TUNCELİ- MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI GENEL ÖZELLİKLERİ (*)
Prof. Dr. Mehmet
TUNÇER
Konumu : Tunceli İli
Ulaşım :Doğu Anadolu
Bölgesi’nde Tunceli sınırları içerisinde yer alan Munzur Vadisi Milli Parkı
Tunceli’ye 8 km. uzaklıktadır.
Kaynak Değerleri :
Karasu ve Murat çöküntü alanları arasında
yükselen Munzur Dağlarının jeolojik yapısı, metamorfik, volkanik ve
tortul kayaçlardan meydana gelir. Kuzeyde 3300 m ye kadar yükselen bu dağlık
alan Mercan ve Munzur suyu vadileri ile büyük ölçüde parçalanmıştır.
Mercan vadisinin yukarı kesimlerinde buzul gölleri, dağlardan Ovacık düzlüğüne
gelindiğinde kaynayan gözeler, vadi boyunca dökülen küçük şelaleler Milli
Parkın peyzajının ilgi çekici örnekleridir.
Mili Parkta tepeler ve yamaçlar meşe
ormanları ile kaplıdır. Vadi tabanında ise ceviz, kızılağaç, dişbudak,
karaağaç, çınar, kavak, söğüt ve çalı türlerinden meydana gelen zengin bir
bitki örtüsü görülür. Sarp ve dik yamaçlar çıplaktır.
Yaban Hayatı; kurt, tilki, ayı, kınalı keklik
gibi türlerin yanında dağ keçisi, çengel boynuzlu dağ keçisi, vaşak, su samuru,
çil keklik, keklik, kaya kartalı gibi nadir türlerin de barınmasına imkan
sağlamakta; Munzur Vadisi ve Mercan suyunda bol miktarda Alabalık
bulunmaktadır.
Mercan Vadisinin yukarı kesimlerinde buzul
göllerini bu göller oluşturduğu peyzaj görüntülerini, dağlar Ovacık düzlüğüne
inildiğinde kaynayan gözeleri ve küçük şelaleleri görülmeye değer kaynak
değerleridir.
Mevcut Hizmetleri :
Milli Park içerisinde günübirlik rekrasyonel
faaliyetlerden piknik, doğa yürüyüşleri ve isteğe bağlı olarak kamping
yapılabilir.
Konaklama :
Ziyaretçilerin kendi imkanlarıyla kamping imkanları söz konusudur.
Milli park
kavramı dünyada ilk kez Amerika’da 1870’ lerin başlarında ortaya çıkan
doğa koruma fikri bu yıllardan itibaren koruma alanlarının sayı ve alan
olarak hızla artmasına neden olmuştur.1872 yılında ABD’de Yellowstone
Milli Parkının ilan edilmesiyle başlayan Milli park çalışmaları bütün dünyada
hızla yayılmıştır. Koruma alanları; milli ve milletler arası öneme sahip doğal
ve kültürel kaynaklar ile biyolojik çeşitliliği bir servet olarak muhafaza edip
gelecek kuşaklara taşımanın önemli bir aracı olması nedeniyle bütün dünyada
kabul gören en etkili ve yaygın statülerdir.
Bugün dünyada 140’dan fazla koruma
kategorisi bulunmaktadır. Bu kategorilerden en etkili ve bilimsel olanı milli
parklardır. Dünya Koruma Birliği ( IUCN )’nin verilerine göre dünya yüzeyinin
%6,29’dan fazlası koruma alanı olarak ayrılmış olup bu konuda hassas olan
ülkelerde bu oran yüzölçümlerinin % 10’ unu aşmaktadır. Türkiye’de
ise korunan alanlarının ülkenin genel alanına oranı %1 civarındadır. Amerika’da
% 11’12, Avusturya’da % 24, Danimarka’da % 32, Almanya’da % 26, İsrail’de % 15,
Y.Zelanda’da % 23, İngiltere’de %21’dir.
Türkiye’de ilk milli park çalışması 1958’de
Yozgat çamlığının milli park statüsüne alınmasıyla başlamıştır.Yurdumuzda bugün
çeşitli özellikte ve büyüklükte 33 adet milli park vardır.
Doğu Anadolu’da bulunan Munzur vadisi
milli parkı, 1971 yılında bakanlar kurulu kararıyla ilan edilmiş olup 42000
hektar büyüklüğü ile Türkiye’nin en büyük milli parkları arasındadır.
Munzur vadisini milli park yapan özellik ve kaynak değerlerinin genel
özellikleri aşağıda değinildiği gibidir;
Munzur Vadisi Modeli |
Jeolojik ve hidrolojik yapısı: Munzur vadisi sahip olduğu irili
ufaklı dağlar ve tepelikler, buzul gölleri, yaz kış berrak akan akarsuları ve
bu akarsu ve derelerin binlerce yılda oluşturdukları oyuntular, dik bir duvar
gibi ortalama 1000 m. yüksekliğe varan uçurumlar, vadiyi ilginç görünüme
sokmaktadır. Bu ilginç jeomorfolojik yapı dünyada benzeri az bulunan bir doğa
peyzajı sunmaktadır.Bu yapı içerinde oluşmuş çeşitli mağara ve diğer oluşumlar
bölgede yaşayan birçok yaban hayvanlarının korunmasına ve üremesine uygun
ortamlar olarak dikkati çekmektedir.
Doğal bitki çeşitliliği ( Flora zenginliği ): Munzur vadisi sahip olduğu zengin
bitki çeşitliliği ile tüm dünyanın ilgisini çekmektedir. Milli Parkta, tepeler
ve yamaçlar meşe ormanları ile kaplıdır. Vadi tabanında ise ceviz, kızılağaç,
dış budak, karaağaç, çınar, kavak, söğüt, ve çalı türlerinden meydana gelen
zengin bir bitki örtüsü görülür. Sarp ve dik yamaçlar ise çıplaktır.
Yaban Hayvanları (
Fauna zenginliği ): Munzur vadisi Türkiye’nin en zengin yabanıl
hayatının bir arada yaşadığı yerlerdendir. Önemli yaban hayvanlarından
bazıları; Memeliler; ayı, kurt, tilki, domuz, dağ keçisi, çengel
boynuzlu dağ keçisi, su samuru, kirpi, sincap, sansar, kokarca, vaşak gibi
hayvanlar önemli fertlerini oluşturmaktadır. Ayrıca kaya uyuru adlı bir
kemirgen memeli Türkiye’ye endemiktir ve Munzur dağlarında yaşadığı
bilinmektedir. Sürüngenler: değişik renkte ve türlerde zehirli ve
zehirsiz yılanlar, kertenkeleler, kaplumbağalar, yengeçler, akrep vb. Kuşla;
önemli kuş türlerinden bazıları; ürkeklik, kınalı keklik, yabani güvercin, kaya
güvercini, tahtalı, üveyik, kumru, bıldırcın, tarakçın, ispinoz, arı kuşu karga
çeşitleri, bülbül çeşitleri, yırtıcılardan; kartal, doğan, şahin, atmaca,
kerkenez, akbaba, turna, leylek, bahri, sığırcık, balıkçıllar, kazlar,
ördekler, puhu, baykuşlardır. Balıklar ve su hayvanları: Munzur
vadisi içerisindeki göllerde ve derelerde birçok balık türü ve diğer canlılar
yaşamaktadır. Balıkların en önemlileri; alabalık, sazan ve yayın balıklarıdır. Munzur
Alası diye anılan alabalık türü Türkiye endemiği olup çok değerli bir alabalık
türümüzdür. Eti kavuniçi renginde ve çok lezzetlidir. Munzur çayı, bu
balık için bir yaşam alanı olması ve bu balığın gelecek kuşaklara aktarılması
açısından buraların gen kaynak alanı olarak da korunmasını gerektirir. Ayrıca
bu akarsularda yengeçler, su kaplumbağaları, kurbağalar, yılanlar, böcekler ve
daha bir çok mikro organizmalar yaşamaktadır. Kültürel ve Mitolojik Değerler:
Munzur vadisi içerisinde hidrolojik - jeolojik yapı ve biyolojik
zenginliği yanı sıra yörede yaşayan halkın kültürü, inanışları mitolojik açıdan
Munzur vadisi milli parkının önemli bir kaynak değeridir. Munzur
dağı, Munzur çayı ve Munzur vadisi milli parkı adını aldığı Munzur
Baba ve meşhur efsanesi, nesilden nesile günümüze ulaşmıştır. Kutsal Munzur
Baba, saflığı, manevi kişiliğiyle halen yöredeki halkın üzerinde etkilidir.
Dağlara, çaylara isim olmuş Munzur, bugün yöredeki çocuklara,
işyerlerine ve çeşitli firmalara da isim olmaktadır.Yine yöredeki Düzgün baba
ve diğer türbeler, su gözeleri halkın inanışları ve kültürü açısından
önemlidir.
MUNZUR VADİSİ HİDROJEOLOJİSİ |
Munzur Suyu, Kolları ve Vadileri:
Munzur suyu Ovacık ilçesinin 10-15 km batısında Ziyaret Köyü yakınlarındaki
gözelerden kaynağını alır. Kuzey Munzur Dağları'nın Ovacık-Zeranik
Ovası'yla birleştiği noktada onlarca gözeden fışkıran sular az aşağıda
birleşerek kocaman bir nehir halinde doğuya doğru akar, Halvori bölgesinde
güneydoğuya kıvrılır, Tunceli il merkezinde Pülümür (Harçik) Irmağı'yla
birleştikten sonra güneye yönelir Mazgirt ilçesinin batısından geçtikten sonra
Keban Baraj Gölü'ne dökülür. 144 km uzunluğundaki Munzur Suyu, saniyede
ortalama 87 metreküp su akıtmaktadır. En yüksek akım Nisan ayında 398
m3/sn'dir. En düşük akım ise Ekim ayında: 44 m3/sn'dir. Munzur'un,
kolları Havaçor, Mamuşağı, Şamuşağı, Kodi, Kabuşağı, Aksu, Mercan Hürmek,
Merho, Nanikuşağı, Haçılı, Torunoba, Kalan dereleri ile Aşhirik, Dereova,
Kutudere, Çukurdere ile beslenen Pülümür Suyu'dur. İlkbaharda karların erimesi
ve yağmurların yağmasıyla sadece Nisan-Mayıs aylarında zaman zaman bulanık akan
Munzur, yılın diğer aylarında çok berraktır. Geçtiği yerlere hayat
verir.
Munzur Suyu Yer Yer Derin Vadilerden Akar |
Öyle ki kaynağından 75 km uzaklıktaki Tunceli il merkezinin içme ve
kullanma suyu ihtiyacı Munzur'dan karşılanır. Adını Munzur adlı
bir ermiş-çobandan alır. Bu nedenle yöre halkınca kutsal sayılan Munzur
kirletilmemiştir. Munzur vadisi ve yukarıda sayılan akarsuların vadileri
bir çok doğa güzelliği içerir. Zengin bitki ve hayvan türleri besler. Yöreye
özgü alabalıklar bu sularda bulunur. Dağları anlatırken belirtilen yabanıl
hayvanların ve bitkilerin yanı sıra, bu vadilerde ve yamaçlarında, meşe,
gürgen, söğüt, kavak, pelit, akçaağaç, huş, dişbudak, kızılağaç, karaağaç,
sarıçam, köknar, ardıç, ceviz, çınar, çalı türleri gibi ağaç çeşitlerinin
oluşturduğu ormanlar vardır.
Munzur Vadisi Milli Parkı:
Türkiye'nin ve dünyanın bu doğa harikası
keşfedildikten uzun yıllar sonra 21 Aralık 1971 tarihinde 6831 sayılı kanun
kapsamına alınarak Milli Park haline getirilmiştir. 42.000 hektarlık alanıyla
Türkiye'nin en büyük milli parklarındandır. Merkezi Tunceli-Ovacık karayolunun
8. km'sinde olup yukarıya doğru yayılarak devam etmektedir. Milli Parklar
yasasına göre: Tabii ve ekolojik denge, (tabii eko-sistem değeri) bozulamaz.
Yaban hayatı tahrip edilemez. Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya
değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile çevre
sorunları yaratacak iş ve işlemler yapılamaz, denmektedir. Munzur Vadisi,
Milli Park olduktan sonra kurt, çakal, yaban domuzu, karga dışındaki tüm
hayvanlar koruma altına alınmıştır. Üveyik, bıldırcın, tahtalı, kokarca,
sansar, tavşan ve keklik belirli zamanlarda avlanabilmaktedir. Diğer
hayvanların avlanması yasaktır.
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin 22 kurumu tarafından ortaklaşa hazırlanan "Munzur
Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli İnkişaf Planı’na göre "milli parklar her
nevi ilmi araştırmalara müsait olmaları yönünden taşıdıkları değer yanında,
sosyal, kültürel ve turistik hareketlere imkan vermeleri bakımından da önem
taşımaktadır. Parkın kurulmasına bunlar esas teşkil etmektedir." Aynı
planda Munzur vadisi ile çevresinde yaşayan yaban hayvanlarının; ayı,
kurt, vaşak, tilki, sansar (ağaç ve kaya sansarı), su samuru, porsuk, sincap
(alacalı, kırmızı, siyah ve beyaz renkli), tavşan, yaban domuzu, yaban keçisi,
çengel boynuzlu dağ keçisi, bezuvar keçisi, kartal, akbaba, doğan, şahin,
atmaca, kerkenez, delice, çaylak, puhu, baykuş, ur kekliği, keklik, çil keklik,
toy, mezgeldek, turna, kaz, bıldırcın, çulluk, tahtalı ve kaya güvercinleri,
balıkçıllar (beyaz, gri ve alaca), leylek (nadiren siyah leyleğe de rastlanır)
olduğu belirtilerek. "memeli hayvanlarla kuşlar bakımından çeşitlilik
gösteren bu yöre, av ekonomisi bakımından önemle üzerinde durulması gereken bir
saha niteliğini taşımaktadır" denilmektedir. Çengel boynuzlu ve bezuvar
dağ keçilerinin, Avrupa'da da korunan istisnai türler olduğunu, ur kekliğinin
ise dünyanın başka bir coğrafyasında hemen hemen bulunmadığını belirtilmektedir
Aynı planda;
"Tunceli İli Ovacık İlçesi arasında bulunan Munzur Vadisi
Milli Parkı'nın kuruluşu ile bölgeye sosyal ve ekonomik faydalar sağlayacağı
nazarı itibara alınırsa tabiatın korunması ve değerlendirilmesinin, ilerisi
için birçok imkanlar sağlayacağı şüphesizdir" tespiti yapılarak ve
özellikle vadiyle dağlarda yaşayan çengel boynuzlu ve bezuvar keçisi ile ur
kekliği, kırmızı benekli alabalığın önemine değinildikten sonra "milli
parka bazı değerler kazandıracak enteresan göller ve kanyonlar da nazarı
itibara alındığında milli park sahasını geniş tutacak zarureti kendiliğinden
doğmuştur. Bu itibarla ziyaretçilere enteresan objeler göstermek gayesi hedef
tutularak, Munzur Dağları da ele alınmıştır. Milli park olarak muhafaza
ormanları sınırları ele alınmış ve Munzur Dağları ve Mercan Deresi
nazarı itibara alınarak kuzeye doğru uzatılmış ve bu suretle sahanın bütünlüğü
sağlanmış bulunmaktadır. ... Munzur gözeleri çevresini ihtiva edecek
şekilde hudutlandırılmıştır. Bu bölgenin bütün hususiyeti kış mevsimine isabet
eden yağış nispetinin bölge içinde en yüksek olmasıdır. Bölge esas itibariyle
güzel tabiat parçaları ile dağlık bölgelerde av hayvanlarına ve kıymetli
alabalığa rastlanması bakımından önem taşımaktadır. Vadide büyük kanyonları
görmek mümkündür. 2000 metrenin yukarısında bulunan dağlık bölgeler, dağ
gölleri, yaylalar ve soğuk sular sahaya ayrı bir özellik vermektedir. Munzur
Vadisi Milli Park sahasına, Tunceli ilinin batı kısmında bulunan Ovacık
ilçe merkezinden il merkezine kadar uzanan Munzur Vadisi esas teşkil
eder. Bu bölgenin 23.364 hektarlık kısmı 1968 yılında muhafaza ormanı ve av
rezerv sahası olarak ayrılmıştır. Milli park olarak muhafaza ormanları
sınırları ele alınmış ve Munzur Dağları ve Mercan Dereleri nazarı
itibara alınarak kuzeye doğru uzatılmış, bu suretle sahanın bütünlüğü sağlanmış
bulunmaktadır. Böylelikle milli park sahası Tunceli il merkezinin 6,5 km
batısından başlayarak 47 km devam eden Munzur vadisini ve buradan kuzeye
doğru Munzur Dağlarını içine alacak bir şekilde ve tabii hudutlara
dayandırılarak belirlenmiştir. Bu sınırlandırmada milli park sınırları içinde
kalan Munzur Vadisi'ndeki fauna ve bilhassa alabalık populasyonu ve Munzur
Dağları üzerinde bulunan dağ gölleri, mıntıkanın vahşi tabiatı kaynak olarak
kabul edilmiştir." denmektedir.
MUNZUR VADİSİ
MİLLİ PARKININ DAHİL OLDUĞU BÖLGEYE İLİŞKİN GENEL ÖZELLİKLER VE ULUSAL PLANLAR
,
Aşağıdaki
bilgiler DAP (Doğu Anadolu Projesi) kapsamında geliştirilen sonuç raporunda
yapılan tespitlerden derlenerek hazırlanmıştır.
Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt ve
Tunceli illerinde işlemeli tarıma uygun olmayan VI. ve VII sınıf arazilerde
sürdürülmekte olan çok düşük verimli tahıl üretimi bu alanlarda erozyonun ciddi
bir biçimde artmasına yol açmaktadır. Bu alanlarda tahıl üretimi çiftçiye gelir
desteği sağlanmak suretiyle durdurulmalı ve bu alanlar sun’i mer’aya
dönüştürülmelidir.
1990- 1997 döneminde Bölge içinde nüfus payı en çok düşen
iller sırasıyla, Tunceli, Gümüşhane ve Kars’tır. Bölge nüfusu içinde
payı en çok artan iller ise, sırasıyla Hakkari, Van ve Malatya’dır.
Farklı metotlar ile yapılan tahminlerde, nüfusu azalan
illerde bir süre sonra eksi değere ulaşıldığı görülmektedir. 1997 yılı
tespitlerine göre ciddi nüfus kaybeden bu iller Bayburt, Bingöl, Erzincan,
Gümüşhane, Kars ve Tunceli’dir. Yapılan projeksiyonların bu illerin
nüfus kaybetmeyecekleri, ancak nüfuslarında ciddi bir artışın da olmayacağı
varsayımından hareket edilmiştir. Bölgede yaşanan terör olaylarının bitmesinin
ve Bölgede beklenen ekonomik hareketliliğin bu illere ciddi boyutta bir geri
dönüşü sağlayamayacağı, göç hızını önemli ölçüde düşüreceği düşünülmekte, Bölge
halkı mevsimlik işçi olarak yakın bölgelere kısa süreli terkler yapsa bile,
bunun sürekli göç halini almayacağı beklenmektedir.
Bölgedeki diğer illerin hepsinin nüfuslarının 100.000
üzerine çıkacağı, en düşük nüfuslu ilin ise Bayburt olacağı tahmin
edilmektedir. Bayburt’un 2020’de tahmini nüfusu 116.000’dır. Bayburt’tan sonra
gelen en düşük nüfuslu il ise 133.000 nüfusla Tunceli olacaktır.
Yatırım Programı’nda 16’sı Erzurum, 13’ü Malatya-Elazığ ve
5’i Van Alt Bölgesi’nde olmak üzere toplam 33 sulama projesi bulunmaktadır. Bu
projelerden halen 28 adedi ihalesi yapılmış uygulanmakta olan projeler olup, 5
adedi ise yatırım programında olan ancak ihaleleri yapılmamış projelerdir.
İhalesi yapılmayan projeler Gümüşhane-Yukarı Kelkit-Sadak Sulaması,
Bingöl-Genç, Elazığ -Konatlı, Tunceli-Akpazar ve Tunceli-Çemişgezek
Projeleridir. Bu projelerden 5 adedinin İç Karlılık Oranlarının 9’un üzerinde
olması ihalelerin yapılmasını faydalı kılmaktadır. Bu sayılara Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen küçük sulama projeleri dahil değildir.
Bölgenin mer’a ve orman örtüsü ile kaplı olması gereken
VI., ve VII. Sınıf işlemeli tarıma uygun olmayan alanlarının yaklaşık 500.000
ha.’ında çok düşük verimlerle tahıl (buğday, arpa) tarımı yapılmakta, bu ise
beraberinde çok ciddi bir erozyon sorununu getirmektedir. Bu tip yanlış arazi
kullanımı Bölgenin Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Elazığ ve Tunceli
illerinde yoğunlaşmaktadır.
Orman alanlarının Bölge illerine dağılımında da önemli
dengesizlikler bulunmaktadır. İl yüzeyinin; Bingöl’de yüzde 29,4’ü Gümüşhane’de
yüzde 23,8’i, Tunceli’de yüzde 26,7’si ormanlarla kaplıyken , bu oran;
Ağrı’da yüzde 0,8, Iğdır’da yüzde 0,04’tür (Orman Genel Müdürlüğü 1 998).
İ kinci Alt Bölgede yer alan Tunceli’de faal
nüfusun yüzde 72,6’sı tarım sektöründe çalış maktadır. Ancak, İl topraklarının
sadece yüzde 1 4’ü tarıma elverişlidir. İl ekonomisi büyük ölçüde hayvancılığa
dayanmakla birlikte, üretim ilkel yöntemlerle yapılmakta olup kültür
hayvancılığı yok denecek kadar azdır. İl orman varlığı açısından zengindir. İl
topraklarının yüzde 27’si ormanlık arazidir. İlde sanayi tesisi sayısı çok
düşüktür. OSB inşası halen devam etmektedir.
Proje Adı: Doğu Anadolu Bölgesinde İşlemeli Tarıma
Uygun Olmayan Alanların Rasyonel Kullanımı Projesi
Uygulayıcı Kuruluşlar : Dünya Bankası Küçük Çiftçi
Desteği
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Sivil Toplum Örgütleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Çiftçi
Örgütleri
Uygulama Alanı : Elazığ , Erzincan, Erzurum,
Gümüşhane, Bayburt, Tunceli
Proje Adı : Orman Tahdit
ve Kadastro Projesi
Uygulayıcı Kuruluşlar : Orman Bakanlığı
Uygulama Alanı : Proje uygulama alanı tüm alt
bölgeler olmakla beraber, öncelikli iller Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan,
Gümüşhane, Hakkari, Malatya ve Tunceli’dir.
Proje Adı : DAP
Ağaçlandırma, Erozyon Kontrolü ve Mer’a Islahı Projesi
Uygulayıcı Kurulu : Orman Bakanlı ı
Uygulama Alanı : Proje uygulama alanı tüm iller
olmakla beraber, ağaçlandırma çalışmalarında; Ağrı, Elazığ, Erzincan,
Gümüşhane, Kars, Malatya ve Tunceli illerine, erozyon kontrolü konusunda
ise, Erzurum, Malatya ve Tunceli illerine öncelik verilecektir.
Fizibilite Etüdü Yapılmakta
Olan Tarım Sektörü Projeleri:
Tunceli Tatlı Su
Balıkçılığı Projesi
Proje Adı : Peynir ve
Tereyağı Üretim Tesisi
Uygulayıcı Kurulu : Özel sektör firmaları
Uygulama Alanı :
Kars,Iğdır, Ardahan, Bingöl, Hakkari, Muş, Tunceli ve Bitlis
Proje Adı : Su Ürünleri
İşleme Tesisi
Uygulayıcı Kurulu : Özel sektör firmaları
Uygulama Alanı :
Elazığ,Van ve Tunceli
Proje Adı : Su şişeleme
Tesisi
Gerekçe : Tunceli su potansiyeli yüksek olan bir il
konumundadır. Bu potansiyel şu anda değerlendirilmemektedir. Kurulacak olan su
paketleme tesisi ile Tunceli’de su kaynakları değerlendirilecek,
istihdam ve katma değer artışı sağlanacaktır. Tesisin ölçek büyüklüğü,
fizibilite etüdü aşamasında ayrıca tespit edilmelidir.
Uygulayıcı Kuruluş : Özel sektör firmaları
Malatya Turizm Merkezi’nde
Devam Eden Projeler
Kültür Merkezi : Tunceli-Merkez
Devam Eden Kültürel Donatı
Projeleri
İlçe Halk
Kütüphanesi : Tunceli-Mazgirt
Kültür Merkezi
: Tunceli-Merkez
İlçe Kültür Merkezi : Tunceli-Ovacık
Gelecek Dönem
İçin Uygulanacak Stratejiler :
Erozyonun
önlenmesi
Mer'a ıslah
çalışmaları yapılması, Mer'a ıslah çalı malarının yaygınlaştırılması, Dış
kaynaklı
kredilerden
yararlanılması, Elazığ , Bingöl, Tunceli.
No comments:
Post a Comment