PUL KOLEKSİYONUM (FİLATELİST MEHMET)
Bugün 23 Haziran 2021, pul koleksiyonu yapmaya sanırım ortaokulda başlamıştım, yani 12-13 yaşlarında... Bu benim için bir filatelist olmak ve unutulmaz eşsiz pullara sahip olmak pul albümleri alarak onları düzenlemek çok keyifliydi, neredeyse hırs derecesinde... İlk pul defterimi pullara olan merakımı arttırmak için dayım vermişti sağ olsunJ
PTT'ye
abone olarak, özellikle 1970'ten sonra her çıkan pulu almıştım. Önceleri bir
adet alırken, sonra dörtlü blok almanın ve ilk gün zarflı almanın önemini
öğrenince, Ulus'taki merkez postanesine (yıkılıp yok edilen o güzelim tarihi
bina) ilk gün damgalı zarfları almak için gitmeye başladım...
Kıbrıs’tan
fotoğraf koymak için aldığımız albümlerden bazılarının içine pul büyüklüğünde kâğıt
keserdim – arkası yapışmasın diye- sonra itinayla yerleştirirdim.
Daha
sonra, Bahçelievler PTT sinde ilk gün damgalı zarflar/pullar satılmaya başladı
ve bu pul merakı epeyce pahalıya mal olan bir meraktı... Hele harçlığımın
enflasyon karşısında yok olmaya başladığı günlerde😊 Anneme enflasyonunun ve harçlığımın yetersizliği hakkında
dilekçe yazmıştım, uzun zaman anlatılmıştı. Ama harçlığım da artmıştıJ Anneciğim, pul ve yağlıboya masraflarım
karşısında şikayet etmeden ama zorlanarak benim harçlığımı arttırmıştı!
Kızılay'daki
Uluer gibi önemli pul satıcılarına gidip gelmeye başlayınca, bu işin sonunun
olmadığını ve hakikaten bir servet gerektirdiğine anladım... 1968 pul kataloğu
elimin altındaydı -o zaman büyük paralar verip aldım- ve pulların fotoğrafları
ile fiyatlarıyla, tarihleriyle tanıtılan, özellikle Osmanlı pulları, sürsajlı
pullar, ilk gün damgalı pullar vd.
Yaklaşık 400 sayfalık bir katalog kitaptı ve ben bunu hala saklarım...
Sonra zaman zaman Filatelist ve Pul Dergilerine abone olmuştum... Pul merakı o kadar sarmıştı ki beni, yaz tatilinde bile giderken bir el çantası, ya da bir bavulun yarısı, benim pul albümlerim ile zarflar içinde pullar ile doldurulur, zarflar ve listeleri, kataloğu yanıma alırım, gittiğimiz yerde masanın üstüne dağılır pullar, yeniden yerleştirilir ya da yeni gelenler suya batırılır –kesilir- arkasındaki yapışkanlı kâğıt çıkarılır... Bunların kenarlarının sağlam olmasına dikkat edilir ıslanan ve arkası çıkarılan pulları kurutma kâğıtlarının arasına koyarım ve ütülerim kuruturum... Onları sınıflarım, sınıf sınıf ülke ülke dizerim...
Ülkelerin bulabildiğim nüfusu, başkentleri, konumları için küçük notlar daktiloda yazarım ve onları albümün içinde sıralarım... Pulu sayfaya yerleştirmenin, dizmenin ve pul albümünün..
Bu
alışkanlık, ileride benim de planlama ve projelendirme de gözlerin alışkanlığı,
hangi karenin, hangi dikdörtgenin neyin yanına geleceği, paftaların düzeni,
konut dokusu kitlelerinin yerleşimi ve konut dokusunun tasarlanması gibi birçok
konuda bana bilinçaltından yardımcı olmuştur...
Ve
ayrıca, ülkelerle ilgili birçok bilgiye edinmek -o zaman internet yok tabii-
başka verilerden, her 15 günde bir aldığımız Cumhuriyet Ansiklopedisi ve diğer
gazetelerin verdiği ansiklopediler önemli kaynaklarımdı... Ve çok bilgi
edindiğimi sanıyorum...
Pul
koleksiyonu yapmak, kültür meselesi ve bunların her birinin üzerindeki
mekânlar, kişiler, anma günleri, özellikle resim, ressam, tablo merakı ile
bağlantılı olarak yağlı boya tabloların ofset pırıl pırıl baskısı,
reprodüksiyonları vd... İnternet olmayan bir çağda bunlar bize çok önemli
bilgiler verirdi... Özellikle Leonardo, Renoir, Monet, Van Gogh, Cezanne,
Rembrandt, Michaelangelo, Türk Ressamları İbrahim Çallı benzeri ünlü ressamların
tabloları vardı...
Kaynak: https://docplayer.biz.tr/56918866-Sanatci-ve-tablolar-konulu-cumhuriyet-donemi-turk-posta-pullari-artist-and-paintings-themed-republic-period-turkish-postage-stamps.html
Bahçelievler
Pazar Yeri’nin karşı köşesindeki apartmanın altında bir kırtasiyecimiz vardı ve
buradan çok pul almışımdır... Buranın sahibi bizi desteklemek için -ya da
daha çok satış yapmak için- mesela 5 liralık 10 liralık pul alanlara bir
kupon verirdi ve daha sonra bu bir çekilişte ödüllendirilirdi... 10-15 liralık
20 liralık 25 liralık pul ödülü kazandığım olmuştur... Eski pulları toptan
satardı, eski damgalı pullar 10-50-100 tanesi zarf içinde topluca, şimdi tam
hatırlamıyorum ama 5-10-20 lira, yabancı olursa biraz daha pahalıydı... Ve
bütün harçlığımı ben neredeyse kitap, yağlıboya ve pula yatırırdım... Hatta
bazı pulları almak istemem nedeniyle (1953 tarihli İstanbul'un Fethi Serisi –
Fatih Serisi-müthiş bir pul serisi-) borç almıştım, çok zorlanmıştım... Ama
sonra da satmak için uğraştım neden olduğunu bilmiyorum ama bir paraya
ihtiyacım oldu onu götürüp tekrar geri sattımL
ANNEMİN PUL DEFTERİ
Bir gün, Bahçelievler 1. Cadde 56/2 de otururken, sanırım İstanbul'dan anneannem ya da dedem tarafından getirilen ve uzun zaman bana efsane gibi anlatılan pul defteri... Defter değil aslında çok eskimiş, bir sarı kağıt defter ve sarı defterin içine annemin Kıbrıs'tan İngiltere'den gelmiş pulları kesip sakladığı, ama itina ile küçük yapışkanlı kağıtlarla yapıştırdığı sarı bir defterdi.
Belki de,
15-20 sayfalık bir defter ama hakikaten bir kısmı tahrip olmuş, ezilmiş
–kaymış- yapıştırırken zarar görmüş pullar... Kıbrıs pulları, İngiltere
pulları, İngiliz kraliçe ve kıralının pulları ve benzeri pullar değişik ülkelerden
pullar... Bunlar tabi tek tek ayrıldı, suya kondu ve arkasındaki yapışkanlı kâğıtlar
çıkarıldı... Zarar görenler, yıpranmış olanlar, ikinci el değiş tokuş için bir
küçük albüm var, oraya konuldu...
Tabii bu
arada Zuhal, Meral, Seval’e de pul biriktirmeleri için -babam tarafından
herhalde- birer küçük pul defteri alınmıştı, onlara da bu merak sirayet etsin
diye… Fakat para koleksiyonu, kartpostal koleksiyonu yapmak isteyen vardı...
Tabii kitap okumayı seven ve kitap almak isteyenler de vardı... Kardeşlerimin
değişik merakları vardı ve hatta pul-para değiş tokuş yapardık ama hiçbir zaman
onlar bu konu üzerinde çok fazla durmadılar...
Ankara Filateli
Derneğine üye olmuştum ve Filatelistler zaman zaman Zafer Pasajı’nın altında
pul sergileri açarlardı... Ve buraya da giderdim... Çok güzel sergilerdi ve o
pullar hakikaten özenerek baktığım ama sahip olamadığım pullardı...
“ANKARA 79” Posta Pulları IV: Ulusal
Sergisi’ne “Kongreler” teması ile katılmıştım oradan diploma
aldığımı hatırlıyorum... Tabii pul merakı eee, her çıkanı alırsınız, alırsanız
ve takip ederseniz, yaşam boyu süregelen bir hobi oldu...
Sevgili İzzet
Suphi eniştem (Havva halanın eşi) Kıbrıs'tan geldiği zaman bana büyük pul
defteri hediye getirmişti...
Kıbrıs'a
gittiğimizde 1975 lerde, Lefkoşa'daki Hasan amcam bana ilk gün damgalı muhteşem
bir Kıbrıs Pulları zarfları hediye seti verdi, kendi koleksiyonundan... Bunlar
benim koleksiyonumun en güzel ilk gün zarfları oldular... Bunları sonradan
hepsini itina ile yerleştirdim her bir pulun bir anısı, bir özel günü anımsatan
değeri vardı. Yurtdışında çıkan birçok pulda nadiren de olsa Mustafa Kemal
Atatürk'ü görmek ya da İstanbul ve bazı çok ünlü Türk-Osmanlı bilim insanı,
düşünür ve benzeri kişileri pullarda görmek hoş bir şeydi...
İngiltere'ye
gittiğim zaman 1976 ağustosunda, tabii gene param yok ve müzik tutkusu giderek
daha öne çıkıyor... Ve bütün paramı, hoparlörleri üzerine kapanınca çanta gibi
olan Sony marka Stereo portable müzik setine harcadığım için pul almaya hiç
param kalmamıştı... Yalnız birkaç tane ilk gün damgalı pul almıştım, sanırım o
zaman çıkan Concorde uçağı ile ilgili pullardı... Zaman zaman tabii mektup
arkadaşlarımdan gelen, Richard’ dan, Roma’dan Anna Maria’dan, Finlandiya’dan
Arja Linna’dan gelen mektuplar ve içinde bazen bana gönderdikleri pullar çok
değerliydi... Çok güzeldi keyif vericiydi, her çıkanı alamasam da pul merakım
hala devam ediyor...
No comments:
Post a Comment