Ankara Belediye Başkanları’nı ararken
11 Şubat 2004
Yerel seçimlere az kaldı ve bizler geride bıraktığımız yıllarda bize cansiperane (!) hizmet veren büyük, küçük belediye başkanlarını ve yönetimlerini aratmayacak (!) yeni “Şehremini” ler (Belediye başkanları) seçeceğiz.
Belediyelerimiz, az zamanda çok büyük işler başarıp, alt-üst geçit inşa süreçlerini neredeyse 60 güne indirdiler, belki de uzun vadeli toplu
11 Şubat 2004
Yerel seçimlere az kaldı ve bizler geride bıraktığımız yıllarda bize cansiperane (!) hizmet veren büyük, küçük belediye başkanlarını ve yönetimlerini aratmayacak (!) yeni “Şehremini” ler (Belediye başkanları) seçeceğiz.
Belediyelerimiz, az zamanda çok büyük işler başarıp, alt-üst geçit inşa süreçlerini neredeyse 60 güne indirdiler, belki de uzun vadeli toplu
Ankara’da Mevcut ve Planlanmış Raylı Sistemler
taşın sistemleri yerine, kısa zamanda gözle görülen işlerle başarılar elde ettiler. Eh, ama metromuz da yapılmaya başladı nihayet, bitenler, işlemeye başlayanlar da var..
Havuzlarla bezendi kentimiz, ama yayalardan çok araçlara yönelik sanki.. Büyük parklar yapıldı, yeşil oranı az, yapı oranı fazla ama olsun...Kızılay’da, bir çok meydan ve ana yolda yaz bozlarla yeni keşifler denendi, şehircilik, ulaşım, peyzaj ilkeleri dışında her şey yapılmaya çalışıldı. Gene de; planlama ve projelendirme geçmişi 1980’li yıllara uzanan, 90’li yıllarda uygulamalarına başlanan, bazı büyük projelerin de sürdürülerek tamamlanmış olması da umut veriyor.
Ama, artık herhalde, kapsamlı bir planlama geçmişi olan Ankara’mızın planlı, programlı ve uzun soluklu uygulamalara gereksinimi olduğu da gözle görülür bir gerçek..
Küreselleşen, küçülen dünyada gerçek yerimizi almamızı sağlayacak senaryolara, stratejilere, kent politikalarına ve planlamalara gereksinimi var, Başkent Ankara’nın.
Hem de bunlar, her Belediye’nin kendi başına altından kalkabileceği işler değil, bir araya gelinip, ortaklaşa politikalar üreterek ve uygulamaları el birliği ile yaparak gerçekleşebilecek hizmetler..
Örneğin; “Yeşil Politika” geliştirilmesi gerekli; tüm plan ve projelerin, kentin doğal ve kültürel/tarihsel çevre değerlerinin korunması ve geliştirilmesine yönelik olarak yeniden ele alınması gerekli..
Yeşil politika dediğim, çevresel kaliteyi arttırmaya yönelik uygulamalar.. Örneğin, ulaşımda toplu taşın sistemlerinin geliştirilmesi, dolmuşların/otobüslerin azaltılması, yaya bölgeleri oluşturulması, “ekolojik kent merkezi ve yerleşim dokularının” planlanması, çevre duyarlı olarak tüm vadiler, akarsu havzalarının ele alınması, Ulus Tarihsel Kent Merkezi, Ankara Kalesi ve çevresi başta olmak üzere, kültür ve doğa varlıklarımızın korunması ve geliştirilmesine yönelik çağdaş politikalar..
Havuzlarla bezendi kentimiz, ama yayalardan çok araçlara yönelik sanki.. Büyük parklar yapıldı, yeşil oranı az, yapı oranı fazla ama olsun...Kızılay’da, bir çok meydan ve ana yolda yaz bozlarla yeni keşifler denendi, şehircilik, ulaşım, peyzaj ilkeleri dışında her şey yapılmaya çalışıldı. Gene de; planlama ve projelendirme geçmişi 1980’li yıllara uzanan, 90’li yıllarda uygulamalarına başlanan, bazı büyük projelerin de sürdürülerek tamamlanmış olması da umut veriyor.
Ama, artık herhalde, kapsamlı bir planlama geçmişi olan Ankara’mızın planlı, programlı ve uzun soluklu uygulamalara gereksinimi olduğu da gözle görülür bir gerçek..
Küreselleşen, küçülen dünyada gerçek yerimizi almamızı sağlayacak senaryolara, stratejilere, kent politikalarına ve planlamalara gereksinimi var, Başkent Ankara’nın.
Hem de bunlar, her Belediye’nin kendi başına altından kalkabileceği işler değil, bir araya gelinip, ortaklaşa politikalar üreterek ve uygulamaları el birliği ile yaparak gerçekleşebilecek hizmetler..
Örneğin; “Yeşil Politika” geliştirilmesi gerekli; tüm plan ve projelerin, kentin doğal ve kültürel/tarihsel çevre değerlerinin korunması ve geliştirilmesine yönelik olarak yeniden ele alınması gerekli..
Yeşil politika dediğim, çevresel kaliteyi arttırmaya yönelik uygulamalar.. Örneğin, ulaşımda toplu taşın sistemlerinin geliştirilmesi, dolmuşların/otobüslerin azaltılması, yaya bölgeleri oluşturulması, “ekolojik kent merkezi ve yerleşim dokularının” planlanması, çevre duyarlı olarak tüm vadiler, akarsu havzalarının ele alınması, Ulus Tarihsel Kent Merkezi, Ankara Kalesi ve çevresi başta olmak üzere, kültür ve doğa varlıklarımızın korunması ve geliştirilmesine yönelik çağdaş politikalar..
Korunması Gerekli Ankara Kalesi
Yaşam çevrelerimizin, imarlı imarsız, gecekondu, ayrımı yapılmaksızın teknik, sosyal donatı ve yeşil alan eksikliklerinin giderilmesine yönelik politikalar, planlamalar, uygulamalar..
Hava kirliliğini azaltacak, su ve toprak kirliliklerini azaltacak, gürültü ve görüntü kirliliklerini azaltacak politikalar; “Yeşil/Çevre Politikaları” dır.
Sosyal ve kültürel ağırlıklı, toplumsal, kentliye yönelik hizmetlerini en üst düzeye çıkaracak, kentli ile barışık, sivil toplum örgütleri ile barışık, birlikte çalışabilen Belediyelerimiz olmalı, diye düşünüyorum. Sokaklarımızda, kaldırımlarımızda rahat yürünmeli, sürekli kaldırım yapmayan, büfeleri ve durakları sürekli değiştirmeyen, çöpleri doğru dürüst toplanan, gürültüsü az, sorunları az, yaşanabilir bir kent için çalışmalı “Yeşil Belediyeler” ..
Daha aydınlık, daha güvenli, daha az kurşunlu ekzos solunan, daha çok aktif yeşili olan, daha çok kültürel ve sportif alanları olan, daha az arsa vurgunculuğu (spekülasyonu) olan, sürekli yıkılıp çok katlı olarak yenilenmeyen bir Başkent için çalışmalı, Belediyelerimiz.
Ve de, biz de onlara daha çok yardımcı olmak ve de daha iyi bir kentli, daha iyi bir Ankaralı olmak için çaba göstermeliyiz..
Söylemesi kolay olsa da, yapılması zor olsa da; açık, şeffaf, demokratik, özerk ve çağdaş bir belediye oluşturabilecek bir belediye yönetimi ve belediye başkanları seçmeliyiz Ankara’mıza..
Kışa dikkat, çukurlara da ..Kalın sağlıcakla..
Doç.Dr. Mehmet TUNÇER
No comments:
Post a Comment