLARI, YÖNTEMLER, TEKNİKLER VE ARAÇLAR" olarak
saptanmıştır (15 Nisan 1994).
Kolokyum sunuş bildirisinde; kapsamın
"uygulama konusunda, sorunlar ve çözüm yollarının ele alınacağı,
sonuçların çıkartılacağı vurgulanarak; amacın koruma felsefesi, uygulamaları,
uygulama sorunları ve bunlarla ilgili gelişmeleri izlemek, yerli yabancı
kentsel koruma örneklerinin aktarımı ile sınırlı kalmadan, bu deneyimlerden
yararlanılarak eğitim programını zenginleştirmek ve bilimsel politika üretimi ile kent dokusunun
korunmasında etkinlik faktörü oluşturmak" olarak belirtilmektedir (ÇUBUK,
M. 2.Kentsel Koruma Yenileme ve Uygulamalar Kolokyumu Sunuş Bildirisi).
Korumanın genel çerçevesi mevcut olsa bile, ülkeye özgü uygulama araçları
ve meknizmaların ortaya konamamış olması ve koruma olgusunun kavratılamamış
olması korumada başarısızlığa neden olmaktadır. Korumaya imar yaklaşımı ile
yaklaşılması, rant esasına dayalı olarak ele alınması doğru değildir.
Kentsel koruma ve yenilemede, uygulama sorunlarının sergilenmesi, çözüm
yollarının aranması, yasal, teknik ve finansal araçların uygulama ve koruma
politikaları açısından ele alınarak olanaklar çerçevesinde incelenmesi ve aynı
zamanda, koruma yöntem ve teknikleri, sit alanlarının belirlenmesi yöntemleri
ve tüm bunların etkileşimi ile kültürel miras ile kentsel sit alanlarının kent
kimliğine ve kentli kültürüne katkısı araştırılmalıdır (ÇUBUK, M. y.a.g.e,
s.3).
Bu konuda darboğazları aşmada "Toplu Konut İdaresi" nin tarihi
alanlardaki konut stoğunun sağlıklaştırılması ve çevresel iyileştirmelerle
ilgili kredi oluşturma çabalarının açıklanması bu Kolokyum'da önemli, ilgi
çeken ve ümit uyandıran bir gelişme olmuştur.
Korumanın sadece, tarihi ve doğal kültür varlıkları olarak ayrımının
yetmediği, coğrafi konuma göre de; kentsel ortamda, kırsal ortamda, kıyı
ortamında, dağ ortamında oluşuna göre sit koruma esaslarının getirilmesi
gerektiği sunuş bildirgesinde belirtilmiştir.
Koruma, iyileştirme, yeniden kazanma, idari ve teknik düzenleme, yetkilerle
ilgili yeni kavramları getirmelidir. Bütününde bu olayı, temel politikalar ve
uygulama politikaları olarak ayırmak gerekmektedir. Günün koşullarına uygun ne
kavramsal çerçevede ne de mevzuat çerçevesinde koruma politikaları oluşturulmuş
değildir. Daha doğrusu elle tutulmuş bir ulusal koruma politikasından söz etmek
olası değildir (ÇUBUK, M. y.a.g.e, s.7).
2. KENTSEL KORUMA, YENİLEME VE UYGULAMALAR KOLOKYUMU PANEL
SONUÇLARI (*
2. Kentsel Koruma Yenileme ve Uygulamalar Kolokyumu ve panel
sonuçları önemli bir birikim ortaya koymuştur. Bu birikim çok önemli başlıkları
bir kez daha güncelleştirmiştir. Yaptırım getiren yeni teknik ve araçları
devreye sokan yeni yöntemleri ve ele alış biçimlerini getiren, koruma olgusunu
belirleyecek olan, süregelen gereksinimleri karşılayacak olan bir potansiyel
yaratılması gerekliliğini belirlemiştir.
Gerçekten bugün yeni kavramlara, yaklaşımlara ve yaptırımlara gereksinim
bulunmaktadır. Dolayısıyla doğal ve kültürel mirasın erozyonunu önleyecek temel
ve uygulamaya ait politikalarla ve elbette bu olguyu destekleyen tüm diğer
olgulara ilişkin farklı politikaların sonuçlanan bir “koruma politikası” böyle
bir potansiyelin yaratılmasında en önemli hususu oluşturacaktır.
Kentsel koruma sorunsalının esası tarihsel kenttir ve doğal bir dilin tüm
yapısal özelliklerini taşımaktadır. Tarihsel kent, öğelerin yığınlarına
indirgenemez. Çünkü onun koruma öznesi tek tek birim öğeler ya da öğeler yığını
değil, bütünsel yapının tanımladığı programdır. Dolayısıyla şayet kentsel
koruma öğeler arasındaki ilişkiler düzenini görmezse ve korumaya almazsa birim
koruması da olanaksızlaşır. Korumayı yalnız mevcut tarihsel mirasın yarına
aktarılması olarak gören anlayışta her türden yapılaşma yadsınır. Ama kabul
etmek gerekir ki yeni yapılaşma, tahrip bir yana, kentse yapıyı koruyucu anlam
da kazanabilir.
Koruma genel çevrçevesinde ifade edilebilecek doğal zenginlikleri, peyzaj
ve sitleri korumak ana hedeftir. Korunacak sit alanlarında gayrimenkullerin
rehabilitasyonu için “koruma bölgeleri” yaratılması bağlamında Toplu Konut
İdaresi’nin geliştirdiği “kentsel sit alanlarında
yer alan konut stoğunun çevresiyle birlikte korunup sağlıklaştırılması için
konut stoğuna ilişkin yöntem ve yönetmelik” çalışmaları çok olumlu bir
başlangıçtır. Bu girişim desteklenmeli,
uygun araç ve mekanizmalar yaratılmalıdır.
İster tarihi sitlerde, ister kentsel sitlerde olsun korumaya ilişkin
uygulama kolaylıkları yaratılması bir hedef olmalıdır. Bu bağlamda
görülmektedir ki Türkiye’de son onbeş yılda çevre ve doğal değerlerimize sahip
çıkma ve koruma bilinci oluşmaya
başlamış ve bu amaca dönük sosyal hareketler doğmuştur. Fakat henüz kültür mirasının korunması hususunda toplumsal
duyarlılık yeterince
geliştirilememiştir. Kolokyumda yapılan tartışmalardan çıkan saptamalara göre
de toplumsal gelişmişliğin en karakteristik yanı olan kültür mirasının
korunmasının herkesin sorumluluk alanına girdiği henüz anlaşılamamıştır. Kültür mirası gelenek ve modernleşme arasındaki ilişkinin çelişkisiz biçimde ve koruma
kültürü derinliği içinde ele alınması noktasına gelinememiştir.
Dolayısıyla kentsel koruma politikaları üretilememiş ve doğru bir uygulama
yöntemi geliştirilememiştir. Mevcut koruma kurullarının kimi zaman imar
kurulları gibi çalıştığı ve yetki kullanımlarının tatmin edici olmaktan uzak
kaldığı gözlenmiştir.
Korumada yasal ve hukuksal çerçeve ise korumanın kavramsal düzeyine
koşutlanamamıştır.
Özellikle kentsel sitlerin korunmasında imar rantlarının egemenliğinin
arttığı görülmekte ve bu ekonomik baskı yaratmaktadır.
Korumada mevcut statü, örgüt ve oluşum yetersiz kalmakta, koruma
planlarının hedefleri uygulamada turizm gibi başka amaçlara dönüştürülmektedir.
Bugüne kadar yapılan koruma planlama çalışmalarında koruma planları, yeterli
düzeye ve niteliğe ulaştırılamamıştır. Koruma eylemi olması gereken bir ülke
şehircilik sistemi içinde yerini alamamıştır. Yukarıda belirlenen bu saptamalar
bize aşağıdaki önlem önerilerini geliştirmeye olanak vermektedir.
ÖNLEM ÖNERİLERİ
1. Bugün korumada mevcut statü, mevcut oluşum, örgütlenme
yeniden ele alınmalı, koruma kurullarının yetki kullanımı yeniden düzenlenmeli,
dolayısıyla yeni arayışlara gidilmelidir.
2. Toplumsal gelişmişliğin en karakteristik yanı olan kültür
mirasının korunması, uzmanlık alanı kadar herkezin sorumluluk alanına
girmelidir.
3. Kentsel koruma politikaları üretmek ve doğru bir uygulama
yöntemi geliştirmek için kentsel korumanın tanım sınırları yeniden
belirlenmelidir.
Koruma politikaları ile koruma olgusunu belirleyici ve süregelen
gereksinimleri karşılayacak bir potansiyel yaratmalıdır. Bu politikalar yeni
kavramları getirmeye de olanaklı olmalıdır. Yanı genel olarak bu bağlamda
koruma, yenileme, yeniden kazanma vs. Gibi gereksinimleri karşılayacak
yaptırımlar getirilmeli,doğal ve kültürel mirasın erozyonunu önleyecek şekilde
temel politikalar, uygulama politikaları yaratmalıdır.
4.
“Kültür mirası”,
“gelenek” ve 2modernleşme” arasındaki ilişki koruma kültürü derinliği içinde
ele alınmalı, koruma kavramı yeniden değerlendirilmelidir. Yeni bakış açıları
geliştirilmeli, kentsel-kırsal-kıyı ve doğlık bölgelerde sitin özelleşmesi ele
alınmalıdır.
5. Korumada yasal ve hukuksal çerçeve kavramsal düzeye
koşutlanmalıdır.
6. Korumanın ekonomik fizibilitesi yapılmalı, ekonomik
fizibilite ve sürdürülebilirlik korumada esas olmalıdır. Koruma alanlarınında
hak kısıtlılığı konusunda mal sahibine takas hakkı verilmeli ya da kısıtlamanın
karşılığı gösterilmelidir.
7. Koruma kurullarının, imar kurulu gibi çalışması önlenmeli koruma kurulu
kararları yayınlanmalıdır. Koruma kurullarına üye belirlenmesinde de ciddi
esaslar belirlenmeli, korumada demokratikleşme sağlanmalıdır. Ancak böylece
toplumu değerlendiren karalarda açıklık gelecek ve kararların anlatım düzeyi
yükselecektir.
I.3.
"3.Kentsel Koruma Yenİleme ve Uygulamalar Kolokyumu"
Bu Kolokyumda ana konu "TOPLUMSAL
GELİŞME SÜRECİNDE KENTSEL KORUMANIN İŞLEVİ" olarak saptanmıştır (13-14
Nisan 1995). Kolokyum ve Panel tartışmaları bazı saptamalara ve önerilere
olanak sağlamıştır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Saptamalar:
·
Kentsel
koruma sadece fiziksel bir olgu değildir. Toplumsal yönü de vardır. kentin
tarihten gelen fiziksel verileri, toplumsal yaşamın sürekliliği için bir ortam
oluşturmaktadır. Esasta bu veriler kentteki toplumsal yaşamı yönlendirmektedir.
·
Ülkemizde
sözde korumacı yaklaşımlar, kültür ve kültürel gelişmeyi engelleyici hatta yok
edici etkileriyle gerekli koşulları
yaratmaya ve araçlar elde etmeye fırsat vermemektedir.
· Ülkemizde koruma, çevre ve imar mevzuatı ile bütünleşme
sağlamamaktadır.
· Ülkemizde yetersiz koruma politikalarının
değişkenliğinde; kuramsal, finansal, teknik düzeyde etmenler rol oynamaktadır.
· Ülkemizde kentsel koruma siyasal ve toplumsal içerikten
yoksundur.
· Esas olarak ülkemizde iyi olmasa da belli bir yasal mevzuat
ve örgütlenme vardır, bir birikim olduğu da söylenebilir. Ancak korumayı
sağlayacak toplumsal-kültürel yapının yetersiz olduğu görülmektedir. Bu
koşulların Türkiye'de toplumsal gelişme yaratması zordur.
· Ülkemizde koruma olayı demokratikleştirilememiştir.
· Ülkemizde koruma olayında siyaset bilime üstün gelmiştir.
· Ülkemizde koruma planlarının uygulanmasında ussal bir
model boşluğu vardır. Mevcut uygulama modeli çağdaş ve ussal değildir. Koruma
bireysel gayret ve yükümlülüklerde ve yerel yönetimin müdahaleleriyle
olmaktadır (ÇUBUK, M., 1996, 3. Kentsel Koruma-Yenileme ve Uygulamalar
Kolokyumu, Kolokyum Sunuş Bildirisi ve Sonuç Metni, S.4).
ÖNERİLER:
·
Korumanın
bir toplumsal hizmet olduğu kabul edilmelidir.
· Kentsel kültür mirasının korunmasında kent planlama ve
sosyo-kültürel gelişmenin denge bütünleşmesi sağlanmalıdır.
· Koruma asla ekonomik değerlendirme bir spekülasyon aracı
olmamalı bu değerlendirme ancak ve ancak kültür varlığının üst düzeyde değer
kazandırlması şekilde olmalıdır.
· Çağdaş korumada kentlerde varolan korunası bölgeler,
günümüz yaşam koşullarında değerlendirilerek, çevreyi zenginleştirici ögeler
ortaya çıkarılmalıdır. Koruma ekonomik ve sosyal katkı düzeyine getirilmelidir.
· Çağdaş koruma siyasal ve toplumsal içerik kazanmalı,
strateji yönüyle kent bütününde kentsel kültür mirasının değerlendirilmesi
olmalıdır.
· Böylece koruma, ekonomik, siyasi boyutlarda ve üretim
ilişkileri sistemi içinde ele alınmalıdır.
Koruma politikaları kentsel politikalarla birlikte üretilmelidir.
·
Bilim ve
kuram korumacılıkta en başta yer almalıdır.
· Devlet koruma emredici olmakla beraber, kavram getirici
ve üretici olmalıdır.
· Korumanın gerçekleştirilebilmesi için bilincin
arttırılması, kültür düzeyinin arttırılması sağlanmalıdır.
· Toplumsal, kültürel yapı yetersizliğini aşmak için,
kamuoyu yaratılmalı, bilinçlenme sağlanmalı ve bunun için doğru, etkili araçlar
bulunmalıdır. örneğin sivil toplum örgütleri duyarlı kılınmalı, yeni bir koruma
söylemi yaratılmalı, ülke bütününde kırsal alanlarda envanterler yapılmalıdır.
· Ülkede koruma, yeni bir söylem-tanım-proje ve uygulama
sürecinde ele alınmalıdır.
· Ülkede tarihsel çevre önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
Mimari miras bu çevrenin en önemli parçasıdır. Bir kaynak olarak mimari
mirastan yararlanma yolları bulunmalıdır. örneğin turizm gibi.
· Koruma toplumsal gelişmeyi itici değil, teşvik edici
olmalıdır.
· Kültür Bakanlığı, uygulamaların yanısıra fikir üretir
hale gelmelidir.
· Koruma, günlük yaşama cevap verecek bir olay olarak
yaratılmalıdır.
· Korumada uygulamada eksiklikler vardır. korumanın
gerçekleşmesinde büüüyük yük, kültür mirasının sahibine taşıtılmakta, kişiler
mağdur edilmektedir. Bu yükün payalaşılması ya da desteklenmesi sağlanmalıdır
(ÇUBUK, M., 1996, S.5-6).
I.4.
"4.Kentsel Koruma Yenİleme ve Uygulamalar Kolokyumu"
Bu Kolokyumda ana konu "KENTSEL
YENİLEME VE YENİLEŞME" olarak saptanmıştır (4-5 Nisan 1995).
II. KOLOKYUMLARIN
ANA KONU BAŞLIKLARINA GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ
II.1. TEK YAPI
KORUMASI, ONARIM VE RESTORASYONU
Kolokyumlarda, genel olarak kentsel/çevresel sorunların
çözümüne yönelik bildiriler yer almaktadır. Bu nedenle tek yapı koruması,
onarım ve restorasyonuna ilişkin sadece 3. Kolokyumda 1 adet bildiri
sunulmuştur. Osmanlı Külliyelerinin kentsel Korumadaki yerini açıklayan bu
bildiri de gene yapı gruplarını içermektedir.
II.2. KENTSEL,
ARKEOLOJİK VE DOĞAL ÇEVRE KORUNMASI
Bu bildiriler (Toplam 6 Adet),
çevreyi bütüncül olarak ele alarak, kentsel, doğal, ve arkeolojik çevre genel
sorunlarını tartışmakta ve çözümler üretmektedir.
1. Kolokyum'da 2 Adet, 2. Kolokyum'da 2 Adet, 3 Kolokyum da ise 2 adet
sunumda bu konular üzerinde ağırlıklı olarak durulmuştur.
Çevreyi, kültür ve doğa değerlerini ve bunlarla birlikte ekolojiyi dikkate
almayan hatta "öncelikli" görmeyen hiçbir planlamanın, ya da imar ve
kentleşme politikasının, sanıldığı gibi bir gelişme ve kalkınma
getirmeyeceğini, sağlıklı bir yerleşme düzenini ise sağlayamayacağını, tam
tersine hızlı bir yokoluş, yıpranma ve giderek yoksullaşma süreci getireceği
vurgulanmıştır. Bu tehlikelere karşı önlemler almak zorunluluğu dile
getirilmektedir (EKİNCİ, O., 1993, S.79).
Doğal, tarihsel, kentsel ve arkeolojik öneme sahip korunması ve kent
büütününde kararlar verilip uygulanması gerekli önemli alanların, parçacı
yaklaşımlarla, birbirinden kopuk, bağımsız ve zayıf ilişkiler kurularak
planlanmaları ve uygulamaya konulmaları önemli bir sorun olarak görülmektedir.
Bütüncül yaklaşımlarla ele alınmadan,
korunması gerekli doğal, tarihsel, kentsel ve arkeolojik alanların,
gelecekte korunarak geliştirilebilmesi için gerekli önemli kararların sağlıklı
olarak verilebilmesinin güçlüğü vurgulanmaktadır (TUNÇER, M. 1993, S.183).
1. Kent içerisinde yer alan doğal değerlerin, korunarak
geliştirilmesi ve kamu yararlı olarak kullanılmasının sağlanması önemlidir.
Bunun yapılabilmesi için yerel yönetimlerin planlama ve uygulamada
güçlendirilmesi gereklidir. Halkın bilinçlendirilmesi ve katılımının sağlanması
da önemli bir sonuç öneri olarak sunulmuştur (TÜREL, G. 1994, S.77).
II.3. ÖRNEK OLAY /
ALAN ÇALIŞMALARI
Bu bildiriler (Toplam 48 Adet),
genellikle Kolokyum konularını bir örnek çalışma ya da alan (Case Study)
çerçevesinde ele alarak inceleyen ve sonuçlar çıkaran bildirilerdir. 2.
Kolokyum'da örnekler azalmakta, 3 Kolokyumda ise hemen tümüyle örnekler üzerinde
durulmaktadır.
......Adet yurt dışı örnek ve ..........
Adet ülke içinden örnek olarak gruplanabilir.
1. Kolokyum'da 10 Adet, 2. Kolokyum'da 5 Adet, 3 Kolokyum da ise 18 adet,
4. Kolokyum da ise 16 sunumda örnekler üzerinde tartışılmıştır.Toplam 49 bildiri
ile Kolokyumların ağırlıklı konularını içermektedir. İstanbul ve Ankara
örnekleri ile Mostar ve Budapeşte örnekleri birden fazla bildiri ile
tartışılmışlardır.
II.3.1. " KORUMA PLANLAMASI
YÖNTEMLERİ, POLİTİKALARI,TEKNİKLERİ VE UYGULAMA ARAÇLARI" başlıklı Kolokyum'da; Bosna-Hersek (Mostar Örneği), III.
Dünya Ülkeleri, Budapeşte, İstanbul, Marmara Takım Adaları, Mardin,
İzmir (Halimağa Çarşısı), Akçaabat (Orta Mahalle), Bursa (Cumalıkızık), Bergama, Perge
örnekleri tartışılmıştır.
Mostar: Yugoslavya
(Bosna-Hersek) içsavaşı sonucu, birçok kültürel değerini kaybetme aşamasına
gelen Bosna-hersek ve Mostar'da kültürel kimliğin, değerlerin yeniden kazanımı
amaçlayan, koruma planlaması ile ana stratejilerinden bahsedilmekte ve mesajlar
verilmektedir. Mostar'ın bu savaş suçunun üstesinden geleceğini ve bu nedenle
yeniden canlanma süreci başlatılması gerekliliği vurgulanmaktadır. Mostar
örneği ile birlikte, tüm dünyada ülkelerin kültürel miraslarının
aşağılanmalarının ve parçalanmalarının engellenmesi gerektiği mesajı
verilmektedir (PASIC, A., 1993, S.36). Mostar köprüsü özellikle artistik ve
bilimsel olarak köprü mimari ve yapım teknolojisinin bir şahaseridir. Mostar
kenti bu güne kadar tariihi ve kentsel anlayışın çok sayıdaki verilerini,
tarihi köprüsüyle, özellikle etnografik ve plastik değer taşıyan eserleriyle
korumuştu. Yapılan çalışmalar sonucu 456 eser gerekli altyapısıyla restore
edilmiş ve düzenlenmiştir. Bunlar arasında, Bosna'da ve Herzegon'daki eski
köprü, Karacozbey Cami, Koski Mehmet Paşa Medresesi, Prijeçka ve Tabhana
Mahallesi sayılabilir (PASIC, A., 1994, S.72-73).
İstanbul: İstanbul; tarih öncesi devirlerinden başlıyarak, Türkiye
ve dünya tarihinde ne denli önemli bir yere sahip olduğunu, önemli kültürel
devirlerini genel bir inceleme ile sunulmuştur. Bütün bu devirlerdeki
"kültürler beşiği", temiz İstanbul'a rağmen, 1950'lerden sonra
karşılaştığı sorunlardan, nasıl yağmalanıp, politik oyunların merkezi haline
getirilerek, sağlıksız yaşam ortamları ve arabesk kültürler oluşturulduğundan yakınılarak,
yine de kurtuluş için halen bir umut olduğundan bahsedilmektedir. Kültürel
değerleri korumak, canlandırmak ve yenilemek gerektiği vurgulanmaktadır
(SEZGİN, H., 1993, S.58).
Üçüncü dünya ülkelerinde koruma: Bu ülkelerdeki, bozulmuş, tahrip edilmiş
"tarihsel miras" yanısıra,
birinci dünya ülkelerindeki yenilenmiş, korunmuş, bakımlı ve güzel tarihsel
çevrelerden bahsedilerek bu sonucun nedenleri üzerinde durulmuştur. Macaristan'ın
Başkenti Budapeşte örneğinden, ülkemizdeki durumu, özellikle İstanbul'daki
tarihsel miras hakkında, genellikle iyimser bir gözle bu konudaki olumlu
gelişmeleri, yasa ve faaliyetleri inceliyerek bunların umut verici gelişmeler
olduğu sonucunu çıkarmıştır (GÜREL, S., 1993, S.67)
Mardin: "Maddi kültür varlıklarımızın gözden çıkarılması
halinde, manevi varlığımızı (kimliğimizi) bağımsız olarak sürdürebileceğimiz
akla uygun olmaz. İkisi bir arada ayrıştırılamaz bir bütündür; ulusaldır"
sözleriyle kültürel mirasımızın korunması, onarılması ve yenilenmesi
sorunsalının tarih bilinci-çağdaşlaşma-evrenselleşme boyutlarında hangi tarzda
kavrandığının kuramsal bir tartışmasını yaptıktan sonra, bütün bunlara rağmen " olumlu"ya
erişebilmenin gereklerine uyulmadığı, mahallileşme sürecine girildiği ve bunun
maalesef ülkemizin tüm kentlerinde görüldüğü tesbitini yapmıştır. Bu kentler de
örnek olarak Mardin ilinin
gelişimini, eski-yeni hali arasındaki farkı, kentin yeni ve rant peşinde olan
yapılaşmaya yenik düşmesini
".........geçmişte evrenselleşmiş, bir değerler bütününe erişmiş
bir şehrin günümüzdeki hazin durumudur....." sözleriyle sonuçlandırmıştır.
Budapeşte: Budapeşte
şehrindeki Aglomerasyon' dan doğan sorunları belirterek, aglomerasyonun
frenlenmesi için;
a. Şehir merkezindeki yoğun yapılaşmanın sıhhileştirilmesi, köklü onarımı
yapılmalıdır,
b. Merkeze 5 ile 10 km uzaktaki uydu şehirlerin gelişimi devam etmelidir..
ya da
c. Şehrin kuzeyinde Tuna nehrinin her iki yakasında yeni bir "Yeni
Budapeşte"
yerleşim bölgesiyle konut ihtiyacına cevap verebilmek
gibi üç alternatif belirleyerek buların en uygununun bir nolu alternatif
olduğu sonucunu tesbit etmiştir. Ayrıca tüm bunlara rağmen bir kentin
insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gerekli olan,
- Bölgelerin parçalara ayrılması ( yeşil kuşak sistemi )
- Hizmetlerin kademeli olarak genişletilmesi,
- Yeşil alanların düzenlenmesi,
- Ulaşım ağının rahatlığı,
- Teknik hizmetlerin yeterliliği
gibi şartlara Budapeşte şehrinin sahip olduğunu belitmektedir.
Marmara Takım Adaları: Marmara takım
adaları Korunma planlaması çalışması aşamalarında oldukça detaylı bir araştırma
ve inceleme yapılmış, fotoğraflarla
desteklenmiş, değişik teknikler oluşturulmuştur.Sonuç olarak; Koruma
planında kullanılan yeni kavramların, yeni terminolojilerin, mevcut imar
planlarını terminolojisi içinde ve kapsamında değerlendirmeye alınmasının
güçlüğü ortaya çıkmıştır. Adalar gibi korunması gerekli doğal birçok değere
sahip bir mekanlar bütününün düzenlenmesinde, geleneksel imar planı araçları
ile tanımlamalar yapmanın olanağı olmadığı gözlenmiştir. Bu planlama süresince
görülen en önemli sonuçlardan biri de; planlara yerel yönetimler tarafından
yapılan müdahalelerde, ilçe belediyesinin ve Büyükşehir belediyesinin ayrı
poliitik gruplar tarafından yönetilmesi, planın beklenenden çok daha uzun
sürede değerlendirilmesine neden olmasıdır. Bu durum bir çok koruma planında
karşılaşılan sorunlardan biridir.
İzmir Kemeraltı / Halimağa
Çarşısı: Bölgeyi yenilemek,
günün koşullarına sağlıklı ve uygun bir ortam yaratmak amacıyla yola çıkarak Kemeraltı
Halimağa Çarşısı için değişik bir öneri sunulmuştur. Yapıların eskidiğini,
nüfus yoğunluğunun arttığı vurgulanarak "yükselmek" gereği saptanmış
ve 2 katlı tarihsel yapıların çevrelediği adanın ortasında, sokaktan
algılanmayan ve iki katlı yapının saçağından geçen (?) ve görüş hattının
altında kalan yüksek bir yapı tasarımı sunulmuştur.
İçinde yaşanan çağda, artan nüfusun gereknimlerini karşılayabilmek,
teknolojinin sağladığı kolaylıklardan yararlanabilmek, yapıları ve çevreyi
sıhhileştirebilmek amacıyla yapı sahibinin desteklenmesinin bedeli, zaman zaman
yükselerek ödenebilir" şeklinde bir önerme ileri sürülmüştür (ORBAY,
Y.K.1993, S....).
Akçaabat / Ortamahalle: Belediye'nin yanlış uygulamaları sonucu Ortamahalle'de,
sağlıksız, çevreye uyumsuz, yoğun bir yapılaşma ortaya çıkmıştır. Bu görüntü kentin siluetini bozmakta ve sit
alanın algılanabilirliğini engellemektedir. Ortamahalle'nin sit alanı
olmasından sonra yöre için yapılan Koruma İmar Planında, kat yükseklikleri 7
kattan 3 kata indirilmiş, belirli merkezlere kültürel işlevler yüklenerek
etkinlik alanları oluşturulmuştur. Yörede yapılan sosyal anket sonuçları
verilerek korumada halkın katılımının önemi vurgulanmıştır. Bu sonuçlara göre
halkın Ortamahalle'yi koruma konusunda olumlu düşündüğü ortaya konmuştur.
Spekülasyon amaçlı yapılaşmanın korumanın gerekliliği ve başarısı konusunda
kuşkular yarattığı konusu bu örnekte bir kez daha vurgulanmıştır. İmar
planlarının yasal olarak bağlayıcı olduğu ve yaptırımların arttırılması gereği
üzerinde durulmuştur (......................?).
Bursa / Cumalıkızık: Bursa Cumalıkızık örneğinde, fiziksel planlama ile
birlikte, finansman sağlayıcı ve yönlendirici bir işlev ve örgütlenme biçimi
oluşturulması gerekliliği ileri sürülmektedir. Tüm kültürel değerleri, planda
oluşturulan kullanım ve koruma değerlerini kullanıp işlevsel kılmanın maliyeti
pahalı olduğu için bir "vakıf" kurma önerisi doğrultusunda bir
örgütlenme ve organizasyon şeması oluşturulmuştur. Bu vakıf ilk aşamada birkaç
yapının onarımını gerçekleştirecek ve girişimciye kiralayacaktır. Buna ek
olarak, Bakanlık kredileri, su dolum tesislerinden elde edilecek krediler, soft
trizm ögeleri kullanılarak (bisiklet turlerı, atlı turlar, golf, tenis, satış
birimleri vb) ve çeşitli kültür ve sanat eylemlerinden elde edilecek gelirler
vakfa aktarılarak bakım, onarım ve restorasyonlar için kullanılması
önerilmektedir (SÖNMEZ, Ö., 199....S?).
Bergama ve Perge:
II.3.2. KENTSEL KORUMADA UYGULAMA SORUNLARI, YÖNTEMLER,
TEKNİKLER VE ARAÇLAR" başlıklı Kolokyum'da; İskoçya, Mostar, Kütahya, Tokat, Trabzon (Kaleiçi),
Muğla, Ankara (AOÇ) örnekleri
tartışılmıştır.
İskoçya:
"Tarihimiz geleceğimiz kadar önemlidir ve ona saygı
duymalıyız"
Alex MACGREGOR
İskoçya'da planlama sürecini ilgilendiren yasa ve kentsel
kırsal planlama (İskoçya) Yasasıdır. Bu yasaya yerel yönetim (İskoçya) yasası
(1973) eşlik etmektedir. Aynı zamanda "Ulusal Planlama Politikası
Rehberi", "Genelgeler", "Planlama Tavsiye Belgeleri" planlama pratiğinde önemli bir işlev
görmektedir. İskoçya'da planlama hizmetinden sorumlu iki düzeyde yerel yönetim
vardır. Bölge Konsülleri (Regional Council) Bölgesel gelişme stratejilerinin
anahatlarını çizen strüktür planlarını hazırlarken, Belde Konsülleri (District
Council) yerel planları hazırlar. 19 adet Belde Konsülü vardır. Bunlar
Glaskow'dan kırsal Beldelere kadar uzanır. Bunlar arkeoloji, tarihi mimari,
tarihi bahçeler ve planlanmış bahçeler ve planlanmış peyzaj ve koruma alanları
olarak olarak bilinen "Tarihi Kentsel Alanlar" olarak tanımlanır. Bu
bölgede 56'sı "Özel Nitelik" statüsü verilmiş 162 Koruma Alanı
bulunmaktadır. Koruma alanları 1967 yılındaki "Civic Amenities Act"
ile gündeme gelmiştir. 1991'de tüm İngiltere'de yaklaşık 8000 Koruma Alanı
vardı. Bu alanları temel sorunları:
·
Finansal
kaynakların sınırlı olması,
· Koruma alanlarını belirlemedeki standartların
yetersizliği,
·
Teklik ve
yarattığı sorunlar,
· Eğitimli ve deneyimli eleman eksikliği,
En önemli sorun tarihi karakterin kaybıdır. Gelişmeyi
kontrol eden mevcut planlama yönetmeliklerinin zayıf, hatta etkisiz olduğu
tartışılmaktadır. Halkın katılımının önemi vurgulanmakta, koruma alanlarının
güvenceye alınması ve geliştirilmesine yönelik pozitif eylem programlarına
fırsat sağlayıcı olarak da görülmelidir. Planlama Yasası Planlama Otoritelerine
kontrolleri altındaki tarihi alanlarda zaman zaman geliştirici ve koruyucu
önlemler oluşturmaları ve bunları yayınlamaları görevi yüklemektedir. Özel mülk
sahipleri ile İskoçya Sekreteryası'nın ortak çalışacağı ve ortak şeklide
finanse edilen"Kent Programları" hazırlanmaktadır (MACGREGOR, A., 1994, 15-27)
Kütahya: Kütahya'da 1948 İmar Planı, tarihi kent dokusunun
tamamını gözardı ederek hazırlanmıştır. 1968 planı ise tarihi eserlere duyarlı
olarak hazırlandığı halde tarihi dokuya
koruma kararı getirmemiştir. Ayrıca kent merkezinden geçirilen 30 m.'lik
karayolu da dokunun parçalanmasına ve çok katlı yapılaşmalara neden olmuştur.
1980 İmar Planı çalışmaları esnasında sit alanları belirlenmiş, saptama ve
belgeleme çalışmaları yapılmıştır. Daha sonra, 1985 yılında bu alanlar için
"Kentsel Sit ve Etkilenme Geçiş Alanı İmar Planı" hazırlanarak
onanmıştır.
Planlama aşamasında karşılaşılan teknik sorunlar:
·
Halihazır
haritaların bulunmayışı, yetersizliği,
· Mevcut imar planına göre yapılmış uygulamalar,
· Kazanılmış haklar sorunu,
· Organik doku içerisinde ulaşım sistemi oluşturulmasının
güçlüğü,
· Donatı, yeşil alan ve otopark alanlarının
oluşturulmasında karşılaşılan güçlükler,
Kentsel Sit ve Etkilenme Geçiş Alanı İmar Planı
uygulamasında karşılaşılan sorunlar:
·
Koruma Kurulu'nun
yavaş çalışması, onarım projelerinin onayı için iki yılı
aşkın bir zaman
geçmesi,
· Mali kaynakların yetersizliği nedeniyle tescilli
yapıların korunmasının güçlüğü,
· Yer yer sadece cephe onarımları, sokak ve çevre
düzenlemelerin yapılıp, yapıların iç kısımlarında, yaşama mekanlarının
sağlıklaştırılması ve onarımlarının yapılamaması,
Bildiri sahipleri; Kütahya'daki koruma, yenileme ve
uygulama olgusunu inceledikten sonra aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır:
·
"Koruma"
nın öncelikle hızlı ve sağlıklı bir
tesbit ve tescil, sonra da planlama ile yapılabileceği,
· Ancak "Koruma Planı"nın elde edilmiş olmasının
korumanın gerçekleşmesi için yeterli olmadığı,
· Koruma Alanları, yapılaşmayı yasaklayıcı ve kısıtlayıcı
plan kararlarıyla içinde yaşanılamaz çöküntü alanları olmak yerine, olumlu plan
yaklaşımlarıyla, yaşam kalitesi yükseltilerek ve yeni işlevler yüklenerek, kent
bütünüyle entegre olmuş yaşayan bir kent parçası haline getirilmesi gerektiği,
· Koruma konusunda halkın bilinçlenmesi sağlanmalı,
okullarda kültürel derslere ağırlık verilmeli,
· Koruma kurullarının yapısı ve işleyişi yeniden
düzenlenmeli,
· Korumanın kültürel boyutunun yanısıra, ekonomik ve
toplumsal boyutunun da bulunduğu gerçeği gözönünde bulundurularak yapı
sahiplerine teknik ve parasal yardımlarda bulunulmalıdır. Katkı Fonu
geliştirilerek, ödenekler arttırılmalı, yardımlar karşılıksız yada düşük
karşılıklarla ödenmeli,
· Koruma alanları stok alanlar olarak değerlendirilmeli ve
tüm kamu kurumları bütçelerinden , Belediye gelirlerinden ve Toplu Konut Fonu'ndan
pay ayrılarak yeni bir fon oluşturulmalı,
· Kamu tarafından yapılan onarım örnekleri arttırılmalı,
geleneksel tekniklerin öğretildiği yapı usta okulları açılmalı,
· Tescilli yapıların yıkımına verilen cezalar attırılmalı,
· Planlama ile ilgili (imar, koruma, çevre) tüm mevzuat bir
büütün halinda ele alınıp, yeniden düzenlenmeli, planlama ile ilgili kurumlar
eşgüüüdüm içinde çalışmalı,
· Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu ve
Bölge Kurulları'nın daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde çalışmaları için gerekli
önlemler alınmalıdır.
Ankara (AOÇ) : Ankara, Atatürk Orman Çiftliği her
ne kadar alan kaybına uğramışsa da
(102 000 Dekar'dan
33 000 Dekara) kullanış olarak fazla değişmediği gözlenmektedir. rekreasyon
olarak hafta sonları küçük bir bölge yoğun olarak kullanılmasına rağmen, Ankara
için artık aktif olarak kullanılan bir yer değildir. gene Hayvanat Bahçesi, her
yıl zarar eden, günümüzde doğal engellerle ayrılan hayvan barınakları şeklinde
bir mimari anlayış olmasına karşın, kurulduğundan beri fazla değişmemiş bir
hayvan hapisanesi görünümündedir. Bu nedenlerle;
·
AOÇ halkın
ilgisini çekecek, katılımını sağlayacak, bir yenileme projesi ile kent parkı
haline getirilerek korunmalıdır
·
Çiftlik
alanının bugün de kullanılabilecek kullanışlarının belirlenmesi gerekir. Bunlar
çiftlik ürünlerinin satıldığı alan, çevreyi kirletmeyen fabrikalar, meyve
bahçeleri, zamanla tarihi önem kazanmış yapılar, hayvanat bahçesi vb, bunlar
hazırlanacak bir yenileme projesi ile ele alınıp, sergi niteliği kazandırılarak
halka açılmalıdır,
· Bazı alanlar band yeşillerle geçilerek sürekli bir
rekreasyon ağı oluşturulabilir,
Verimsiz, oldukça büyük alanlarda ise, kentin merkezi
alanlarında yer bulamayan spor, eğlence
gibi yeşil olmayan ve yapısız aktiviteler getirilebilir.
·
Bugün kentin
ortasında çavdar ekilen bir arazi yerine, aşağıdaki kullanışlar bu alanda yer
alabilir:
1. Tarım Fuarı
Parkı,
2. Tarım Teknoloji Müzesi,
3. Biyopark,
4. Seralar,
5. Kent Ormanı,
(TÜREL, G., 1994, S.77)
Kapadokya
II.3.3. "TOPLUMSAL GELİŞME SÜRECİNDE KENTSEL KORUMANIN İŞLEVİ" başlıklı
Kolokyum'da; Miami (Art Deco Bölgesi), Almanya, Budapeşte, Matera,
Kyoto,Edinburg (Leiteh Bölgesi), Trabzon (Kemeraltı), Eskişehir (Taşbaşı),
Ankara (Kaleiçi, Eski Ankara), Adana, İstanbul (Zeyrek, Fener, Kadıköy Yel
Değirmeni) örnekleri tartışılmıştır.
II.3.4. "KENTSEL YENİLEME VE YENİLEŞME" Kolokyumunda
ise; Manchester, Urbino, Venedik, Glaskow, Paris, Safranbolu, Pınar Mahallesi, İstanbul (Boğaziçi, Sultanahmet,
Kadırga, Süleymaniye), Şanlıurfa, Halep, Ankara (Ulus/Hacıbayram), Rize
(Tunca),
II.4. KORUMA VE
HUKUK (YASAL ÇERÇEVE)
KENTSEL KORUMADA UYGULAMA SORUNLARI, YÖNTEMLER, TEKNİKLER VE ARAÇLAR"
başlıklı Kolokyum'da 9 Bildiri ile ağırlıklı olarak yasal çerçeve üzerinde
yoğunlaşılmıştır. Diğer Kolokyumlarda ise toplam 5 adet bildiri bulunmaktadır.
Bu konudaki sonuçlar ve öneriler aşağıda özetlenmiştir ;
I. KOLOKYUM ( KENTSEL KORUMADA UYGULAMA SORUNLARI, YÖNTEMLER, TEKNİKLER
VE ARAÇLAR - 7-8 NİSAN 1993 )
Türkiye'deki çevre korumayla ilgili yasalardan, çelişkilerden ve
yetersizliklerden başlayarak, sayısız güzelliklere sahip olan ülkemizde halen
bir çevre bilincinin oluşmadığını , politikacıların çevreyi korumadan yana
değil oy kaygılarıyla korumacı olmayan tutumlar sergilediklerini vurgulamaktadır.
" Arazi ve Kaynak kullanım kararlarını ve proje değerlendirmesi yapan
yetkili kuruluşlar, kalkınma çabalarını olumsuz yönde etkilemeyi dikkate alarak
çevrenin korunması ve kirlenmesi hedefini gözetirler " diyen Çevre
Kanunu'nun 3. maddesindeki " kalkınma çabaları" ve " çevrenin
korunması"
kavramlarının yarattığı çelişkiden bahsetmektedir.
Yasalarla ilgili önemle üzerinde durulan bir başka konu da Gecekondu yasası
ve Gecekondu Affı yasası ve bu yasanın yanlışlığı konusudur. Bu tür yasaların
" Kamu Yararı " nı alt üst edici niteliklerde olduğundan
bahsedilmekde, gecekondu olayının tüm sosyo-ekonomik boyutlarını aşarak, ulusal
mal varlığımızın bir sömürüsü durumuna geldiğini belirtmektedir. (
SÖNMEZ,T.,1993,S.162)
Ülkemizde koruma planlaması kuramsal olduğu kadar kurgusal düzeyde de
kurumsal yapı eksikliğinden ve etik kurulların farklı ekonomik, toplumsal ve
kültürel yapılara sahip bölgelerde farklı kararlar ve yöntemler benimsemesinden
ötürü subjektif karar ve uyulamalara zorlanmakta ve baskı grupları ile politik
yapıların yoğun baskısı altında kalmaktadır.Bu oluşum sonuçta kurulların etik
yapısını politik davranışlarla karşı karşıya bırakmakta ve amaç dışı
kalmalarına neden olmaktadır.
( DİNÇER,Y.,1993,S.217)
"....en kötü yasalar bile,
hiç yasa olmamasından daha iyidir..."
SOKRATES
" Kötü yasalar demeyeceğiz ama, bazı, hukukun temel ilkeleriyle pek de
bağdaşmayan yasaların varlıklarını da hatırlamadan geçemeyeceğiz " sözleriyle yasaların eksiklikleri , yanlış
uygulamaları
ve kargaşaları sonucu ortaya çıkan olumsuzluklardan bahsetmektedir.
Af kanunu olarak bilinen 2981(3366) sayılı yasanın 10. maddesiyle imar
planlama ilkelerini( bilimini)
hiçe sayan "ıslah planlarına" hatta bunlarada gerek görülmeksizin
doğrudan "hisseli" veya "özel parselasyon" lara dayanılarak
valilik veya belediyelerin talebi üzerine tapuların dağıtılmasının yanlışlığını
belirtmiştir.
Yasalarla ilgili kargaşalardan bir diğeri de Boğaziçi yasası ile
ilgildir.1983 yılında yürürlüğe giren
bu özel yasanın temel hükümlerinin ve organik yapısının yok edilmesi için
onunla ilgisi olmayan
bir başka yasaya bazı hükümler konduğunu, bu yasanın da 3194 sayılı yasa
olduğunu belirtmektedir.
Bütün bu kargaşalar sonucu Boğaziçi'nin yağma edildiğini bununla ilgili olarak da yetkililerin ne
kadar
duyarsız davrandıklarını vurgulamaktadır.( SÖNMEZ,T.,1994,S.28) Doğal çevre
ile tarihsel çevrenin korunması ile ilgili kanunlarda eksiklik, yetersizlik ve
karmaşa bulunmaktadır. korunması ile
ilgili kanunlarda eksiklik, yetersizlik ve karmaşa bulunmaktadır. Yürürlükteki
yasalarla ortaya konmuş bulunan görev ve yetkilerin hemen hiç kullanılmadığı,
politik davranışlar nedeniyle hukuk dışı uygulamalar yapıldığı üzerinde önemle
durulmaktadır.
AMAÇ Planlama ve koruma
olgularının kavramsal ve kurumsal gelişimini karşılaştırmalı olarak
değerlendirmektir.
Bu değerlendirmede başlangıç noktası Tanzimat Döneminin Cumhuriyet
Türkiyesi'ne aktardığı birikimlerdir. Bitiş noktası ise günümüzde planlama-
koruma olgularında gelinen kriz sorgulamasıdır.
Olguların karşılıklı değerlendirilmesinde ki dönemlendirme toplumsal
gelişmelerin tanımladığı çerçevelere oturtulmaktadır.
Şöyle ki ;
I.Dönem : Tanzimat Dönemi'nden
Cumhuriyet Türkiyesi'ne aktarılanlar 1850-1930
II.Dönem : Cumhuriyet Türkiyesi'nin
modernizmini simgeleyen Ankara'dan yayılan planlama-koruma olgusu
III.Dönem : Liberal ekonominin başkenti İstanbul eksenli planlama-koruma
olgusu 1950-1980
IV.Dönem : Yeniden yapılanma da bir başka başlangıç noktası ve yabancılaşma
1980 sonrası
Değerlendirme de kullanılan kriterler ise dört temel başlıkta toplanmıştır.
1. Toplumsal gelişmelerin mekanı biçimlendirmesi,
2. Hakim olan planlama ve koruma kavramları,
3. Kurumsallaşma düzeyi
4. Bir sonra ki döneme aktardığı birikimler.
Dönemlerin belirlenen kriterlere
göre değerlendirilmesi ;
I.Dönem : 1850 - 1930
1.Eski / Yeni çatışması - "İkili Yapılar" - "Yeniye eskinin
yanında yer açma"
2.Güzel kent ve batılılaşma ürünü kamu binaları adına sivil mimari
örneklerin yok edilmesi
3. - Sağlıklı kenti mekana aktaran araç
- Harita Mühendisliği
- Planlama-Koruma çelişkisi yok
ama bütünlük de yok.
II. Dönem : 1930-1950
1. - İdeolojik temelin mekana yansıması
2. - Elitist merkezden yönetim - Statik - Denetleyici
- Çatışma - Mevcut şehir ve
ulaşım
- Sivil mimari tahribatı
3. - Planlama-Koruma Kavramı
- Anıtsal Ögeler İle Koruma
- Operasyonlar/Tahrip
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün koruma amaçlı imar
planlarının hazırlanmasında gözönüne aldığı kriterlere bakıldığında şu
noktaları saptamak mümkündür.
·
Genel
Müdürlüğün planlamayı ele alış ve değerlendirişi ağırlıklı olarak tescil edilen
yapıların restorasyonuna yöneliktir. Oysa bir sit alanı içinde kalan tescilli
yapıların dışındaki parsellerdeki denetim; koruma amaçlı planın temel
problemidir.
·
Bu bölgedeki
yapı stoğundan geleneksel dokuya uymayan yapıların temizlenmesi, yeni yapılacak
parsellerde geleneksel dokuyu zedelemeyecek, onu ön plana çıkaracak, uyum
sağlayacak yapı tipolojisinin tesbiti plan ile üretilecek kararlardır.
·
Bir diğer
önemli nokta da, planlamanın her ölçekte olduğu gibi bu ölçekte de fiziksel
mekanın düzenlenmesi olarak algılanmasıdır. Planlamanın örgütsel ve finansal
boyutları gözardı edilerek, bunların kurulmasına yönelik hiç bir hüküm
getirilmemesi bir model üzerine kurulmuş planları işlerliğe kavuşturmada bir
diğer engeli oluşturmaktadır (DİNÇER, İ., AKIN, O. 1994, S. 117-137).