SANAT HER YÖNÜYLE 'SANAT VE…'DE ELE ALINDI...
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin düzenlediği 8. Ulusal Sanat Sempozyumu, öğrenci yetiştirmeye çalışırken sanatsal üretimlerini de sürdüren önde gelen sanatçılarını buluşturdu.
Söz konusu etkinlik, 18–20 Ekim 2006 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi'nin Beytepe'deki Mehmet Akif Ersoy Salonu'nda gerçekleştirildi.
1985 Yılından beri “Türkiye'de Sanatın Dünü-Bugünü ve Yarını”, “Çağdaş Teknoloji ve Sanat”, “Ülke Kalkınmasında Sanatın Yeri”, “Kültürün Gelişiminde Sanatın Öncülüğü”, “Sanayi ve Sanat”, “Bilgi Çağı ve Sanat”, “Sanat ve Çevre” konularının ele alındığı sempozyumlar düzenleyen Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin 8. sempozyumunda sanata özgü bir konunun ele alınmasının yerine “Sanat ve…” ana başlığı altında Küreselleşme, Kurumsallaşma, Küratörlük, Galeriler, Eleştiri, (Yerel, Evrensel), Sanal, Sanat Fuarları, Bienaller, Simge, Kuram, Ütopya, Medya, Popüler Kültür, Yüksek Kültür konularının tamamını irdelenecek. Edebiyatçısından küratöre, heykeltıraşından eleştirmene, mimari ve kentleşme alanında yetkin pek çok sanatçı ve bilim insanının buluştuğu sempozyumda,
“Sanat Olanla Olmayanın Sınırı”,
“Ne Oldu Sanat Denilen O Büyüleyici Gizemli İşe?”,
“Ütopyada Sanat ve Özgür Zaman: Makineler İşe, İnsanlar Oyuna”,
“Müzede Modernliğin Kurulması ve Bozulması Louvre ve Bilbao Guggenheim: İki Müze, İki Küratör”,
“Sanatta Kavram, Sanatın Kavramsallaştırılması Ve Bir Bienal Girişimi”, “Küreselleşme Süreci ve Eğitim Sanat İlişkisi Üzerine Öznel Bir Değerlendirme”, “Sanat Eleştirisinde Feminist Bir Eleştiri Dili Yapılandırılabilir mi?”,
“ Sanat, Geleneğe Eklenmek”,“Yazınsal Metinlerde Derinlik Yöntemi ve Sanatsal Resimlere Yansıması”,
“Kültürel Öncü Sanat ve Medyanın Rolü Üzerine Bir Değerlendirme”,
“Edebiyatta Eleştiri ve Yazar Eleştirmen İlişkileri”,
“Global Kültüre Karşı Sanat Özgürlüktür” ,
“Sanat ve Küreselleşme”,
“Sanat ve Simge (Edebiyat, Resim, Heykel, Sinema ve Karikatür Alanlarından Örnekler)”,
“Sanat ve Kent: Anadolu'da – Yeniden – Kentsel Rönesans” (Bu sitede tam metin halinde bulabilirsiniz)
“Öznenin Makineleşen ve Sanallaşan Görüntüsü”,
“Resimde Simge”,
“Kültür ve Doğa Varlıklarının Korunmasında Yerel Yönetimler”,
“Sanat Eleştirisinde Özgün Yorum ve Yaratıcılık”,
“Mitleştirme ve Sanat: Sanatın İşlevi Üzerine Düşünceler”,
“Bir Popüler Kültür Panoraması”,“Küreselleşme, Sanat ve Dönemsel Etkiler”,
“Küresel Kültür Olgusunda Geçmiş ve Gelecek ile İletişim - Mimarlık Nesneleri”,
“Sanat, Sanatçı Bağımsızlığı ve Ortak İmge”,
“Yaratılan ve Yitirilen Bir Olanak: 4. İstanbul Bienali'nin Düşündürdükleri”,
“Sanatta Çağdaş Oluşumlar ve Resim” başlıklı bildiriler sunuldu..
Sanatçı ve bilim insanları (Alfabetik):
Doç. Dr. Abdullah Kaygı,Prof. Dr. Adnan Turani, Dr. Akın Sevinç,Ali Artun, Doç. Bedri Karayağmurlar, Arş. Gör. Bekir İnce, Canan Beykal, Y. Müh. Mimar Cengiz Bektaş, Prof. Dr. Cengiz Ertem,Yrd. Doç. Dr. Ebru Gülbuğ Erol, Erhan Bener, Prof. Hasan Pekmezci, Arş. Gör. H. Müjde Ayan, Doç. Dr. İsmail H. Demirdöven, Doç. Dr. Mehmet Tunçer, Öğr. Gör. N. Şule Atılgan, Öğr. Gör. Önder Şenyapılı, Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Sevda Şener, Prof. Dr. Sevinç Özer, Prof. Dr. Simber Atay Eskier, Prof. Tansel Türkdoğan, Prof. Dr. Turan Erol, Prof. Dr. Veyis Özek, Arş. Gör. Gülay Dalgıç, Arş. Gör. Bilge Ataç, Yrd. Doç. Zekiye Sarıkartal, Arş. Gör. Zuhal Baysar
Bilgi için: http://www.gsf.hacettepe.edu.tr/sempozyum.htm
Mimarlık, Kentsel Tasarım, Şehir Planlama, Bölge Planlama, Arkeoloji, Tarihsel ve Doğal Çevre Korunması. Architecture, Urban Design, Urban Planning, Regional Planning, Historical Preservation, Archaeology, Natural Environment Preservation.
Thursday, January 31, 2008
SANAT HER YÖNÜYLE 'SANAT VE…'DE ELE ALINDI..
DOĞAL VE TARİHİ ÇEVRENİN KORUNMASI:SORUNLAR VE OLASI ÇÖZÜMLER
Sevgili Gönül Tankut hocamın yayınlanmış son yazılarından birini aşağıda okuyabilirsiniz..
DOĞAL VE TARİHİ ÇEVRENİN KORUNMASI:
SORUNLAR VE OLASI ÇÖZÜMLER
Türkiye’nin doğal ve tarihi çevresini yitirmesi, yoksulluk kadar büyük bir problemdir. Buna karşın yaygın koruma ne bir kriz, ne de bir trajedidir.
Tersine ileriye yönelik bir meydan okuyuştur.
Prof. Dr. Gönül TANKUT
(ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
BİLİM ve ÜTOPYA DERGİSİ, Mart 2003, Sayı 105, S.30-31
Türkiye coğrafyasında gerek kapsamlılığı gerekse etkinliği açısından çok önemli iki veri vardır. Bu iki veriyi, planlamanın hiçbir ölçeğinde göz ardı etme olanağı yoktur. Bu verilerden bir tanesi negatiftir ve ona karşı korunmamız gerekir. Diğeri ise pozitif olup onu da bizlere karşı korumak zorunluluğu vardır. Birinci veri risk duyarlılığı, ikincisi ise doğal ve kültürel mirastır. Risk planlaması ise, başka bir tartışmanın konusudur. Burada ele alacağımız konu doğal ve tarihi çevrenin sorunları ve olası çözümleridir.
21.yüzyılda ülkelerin doğal ve tarihi çevrelerini koruma becerisi ve başarısı, sadece doğal ve kültürel zenginlik olarak değil, aynı zamanda siyasal bir güç ve prestij kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kültür değerlerinin yansıma düzlemleri de kuşkusuz kentler olacaktır. Sahip olduğu kültürel ve doğal varlıklarının değeri ve kapsamı düşünülürse, Türkiye’nin tarihi ve doğal çevreyi koruma konusunda, sağlayabileceği başarı uygarlık yarışındaki en önemli ve değerli gücü olacaktır.
Korumanın üst politikaları :
Ülkemizde nedense en yaşamsal konularda bile, “üst politika” üretmek geleneği oluşmamıştır. Söz konusu politikaların üst olma ilkesi, ülkenin bütününün yararına olması ve de siyasal zorlamalarla rastgele değiştirilememesindendir.
Koruma, anayasamızda “sosyal haklar” başlığının altında yer almaktadır. Gerçekten korunmuş bir çevrede yaşamak, hem sosyal bir hak hemde sosyal bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi ile kamu yararı gibi temel bir veride güvenceye alınmış olacaktır.
Oysa geçmişte ne yaşanmıştır? Doğal ve tarihi çevreyi koruma toplumsal dinamiklere erişememiş ve kamu vicdanınca özümlenememiştir.
Doğal ve tarihi çevreyi korumanın üst politikalarına ışık tutacak görüşler:
Bu başlık altında pek çok fikir yürütülebilir, üst politikaların sayısı da zaman içinde artabilir. Burada sadece politikasızlığın zarar vermekte olduğu birkaç örnek üzerinde durulacaktır.
1- Projelendirilmiş ya da henüz fikir düzeyindeki ya da uygulamanın başındaki büyük baraj sistemlerinin çevre duyarlılığının sağlanması ve kültür mirasının olabildiğince su altında kalmaması için bir üst politika gerekmektedir.
Bilindiği gibi elektrik üretmek, vede kuru tarımı sulu tarıma döndürmek üzere
seçilen enerji kaynağı baraj sistemi ile sağlanmaktadır. Bu eylemin kararına yıllarca önce varılmış olup, uygulamada da epey yol alınmıştır. Ancak daha önceden hazırlanan projelerde sadece mühendislik koşulları maksimize edilerek çevresel ve sosyal veriler göz ardı edilmiştir. Şöyle ki; su altında kalarak yok edilecek kültür mirası ile, yerinden edilen köy insanlarının durumunun ne olacağı pek düşünülmemiştir. Nitekim, ortaya çıkan yaygın sorunların şimdi çözümlenmesi, için büyük çabalar sarfedilmekte olup, başarı güvencesi de yoktur. (Hasankeyf örneği gibi)
Demek ki baraj konumları seçilirken, yapısal sorunların yanı sıra kültürel veriler ile, sosyal değerlerin korunması da optimize edilmiş olmalıydı.
2- Kuzey ve güney sahillerimizin doldurulması uygulamalarına son verilmesi ve ulaşım sorunlarının planlı ve duyarlı bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.
Ülkemizin kilometrelerce uzanan sahillerinde doğal sahil çizgisinin uzunluğu
gün geçtikçe azalmaktadır. Bu ise üç yönden çok zararlıdır. Çünkü sahillerin doldurulması ne fonksiyonel ne de ekonomiktir. İlk fırtına ile dolgular yıkılmakta olup sadece otoyol için ikinci bir izin genişletilmesiyle sorun çözülememektedir. Ayrıca çevre ile uyumlu başka çözümler de vardır. Oysa ileriye yönelik bir ulaşım üst politikası varolmadığından hala demiryolu ve deniz yolu ulaşımı kullanım dışı bırakılmaktadır.
3- Tarım kullanımları başka kullanımlara, örneğin yapılaşmaya açılmaktadır. Denilebilir ki şuanda ülkemizde tarım sektörü can çekişmektedir. Yerli ürünlerin yerini yabancılar almıştır. Bütün bu olumsuz verilerin nedeni de akıllı bir politikanın olmamasıdır.
4- Ormanların (ekonomik kalkınma söylemi ile) fabrika, (eğitimin kutsallığı söylemi ile ) vakıf üniversitesi ve benzeri bahanelerle tüketilemez olmasının kesinleşmesini sağlayacak politikalarda yoktur.
Bilindiği gibi Koç Üniversitesi’ne böyle bir imtiyaz verilmesi ve onların da
bunu kabullenmesi çok kötü bir örnek oluşturmaktadır.
5- Turizmin, doğal sit alanı içinde yer almasının yarardan çok zarar sağladığı göz ardı edilmemelidir.
İkinci derece doğal sit alanı içinde yapılaşma yasak olmasına rağmen turizme
izin verilebilmektedir. Ancak sonuç olarak hem kamunun malı olan sahil işgal edilmiş olmakta hemde sahilin ekolojik değerleri zarar görmektedir.
6- Tarımda, turizmde ve yapılaşma alanlarında enerji kullanımında ekolojik yaklaşımlar özendirilmelidir.
Genelde ülkemizde ekolojik yaklaşımlar yeterince vurgulanmış değildir. Şöyle ki, alternatif enerjinin kullanımı bir üst politika ile henüz yönlendirilmemektedir.
7-Koruma için (doğal yada tarihi çevre için) gerçek akçalı kaynaklar yoktur.
Korumanın disiplinli bir gelişmeye döndürülmesi için finansman sorununun çözülmesi gerekir.
8- Çevreye zararlı olan nükleer enerji santrallerinin enerji sorununu çözmede bir öncelik olmaktan çıkarılması zorunludur. (Akkuyu deneyimi önemli bir veridir.
9- Koruma mevzuatının imar, çevre ve turizm ile ilgili yönlerinin
bütünleştirilmesi gerekecektir, böylece koruma çok başlılıktan kurtarılacaktır.
Yukarıdaki örnekler devlet düzeyindeki politikalar olmalı, bunların değişen iktidarlarca desteklenmemesi sözkonusu olmamalıdır.
Üst politikaların Uygulanabilirliğini Destekleyecek Alt Birimlerin İşlevselliğine İlişkin Görüşler
1- Yasa gücündeki Bakanlar Kurulu Kararnamelerinin daha isabetli ve
çevreye duyarlı olmasının sağlanması (Bu kararnameler bazen yasalara da ters düşebilmektedir.)
2- Taşınmaz sahiplerinin rant baskısını gidermek için “imar hakkı transferi” ilkesinin geliştirilerek uygulanması.
3- Kentsel sitlerin yaşayan şehrin bir parçası olduğu gerçeğinin unutulmaması ve çevre standartlarının ve belediye hizmetlerinin göz ardı edilmemesi.
4- Kurulların yeniden yapılandırılarak doğru ve gerçekçi kararlar üretmeye özendirilmesi ve kurum kararlarının yükseltilerek güçlendirilmesi,
5- Ören yerlerinin korunması, kazı ve yüzey araştırmalarının plan ve program çerçevesinde ele alınması ve buluntularının sistematik olarak yayınlanması.
6- Kentsel arkeolojinin kentsel gelişme ile optimize edilerek ve kentliler için sergilenerek kentsel kimliğin güçlendirilmesi.
7- Sivil toplum örgütlerinin tarihi ve doğal çevrenin korunmasında sadece yanlış müdahalelere tepki göstererek değil, onları sürekli izleyerek ve sorunların çözümlerine katkıda bulunarak destek vermesinin sağlanması.
8- Belediye Başkanlarına koruma olgusunun sadece seçmenlerin oyunu kaybetme korkusuyla değil, kent ve kentliler için kamu yararı sağlamakta bir fırsat olarak benimsetilmesi.
9- Kent yönetimi ve işletmeciliğinin kentlilerinde katılımını özendirecek bir anlayış içerisinde yürütülmesi.
10- Korumada merkez ve yerel yönetim ortaklığı, kamu ve özel işbirliği ve her aşamada kentli katılımının sağlanması.
11- Koruma alanlarında yaşayan kişilerin konuya çok yönlü sahip çıkarak hatta gönüllü denetçi rolünü üstlenmesi.
12- Koruma planlarının bugünkü halleriyle uygulamaya yönelik yöntem ve verileri içermemesi sorununun aşılması.
13- Koruma sürecinde olabilirlik sınırlarının doğru belirlenmesi.
14- Koruma sorunsalının zaman içerisinde gelişen ufkuna ayak uydurulması.
Sonuç:
Doğal ve tarihi çevrenin korunmasında üzerinde durulması gereken konu, korumanın olabilirliğinin artırılması gereğidir. Bu olabilirlik korumanın hem ekonomik hemde siyasal olabilirliğinin ve yapılabilirliğinin bilinmesi olarak anlaşılmalıdır. Örnek olarak tarihi konut birimlerinin belirli oranda konut sunumuna katılması, hem konut hem konut eksiğini bir ölçüde hafifletecek, hemde yaygın korumayı ekonomik kılacaktır. Olabilirlik ve yapılabilirlik, korumanın gerçekleşmesinin yerel dinamiklerle donatılmış olmasına bağlıdır. Yani verilen kararların arkasında geniş çaplı bir oydaşmanın varlığına ihtiyaç vardır. Başka bir deyişle bu eylemde sosyal kapital çok önemlidir.
Siyasal olabilirlik ve yapılabilirlik, sürdürülebilir bir koruma modelinin güvencesidir. Şöyleki, kentlerimizin doğal ve tarihi çevre verilerine duyarlı kesimlerinde ekolojik sürecin olası zararlarını enaza indiren, buna karşılık kişilerin ekonomik ve sosyal beklentilerini engellemeyen bir koruma planlaması sözkonusudur.
Türkiye’nin doğal ve tarihi çevresini yitirmesi, yoksulluk kadar büyük bir problemdir. Buna karşın yaygın koruma ne bir kriz nede bir trajedidir. Tersine ileriye yönelik bir meydan okuyuştur. 21.yüzyılda ülkemizin hak ettiği saygınlığı kazanmak ve onu sürdürebilmek için ne kaderci nede çıkarcı yaklaşımlar çözüm olabilir. Burada sözkonusu olan problem çözücü bir biçimde sorunları göğüslemektir. Bu amaca erişmek için de vakit kaybetmeden bir koruma kültürü ve bunu etkin kılacak bir koruma diplomasisi oluşturmak zorunlu görünmektedir.
DOĞAL VE TARİHİ ÇEVRENİN KORUNMASI:
SORUNLAR VE OLASI ÇÖZÜMLER
Türkiye’nin doğal ve tarihi çevresini yitirmesi, yoksulluk kadar büyük bir problemdir. Buna karşın yaygın koruma ne bir kriz, ne de bir trajedidir.
Tersine ileriye yönelik bir meydan okuyuştur.
Prof. Dr. Gönül TANKUT
(ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
BİLİM ve ÜTOPYA DERGİSİ, Mart 2003, Sayı 105, S.30-31
Türkiye coğrafyasında gerek kapsamlılığı gerekse etkinliği açısından çok önemli iki veri vardır. Bu iki veriyi, planlamanın hiçbir ölçeğinde göz ardı etme olanağı yoktur. Bu verilerden bir tanesi negatiftir ve ona karşı korunmamız gerekir. Diğeri ise pozitif olup onu da bizlere karşı korumak zorunluluğu vardır. Birinci veri risk duyarlılığı, ikincisi ise doğal ve kültürel mirastır. Risk planlaması ise, başka bir tartışmanın konusudur. Burada ele alacağımız konu doğal ve tarihi çevrenin sorunları ve olası çözümleridir.
21.yüzyılda ülkelerin doğal ve tarihi çevrelerini koruma becerisi ve başarısı, sadece doğal ve kültürel zenginlik olarak değil, aynı zamanda siyasal bir güç ve prestij kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu kültür değerlerinin yansıma düzlemleri de kuşkusuz kentler olacaktır. Sahip olduğu kültürel ve doğal varlıklarının değeri ve kapsamı düşünülürse, Türkiye’nin tarihi ve doğal çevreyi koruma konusunda, sağlayabileceği başarı uygarlık yarışındaki en önemli ve değerli gücü olacaktır.
Korumanın üst politikaları :
Ülkemizde nedense en yaşamsal konularda bile, “üst politika” üretmek geleneği oluşmamıştır. Söz konusu politikaların üst olma ilkesi, ülkenin bütününün yararına olması ve de siyasal zorlamalarla rastgele değiştirilememesindendir.
Koruma, anayasamızda “sosyal haklar” başlığının altında yer almaktadır. Gerçekten korunmuş bir çevrede yaşamak, hem sosyal bir hak hemde sosyal bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi ile kamu yararı gibi temel bir veride güvenceye alınmış olacaktır.
Oysa geçmişte ne yaşanmıştır? Doğal ve tarihi çevreyi koruma toplumsal dinamiklere erişememiş ve kamu vicdanınca özümlenememiştir.
Doğal ve tarihi çevreyi korumanın üst politikalarına ışık tutacak görüşler:
Bu başlık altında pek çok fikir yürütülebilir, üst politikaların sayısı da zaman içinde artabilir. Burada sadece politikasızlığın zarar vermekte olduğu birkaç örnek üzerinde durulacaktır.
1- Projelendirilmiş ya da henüz fikir düzeyindeki ya da uygulamanın başındaki büyük baraj sistemlerinin çevre duyarlılığının sağlanması ve kültür mirasının olabildiğince su altında kalmaması için bir üst politika gerekmektedir.
Bilindiği gibi elektrik üretmek, vede kuru tarımı sulu tarıma döndürmek üzere
seçilen enerji kaynağı baraj sistemi ile sağlanmaktadır. Bu eylemin kararına yıllarca önce varılmış olup, uygulamada da epey yol alınmıştır. Ancak daha önceden hazırlanan projelerde sadece mühendislik koşulları maksimize edilerek çevresel ve sosyal veriler göz ardı edilmiştir. Şöyle ki; su altında kalarak yok edilecek kültür mirası ile, yerinden edilen köy insanlarının durumunun ne olacağı pek düşünülmemiştir. Nitekim, ortaya çıkan yaygın sorunların şimdi çözümlenmesi, için büyük çabalar sarfedilmekte olup, başarı güvencesi de yoktur. (Hasankeyf örneği gibi)
Demek ki baraj konumları seçilirken, yapısal sorunların yanı sıra kültürel veriler ile, sosyal değerlerin korunması da optimize edilmiş olmalıydı.
2- Kuzey ve güney sahillerimizin doldurulması uygulamalarına son verilmesi ve ulaşım sorunlarının planlı ve duyarlı bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.
Ülkemizin kilometrelerce uzanan sahillerinde doğal sahil çizgisinin uzunluğu
gün geçtikçe azalmaktadır. Bu ise üç yönden çok zararlıdır. Çünkü sahillerin doldurulması ne fonksiyonel ne de ekonomiktir. İlk fırtına ile dolgular yıkılmakta olup sadece otoyol için ikinci bir izin genişletilmesiyle sorun çözülememektedir. Ayrıca çevre ile uyumlu başka çözümler de vardır. Oysa ileriye yönelik bir ulaşım üst politikası varolmadığından hala demiryolu ve deniz yolu ulaşımı kullanım dışı bırakılmaktadır.
3- Tarım kullanımları başka kullanımlara, örneğin yapılaşmaya açılmaktadır. Denilebilir ki şuanda ülkemizde tarım sektörü can çekişmektedir. Yerli ürünlerin yerini yabancılar almıştır. Bütün bu olumsuz verilerin nedeni de akıllı bir politikanın olmamasıdır.
4- Ormanların (ekonomik kalkınma söylemi ile) fabrika, (eğitimin kutsallığı söylemi ile ) vakıf üniversitesi ve benzeri bahanelerle tüketilemez olmasının kesinleşmesini sağlayacak politikalarda yoktur.
Bilindiği gibi Koç Üniversitesi’ne böyle bir imtiyaz verilmesi ve onların da
bunu kabullenmesi çok kötü bir örnek oluşturmaktadır.
5- Turizmin, doğal sit alanı içinde yer almasının yarardan çok zarar sağladığı göz ardı edilmemelidir.
İkinci derece doğal sit alanı içinde yapılaşma yasak olmasına rağmen turizme
izin verilebilmektedir. Ancak sonuç olarak hem kamunun malı olan sahil işgal edilmiş olmakta hemde sahilin ekolojik değerleri zarar görmektedir.
6- Tarımda, turizmde ve yapılaşma alanlarında enerji kullanımında ekolojik yaklaşımlar özendirilmelidir.
Genelde ülkemizde ekolojik yaklaşımlar yeterince vurgulanmış değildir. Şöyle ki, alternatif enerjinin kullanımı bir üst politika ile henüz yönlendirilmemektedir.
7-Koruma için (doğal yada tarihi çevre için) gerçek akçalı kaynaklar yoktur.
Korumanın disiplinli bir gelişmeye döndürülmesi için finansman sorununun çözülmesi gerekir.
8- Çevreye zararlı olan nükleer enerji santrallerinin enerji sorununu çözmede bir öncelik olmaktan çıkarılması zorunludur. (Akkuyu deneyimi önemli bir veridir.
9- Koruma mevzuatının imar, çevre ve turizm ile ilgili yönlerinin
bütünleştirilmesi gerekecektir, böylece koruma çok başlılıktan kurtarılacaktır.
Yukarıdaki örnekler devlet düzeyindeki politikalar olmalı, bunların değişen iktidarlarca desteklenmemesi sözkonusu olmamalıdır.
Üst politikaların Uygulanabilirliğini Destekleyecek Alt Birimlerin İşlevselliğine İlişkin Görüşler
1- Yasa gücündeki Bakanlar Kurulu Kararnamelerinin daha isabetli ve
çevreye duyarlı olmasının sağlanması (Bu kararnameler bazen yasalara da ters düşebilmektedir.)
2- Taşınmaz sahiplerinin rant baskısını gidermek için “imar hakkı transferi” ilkesinin geliştirilerek uygulanması.
3- Kentsel sitlerin yaşayan şehrin bir parçası olduğu gerçeğinin unutulmaması ve çevre standartlarının ve belediye hizmetlerinin göz ardı edilmemesi.
4- Kurulların yeniden yapılandırılarak doğru ve gerçekçi kararlar üretmeye özendirilmesi ve kurum kararlarının yükseltilerek güçlendirilmesi,
5- Ören yerlerinin korunması, kazı ve yüzey araştırmalarının plan ve program çerçevesinde ele alınması ve buluntularının sistematik olarak yayınlanması.
6- Kentsel arkeolojinin kentsel gelişme ile optimize edilerek ve kentliler için sergilenerek kentsel kimliğin güçlendirilmesi.
7- Sivil toplum örgütlerinin tarihi ve doğal çevrenin korunmasında sadece yanlış müdahalelere tepki göstererek değil, onları sürekli izleyerek ve sorunların çözümlerine katkıda bulunarak destek vermesinin sağlanması.
8- Belediye Başkanlarına koruma olgusunun sadece seçmenlerin oyunu kaybetme korkusuyla değil, kent ve kentliler için kamu yararı sağlamakta bir fırsat olarak benimsetilmesi.
9- Kent yönetimi ve işletmeciliğinin kentlilerinde katılımını özendirecek bir anlayış içerisinde yürütülmesi.
10- Korumada merkez ve yerel yönetim ortaklığı, kamu ve özel işbirliği ve her aşamada kentli katılımının sağlanması.
11- Koruma alanlarında yaşayan kişilerin konuya çok yönlü sahip çıkarak hatta gönüllü denetçi rolünü üstlenmesi.
12- Koruma planlarının bugünkü halleriyle uygulamaya yönelik yöntem ve verileri içermemesi sorununun aşılması.
13- Koruma sürecinde olabilirlik sınırlarının doğru belirlenmesi.
14- Koruma sorunsalının zaman içerisinde gelişen ufkuna ayak uydurulması.
Sonuç:
Doğal ve tarihi çevrenin korunmasında üzerinde durulması gereken konu, korumanın olabilirliğinin artırılması gereğidir. Bu olabilirlik korumanın hem ekonomik hemde siyasal olabilirliğinin ve yapılabilirliğinin bilinmesi olarak anlaşılmalıdır. Örnek olarak tarihi konut birimlerinin belirli oranda konut sunumuna katılması, hem konut hem konut eksiğini bir ölçüde hafifletecek, hemde yaygın korumayı ekonomik kılacaktır. Olabilirlik ve yapılabilirlik, korumanın gerçekleşmesinin yerel dinamiklerle donatılmış olmasına bağlıdır. Yani verilen kararların arkasında geniş çaplı bir oydaşmanın varlığına ihtiyaç vardır. Başka bir deyişle bu eylemde sosyal kapital çok önemlidir.
Siyasal olabilirlik ve yapılabilirlik, sürdürülebilir bir koruma modelinin güvencesidir. Şöyleki, kentlerimizin doğal ve tarihi çevre verilerine duyarlı kesimlerinde ekolojik sürecin olası zararlarını enaza indiren, buna karşılık kişilerin ekonomik ve sosyal beklentilerini engellemeyen bir koruma planlaması sözkonusudur.
Türkiye’nin doğal ve tarihi çevresini yitirmesi, yoksulluk kadar büyük bir problemdir. Buna karşın yaygın koruma ne bir kriz nede bir trajedidir. Tersine ileriye yönelik bir meydan okuyuştur. 21.yüzyılda ülkemizin hak ettiği saygınlığı kazanmak ve onu sürdürebilmek için ne kaderci nede çıkarcı yaklaşımlar çözüm olabilir. Burada sözkonusu olan problem çözücü bir biçimde sorunları göğüslemektir. Bu amaca erişmek için de vakit kaybetmeden bir koruma kültürü ve bunu etkin kılacak bir koruma diplomasisi oluşturmak zorunlu görünmektedir.
Saturday, January 19, 2008
İLKE KARARI 14 : Yapıların Tespiti Ve Korunmalarına İlişkin Konuların Değerlendirilmesi Aşamasında Dikkate Alınacak Esaslar
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 663 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Taşınmaz Kültür Varlıkları İle Korunması Gerekli Kültür Varlığı Özelliği Gösteren Yapıların Tespiti Ve Korunmalarına İlişkin Konuların Değerlendirilmesi Aşamasında Dikkate Alınacak Esaslar
Taşınmaz kültür varlıkları ile korunması gerekli kültür varlığı özelliği gösteren yapıların tespiti ve korunmalarına ilişkin Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 esas, 1997 / 4875 sayılı kararı, 16.6.1997 gün, 544 sayılı ve 14.7.1998 gün, 590 sayılı ilke kararları uygulamada çıkan sorunlar ve mevzuatla çelişen hususlar gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Taşınmaz kültür varlıklarının ve korunması gerekli özellik gösteren binaların tesbiti ve korunmalarına ilişkin konuların değerlendirilmesi aşamalarında;
Her türlü yapı tarzında ve doku özellikli yerleşmelerde korumaya değer sivil mimari örneklerinin toplu şekilde bulunduğu hallerde, bir bütün içinde yer alan tek parsel ölçeğinde karar almadan önce bütünlüğü verecek yapı adası veya sokak ölçeğinde alanın tescil edilmesine, mevzuatta yer almayan tanımların (kültür sokağı vb) verilmemesine,
Yakın çevresi önemli olmayan durumlarda ise doğal olarak parsel ölçeğinde karar alınabileceğine,
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 16.6.1997 gün, 544 ile 14.7.1998 gün, 590 sayılı ilke kararlarının iptaline, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 663 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Taşınmaz Kültür Varlıkları İle Korunması Gerekli Kültür Varlığı Özelliği Gösteren Yapıların Tespiti Ve Korunmalarına İlişkin Konuların Değerlendirilmesi Aşamasında Dikkate Alınacak Esaslar
Taşınmaz kültür varlıkları ile korunması gerekli kültür varlığı özelliği gösteren yapıların tespiti ve korunmalarına ilişkin Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 esas, 1997 / 4875 sayılı kararı, 16.6.1997 gün, 544 sayılı ve 14.7.1998 gün, 590 sayılı ilke kararları uygulamada çıkan sorunlar ve mevzuatla çelişen hususlar gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Taşınmaz kültür varlıklarının ve korunması gerekli özellik gösteren binaların tesbiti ve korunmalarına ilişkin konuların değerlendirilmesi aşamalarında;
Her türlü yapı tarzında ve doku özellikli yerleşmelerde korumaya değer sivil mimari örneklerinin toplu şekilde bulunduğu hallerde, bir bütün içinde yer alan tek parsel ölçeğinde karar almadan önce bütünlüğü verecek yapı adası veya sokak ölçeğinde alanın tescil edilmesine, mevzuatta yer almayan tanımların (kültür sokağı vb) verilmemesine,
Yakın çevresi önemli olmayan durumlarda ise doğal olarak parsel ölçeğinde karar alınabileceğine,
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 16.6.1997 gün, 544 ile 14.7.1998 gün, 590 sayılı ilke kararlarının iptaline, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
İLKE KARARI 13 :Tescil Kaydı Bulunmayan Taşınmaz Kültür Varlığı Özelliğindeki Yapılar Ve Yapı Elemanları
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 662 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Tescil Kaydı Bulunmayan Taşınmaz Kültür Varlığı Özelliğindeki Yapılar Ve Yapı Elemanları
Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı gözönüne alınarak 14.7.1998 gün ve 591 sayılı ilke kararı ile 19.4.1996 gün ve 428 sayılı ilke kararı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı envanterlerinin tamamlanmamış olması nedeniyle;
a) 2863 sayılı Yasaya göre taşınmaz kültür varlığı özellikleri taşımakla birlikte henüz tespit ve tescili yapılamamış olan yapıların,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarınca kullanılan ve yapıldığı dönemin mimari özelliklerini taşıyan yapıların,
c) Erken Cumhuriyet Dönemi Yapıların,
Koruma kurulu görüşü alınmadan yıktırılmaması yönünde gerekli önlemlerin, ilgili belediyesi (veya valilik) ile varsa koruma kurulu müdürlüğü, yoksa müze müdürlüğünce alınmasına,
Koruma kurulunca tescili gerekli görülmeyen taşınmazlar içindeki, tarihi değeri olan ahşap, cam, maden, taş, alçı ve benzeri malzemelerden yapılmış yapı elemanlarından, taşınır kültür varlığı olarak korunmasında yarar görülenlerin, kültür varlığı olarak ilgili müze müdürlüklerince korunmasının sağlanmasına,
14.7.1998 gün ve 591 sayılı ilke kararı ile 19.4.1996 gün ve 428 sayılı ilke kararının iptal edilmesine, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 662 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Tescil Kaydı Bulunmayan Taşınmaz Kültür Varlığı Özelliğindeki Yapılar Ve Yapı Elemanları
Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı gözönüne alınarak 14.7.1998 gün ve 591 sayılı ilke kararı ile 19.4.1996 gün ve 428 sayılı ilke kararı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı envanterlerinin tamamlanmamış olması nedeniyle;
a) 2863 sayılı Yasaya göre taşınmaz kültür varlığı özellikleri taşımakla birlikte henüz tespit ve tescili yapılamamış olan yapıların,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarınca kullanılan ve yapıldığı dönemin mimari özelliklerini taşıyan yapıların,
c) Erken Cumhuriyet Dönemi Yapıların,
Koruma kurulu görüşü alınmadan yıktırılmaması yönünde gerekli önlemlerin, ilgili belediyesi (veya valilik) ile varsa koruma kurulu müdürlüğü, yoksa müze müdürlüğünce alınmasına,
Koruma kurulunca tescili gerekli görülmeyen taşınmazlar içindeki, tarihi değeri olan ahşap, cam, maden, taş, alçı ve benzeri malzemelerden yapılmış yapı elemanlarından, taşınır kültür varlığı olarak korunmasında yarar görülenlerin, kültür varlığı olarak ilgili müze müdürlüklerince korunmasının sağlanmasına,
14.7.1998 gün ve 591 sayılı ilke kararı ile 19.4.1996 gün ve 428 sayılı ilke kararının iptal edilmesine, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
İLKE KARARI 12 : Sit Alanları İle Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Bitişik Parselleri Ve Koruma Alanlarındaki Tescilsiz Yapı
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 661 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Sit Alanları İle Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Bitişik Parselleri Ve Koruma Alanlarındaki Tescilsiz Yapıların Bakım Ve Basit Onarımları
Danıştay 6. Dairesi 11.11.1997 gün ve 1996 3313 Esas nolu, 1997 / 4875 Sayılı karaı doğrultusunda "Sit Alanları ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bitişik Parselleri ve Koruma Alanlarındaki Tescilsiz Yapıların Basit Onarımları" na ilişkin 14.7.1998 gün ve 588 sayılı ilke kararının yeniden düzenlenmesi sonucunda;
Yapılarda çatı aktarımı, oluk onarımı, boya - badana ve benzerlerine bakım; ahşap, madeni, pişmiş toprak, taş vb. çürüyen ya da bozularak eksilen mimari ögelerinin özgün biçimlerine uygun olarak aynı malzeme ile değiştirilmesi, bozulan iç ve dış sıvaların, kaplamaların, renk ve malzeme uyumu sağlanarak özgün biçimlerine uygun olarak yenilenmesinin basit onarım kapsamında olduğuna,
a) Sit alanlarında, tescilli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına bitişik parsellerde ve koruma alanlarında yer alan yürürlükteki yasal mevzuata göre kullanma izin belgesi bulunmayan tescilsiz ve kaçak yapılarda bakım ve basit onarım izni verilemeyeceğine, (19.06.2000 tarih, 676 sayılı ilke kararını da incele)
b) Sit alanlarında, kullanma izin belgesi bulunan tescilsiz yapıların bakım ve basit onarımlarının ilgili koruma kurulunun belirleyeceği, geçiş dönemi yapılanma koşulları ile varsa koruma amaçlı imar planı koşulları da dikkate alınarak bu ilke kararımız doğrultusunda ilgili valilik veya belediyesinin denetimi ve sorumluluğunda yapılabileceğine,
c) Tescilli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bitişik parselleri ve koruma alanlarındaki tescilsiz yapıların bakım ve basit onarım izinlerinin ilgili koruma kurulu müdürlüğünce varsa geçici dönem yapılanma koşulları veya koruma amaçlı imar planı koşulları da dikkate alınarak bu ilke kararı doğrultusunda verilebileceğine,
ç) Bakım ve basit onarım izni verilen tescilsiz yapıların onarım öncesi ve sonrasına ilişkin rapor, fotoğraf, kroki ve belgelerin uygulama sonrasında ilgili koruma kurulu müdürlüğüne iletilmesine,
Kurulumuzun 14.7.1998 gün ve 588 sayılı ilke kararının iptaline, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 661 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Sit Alanları İle Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Bitişik Parselleri Ve Koruma Alanlarındaki Tescilsiz Yapıların Bakım Ve Basit Onarımları
Danıştay 6. Dairesi 11.11.1997 gün ve 1996 3313 Esas nolu, 1997 / 4875 Sayılı karaı doğrultusunda "Sit Alanları ile Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bitişik Parselleri ve Koruma Alanlarındaki Tescilsiz Yapıların Basit Onarımları" na ilişkin 14.7.1998 gün ve 588 sayılı ilke kararının yeniden düzenlenmesi sonucunda;
Yapılarda çatı aktarımı, oluk onarımı, boya - badana ve benzerlerine bakım; ahşap, madeni, pişmiş toprak, taş vb. çürüyen ya da bozularak eksilen mimari ögelerinin özgün biçimlerine uygun olarak aynı malzeme ile değiştirilmesi, bozulan iç ve dış sıvaların, kaplamaların, renk ve malzeme uyumu sağlanarak özgün biçimlerine uygun olarak yenilenmesinin basit onarım kapsamında olduğuna,
a) Sit alanlarında, tescilli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına bitişik parsellerde ve koruma alanlarında yer alan yürürlükteki yasal mevzuata göre kullanma izin belgesi bulunmayan tescilsiz ve kaçak yapılarda bakım ve basit onarım izni verilemeyeceğine, (19.06.2000 tarih, 676 sayılı ilke kararını da incele)
b) Sit alanlarında, kullanma izin belgesi bulunan tescilsiz yapıların bakım ve basit onarımlarının ilgili koruma kurulunun belirleyeceği, geçiş dönemi yapılanma koşulları ile varsa koruma amaçlı imar planı koşulları da dikkate alınarak bu ilke kararımız doğrultusunda ilgili valilik veya belediyesinin denetimi ve sorumluluğunda yapılabileceğine,
c) Tescilli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının bitişik parselleri ve koruma alanlarındaki tescilsiz yapıların bakım ve basit onarım izinlerinin ilgili koruma kurulu müdürlüğünce varsa geçici dönem yapılanma koşulları veya koruma amaçlı imar planı koşulları da dikkate alınarak bu ilke kararı doğrultusunda verilebileceğine,
ç) Bakım ve basit onarım izni verilen tescilsiz yapıların onarım öncesi ve sonrasına ilişkin rapor, fotoğraf, kroki ve belgelerin uygulama sonrasında ilgili koruma kurulu müdürlüğüne iletilmesine,
Kurulumuzun 14.7.1998 gün ve 588 sayılı ilke kararının iptaline, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
T.C.
İLKE KARARI 11 :RÖLÖVE-RESTİTÜSYON-RESTORASYON PROJESİ HAZIRLAMA ESASLARI
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 660 05.11.1999 ANKARA
RÖLÖVE-RESTİTÜSYON-RESTORASYON PROJESİ HAZIRLAMA ESASLARI
I. GENEL HUSUSLAR
Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon projeleri, yapının mevcut durumunun belgelenmesinin yanısıra, sorunlarının saptanması, potansiyel ve yeni kullanım olanaklarının araştırılması, onarıma yönelik temel yaklaşım ve müdahale biçimlerinin belirlenmesi ile yeni kullanımın gerektirdiği müdahalelerin anlatımını sağlamalıdır. Bu amaçla hazırlanacak belgeler çizimsel, yazılı ve fotoğrafik olarak yeterli ölçek ve ayrıntıları içerecektir. II. PROJE HİZMETLERİ II.1. Mevcut durumun belgelenmesi; Mutlak Hazırlanması Gereken Belgeler III. 1. 1. Rölöve Çizimleri: a) 1 / 500 - 1 / 200 vaziyet planı (Parselde yer alan yapı, müştemilatlar, kuyu, ağaç, bahçe duvarı, döşeme malzemesi vb. her türlü öge ve komşu parsellerde yer alan yapılar işlenecektir.) Rölövesi çizilen yapının cephe verdiği sokak veya caddeye sağında ve solunda yeralan en az iki yapıyı içeren 1 / 200 ölçekli silueti, b) Kat Planları, 1 / 50 c) Döşeme Planları, 1 / 50 d) Tavan Planları, 1 / 50 e) Çatı Planı, 1 / 50 f) Görünen tüm cepheler, 1 / 50 g) Birbirine dik olarak geçirilecek en az iki kesit 1 / 50 (Koruma Kurulunun gerekli görmesi halinde 2'den fazla kesit alınabilir.)
Fotoğraf albümü
Koruma Kurullarının Gerekli Görmesi Durumunda Hazırlanması Gereken Belgeler II. 1. 1. Rölöve Çizimleri a) Yapısal sistem ile malzemeyi tanıtmayı amaçlayan yeteri kadar sistem detayı, - Cephe, 1 / 20 - Plan, 1 / 20 - Kesit, 1 / 20 b) Pencere, kapı, tavan eteği, ocak, dolap, niş, saçak, taşıyıcı sistem, süsleme elemanları vb. yapı ögelerinden tipik olanlarına ilişkin detaylar, (Yapının gerektirdiği kadar) - Ölçekler 1 / 10, 1 / 5 ve 1 / 1 dir. II.1. 2. Yapım Tekniği ve Malzeme Kullanımı - Yatay ve düşey taşıyıcı elemanlar, dolgu elemanları, - Yatay ve düşey kaplama elemanları, örtü malzemeleri ve tekniği, süsleme elemanlarının durumu. II. 1. 3. Fiziksel Durumun Değerlendirilmesi - Yapısal bozulma ve deformasyonlar, - Melzemeye yönelik bozulma ve deformasyonlar (Örneğin, taşıyıcı sistem, dolgu malzemeleri, kaplama ve örtü malzemelerinin temel sorunları)(Bu sorunlar yazılı olarak verilecek, gereken hallerde rölöve çizimleri üzerinde belirlenecektir.) II. 1. 4. Yapının Analizi - Yapıya çeşitli dönemlerde yapılan müdahalelerin ayrıştırılması, - Yapıda bugün olmayan mekan ve / veya elemanlara ilişkin bilgi ve izler. II. 2. Restitüsyon Projesi Yapının analizi (Bölüm II. 1. 4), benzer yapılarla karşılaştırılması ve bulunabiliyorsa çeşitli belgelerden gelen bilgiler ışığında, özgün yada belli bir dönemine ilişkin bilgileri içerecektir.
Bu amaçla hazırlanacak projeler için, II. 1. 1. Bölümündeki belgeler esas alınacaktır. II. 3. Restorasyon ve Yeni Kullanım Projesi Yapının onarımı ve yeni kullanımı için getirilen müdahalelere ilişkin ana yaklaşım ve bu ana yaklaşım çerçevesinde yapılacak müdahalelerin anlatımını içerecektir. Bu anlatımda şu hususlar yer alacaktır:- Yapının özgün şema, eleman, strüktür ve malzemesine ilişkin müdahaleler,- Yeni kullanımın gerektirdiği mekansal ve eleman ölçeğindeki müdahaleler,- Uygulamaya yönelik öneriler, - Yapının yeni kullanımı için gerekli ısıtma, aydınlatma, temiz ve pis su sistemlerine ilişkin ana ilkeler. Restorasyon projelerinin hazırlanmasında, II. 1.1. bölümündeki belgeler esas alınacak, yeni müdahalelerin anlatımı için yeteri kadar detay verilecektir. Ayrıca, projeyi açıklayıcı bir rapor hazırlanacak , bu raporda, restorasyon ve yeni kullanım için benimsenen temel yaklaşımlar verilecektir.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 660 05.11.1999 ANKARA
RÖLÖVE-RESTİTÜSYON-RESTORASYON PROJESİ HAZIRLAMA ESASLARI
I. GENEL HUSUSLAR
Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon projeleri, yapının mevcut durumunun belgelenmesinin yanısıra, sorunlarının saptanması, potansiyel ve yeni kullanım olanaklarının araştırılması, onarıma yönelik temel yaklaşım ve müdahale biçimlerinin belirlenmesi ile yeni kullanımın gerektirdiği müdahalelerin anlatımını sağlamalıdır. Bu amaçla hazırlanacak belgeler çizimsel, yazılı ve fotoğrafik olarak yeterli ölçek ve ayrıntıları içerecektir. II. PROJE HİZMETLERİ II.1. Mevcut durumun belgelenmesi; Mutlak Hazırlanması Gereken Belgeler III. 1. 1. Rölöve Çizimleri: a) 1 / 500 - 1 / 200 vaziyet planı (Parselde yer alan yapı, müştemilatlar, kuyu, ağaç, bahçe duvarı, döşeme malzemesi vb. her türlü öge ve komşu parsellerde yer alan yapılar işlenecektir.) Rölövesi çizilen yapının cephe verdiği sokak veya caddeye sağında ve solunda yeralan en az iki yapıyı içeren 1 / 200 ölçekli silueti, b) Kat Planları, 1 / 50 c) Döşeme Planları, 1 / 50 d) Tavan Planları, 1 / 50 e) Çatı Planı, 1 / 50 f) Görünen tüm cepheler, 1 / 50 g) Birbirine dik olarak geçirilecek en az iki kesit 1 / 50 (Koruma Kurulunun gerekli görmesi halinde 2'den fazla kesit alınabilir.)
Fotoğraf albümü
Koruma Kurullarının Gerekli Görmesi Durumunda Hazırlanması Gereken Belgeler II. 1. 1. Rölöve Çizimleri a) Yapısal sistem ile malzemeyi tanıtmayı amaçlayan yeteri kadar sistem detayı, - Cephe, 1 / 20 - Plan, 1 / 20 - Kesit, 1 / 20 b) Pencere, kapı, tavan eteği, ocak, dolap, niş, saçak, taşıyıcı sistem, süsleme elemanları vb. yapı ögelerinden tipik olanlarına ilişkin detaylar, (Yapının gerektirdiği kadar) - Ölçekler 1 / 10, 1 / 5 ve 1 / 1 dir. II.1. 2. Yapım Tekniği ve Malzeme Kullanımı - Yatay ve düşey taşıyıcı elemanlar, dolgu elemanları, - Yatay ve düşey kaplama elemanları, örtü malzemeleri ve tekniği, süsleme elemanlarının durumu. II. 1. 3. Fiziksel Durumun Değerlendirilmesi - Yapısal bozulma ve deformasyonlar, - Melzemeye yönelik bozulma ve deformasyonlar (Örneğin, taşıyıcı sistem, dolgu malzemeleri, kaplama ve örtü malzemelerinin temel sorunları)(Bu sorunlar yazılı olarak verilecek, gereken hallerde rölöve çizimleri üzerinde belirlenecektir.) II. 1. 4. Yapının Analizi - Yapıya çeşitli dönemlerde yapılan müdahalelerin ayrıştırılması, - Yapıda bugün olmayan mekan ve / veya elemanlara ilişkin bilgi ve izler. II. 2. Restitüsyon Projesi Yapının analizi (Bölüm II. 1. 4), benzer yapılarla karşılaştırılması ve bulunabiliyorsa çeşitli belgelerden gelen bilgiler ışığında, özgün yada belli bir dönemine ilişkin bilgileri içerecektir.
Bu amaçla hazırlanacak projeler için, II. 1. 1. Bölümündeki belgeler esas alınacaktır. II. 3. Restorasyon ve Yeni Kullanım Projesi Yapının onarımı ve yeni kullanımı için getirilen müdahalelere ilişkin ana yaklaşım ve bu ana yaklaşım çerçevesinde yapılacak müdahalelerin anlatımını içerecektir. Bu anlatımda şu hususlar yer alacaktır:- Yapının özgün şema, eleman, strüktür ve malzemesine ilişkin müdahaleler,- Yeni kullanımın gerektirdiği mekansal ve eleman ölçeğindeki müdahaleler,- Uygulamaya yönelik öneriler, - Yapının yeni kullanımı için gerekli ısıtma, aydınlatma, temiz ve pis su sistemlerine ilişkin ana ilkeler. Restorasyon projelerinin hazırlanmasında, II. 1.1. bölümündeki belgeler esas alınacak, yeni müdahalelerin anlatımı için yeteri kadar detay verilecektir. Ayrıca, projeyi açıklayıcı bir rapor hazırlanacak , bu raporda, restorasyon ve yeni kullanım için benimsenen temel yaklaşımlar verilecektir.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
İLKE KARARI 10 : Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakım Ve Onarımları
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 660 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması,
Bakım Ve Onarımları
Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakımı, Onarımları ve Onarımların Denetlenmesine ilişkin, Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 /3 313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı, 11.11.1997 gün ve 1996 / 3312 Esas, 1997 / 4877 sayılı kararı, 19.4.1996 gün ve 437 sayılı, 14.7.1998 gün ve 598 sayılı, 14.7.1998 gün ve 599 sayılı, 3.12.1998 gün ve 634 sayılı, 3.12.1998 gün ve 640 sayılı, 12.3.1999 gün ve 642 sayılı ilke kararları, uygulamada çıkan sorunlar, mevzuatla çelişen hususlar gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasında en önemli sorun, yapılacak müdahalenin niteliğidir. Her yapının kendine özgü sorunları olduğu için tüm yapıları kapsayacak ve müdahale biçimini belirleyecek genel sınıflandırmaların uygulamada yanlış sonuçlar verdiği saptanmıştır. Bu nedenle kurul kararlarına temel olacak ilkeler ve müdahale biçimlerine daha uygun olduğu kabul edilen aşağıdaki tanımlar yapılmıştır. Yapı Grupları Yapılar, kendi başlarına bir tarihi ve estetik değer taşımaları ya da kentlerin tarihi kimliğini oluşturan kentsel sitler, sokaklar ve siluetlerin ögeleri olarak iki gruba ayrılmıştır: 1. Grup Yapılar Toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır. 2. Grup Yapılar Kent ve çevre kimliğine katkıda bulunan kültür varlığı niteliğindeki yöresel yaşam biçimini yansıtan yapılardır.
I-MÜDAHALE BİÇİMLERİ Korunacak yapılara müdahaleler, her yapının kendine özgü koşullarına göre saptanacaktır. 1) Bakım Sadece yapının yaşamını sürdürmeyi amaçlayan, tasarımda, malzemede, strüktürde, mimari ögelerde değişiklik gerektirmeyen müdahalelerdir. (Çatı aktarımı, oluk onarımı, boya-badana vb.)
Bakım izin ve denetiminde, varsa koruma kurulu müdürlüğü yoksa müze müdürlüğünün yetkili olduğuna, bakım öncesi ve sonrası durumun rapor ve fotoğraflarla saptanarak ilgili koruma kuruluna sunulması, uygun görülmeyen bakım uygulamalarının yenilenmesi veya değiştirilmesi gerektiğine, 2) Onarım Yapının yaşamını sürdürmeyi amaçlayan, tasarımda, malzemede, strüktürde ve mimari ögelerde değişiklik gerektiren müdahalelerdir. a) Basit Onarım Yapıların; ahşap, madeni, pişmiş toprak, taş vb. çürüyen yada bozularak eksilen mimari ögelerinin, özgün biçimlerine uygun olarak aynı malzeme ile değiştirilmesi, bozulan iç ve dış sıvaların, kaplamaların, renk ve malzeme uyumu sağlanarak, özgün biçimlerine uygun olarak yenilenmesi bu kapsamda tanımlanmıştır. Basit onarım uygulaması, koruma kurulu kararı doğrultusunda; belediyelerce ve / veya varsa koruma kurulu müdürlüğünce yoksa ilgili müze müdürlüğünce denetlenerek yapılanmasına, uygulama bitince ona ilişkin rapor ve fotografik belgelerin koruma kuruluna iletilmesine, uygun görülmeyen basit onarım uygulamalarının yenilenmesine, b) Esaslı Onarım (Restorasyon)Yapının rölöveye dayanan restitüsyon ve / veya restorasyon projeleri ile diğer ilgili belgelerin içerikleri ve ölçekleri koruma kurulunca belirlenen müdahalelerdir. [Sağlamlaştırma (Konsolidasyon), Temizleme (Liberasyon), Bütünleme (Reintegrasyon), Yenileme (Renovasyon), Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon), Taşıma (Moving)].
Projelerin bu ilke kararı ekinde verilen "Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon - Proje Hazırlama Esasları" na göre hazırlanmasına, ilan edilmiş turizm alanları ve merkezlerinde yer alan tescilli yapıların, turizm amacıyla kullanılması halinde projelerin, Turizm Bakanlığından görüş alınarak koruma kurulunca karara bağlanmasına, 3) Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve / veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına, Ancak uygulama gerçekleşinceye kadar parsellerde her türlü inşai ve fiziki müdahalenin yasaklanmasına, (otopark, fuar, sergileme vb.) yeni bir işlev ile kullanma ve aynı parselde tescilli yapı yerinde veya diğer boş alanlarda başka bir yeni yapılaşmaya izin verilmeyeceğine, Tüm bu uygulamalar için koruma kurulu kararının alınması gerektiğine, II. ESASLI ONARIM İLKELERİ a) Yapının günümüze ulaşmış sosyo-kültürel ve tarihi kimliğini oluşturan mekansal, biçimsel ve yapısal özellikleri ve çevre içindeki özgün konumu korunacaktır. Bu işlemlerde yapının mevcut fiziksel durumuna göre müdahalenin biçimi ve niteliklerinin koruma kurulunca saptanacağına, b) Yapıların yıkılmadan korunmaları esastır. Yıkılma tehlikesi arzettiği (mail-i inhidam) malsahipleri ya da belediyelerce ileri sürülen yapıların yıkılma kararlarının ancak koruma kurulunca alınabileceğine,
Yıkılacak şekilde tehlike yaratan (mail-i inhidam) korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları belediyeler veya valilikler tarafından boşaltılır. Gerekli fiziki ve güvenlik önlemlerinin ilgili valilik ve belediyesince alındıktan sonra, konunun koruma kuruluna iletilerek alınacak karara göre işlem yapılacağına, c) Yapıların tarihsel ve sosyo - kültürel değer taşıyan eklerinin korunacağına, d) Yeni işlev verilecek yapılarda yapılacak eklerin, niteliği ve korunması gerekli kültür varlığıyla bütünleşmesi, tasarımı yapan mimar tarafından gerektiğinde avan proje niteliğinde hazırlanarak, koruma kurulunun görüşüne sunulacağına, e) Restorasyon projesine temel olacak restitüsyon çalışmasının sıva raspası, kısmi söküm, sondaj, belgeler üzerinde çalışma ve karşılaştırmalı araştırmalar sonucuna dayalı olarak hazırlanmasına, onarıma başlamadan önce bu çalışmanın yapılması olanaksız ise onarım projesinin onaylanmasından sonra ortaya çıkan yeni veriler ışığında, restorasyon projesi üzerinde tadilat yapılarak yeniden koruma kurulunun onayına sunulmasına, f) 3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyeti veya idaresinde bulunan tescilli taşınmaz kültür varlıklarının, basit ve esaslı onarım uygulamalarının, koruma kurulu kararı doğrultusunda, kendi sorumluluklarında gerçekleştirilmesine, uygulama sonucuna ilişkin rapor, fotoğraf vb. belgelerin ilgili koruma kuruluna iletilmesine, kurulca uygun görülmeyen basit onarım ve esaslı onarım uygulamalarının yenilenmesine, g) Kültür Bakanlığınca gerçekleştirilen korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımları ile kazı alanlarında yapılan onarımlarda uygulamaya başlamadan önce, hazırlanacak rölöve ve restorasyon projeleri için koruma kurulu kararı alınmasına,
III. UYGULAMANIN DENETLENMESİ Koruma kurullarınca onaylanan her ölçek ve nitelikteki plan ve projelerin uygulamada uzmanlarınca denetlenmesi gerektiğine, bu anlamda, imar ve koruma mevzuatında, belediyelere ve valiliklere verilen denetim yükümlülüğünün yanı sıra, uygulamanın müellif mimar tarafından denetimi de yasal ve mesleki bir sorumluluk olduğuna, Taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesine ilişkin uygulamalarda esas alınacak projelerin, serbest mesleki hizmet yetki ve statüsüne sahip ve bu hizmeti yapma koşullarını sürdüren mimarlarca, asgari çizim standartlarına da uygun olarak düzenlenmiş olduğu, ilgili mimarlar odası birimince önceden denetlenerek, koruma kurulu müdürlüklerine sunulması gerektiğine, Uygulamanın kurul kararlarına uygun olması için gerekli mesleki denetim sorumluluğu, aynı şekilde serbest mesleki hizmet yetki ve koşulları taşıdığı mimarlar odasınca belirlenen müellif mimar tarafından üstlenilmesine, sözkonusu mesleki denetim sorumluluğu, müellif mimarın isteği ile aynı koşulları taşıyan bir başka mimara devredilebileceğine, iskan izni için denetimden sorumlu mimarın, uygulamanın kurul kararlarına uygun olarak sonuçlandığına dair raporunun koruma kuruluna iletilmesi gerektiğine, Uygulama bittikten sonra müellif mimarın isminin yazıldığı bir tabelanın, yapının uygun bir yerine asılması gerektiğine, IV. YOK OLAN TESCİLLİ YAPILARA İLİŞKİN İŞLEMLER Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen yapıların herhangi bir şekilde (yıkılmaları, yanmaları, koruma kurulundan izin alınmadan yıktırılmaları vb.) yok olmalarına sebep olanlar hakkında ceza mahkemelerinde yasal soruşturma açılmasına, Bu soruşturma sonucu, yargı organlarınca verilen kararlar, kişisel yükümlülüklerle ilgili olduğundan, taşınmaz kültür varlığının korunmasına yönelik işlemlerin devamlılığını etkilemeyeceğine, bu nedenle soruşturma nedeni olan eyleme konu taşınmaz kültür varlığıyla ilgili alınmış koruma kurulu kararlarının geçerli olduğuna, ayrıca ilgili Yasaların hükümlerine göre işlem yapılmasına,
Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesi gerekli olmasına rağmen, tescil aşamasından önce herhangi bir nedenle yok olan yapılar için; bu ilke kararındaki "I - Müdahale Biçimleri"nin 3. Maddesindeki Yeniden Yapma koşullarının geçerli olduğuna, Bu ilke kararının yürürlüğe girmesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.4.1996 gün ve 437 sayılı, 14.7.1998 gün ve 598 sayılı, 14.7.1998 gün ve 599 sayılı, 3.12.1998 gün ve 634 sayılı, 12.3.1999 gün ve 640 sayılı, 12.3.1999 gün ve 642 sayılı ilke kararlarının iptaline, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
(05.11.1999 tarih ve 659 sayılı ilke kararının bir bölümü 14.11.2002 tarih ve 698 sayılı ilke kararı ile değiştirilmiştir.)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 660 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması,
Bakım Ve Onarımları
Taşınmaz Kültür Varlıklarının Gruplandırılması, Bakımı, Onarımları ve Onarımların Denetlenmesine ilişkin, Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 /3 313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı, 11.11.1997 gün ve 1996 / 3312 Esas, 1997 / 4877 sayılı kararı, 19.4.1996 gün ve 437 sayılı, 14.7.1998 gün ve 598 sayılı, 14.7.1998 gün ve 599 sayılı, 3.12.1998 gün ve 634 sayılı, 3.12.1998 gün ve 640 sayılı, 12.3.1999 gün ve 642 sayılı ilke kararları, uygulamada çıkan sorunlar, mevzuatla çelişen hususlar gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasında en önemli sorun, yapılacak müdahalenin niteliğidir. Her yapının kendine özgü sorunları olduğu için tüm yapıları kapsayacak ve müdahale biçimini belirleyecek genel sınıflandırmaların uygulamada yanlış sonuçlar verdiği saptanmıştır. Bu nedenle kurul kararlarına temel olacak ilkeler ve müdahale biçimlerine daha uygun olduğu kabul edilen aşağıdaki tanımlar yapılmıştır. Yapı Grupları Yapılar, kendi başlarına bir tarihi ve estetik değer taşımaları ya da kentlerin tarihi kimliğini oluşturan kentsel sitler, sokaklar ve siluetlerin ögeleri olarak iki gruba ayrılmıştır: 1. Grup Yapılar Toplumun maddi tarihini oluşturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır. 2. Grup Yapılar Kent ve çevre kimliğine katkıda bulunan kültür varlığı niteliğindeki yöresel yaşam biçimini yansıtan yapılardır.
I-MÜDAHALE BİÇİMLERİ Korunacak yapılara müdahaleler, her yapının kendine özgü koşullarına göre saptanacaktır. 1) Bakım Sadece yapının yaşamını sürdürmeyi amaçlayan, tasarımda, malzemede, strüktürde, mimari ögelerde değişiklik gerektirmeyen müdahalelerdir. (Çatı aktarımı, oluk onarımı, boya-badana vb.)
Bakım izin ve denetiminde, varsa koruma kurulu müdürlüğü yoksa müze müdürlüğünün yetkili olduğuna, bakım öncesi ve sonrası durumun rapor ve fotoğraflarla saptanarak ilgili koruma kuruluna sunulması, uygun görülmeyen bakım uygulamalarının yenilenmesi veya değiştirilmesi gerektiğine, 2) Onarım Yapının yaşamını sürdürmeyi amaçlayan, tasarımda, malzemede, strüktürde ve mimari ögelerde değişiklik gerektiren müdahalelerdir. a) Basit Onarım Yapıların; ahşap, madeni, pişmiş toprak, taş vb. çürüyen yada bozularak eksilen mimari ögelerinin, özgün biçimlerine uygun olarak aynı malzeme ile değiştirilmesi, bozulan iç ve dış sıvaların, kaplamaların, renk ve malzeme uyumu sağlanarak, özgün biçimlerine uygun olarak yenilenmesi bu kapsamda tanımlanmıştır. Basit onarım uygulaması, koruma kurulu kararı doğrultusunda; belediyelerce ve / veya varsa koruma kurulu müdürlüğünce yoksa ilgili müze müdürlüğünce denetlenerek yapılanmasına, uygulama bitince ona ilişkin rapor ve fotografik belgelerin koruma kuruluna iletilmesine, uygun görülmeyen basit onarım uygulamalarının yenilenmesine, b) Esaslı Onarım (Restorasyon)Yapının rölöveye dayanan restitüsyon ve / veya restorasyon projeleri ile diğer ilgili belgelerin içerikleri ve ölçekleri koruma kurulunca belirlenen müdahalelerdir. [Sağlamlaştırma (Konsolidasyon), Temizleme (Liberasyon), Bütünleme (Reintegrasyon), Yenileme (Renovasyon), Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon), Taşıma (Moving)].
Projelerin bu ilke kararı ekinde verilen "Rölöve - Restitüsyon - Restorasyon - Proje Hazırlama Esasları" na göre hazırlanmasına, ilan edilmiş turizm alanları ve merkezlerinde yer alan tescilli yapıların, turizm amacıyla kullanılması halinde projelerin, Turizm Bakanlığından görüş alınarak koruma kurulunca karara bağlanmasına, 3) Yeniden Yapma (Rekonstrüksiyon) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesine ilişkin gerekli özellikleri taşımasına rağmen elde olmayan sebeplerle tescili yapılmamış ve / veya herhangi bir nedenle yitirilmiş olan yapının, gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından, eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının koşulsuz sağlanmasına, Ancak uygulama gerçekleşinceye kadar parsellerde her türlü inşai ve fiziki müdahalenin yasaklanmasına, (otopark, fuar, sergileme vb.) yeni bir işlev ile kullanma ve aynı parselde tescilli yapı yerinde veya diğer boş alanlarda başka bir yeni yapılaşmaya izin verilmeyeceğine, Tüm bu uygulamalar için koruma kurulu kararının alınması gerektiğine, II. ESASLI ONARIM İLKELERİ a) Yapının günümüze ulaşmış sosyo-kültürel ve tarihi kimliğini oluşturan mekansal, biçimsel ve yapısal özellikleri ve çevre içindeki özgün konumu korunacaktır. Bu işlemlerde yapının mevcut fiziksel durumuna göre müdahalenin biçimi ve niteliklerinin koruma kurulunca saptanacağına, b) Yapıların yıkılmadan korunmaları esastır. Yıkılma tehlikesi arzettiği (mail-i inhidam) malsahipleri ya da belediyelerce ileri sürülen yapıların yıkılma kararlarının ancak koruma kurulunca alınabileceğine,
Yıkılacak şekilde tehlike yaratan (mail-i inhidam) korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları belediyeler veya valilikler tarafından boşaltılır. Gerekli fiziki ve güvenlik önlemlerinin ilgili valilik ve belediyesince alındıktan sonra, konunun koruma kuruluna iletilerek alınacak karara göre işlem yapılacağına, c) Yapıların tarihsel ve sosyo - kültürel değer taşıyan eklerinin korunacağına, d) Yeni işlev verilecek yapılarda yapılacak eklerin, niteliği ve korunması gerekli kültür varlığıyla bütünleşmesi, tasarımı yapan mimar tarafından gerektiğinde avan proje niteliğinde hazırlanarak, koruma kurulunun görüşüne sunulacağına, e) Restorasyon projesine temel olacak restitüsyon çalışmasının sıva raspası, kısmi söküm, sondaj, belgeler üzerinde çalışma ve karşılaştırmalı araştırmalar sonucuna dayalı olarak hazırlanmasına, onarıma başlamadan önce bu çalışmanın yapılması olanaksız ise onarım projesinin onaylanmasından sonra ortaya çıkan yeni veriler ışığında, restorasyon projesi üzerinde tadilat yapılarak yeniden koruma kurulunun onayına sunulmasına, f) 3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyeti veya idaresinde bulunan tescilli taşınmaz kültür varlıklarının, basit ve esaslı onarım uygulamalarının, koruma kurulu kararı doğrultusunda, kendi sorumluluklarında gerçekleştirilmesine, uygulama sonucuna ilişkin rapor, fotoğraf vb. belgelerin ilgili koruma kuruluna iletilmesine, kurulca uygun görülmeyen basit onarım ve esaslı onarım uygulamalarının yenilenmesine, g) Kültür Bakanlığınca gerçekleştirilen korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımları ile kazı alanlarında yapılan onarımlarda uygulamaya başlamadan önce, hazırlanacak rölöve ve restorasyon projeleri için koruma kurulu kararı alınmasına,
III. UYGULAMANIN DENETLENMESİ Koruma kurullarınca onaylanan her ölçek ve nitelikteki plan ve projelerin uygulamada uzmanlarınca denetlenmesi gerektiğine, bu anlamda, imar ve koruma mevzuatında, belediyelere ve valiliklere verilen denetim yükümlülüğünün yanı sıra, uygulamanın müellif mimar tarafından denetimi de yasal ve mesleki bir sorumluluk olduğuna, Taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesine ilişkin uygulamalarda esas alınacak projelerin, serbest mesleki hizmet yetki ve statüsüne sahip ve bu hizmeti yapma koşullarını sürdüren mimarlarca, asgari çizim standartlarına da uygun olarak düzenlenmiş olduğu, ilgili mimarlar odası birimince önceden denetlenerek, koruma kurulu müdürlüklerine sunulması gerektiğine, Uygulamanın kurul kararlarına uygun olması için gerekli mesleki denetim sorumluluğu, aynı şekilde serbest mesleki hizmet yetki ve koşulları taşıdığı mimarlar odasınca belirlenen müellif mimar tarafından üstlenilmesine, sözkonusu mesleki denetim sorumluluğu, müellif mimarın isteği ile aynı koşulları taşıyan bir başka mimara devredilebileceğine, iskan izni için denetimden sorumlu mimarın, uygulamanın kurul kararlarına uygun olarak sonuçlandığına dair raporunun koruma kuruluna iletilmesi gerektiğine, Uygulama bittikten sonra müellif mimarın isminin yazıldığı bir tabelanın, yapının uygun bir yerine asılması gerektiğine, IV. YOK OLAN TESCİLLİ YAPILARA İLİŞKİN İŞLEMLER Korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen yapıların herhangi bir şekilde (yıkılmaları, yanmaları, koruma kurulundan izin alınmadan yıktırılmaları vb.) yok olmalarına sebep olanlar hakkında ceza mahkemelerinde yasal soruşturma açılmasına, Bu soruşturma sonucu, yargı organlarınca verilen kararlar, kişisel yükümlülüklerle ilgili olduğundan, taşınmaz kültür varlığının korunmasına yönelik işlemlerin devamlılığını etkilemeyeceğine, bu nedenle soruşturma nedeni olan eyleme konu taşınmaz kültür varlığıyla ilgili alınmış koruma kurulu kararlarının geçerli olduğuna, ayrıca ilgili Yasaların hükümlerine göre işlem yapılmasına,
Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen ve tescil edilmesi gerekli olmasına rağmen, tescil aşamasından önce herhangi bir nedenle yok olan yapılar için; bu ilke kararındaki "I - Müdahale Biçimleri"nin 3. Maddesindeki Yeniden Yapma koşullarının geçerli olduğuna, Bu ilke kararının yürürlüğe girmesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.4.1996 gün ve 437 sayılı, 14.7.1998 gün ve 598 sayılı, 14.7.1998 gün ve 599 sayılı, 3.12.1998 gün ve 634 sayılı, 12.3.1999 gün ve 640 sayılı, 12.3.1999 gün ve 642 sayılı ilke kararlarının iptaline, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
(05.11.1999 tarih ve 659 sayılı ilke kararının bir bölümü 14.11.2002 tarih ve 698 sayılı ilke kararı ile değiştirilmiştir.)
İLKE KARARI 9 : Doğal (Tabii) Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 659 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Doğal (Tabii) Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları
Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı ile uygulamada çıkan sorunlar ve mevzuatla çelişen hususlar gözönüne alınarak, Kurulumuzun 16.6.1997 gün ve 541 sayılı, 14.7.1998 gün ve 593 sayılı, 14.7.1998 gün ve 596 sayılı, 12.3.1999 gün ve 639 sayılı ilke karaları yeniden düzenlenmiştir.
Doğal (Tabii) Sit : Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.
Bu alanlarda yapılacak tespit çalışmalarında, alanın özelliğine göre ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması esastır.
1- I. Derece Doğal (Tabii) Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır.
Bu alanlarda, bitki örtüsü, topoğrafya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına ancak;
a) Kesin yapı yasağı olmakla birlikte, resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri (kanalizasyon, açık otopark, telesiyej, teleferik, içme suyu, enerji nakil hattı, telefon hattı ve benzeri) uygulamalarının Koruma Kurulunca uygun görüleceği şekliyle yapılabileceğine,
b) 1/ 25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı veya 1/ 5000 ölçekli Nazım İmar Planı doğrultusunda hazırlanacak projesine göre ilgili koruma kurulundan izin almak koşulu ile halka açık rekreasyon amaçlı günübirlik tesisler (lokanta, büfe, kafeterya, soyunma kabinleri, wc, gezi yolu, açık otopark ve benzeri) ile
alanın ve çevrenin özelliklerinden kaynaklanan faaliyetlerin korunması ve geliştirilmesi amacına yönelik yapıların (iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi ve benzeri) yapılabileceğine,
a) Alanın doğal bitki dokusunu değiştirmeden Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak uygun görüş doğrultusunda koruma kurulunca ağaçlandırmaya izin verilebileceğine,
b) Kar ve rüzgar devrikleri, doğal afetlerden etkilenmiş, hastalanmış veya kıymet ağacı olmayan ağaçlar ile ormanların bakımı ve doğal dengenin korunmasını sağlamak amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak teknik rapor doğrultusunda ağaç kesimine koruma kurulunca izin verilebileceğine,
c) Orman alanlarında yangın için gerekli koruma önlemlerinin ilgili kuruluşlarca alınmasına,
d) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
e) Doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin koruma kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
f) Bu alanların korunmasını sağlamak amacına yönelik, her türlü bilgi verici uyarı levhalarının konulmasına, bu alanlardaki, koruma önlemlerinin ilgili kuruluş ve yerel yönetimlerce alınmasına,
g) Mevcut tescilli ve tescilsiz yapıların bakım ve onarımlarının yürürlükteki ilke kararları doğrultusunda yapılabileceğine,
2- II. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı gözönüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır.
Bu alanlarda, turizm yatırım ve turizm işletme belgeli turistik tesisler ile hizmete yönelik yapılar dışında herhangi bir yapılaşmaya gidilemeyeceğine,
a) Kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak Koruma Kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa çevre düzeni planı veya nazım plan kararları ile arazinin topoğrafya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin gözönünde tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilmeyeceğine,
b) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi artığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
c) Doğal dengenin devamlığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin Koruma Kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
d) Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanı sıra koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine, (bu madde 14/11/2002 tarih, 698 sayılı ilke kararı eklenmiştir.)
3) III. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de gözönünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır.
a) Bu alanlarda, kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak koruma kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı veya 1/5000 ölçekli nazım planı kararları ile arazinin topoğrafya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin gözönünde tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilemeyeceğine,
b) Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanı sıra koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine,
a) Doğal peyzaj ve siluet dikkate alınarak koruma kurulunca belirlenecek koşullar doğrultusunda kum, çakıl, taş, maden ve benzeri malzeme alınabileceğine, bu amaçla ocak açılabileceğine, toprak, curuf, çöp, sanayi artığı ve benzeri dökülmemesine,
ç) 114/11/2002 tarih, 698 sayılı ilke kararı kaldırılmıştır.
b) I. Ve II. Derece doğal sit alanı içinde kalan köy yerleşik alanlarının da III. Derece doğal sit kapsamında değerlendirilmesine,
Ülke çıkarları açısından yapılmasında zorunluluk olduğu ilgili Bakanlıkça belirlenmek koşuluyla I., II. Ve III. Derece doğal sit alanlarında;
I-Korumaya yönelik 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ve / veya 1 / 5000 ölçekli nazım plan kapsamında, plan yapılamadığı hallerde yapılacak tespit çerçevesinde ilgili koruma kurulunca uygun görüleceği şekliyle çevreye zarar vermeyecek enerji santralları yapılabileceğine,II- Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanısıra, koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine,III- Su Ürünleri Üretim ve Yetiştirme Tesislerine ilişkin yürürlükteki ilke kararının geçerli olduğuna, Kurulumuzun 16.6.1997 gün ve 541 sayılı, 14.7.1998 gün ve 593 sayılı, 14.7.1998 gün ve 596 sayılı, 12.3.1999 gün ve 639 sayılı ilke kararlarının iptal edilmesine karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
(05.11.1999 tarih ve 659 sayılı ilke kararının bir bölümü 14.11.2002 tarih ve 698 sayılı ilke kararı ile değiştirilmiştir.)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 659 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Doğal (Tabii) Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları
Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 Esas, 1997 / 4875 sayılı kararı ile uygulamada çıkan sorunlar ve mevzuatla çelişen hususlar gözönüne alınarak, Kurulumuzun 16.6.1997 gün ve 541 sayılı, 14.7.1998 gün ve 593 sayılı, 14.7.1998 gün ve 596 sayılı, 12.3.1999 gün ve 639 sayılı ilke karaları yeniden düzenlenmiştir.
Doğal (Tabii) Sit : Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.
Bu alanlarda yapılacak tespit çalışmalarında, alanın özelliğine göre ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması esastır.
1- I. Derece Doğal (Tabii) Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır.
Bu alanlarda, bitki örtüsü, topoğrafya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına ancak;
a) Kesin yapı yasağı olmakla birlikte, resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri (kanalizasyon, açık otopark, telesiyej, teleferik, içme suyu, enerji nakil hattı, telefon hattı ve benzeri) uygulamalarının Koruma Kurulunca uygun görüleceği şekliyle yapılabileceğine,
b) 1/ 25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı veya 1/ 5000 ölçekli Nazım İmar Planı doğrultusunda hazırlanacak projesine göre ilgili koruma kurulundan izin almak koşulu ile halka açık rekreasyon amaçlı günübirlik tesisler (lokanta, büfe, kafeterya, soyunma kabinleri, wc, gezi yolu, açık otopark ve benzeri) ile
alanın ve çevrenin özelliklerinden kaynaklanan faaliyetlerin korunması ve geliştirilmesi amacına yönelik yapıların (iskele, balıkçı barınağı, bekçi kulübesi ve benzeri) yapılabileceğine,
a) Alanın doğal bitki dokusunu değiştirmeden Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak uygun görüş doğrultusunda koruma kurulunca ağaçlandırmaya izin verilebileceğine,
b) Kar ve rüzgar devrikleri, doğal afetlerden etkilenmiş, hastalanmış veya kıymet ağacı olmayan ağaçlar ile ormanların bakımı ve doğal dengenin korunmasını sağlamak amacıyla Orman Genel Müdürlüğünün ilgili biriminden alınacak teknik rapor doğrultusunda ağaç kesimine koruma kurulunca izin verilebileceğine,
c) Orman alanlarında yangın için gerekli koruma önlemlerinin ilgili kuruluşlarca alınmasına,
d) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
e) Doğal dengenin devamlılığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin koruma kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
f) Bu alanların korunmasını sağlamak amacına yönelik, her türlü bilgi verici uyarı levhalarının konulmasına, bu alanlardaki, koruma önlemlerinin ilgili kuruluş ve yerel yönetimlerce alınmasına,
g) Mevcut tescilli ve tescilsiz yapıların bakım ve onarımlarının yürürlükteki ilke kararları doğrultusunda yapılabileceğine,
2- II. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı gözönüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır.
Bu alanlarda, turizm yatırım ve turizm işletme belgeli turistik tesisler ile hizmete yönelik yapılar dışında herhangi bir yapılaşmaya gidilemeyeceğine,
a) Kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak Koruma Kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa çevre düzeni planı veya nazım plan kararları ile arazinin topoğrafya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin gözönünde tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilmeyeceğine,
b) Taş, toprak, kum alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi artığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine, ancak sit kararı ilanından önce ruhsat almış olan işletmelerde sahanın rehabilite edilerek yasal süresi içinde işlerinin tasfiyesine,
c) Doğal dengenin devamlığının sağlanması amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alanın özelliğinden kaynaklanan faaliyetlerin Koruma Kurulu izni doğrultusunda sürdürülebileceğine,
d) Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanı sıra koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine, (bu madde 14/11/2002 tarih, 698 sayılı ilke kararı eklenmiştir.)
3) III. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de gözönünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır.
a) Bu alanlarda, kullanıma açılacak bölgelerde geçici dönem yapılanma koşullarının ilgili kurumların görüşleri alınarak koruma kurullarınca belirlenmesine, bu belirlemede varsa 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı veya 1/5000 ölçekli nazım planı kararları ile arazinin topoğrafya, peyzaj, silüet vb. karakteristiklerinin gözönünde tutulmasına, ancak hazırlanacak Koruma Amaçlı İmar Planı kriterlerini etkileyebilecek nitelik ve yoğunluktaki uygulamalara Koruma Amaçlı İmar Planı yaptırılmadan izin verilemeyeceğine,
b) Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanı sıra koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine,
a) Doğal peyzaj ve siluet dikkate alınarak koruma kurulunca belirlenecek koşullar doğrultusunda kum, çakıl, taş, maden ve benzeri malzeme alınabileceğine, bu amaçla ocak açılabileceğine, toprak, curuf, çöp, sanayi artığı ve benzeri dökülmemesine,
ç) 114/11/2002 tarih, 698 sayılı ilke kararı kaldırılmıştır.
b) I. Ve II. Derece doğal sit alanı içinde kalan köy yerleşik alanlarının da III. Derece doğal sit kapsamında değerlendirilmesine,
Ülke çıkarları açısından yapılmasında zorunluluk olduğu ilgili Bakanlıkça belirlenmek koşuluyla I., II. Ve III. Derece doğal sit alanlarında;
I-Korumaya yönelik 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı ve / veya 1 / 5000 ölçekli nazım plan kapsamında, plan yapılamadığı hallerde yapılacak tespit çerçevesinde ilgili koruma kurulunca uygun görüleceği şekliyle çevreye zarar vermeyecek enerji santralları yapılabileceğine,II- Mevcut tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin sürdürülebilmesinin yanısıra, koruma kurulundan izin almak koşuluyla yeni tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerinin yapılabileceğine,III- Su Ürünleri Üretim ve Yetiştirme Tesislerine ilişkin yürürlükteki ilke kararının geçerli olduğuna, Kurulumuzun 16.6.1997 gün ve 541 sayılı, 14.7.1998 gün ve 593 sayılı, 14.7.1998 gün ve 596 sayılı, 12.3.1999 gün ve 639 sayılı ilke kararlarının iptal edilmesine karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
(05.11.1999 tarih ve 659 sayılı ilke kararının bir bölümü 14.11.2002 tarih ve 698 sayılı ilke kararı ile değiştirilmiştir.)
İLKE KARARI 8 :Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 658 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları
Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşullarına ilişkin 14.7.1998 gün ve 594 sayılı ilke kararı, uygulamada çıkan sorunlar, mevzuatla çelişen hususlar ve Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 esas, 1997/4875 sayılı kararı gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Arkeolojik Sit: İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygurlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanlardır.
Arkeolojik Sitlerde Koruma ve Kullanma Koşulları: Bu bölümde yapılan derecelendirme arkeolojik sitlerin taşıdıkları önem ve özelliklerinin yanısıra, alanda uygulanacak koruma ve kullanma koşullarını kapsar.
1) I. Derece Arkeolojik Sit: Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır.
Bu alanlarda, kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılamayacağına, ancak;
a) Resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu durumlarda yapılacak alt yapı uygulamaları için müze müdürlüğünün ve varsa kazı başkanının görüşüyle konunun koruma kurulunda değerlendirilmesine,
b) Yeni tarımsal alanların açılmamasına, yalnızca sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlerin devam edebileceğine, koruma kurullarınca uygun görülmesi halinde seracılığa devam edilebileceğine,
a) Höyük ve tümülüslerde toprağın sürülmesine dayanan tarımsal faaliyetlerin kesinlikle yasaklanmasına, ağaçlandırmaya gidilmemesine, yalnızca mevcut ağaçlardan ürün alınabileceğine,
b) Taş, toprak, kum vb. alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme dökülmemesine,
c) Bu alanlar içerisinde yer alan ören yerlerinde gezi yolu düzenlemesi, meydan tanzimi, açık otopark, WC, bilet gişesi, bekçi kulübesi gibi ünitelerin koruma kurulundan izin alınarak yapılabileceğine,
d) Bu alanlar içerisinde bulunan ve günümüzde halen kullanılan umuma açık mezarlıklarda sadece defin işlemlerinin yapılabileceğine,
e) Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir etmeyecek şekilde ilgili koruma kurulundan izin almak koşuluyla birleştirme (tevhit) ve ayırma (ifraz) yapılabileceğine,
2) II. Derece Arkeolojik Sit: Korunması gereken, ancak koruma ve kullanma koşulları koruma kurulları tarafından belirlenecek, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır.
Bu alanlarda, yeni yapılaşmaya izin verilmemesine, ancak;
a) Günümüzde kullanılmakta olan tescilsiz yapıların basit onarımlarının yürürlükteki ilke kararı doğrultusunda yapılabileceğine,
b) I. derece arkeolojik sit koruma ve kullanma koşullarının a,b,c,ç,d,e,f, maddelerinin geçerli olduğuna,
3) III. Derece Arkeolojik Sit: Koruma - kullanma kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere izin verilebilecek arkeolojik alanlardır.
Bu alanlarda,
a) Geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesine, Geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesinde;
- Öneri yapı yoğunluğunun, mevcut imar planı ile belirlenmiş yoğunluğu aşmamasına,
- Alana gelecek işlevlerin uyumuna,
- Gerekli alt yapı uygulamalarına,
- Öneri yapı gabarilerine,
- Yapı tekniğine ve malzemesine, Mevcut ve olası arkeolojik varlıkların korunması ve değerlendirilmesini sağlayacak bir biçimde çözümler getirilmesine,
Varsa onaylı çevre düzeni ve nazım plan kararları ile yerleşime açılmış kesimlerinde arkeolojik değerlerin korunmasını gözeterek, koruma amaçlı imar planlarının yapılmasına,
b) Bu ilke kararının alınmasından önce Koruma Amaçlı İmar Planı yapılmış yerlerde planın öngördüğü koşulların geçerli olduğuna.
c) Bu alanlarda, belediyesince veya valilikçe inşaat izni verilmeden önce, ilgili müze müdürlüğü uzmanları tarafından sondaj kazısı gerçekleştirilerek, sondaj sonuçlarının bu alanlarla ilgili, varsa kazı başkanının görüşleriyle birlikte müze müdürlüğünce koruma kuruluna iletilip kurul kararı alındıktan sonra uygulamaya geçilebileceğine,
d) III. Derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenen arkeolojik sit alanlarında koruma kurullarının, sondaj kazısı yapılacak alanlara ilişkin genel sondaj kararı alabileceğine,
a) Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir etmeyecek şekilde ilgili koruma kurulundan izin almak koşuluyla birleştirme (tevhit) ve ayırma (ifraz) yapılabileceğine,
b) Bu alanlarda, taş, toprak, kum vb. alınmasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocaklarının açılmamasına, toprak, cüruf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine,
c) Ülke enerji üretimine getireceği katkı ve kamu yararı doğrultusunda bu alanlarda koruma kurulunca uygun görülmesi halinde rüzgar enerji santralleri yapılabileceğine,
d) Sit alanlarındaki su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine ilişkin yürürlükteki ilke kararının geçerli olduğuna,
4-Kentsel Arkeolojik Sitler: Arkeolojik sitlerle, 2863 sayılı Yasanın 6. Maddesinde tanimlanan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarını içeren ve ve aynı yasa maddesi gereği korunması gerekli kentsel dokuların birlikte bulunduğunu alanlardır. a) Bu alanlarda, arkeolojik değerlerin sağlıklı ve kapsamlı envanter çalışmasının yapılmasına, bu çalışma sonucunda hazırlanacak planlar onanmadan, parsel ölçeğinde uygulamaya geçilmemesine, Planlama çalışmaları sırasında; - Alana gelecek işlevlerin uyumuna, - Günümüz koşullarının gerektirdiği altyapı hizmetlerinin proje aşamasından itibaren kültür katmanına zarar vermeyecek ve toprak kullanımını en alt düzeyde tutacak biçimde ele alınmasına, - Öneri yapı gabarileri ile yapı tekniği ve malzemesinin geleneksel doku ile uyumuna özen gösterilmesine,
b) Bu alanlarda mevcut yıkıntı temeller üzerine, o temellerin ait olduğu eski yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyorsa, ayrıca içinde bulunduğu sitin tarihsel kimliğinin yeniden canlandırılmasına önemli bir katkı yaratıyorsa yapıya ait eski bilgi, resim, gravür, fotoğraf, anı belgeleri vb. dokümanlarla restitüe edilebileceği ilgili koruma kurulunca kabul edildikten sonra restitüsyon projesi düzenlenerek ve kurulca onaylanarak, eski yapının yeniden ihya ediledilebileceğine, c) Tek yapı ölçeğindeki korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyan yapı ve yapı kalıntılarının rölöve ve restorasyon projelerinin koruma kurulunca onanması koşulu ile onarılıp kullanılabileceğine, yasa kapsamı dışında kalan taşınmazların ise yürürlükteki ilke kararında belirtilen esaslar kapsamında basit onarımlarının yapılabileceğine, 14.7.1998 gün ve 594 sayılı ilke kararının iptaline karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
(05.11.1999 tarih ve 658 sayılı ilke kararının 4. maddesi 15.04.2005 tarih ve 702 sayılı ilke kararı ile iptal edilmiş olup uygulamalar 702 sayılı ilke kararı doğrultusunda yürütülecektir.)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 60 05.11.1999 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 658 05.11.1999 ANKARA
İLKE KARARI
Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları
Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşullarına ilişkin 14.7.1998 gün ve 594 sayılı ilke kararı, uygulamada çıkan sorunlar, mevzuatla çelişen hususlar ve Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 esas, 1997/4875 sayılı kararı gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Arkeolojik Sit: İnsanlığın varoluşundan günümüze kadar ulaşan eski uygurlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleşmeler ve alanlardır.
Arkeolojik Sitlerde Koruma ve Kullanma Koşulları: Bu bölümde yapılan derecelendirme arkeolojik sitlerin taşıdıkları önem ve özelliklerinin yanısıra, alanda uygulanacak koruma ve kullanma koşullarını kapsar.
1) I. Derece Arkeolojik Sit: Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır.
Bu alanlarda, kesinlikle hiçbir yapılaşmaya izin verilmemesine, imar planlarında aynen korunacak sit alanı olarak belirlenmesine, bilimsel amaçlı kazıların dışında hiçbir kazı yapılamayacağına, ancak;
a) Resmi ve özel kuruluşlarca zorunlu durumlarda yapılacak alt yapı uygulamaları için müze müdürlüğünün ve varsa kazı başkanının görüşüyle konunun koruma kurulunda değerlendirilmesine,
b) Yeni tarımsal alanların açılmamasına, yalnızca sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlerin devam edebileceğine, koruma kurullarınca uygun görülmesi halinde seracılığa devam edilebileceğine,
a) Höyük ve tümülüslerde toprağın sürülmesine dayanan tarımsal faaliyetlerin kesinlikle yasaklanmasına, ağaçlandırmaya gidilmemesine, yalnızca mevcut ağaçlardan ürün alınabileceğine,
b) Taş, toprak, kum vb. alınmamasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocakların açılmamasına, toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme dökülmemesine,
c) Bu alanlar içerisinde yer alan ören yerlerinde gezi yolu düzenlemesi, meydan tanzimi, açık otopark, WC, bilet gişesi, bekçi kulübesi gibi ünitelerin koruma kurulundan izin alınarak yapılabileceğine,
d) Bu alanlar içerisinde bulunan ve günümüzde halen kullanılan umuma açık mezarlıklarda sadece defin işlemlerinin yapılabileceğine,
e) Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir etmeyecek şekilde ilgili koruma kurulundan izin almak koşuluyla birleştirme (tevhit) ve ayırma (ifraz) yapılabileceğine,
2) II. Derece Arkeolojik Sit: Korunması gereken, ancak koruma ve kullanma koşulları koruma kurulları tarafından belirlenecek, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak sit alanlarıdır.
Bu alanlarda, yeni yapılaşmaya izin verilmemesine, ancak;
a) Günümüzde kullanılmakta olan tescilsiz yapıların basit onarımlarının yürürlükteki ilke kararı doğrultusunda yapılabileceğine,
b) I. derece arkeolojik sit koruma ve kullanma koşullarının a,b,c,ç,d,e,f, maddelerinin geçerli olduğuna,
3) III. Derece Arkeolojik Sit: Koruma - kullanma kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere izin verilebilecek arkeolojik alanlardır.
Bu alanlarda,
a) Geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesine, Geçiş dönemi yapılanma koşullarının belirlenmesinde;
- Öneri yapı yoğunluğunun, mevcut imar planı ile belirlenmiş yoğunluğu aşmamasına,
- Alana gelecek işlevlerin uyumuna,
- Gerekli alt yapı uygulamalarına,
- Öneri yapı gabarilerine,
- Yapı tekniğine ve malzemesine, Mevcut ve olası arkeolojik varlıkların korunması ve değerlendirilmesini sağlayacak bir biçimde çözümler getirilmesine,
Varsa onaylı çevre düzeni ve nazım plan kararları ile yerleşime açılmış kesimlerinde arkeolojik değerlerin korunmasını gözeterek, koruma amaçlı imar planlarının yapılmasına,
b) Bu ilke kararının alınmasından önce Koruma Amaçlı İmar Planı yapılmış yerlerde planın öngördüğü koşulların geçerli olduğuna.
c) Bu alanlarda, belediyesince veya valilikçe inşaat izni verilmeden önce, ilgili müze müdürlüğü uzmanları tarafından sondaj kazısı gerçekleştirilerek, sondaj sonuçlarının bu alanlarla ilgili, varsa kazı başkanının görüşleriyle birlikte müze müdürlüğünce koruma kuruluna iletilip kurul kararı alındıktan sonra uygulamaya geçilebileceğine,
d) III. Derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenen arkeolojik sit alanlarında koruma kurullarının, sondaj kazısı yapılacak alanlara ilişkin genel sondaj kararı alabileceğine,
a) Taşınmaz kültür varlıklarının mahiyetine tesir etmeyecek şekilde ilgili koruma kurulundan izin almak koşuluyla birleştirme (tevhit) ve ayırma (ifraz) yapılabileceğine,
b) Bu alanlarda, taş, toprak, kum vb. alınmasına, kireç, taş, tuğla, mermer, kum, maden vb. ocaklarının açılmamasına, toprak, cüruf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzemenin dökülmemesine,
c) Ülke enerji üretimine getireceği katkı ve kamu yararı doğrultusunda bu alanlarda koruma kurulunca uygun görülmesi halinde rüzgar enerji santralleri yapılabileceğine,
d) Sit alanlarındaki su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine ilişkin yürürlükteki ilke kararının geçerli olduğuna,
4-Kentsel Arkeolojik Sitler: Arkeolojik sitlerle, 2863 sayılı Yasanın 6. Maddesinde tanimlanan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarını içeren ve ve aynı yasa maddesi gereği korunması gerekli kentsel dokuların birlikte bulunduğunu alanlardır. a) Bu alanlarda, arkeolojik değerlerin sağlıklı ve kapsamlı envanter çalışmasının yapılmasına, bu çalışma sonucunda hazırlanacak planlar onanmadan, parsel ölçeğinde uygulamaya geçilmemesine, Planlama çalışmaları sırasında; - Alana gelecek işlevlerin uyumuna, - Günümüz koşullarının gerektirdiği altyapı hizmetlerinin proje aşamasından itibaren kültür katmanına zarar vermeyecek ve toprak kullanımını en alt düzeyde tutacak biçimde ele alınmasına, - Öneri yapı gabarileri ile yapı tekniği ve malzemesinin geleneksel doku ile uyumuna özen gösterilmesine,
b) Bu alanlarda mevcut yıkıntı temeller üzerine, o temellerin ait olduğu eski yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyorsa, ayrıca içinde bulunduğu sitin tarihsel kimliğinin yeniden canlandırılmasına önemli bir katkı yaratıyorsa yapıya ait eski bilgi, resim, gravür, fotoğraf, anı belgeleri vb. dokümanlarla restitüe edilebileceği ilgili koruma kurulunca kabul edildikten sonra restitüsyon projesi düzenlenerek ve kurulca onaylanarak, eski yapının yeniden ihya ediledilebileceğine, c) Tek yapı ölçeğindeki korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyan yapı ve yapı kalıntılarının rölöve ve restorasyon projelerinin koruma kurulunca onanması koşulu ile onarılıp kullanılabileceğine, yasa kapsamı dışında kalan taşınmazların ise yürürlükteki ilke kararında belirtilen esaslar kapsamında basit onarımlarının yapılabileceğine, 14.7.1998 gün ve 594 sayılı ilke kararının iptaline karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖKMEN (Özgün) DÖRTLEMEZ (Abdullah) AVCI (Nadir) YARDIMCI (Nurettin) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) ÜNAL (Mete) UYDAŞ (Nurcan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V.
(Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) ERUZUN (Cengiz) BİLGİ (Önder) GÖK (Tamer)
(Bulunmadı)
(05.11.1999 tarih ve 658 sayılı ilke kararının 4. maddesi 15.04.2005 tarih ve 702 sayılı ilke kararı ile iptal edilmiş olup uygulamalar 702 sayılı ilke kararı doğrultusunda yürütülecektir.)
İLKE KARARI 7 : SİT ALANLARINDAKİ SU ÜRÜNLERİ ÜRETİM VE YETİŞTİRME TESİSLERİNE İLİŞKİN İLKE KARARI
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 49 01.10.1998 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 627 01.10.1998 ANKARA
İLKE KARARI
SİT ALANLARINDAKİ SU ÜRÜNLERİ ÜRETİM VE YETİŞTİRME TESİSLERİNE İLİŞKİN İLKE KARARI
3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan denizlerde, iç sularda ve karalarda yapılmak istenilen su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine ilişkin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.04.1996 gün ve 440 sayılı ilke kararı ile 14.07.1997 gün ve 603 sayılı ilke kararının yeniden değerlendirilmesi sonucunda,
3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan denizlerde ve iç sularda (göller , suni göller , lagünler , baraj gölleri, bentler , ragülatörler , kanallar, arklar, akarsular, mansaplar) ve bunlara kıyısı olan veya olmayan karalarda belirlenmiş olan;
A) I. ve II. derece arkeolojik sit alanlarında su ürünleri üretim ve yetiştirme tesisleri kurulamayacağına,
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca su ürünleri üretim ve yetiştirme alanlarının belirlenmesine yönelik ülke genelinde çalışması sürdürülen haritaların ivedilikle tamamlanmasına, bu çalışmalar tamamlanıncaya kadar I.derece doğal sit alanlarında ilgili Koruma Kurulunca izin ve ruhsat almış tesislerin işlevlerinin sürdürülmesine,
I. derece doğal sit alanlarında su ürünleri üretim tesislerine izin verilip verilemeyeceği konusundaki kesin kararın yukarıda belirtilen harita çalışmaları bitiminde yeniden değerlendirilebileceğine, bu çalışma ile birlikte su ürünleri üretimi ve yetiştirilmesine ilişkin gereksinim duyulan zorunlu yapı ve tesislerin tür, teknoloji ve büyüklüklerine ilişkin kriterlerinin de oluşturulmasına,
B) III. derece arkeolojik, II. ve III. derece doğal sit alanlarında ve 19.8.1989 gün ve 20257 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 89-14235 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile dalış yasağı getirilen bölgelerde, su ürünleri üretim tesislerinin yapımına aşağıdaki koşullarda izin verilebileceğine,
• Bu alanlarda koruma planı olan yerlerde plan hükümlerinin geçerliolduğuna,
• Koruma Planı olmayan yerlerde ise,Uygulama öncesinde;
1- Konuyla ilgili mevzuatları ve işlevleri gereği Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü), Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı (Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü), Çevre Bakanlığı, (Çevre Koruma Genel Müdürlüğü), (Çevre Etkileme Değerlendirme ve Planlama Genel Müdürlüğü), Enerji Bakanlığı, (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü), Turizm Bakanlığı (Yatırımlar Genel Müdürlüğü), ilgilendirdiği hallerde ise Orman Bakanlığı (Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü- Orman Genel Müdürlüğü), Çevre Bakanlığı (Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı), Başbakanlık (Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü), Ulaştırma Bakanlığı (Demir Yolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı), Milli Savunma Bakanlığından (Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgelerinde Kalan Alanlarda) olumlu görüşlerin alınmasına,
Tüm kuruluşlardan olumlu görüş alındıktan sonra, tesis alanına ilişkin hazırlanacak çevreye uyumlu Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı uygun görüşünü içeren 1/200 ölçekli avan proje ile ilgili Koruma Kuruluna başvurulmasına,
2) Yapılacak tesislerde;
Zorunlu ihtiyaçları karşılayan kapalı alanlar (WC, bekçi kulübesi, yem deposu vb.) ile açık alanlara (0-50 Ton/Yıl kapasiteli projeler için 150 m2 lik açık alan, 50 m2 'lik kapalı alan, 50-100 Ton/Yıl kapasiteli projeler için 300 m2 lik açık alan, 100 m2'lik kapalı alan, 100 Ton/Yıl ve üzeri kapasiteli projeler için 500 m2'lik açık alan, 150 m2lik kapalı alanı geçmeyen geçici yapı ve tesislerin) yer verilebileceğine,
• 3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasanın 13-14. maddeleri kapsamında kalan uygulamalar için 1. madde de belirtilen kurum ve kuruluşların olumlu görüşleriyle birlikte Maliye Bakanlığı aracılığı ile Kültür Bakanlığına başvurulmasına (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) ilgili Koruma Kurulunca avan projenin onayına ilişkin karar alındıktan sonra Kültür Bakanlığı izni ile işlem yapılmasına,
• Dalış yasağı getirilen bölgelerde, tüm giderleri başvuru sahibincekarşılanmak üzere Kültür Bakanlığı izni (Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü) ve Bakanlıkça görevlendirilecek temsilcilerin nezaretinde su altındaki batıklarla ilgili 1/1000 ölçekli batik tespit haritası yaptırılmasına, buna göre ilgili Koruma Kurulunca batıkların koruma alanlarının belirlenmesine, batik koruma alanı dışında kalan bölgelerde su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine bu ilke kararımız çerçevesinde izin verilebileceğine,
C) Kararımız öncesinde bu alanlarda, ilgili Koruma Kurulu karan ile izin ve ruhsat alan işletmelerin faaliyetlerine ruhsat süreleri sonuna kadar izin verilmesine, ruhsat süresi bitiminde bu tesisler için de bu ilke kararına göre, işlem yapılmasına,
• 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan yukarıda belirtilen alanlardafaaliyet gösteren izinsiz ve ruhsatsız tesislerin derhal kaldırılmasına,
• Bu karar çerçevesinde izin ve ruhsat alan tesislerin ilgili kuruluşlarcatitizlikle denetlenmesi gerektiğine,
Kurulumuzun 19.4.1996 gün ve 440 sayılı karan ile, 14.7.1998 gün ve 603 sayılı ilke kararlarının iptal edilmesine
karar verildi.
(Danıştay kararlan gereğince 20.09.1999 gün ve 655 sayılı ilke karan iptal edildiğinden 627 sayılı ilke karan yeniden yürürlüğe girmiştir.)
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
M.POLAT (Selçuk) KETENCİOĞLU (Tefik) SOYAR (Kemal) MANAP (Yusuf) ERTAN (Ebru)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) GÖK (Tamer) UÇKAN (Erkan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd.. (Bulunmadı)
Gn.Md.V. (Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) AĞARYILMAZ (İsmet) BİLGİ (Önder) GÜNDOĞDU (Hamza)
(Bulunmadı)(Danıştay kararları gereğince 20.09.1999 gün ve 655 sayılı ilke kararı iptal edildiğinden 627 sayılı ilke kararı yeniden yürürlüğe girmiştir.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 49 01.10.1998 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 627 01.10.1998 ANKARA
İLKE KARARI
SİT ALANLARINDAKİ SU ÜRÜNLERİ ÜRETİM VE YETİŞTİRME TESİSLERİNE İLİŞKİN İLKE KARARI
3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan denizlerde, iç sularda ve karalarda yapılmak istenilen su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine ilişkin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.04.1996 gün ve 440 sayılı ilke kararı ile 14.07.1997 gün ve 603 sayılı ilke kararının yeniden değerlendirilmesi sonucunda,
3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan denizlerde ve iç sularda (göller , suni göller , lagünler , baraj gölleri, bentler , ragülatörler , kanallar, arklar, akarsular, mansaplar) ve bunlara kıyısı olan veya olmayan karalarda belirlenmiş olan;
A) I. ve II. derece arkeolojik sit alanlarında su ürünleri üretim ve yetiştirme tesisleri kurulamayacağına,
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca su ürünleri üretim ve yetiştirme alanlarının belirlenmesine yönelik ülke genelinde çalışması sürdürülen haritaların ivedilikle tamamlanmasına, bu çalışmalar tamamlanıncaya kadar I.derece doğal sit alanlarında ilgili Koruma Kurulunca izin ve ruhsat almış tesislerin işlevlerinin sürdürülmesine,
I. derece doğal sit alanlarında su ürünleri üretim tesislerine izin verilip verilemeyeceği konusundaki kesin kararın yukarıda belirtilen harita çalışmaları bitiminde yeniden değerlendirilebileceğine, bu çalışma ile birlikte su ürünleri üretimi ve yetiştirilmesine ilişkin gereksinim duyulan zorunlu yapı ve tesislerin tür, teknoloji ve büyüklüklerine ilişkin kriterlerinin de oluşturulmasına,
B) III. derece arkeolojik, II. ve III. derece doğal sit alanlarında ve 19.8.1989 gün ve 20257 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 89-14235 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile dalış yasağı getirilen bölgelerde, su ürünleri üretim tesislerinin yapımına aşağıdaki koşullarda izin verilebileceğine,
• Bu alanlarda koruma planı olan yerlerde plan hükümlerinin geçerliolduğuna,
• Koruma Planı olmayan yerlerde ise,Uygulama öncesinde;
1- Konuyla ilgili mevzuatları ve işlevleri gereği Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü), Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı (Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü), Çevre Bakanlığı, (Çevre Koruma Genel Müdürlüğü), (Çevre Etkileme Değerlendirme ve Planlama Genel Müdürlüğü), Enerji Bakanlığı, (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü), Turizm Bakanlığı (Yatırımlar Genel Müdürlüğü), ilgilendirdiği hallerde ise Orman Bakanlığı (Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü- Orman Genel Müdürlüğü), Çevre Bakanlığı (Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı), Başbakanlık (Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü), Ulaştırma Bakanlığı (Demir Yolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü), Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı), Milli Savunma Bakanlığından (Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgelerinde Kalan Alanlarda) olumlu görüşlerin alınmasına,
Tüm kuruluşlardan olumlu görüş alındıktan sonra, tesis alanına ilişkin hazırlanacak çevreye uyumlu Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı uygun görüşünü içeren 1/200 ölçekli avan proje ile ilgili Koruma Kuruluna başvurulmasına,
2) Yapılacak tesislerde;
Zorunlu ihtiyaçları karşılayan kapalı alanlar (WC, bekçi kulübesi, yem deposu vb.) ile açık alanlara (0-50 Ton/Yıl kapasiteli projeler için 150 m2 lik açık alan, 50 m2 'lik kapalı alan, 50-100 Ton/Yıl kapasiteli projeler için 300 m2 lik açık alan, 100 m2'lik kapalı alan, 100 Ton/Yıl ve üzeri kapasiteli projeler için 500 m2'lik açık alan, 150 m2lik kapalı alanı geçmeyen geçici yapı ve tesislerin) yer verilebileceğine,
• 3386 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasanın 13-14. maddeleri kapsamında kalan uygulamalar için 1. madde de belirtilen kurum ve kuruluşların olumlu görüşleriyle birlikte Maliye Bakanlığı aracılığı ile Kültür Bakanlığına başvurulmasına (Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) ilgili Koruma Kurulunca avan projenin onayına ilişkin karar alındıktan sonra Kültür Bakanlığı izni ile işlem yapılmasına,
• Dalış yasağı getirilen bölgelerde, tüm giderleri başvuru sahibincekarşılanmak üzere Kültür Bakanlığı izni (Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü) ve Bakanlıkça görevlendirilecek temsilcilerin nezaretinde su altındaki batıklarla ilgili 1/1000 ölçekli batik tespit haritası yaptırılmasına, buna göre ilgili Koruma Kurulunca batıkların koruma alanlarının belirlenmesine, batik koruma alanı dışında kalan bölgelerde su ürünleri üretim ve yetiştirme tesislerine bu ilke kararımız çerçevesinde izin verilebileceğine,
C) Kararımız öncesinde bu alanlarda, ilgili Koruma Kurulu karan ile izin ve ruhsat alan işletmelerin faaliyetlerine ruhsat süreleri sonuna kadar izin verilmesine, ruhsat süresi bitiminde bu tesisler için de bu ilke kararına göre, işlem yapılmasına,
• 2863 sayılı Yasa kapsamında kalan yukarıda belirtilen alanlardafaaliyet gösteren izinsiz ve ruhsatsız tesislerin derhal kaldırılmasına,
• Bu karar çerçevesinde izin ve ruhsat alan tesislerin ilgili kuruluşlarcatitizlikle denetlenmesi gerektiğine,
Kurulumuzun 19.4.1996 gün ve 440 sayılı karan ile, 14.7.1998 gün ve 603 sayılı ilke kararlarının iptal edilmesine
karar verildi.
(Danıştay kararlan gereğince 20.09.1999 gün ve 655 sayılı ilke karan iptal edildiğinden 627 sayılı ilke karan yeniden yürürlüğe girmiştir.)
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
M.POLAT (Selçuk) KETENCİOĞLU (Tefik) SOYAR (Kemal) MANAP (Yusuf) ERTAN (Ebru)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) GÖK (Tamer) UÇKAN (Erkan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd.. (Bulunmadı)
Gn.Md.V. (Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) AĞARYILMAZ (İsmet) BİLGİ (Önder) GÜNDOĞDU (Hamza)
(Bulunmadı)(Danıştay kararları gereğince 20.09.1999 gün ve 655 sayılı ilke kararı iptal edildiğinden 627 sayılı ilke kararı yeniden yürürlüğe girmiştir.
İLKE KARARI 6 : Yakın Geçmişimize Ait Mezarlıklar Alanlarındaki Ağaçlar
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 47 14.07.1998 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 592 14.07.1998 ANKARA
İLKE KARARI
Yakın Geçmişimize Ait Mezarlıklar Alanlarındaki Ağaçlar
Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 esas, 1997 / 4875 sayılı kararı doğrultusunda "Yakın Geçmişimize Ait Mezarlık Alanlarındaki Ağaçlar" a ilişkin ilke kararının yeniden değerlendirilmesi sonucunda;
Geçmişimize ait bir saygı ve bağlılığın ifadesi olan ve içlerindeki ağaçlarla bir bütün oluşturan mezarlıklarımızın kültür ve tabiat varlığı olarak korunabilmesi için, ülke genelinde ortak hareket etmek üzere, bu mezarlıklarımızın içinde bulunan anıtsal nitelikli ağaçların tesciline, bunların dışındaki ağaçlardan ilgili Orman Bölge Müdürlükleri uzmanlarının konuya ilişkin hazırlayacağı raporun Koruma Kurullarına iletilmesinden sonra (yeniden ağaçlandırmak koşuluyla) Koruma Kurullarınca sadece ömrünü tamamlamış (kurumuş) ve hastalıklı ağaçların kesimine izin verilebileceğine, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
M.POLAT (Selçuk) KETENCİOĞLU (Tefik) SOYAR (Kemal) KETEN (Mustafa) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) GÖK (Tamer) UÇKAN (Erkan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V. (Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) AĞARYILMAZ (İsmet) BİLGİ (Önder) GÜNDOĞDU (Hamza)
(Bulunmadı)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 47 14.07.1998 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 592 14.07.1998 ANKARA
İLKE KARARI
Yakın Geçmişimize Ait Mezarlıklar Alanlarındaki Ağaçlar
Danıştay 6. Dairesinin 11.11.1997 gün ve 1996 / 3313 esas, 1997 / 4875 sayılı kararı doğrultusunda "Yakın Geçmişimize Ait Mezarlık Alanlarındaki Ağaçlar" a ilişkin ilke kararının yeniden değerlendirilmesi sonucunda;
Geçmişimize ait bir saygı ve bağlılığın ifadesi olan ve içlerindeki ağaçlarla bir bütün oluşturan mezarlıklarımızın kültür ve tabiat varlığı olarak korunabilmesi için, ülke genelinde ortak hareket etmek üzere, bu mezarlıklarımızın içinde bulunan anıtsal nitelikli ağaçların tesciline, bunların dışındaki ağaçlardan ilgili Orman Bölge Müdürlükleri uzmanlarının konuya ilişkin hazırlayacağı raporun Koruma Kurullarına iletilmesinden sonra (yeniden ağaçlandırmak koşuluyla) Koruma Kurullarınca sadece ömrünü tamamlamış (kurumuş) ve hastalıklı ağaçların kesimine izin verilebileceğine, karar verildi.
BAŞKAN
Prof.Dr.O.Tekin AYBAŞ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
M.POLAT (Selçuk) KETENCİOĞLU (Tefik) SOYAR (Kemal) KETEN (Mustafa) AKAR (Haluk)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Vakıflar Gn.Md Turizm Bak.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md.V. Yat.Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DUYGULUER (Feridun) BAHADIR (Ali) GÖK (Tamer) UÇKAN (Erkan)
Tek.Arş.ve Uyg. Orman Gn.Md.Yrd..
Gn.Md.V. (Bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TUNCER (Orhan Cezmi) AĞARYILMAZ (İsmet) BİLGİ (Önder) GÜNDOĞDU (Hamza)
(Bulunmadı)
İLKE KARARI 5 : Anıt - Heykeller
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 38 19.4.1996 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 441 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Anıt - Heykeller
Kentlerde, bir olayın, kişi veya kişilerin anısına adamak veya toplumsal bir kavramı simgelemek amacıyla yapılmış, bulunduğu alan ve etrafındaki kentsel doku ile etkileşimi çerçevesinde taşınmaz niteliği kazanmış olan anıt - heykellerin kentsel bir simge özelliği taşımaları nedeniyle kültür varlığı olarak tescil edilebileceğine, karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Kor.Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarih : 38 19.4.1996 Toplantı YeriKarar No. ve Tarihi : 441 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Anıt - Heykeller
Kentlerde, bir olayın, kişi veya kişilerin anısına adamak veya toplumsal bir kavramı simgelemek amacıyla yapılmış, bulunduğu alan ve etrafındaki kentsel doku ile etkileşimi çerçevesinde taşınmaz niteliği kazanmış olan anıt - heykellerin kentsel bir simge özelliği taşımaları nedeniyle kültür varlığı olarak tescil edilebileceğine, karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Kor.Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
İLKE KARARI 4 : Koruma Kurullarına Sunulacak Projelerin Hazırlanmasında Uyulması Gereken Hususlar
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 434 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Koruma Kurullarına Sunulacak Projelerin Hazırlanmasında Uyulması Gereken Hususlar
3194 sayılı Yasanın 38. maddesi ile Danıştay 6. Daire Başkanlığının 1986 / 228 Esas, 1986 / 420 sayılı kararında belirtildiği üzere, uzmanlık ayrımı konusundaki hüküm doğrultusunda;
Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili hazırlanacak mimari projelerin hazırlanması ve uygulanmasındaki sorumluluğun mimarlarca,
Statik ve tesisat, plan, proje, resim ve hesapların hazırlanması ve uygulanmasındaki sorumluluğun da mühendislerce, yerine getirilmesi gerektiğine
karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 434 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Koruma Kurullarına Sunulacak Projelerin Hazırlanmasında Uyulması Gereken Hususlar
3194 sayılı Yasanın 38. maddesi ile Danıştay 6. Daire Başkanlığının 1986 / 228 Esas, 1986 / 420 sayılı kararında belirtildiği üzere, uzmanlık ayrımı konusundaki hüküm doğrultusunda;
Kültür ve Tabiat Varlıkları ile ilgili hazırlanacak mimari projelerin hazırlanması ve uygulanmasındaki sorumluluğun mimarlarca,
Statik ve tesisat, plan, proje, resim ve hesapların hazırlanması ve uygulanmasındaki sorumluluğun da mühendislerce, yerine getirilmesi gerektiğine
karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
İLKE KARARI 3 : Tarihi Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 421 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Tarihi Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları
Tarihi Sit: Milli tarihimiz ve askeri harp tarihi açısından önemli tarihi olayların cereyan ettiği ve doğal yapısıyla birlikte korunması gerekli alanlardır.
Koruma ve Kullanma Koşulları
a) Bitki örtüsünü, topoğrafik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına,
b) Bu alanları çevre düzeni planına kavuşturacak gerekli çalışmaların yapılarak hazırlanacak çevre düzeni planları için koruma kurallarının uygun görüşlerinin alınmasına,
c) Alanın tescil tarihi öncesi doğal dengeyi bozucu yapılmış her türlü uygulamanın zaman içinde ıslahı için kamu kuruluşlarınca gerekli çalışmanın yapılmasına,
d) Bu alanlar içinde yer alan orman alanlarında Orman Bakanlığınca gerekli çalışmaların yapılabileceğine,
e) Bu alanlar içinde yer alan anıt ve şehitliklerin düzenleme ve gerekli onarımları için projeleriyle birlikte koruma kurulundan izin alınmasına,
f) Önceden süregelen tarımsal faaliyet ile bağ ve bahçeciliğin devam ettirilebileceğine, bu amaç dışında kesinlikle kullanılamayacağına, karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 421 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Tarihi Sitler, Koruma Ve Kullanma Koşulları
Tarihi Sit: Milli tarihimiz ve askeri harp tarihi açısından önemli tarihi olayların cereyan ettiği ve doğal yapısıyla birlikte korunması gerekli alanlardır.
Koruma ve Kullanma Koşulları
a) Bitki örtüsünü, topoğrafik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağına,
b) Bu alanları çevre düzeni planına kavuşturacak gerekli çalışmaların yapılarak hazırlanacak çevre düzeni planları için koruma kurallarının uygun görüşlerinin alınmasına,
c) Alanın tescil tarihi öncesi doğal dengeyi bozucu yapılmış her türlü uygulamanın zaman içinde ıslahı için kamu kuruluşlarınca gerekli çalışmanın yapılmasına,
d) Bu alanlar içinde yer alan orman alanlarında Orman Bakanlığınca gerekli çalışmaların yapılabileceğine,
e) Bu alanlar içinde yer alan anıt ve şehitliklerin düzenleme ve gerekli onarımları için projeleriyle birlikte koruma kurulundan izin alınmasına,
f) Önceden süregelen tarımsal faaliyet ile bağ ve bahçeciliğin devam ettirilebileceğine, bu amaç dışında kesinlikle kullanılamayacağına, karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var.Kor. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
İLKE KARARI 2 : Planlama Sırasında Etkileme Geçiş Alanı Olarak Gözönüne Alınması Gerekli Görülen Alanlara (Planlama Sınırları) İlişkin Esaslar
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 420 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Planlama Sırasında Etkileme Geçiş Alanı Olarak Gözönüne Alınması Gerekli Görülen Alanlara (Planlama Sınırları) İlişkin Esaslar
Ülkemizde bulunan korunması gerekli kültür varlıklarının ve sit alanlarının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi, tespit, tecil ve koruma olgularının planlama disiplini altında bütünleştirilmesiyle gerçekleştirilebilir.
Ancak sit alanlarının korunabilmesi için salt bu alanların değil bu alanları doğrudan etkileyen geçiş bölgelerinin de sit alanı ile birlikte uyumlu ve sağlıklı bir planlama anlayışı içinde ele alınması zorunludur.
Bu nedenle;
1-Koruma amaçlı imar planları yapımı sırasında sit bölgeleri ile bütünlük gösteren, yoğunluk ve yerleşme düzeninin sit bölgeleri ile uyum içinde oluşması ve gelişmesi öngörülen, siti bütünleyen alanlardan;
a)-Daha önceden sit sınırları içindeyken sit sınırları dışına çıkarılmış - bozulmuş sitlerin,
b)-Sit sınırları dışında tutulmuş korunacak sokak, meydan yapı grupları ve benzerlerinin,
c)-Sit bölgeleri arasında kalmış sitleri doğrudan etkileyen kurul denetiminin yapılamadığı alanların,
Fiziki planlama ve koruma sorunlarının çözümünü sağlamak amacıyla planlama sırasında "Etkileme Geçiş Alanı" olarak planlama sınırları içerisinde alınmasına,
2. Bu alanların, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü veya ilgili koruma kurullarının önerisi ile ilgili koruma kurullarınca belirlenmesi, planlama sırasında değiştirilmesi gerekli görülürse yine ilgili koruma kurulu görüş ve kararının alınmasına,
3Bu alanlarda ilgili koruma kurulu kararı ile plan değişiklikleri yapılabileceğine, karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Kor.Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
KARAR
Toplantı No. ve Tarihi : 38 19.4.1996 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 420 19.4.1996 ANKARA
İLKE KARARI
Planlama Sırasında Etkileme Geçiş Alanı Olarak Gözönüne Alınması Gerekli Görülen Alanlara (Planlama Sınırları) İlişkin Esaslar
Ülkemizde bulunan korunması gerekli kültür varlıklarının ve sit alanlarının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılabilmesi, tespit, tecil ve koruma olgularının planlama disiplini altında bütünleştirilmesiyle gerçekleştirilebilir.
Ancak sit alanlarının korunabilmesi için salt bu alanların değil bu alanları doğrudan etkileyen geçiş bölgelerinin de sit alanı ile birlikte uyumlu ve sağlıklı bir planlama anlayışı içinde ele alınması zorunludur.
Bu nedenle;
1-Koruma amaçlı imar planları yapımı sırasında sit bölgeleri ile bütünlük gösteren, yoğunluk ve yerleşme düzeninin sit bölgeleri ile uyum içinde oluşması ve gelişmesi öngörülen, siti bütünleyen alanlardan;
a)-Daha önceden sit sınırları içindeyken sit sınırları dışına çıkarılmış - bozulmuş sitlerin,
b)-Sit sınırları dışında tutulmuş korunacak sokak, meydan yapı grupları ve benzerlerinin,
c)-Sit bölgeleri arasında kalmış sitleri doğrudan etkileyen kurul denetiminin yapılamadığı alanların,
Fiziki planlama ve koruma sorunlarının çözümünü sağlamak amacıyla planlama sırasında "Etkileme Geçiş Alanı" olarak planlama sınırları içerisinde alınmasına,
2. Bu alanların, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü veya ilgili koruma kurullarının önerisi ile ilgili koruma kurullarınca belirlenmesi, planlama sırasında değiştirilmesi gerekli görülürse yine ilgili koruma kurulu görüş ve kararının alınmasına,
3Bu alanlarda ilgili koruma kurulu kararı ile plan değişiklikleri yapılabileceğine, karar verildi.
BAŞKAN
Tevfik R.GÖKALP
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
DERDİYOK (Türkmen) ÇELİK (Şakir) AKAT (Altan) AKAR (Haluk) EKE (Feral)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Kül.ve.Tab.Var. Turizm Bak. Tek.Arş.ve Uyg.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Kor.Gn.Md. Yat.Gn.Md. Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
MÜLAZIMOĞLU (Hüseyin) KAHRAMAN (Kemal) AĞARYILMAZ (İsmet) ABBASOĞLU (Haluk)
Orman Gn.Md.Yrd. Vakıflar Gn.Md.Yrd.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
TANKUT (Gönül) ALTUN (Ara) ÖZGAN (Ramazan) KARPUZ (Haşim)
İLKE KARARI : 1. Kurul Kararlarına Karşı İdare Mahkemelerinde Açılan Davaların Sonuçlandırılmasından Önce, Kurula Yapılan Başvuruların Değerlendirilme
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
Toplantı Tarihi : 3 4.3.1988 Toplantı Yeri
Karar Tarihi ve No : 21 4.3.1988 ANKARA
İLKE KARARI
Kurul Kararlarına Karşı İdare Mahkemelerinde Açılan Davaların Sonuçlandırılmasından Önce, Kurula Yapılan Başvuruların
Değerlendirilmemesi
İdare Mahkemelerinde iptal davası açılan kurul kararlarının, İdare Mahkemelerinde görüşülmesi sonuçlanmadan, koruma kurullarınca ele alınmasının yargı organının henüz kararını ortaya koymaması nedeni ile, uygun bulunmadığına, kurulların kararlarında ısrar etmesi halinde bu tutumun bir yerde yargı organını etkileme anlamını da taşıyabileceğine, bu nedenle İdare Mahkemelerine intikal eden konular için ayrıca ilgilisince yapılacak yeniden görüşme isteklerinin gündeme alınmasının İdare Mahkemesinin kararı alınıncaya kadar ertelenmesine, bu aşamada sadece İdare Mahkemesince istenmesi halinde tekrir-i müzakere yapılabileceğine prensip olarak, karar verildi.
BAŞKAN
Ertan CİRELİ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
AKINALTÜRK (İsmail) ÖZKAN (Gültekin) YARDINCI (Nurettin) ÜNAL (Tankut) ERGÜVENÇ (Yılmaz)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Es.Eser.ve Müz. Turizm Bak. Yap.İş.Gn.Md.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md. Gn.Md.
(bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖZER (Nevşat) MACUN (Şener) TANKUT (Gönül) SÜHER (Hande)
Orman Gn.Md. Vakıflar Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
AKOZAN (Feridun) GİRAY (Muhteşem) ÖNEY (Gönül) ÇİLİNGİROĞLU (Atlan)
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI
KORUMA YÜKSEK KURULU
Toplantı Tarihi : 3 4.3.1988 Toplantı Yeri
Karar Tarihi ve No : 21 4.3.1988 ANKARA
İLKE KARARI
Kurul Kararlarına Karşı İdare Mahkemelerinde Açılan Davaların Sonuçlandırılmasından Önce, Kurula Yapılan Başvuruların
Değerlendirilmemesi
İdare Mahkemelerinde iptal davası açılan kurul kararlarının, İdare Mahkemelerinde görüşülmesi sonuçlanmadan, koruma kurullarınca ele alınmasının yargı organının henüz kararını ortaya koymaması nedeni ile, uygun bulunmadığına, kurulların kararlarında ısrar etmesi halinde bu tutumun bir yerde yargı organını etkileme anlamını da taşıyabileceğine, bu nedenle İdare Mahkemelerine intikal eden konular için ayrıca ilgilisince yapılacak yeniden görüşme isteklerinin gündeme alınmasının İdare Mahkemesinin kararı alınıncaya kadar ertelenmesine, bu aşamada sadece İdare Mahkemesince istenmesi halinde tekrir-i müzakere yapılabileceğine prensip olarak, karar verildi.
BAŞKAN
Ertan CİRELİ
Müsteşar
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
AKINALTÜRK (İsmail) ÖZKAN (Gültekin) YARDINCI (Nurettin) ÜNAL (Tankut) ERGÜVENÇ (Yılmaz)
Başbakanlık Müsteşar Kültür Bak. Es.Eser.ve Müz. Turizm Bak. Yap.İş.Gn.Md.
Yardimcısı Müsteşar Yard. Gn.Md. Gn.Md.
(bulunmadı)
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
ÖZER (Nevşat) MACUN (Şener) TANKUT (Gönül) SÜHER (Hande)
Orman Gn.Md. Vakıflar Gn.Md.
ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
AKOZAN (Feridun) GİRAY (Muhteşem) ÖNEY (Gönül) ÇİLİNGİROĞLU (Atlan)
Friday, January 18, 2008
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA ÜZERİNE
İ.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi
No: 23-24 (Ekim 2000-Mart 2001)
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA ÜZERİNE
Öğr.Gör.Dr.Ergun GÜRPINAR*
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar binlerce yıllık uygarlık tarihi içinde insanın doğrudan doğruya veya doğa ile birlikte yarattığı ve bugün “kültürel ve doğal miras” olarak adlandırdığımız değerlerin korunması, çağımızda insanlığın ortak sorunu olan ve üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Koruma sözcüğü, “geliştirme” ve “değerlendirme” sözcükleri ile bütünleştirilmiş, bu konuda uzmanlık alanları ortaya çıkmış konu ile ilgili ölçütler belirlenmiş, kanuni düzenlemeler yapılmaya çalışılmış ve örgütler oluşturulmaya başlanmıştır.
Kültür ve tabiat varlıkları bakımından çok az ülkenin sahip olduğu zenginlik ve çeşitliliğe sahip olan ülkemizde bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi konusu kanunlarımızda yer almış, konu ile ilgili kurumlar oluşturulmuş, koruma giderek daha çok sayıda kurum, kuruluş ve kişiyi ilgilendiren bir durum haline gelmiştir. Ancak konu ile ilgili kurum ve kuruluş sayısının artması olayların çözümünde yetki kargaşasına yol açmakta, koruma gerçek anlamını bulamamaktadır. Kanun çıkarmak ve kuruluş oluşturmakla koruma sağlanamamakta, eyleme dönük, dünyadaki benzer örneklerde olduğu gibi makro ve mikro bazda hızla, etkin bir koruma planı oluşturulmalıdır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çıkarılan ilk iki Asar-ı Atıka Nizamnamesi, eskiden kalan her türlü eşyayı, eski eser olarak nitelemiş, ancak bu tanım Türk-İslam çağı öncesini kapsadığı için yeterli olmamıştır.
1884 yılında çıkarılan üçüncü Nizamnamede ise nelerin eski eser olduğu sayılmış, ancak “ülkede eskiden yaşamış kuşakların terk etmiş oldukları” şeklinde başlayan bu tanım da tarih boyutu bakımından yetersiz kalmıştır. İlk kez 1906 yılında çıkarılan 1710 sayılı Eski Eserler Kanunun getirdiği tanımlar, tek yapı ölçeğinin yanısıra çevre ölçeğini de kapsaması bakımından önemli bir aşama olmuş, ancak örneğin “Kentsel Sit” tanımının bulunmaması, uzun süre sorun yaratmıştır. 1983 ve 1987 yıllarında çıkarılan koruma alanları ise, tanımları, çağdaş kavram ve gelişmelere uyacak şekilde biçimlendirilmiştir. Eski Eser tanımı yerine getirilen Korunması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları tanımı bu aşamada önemli bir gelişmedir.
23 Temmuz 1983 tarih ve 18113 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda korumaya ilişkin olarak bazı tanımlar söz konusudur. Ayrıca, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’de geçen tanımları irdelemek faydalı olacaktır.
2863 sayılı Kanunun 3. maddesinde geçen tanımlar:
1. 1. Kültür Varlıkları: Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır.
2. 2. Tabiat Varlıkları: Jeolojik devirlerde, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde ve yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.
3. 3. Sit: Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, önemli tarihi olayların cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.
4. 4. Koruma ve Korunma: Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiştirme işlemleri taşınır kültür varlıklarında ise muhafaza bakım, onarım ve restorasyon işleridir.
5. 5. Korunma Alanı: Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının muhafazaları veya tarihi çevre içinde korunmalarında etkinlik taşıyan korunması zorunlu olan alandır.
6. 6. Değerlendirme: Kültür ve Tabiat Varlıklarının teşhiri, tanzimi, kullanılması ve bilimsel yöntemlerle tanıtılmasıdır.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmede yer alan tanımlar ise şunlardır:
1. 1. Anıtlar: Tarih, sanat veya bilim açısından istisnai evrensel değerdeki mimari eserler, heykel ve resim alanındaki şaheserler, arkeolojik nitelikte eleman veya yapılar, kitabeler, mağaralar ve eleman birleşimleri,
2. 2. Yapı Toplulukları: mimarileri, uyumlulukları veya arazi üzerindeki yerleri nedeniyle tarih, sanat veya bilim açısından istisnai evrensel değere sahip ayrı veya birleşik yapı toplulukları,
3. 3. Sitler: Tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımlardan istisnai evrensel değerleri olan insan ürünü eserler veya doğa ve insanımızın ortak eserleri ve arkeolojik sitleri kapsayan alanlardır.
Tanımlar, kültür ve tabiat varlıklarının, yani korunması gereken şeylerin neler olduğu konusunda arzu edilen önemin verilmesi gereken bir tanımdır. Sit kavramının içinde kentsel sit kavramının yanı sıra, bazı bilim adamları, sit kavramının daha da geliştirilerek, sit kavramı içerisine tarımsal sit alanlarının da alınması istenilmektedir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması
Ülkemizde yer altı ve yerüstündeki tüm kültür varlıkları kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olduğundan, koruma politikalarının büyük önemini kabul edilmesi gerekir. Kültür varlıklarının geçmişte bir defada oluşmadığı, ancak zaman içinde yaşama içinde yaşama ve gelişme sürecinin yanında ortaya çıktıkları ve bugüne bir birikim sağladığı görülmektedir. Bu oluşum süreci bugün de devam etmektedir.
Gelişmiş ülkelerde korumacılık, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal sürecinden bağımsız olarak gelişme göstermektedir. Çünkü, gelişmiş ülkeler bu süreçleri tamamlamış, koruma düşüncesine ayrı bir önem vermeye başlamışlardır. Ülkemizde ise korumacılık olgusu, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılanma sürecinden bağımsız değildir. Ülkemizde yaşanan bu süreçlerin fiziki ortama yansıttıkları durumunun, yalnızca eski kent dokularının tahribi, tarihi ve doğal değerlerin olumsuz olarak etkilenmesi şeklinde düşünülemez. Çünkü, yeni oluşan yerleşim alanlarının getirdiği sorunlar eskinin tahribinden daha fazla olmaktadır.
Korumacılık konusunda bugün karşılaşılan sorunlar, fiziki yerleşim bölgelerinde karşılaşılan sorunlar bugün birbirini etkileyerek temelde ortak noktaları meydana çıkarmaktadır.
Kentlerde oluşan plansız beton yığınları korunması gereken yapıların ve eserlerin yok olmasına yol açmıştır. Bu durum eskinin yok edilip, yeni fakat özgünlüğü olmayan bir yapılanmanın desteklendiği bir sürecin göstergesi olmaktadır. Bu sürecin etkenleri olarak insanlarda yeni tüketim taleplerinin hızlandırılması, çevre bilincinin yerleştirilmemesi, çeşitli spekülasyonların yoğunlaşması ve nüfus artışı şeklinde tanımlanabilir.
Kentlerdeki ve yeni yerleşim birimlerindeki yozlaşma ve bozulmalar, korumacılık ve çevre konusunda denetim oluşturma çabalarına hız kazandırmış ve 1973 yılında önceki düzenlemelerden daha geniş kapsamlı olan 1710 sayılı kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun çerçevesi içinde ülke içi sit alanlarının korunması için çeşitli önleyici faktörler tayin edilmiştir. Bu çerçeve içinde ülke içinde sit alanları ve korunması gerekli tescilli yapılar tespit edilmiş, bu alanların korunması için çeşitli önleyici faktörler tayin edilmiştir. Ancak korumacılık olgusunun nedenleri, amaçları ve uygulama yöntemleri ülkemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik ortam ile büyük ölçüde bağımlıdır. Bu yüzden koruma olgusunun işleyişi ve uygulamasında yozlaşma sürmektedir.
1980’li yıllarda bacasız fabrika nedeniyle turizme verilen önemin büyük bir sektöre dönüştürülme çalışmaları başarıya ulaşmıştır. Ancak önceden koruma düşüncesinde var olan yozlaşma bu nedenle de hız kazanmıştır. Turizm sektöründe yaratılan talepler, mevcut yapıların rasyonel kullanımı şeklinde olmamış, plansız ve düzensiz bir turizm gelişimi desteklenmiştir. Var olan değerlerin turizm adına harcanması toplum yararı aleyhine yağmalanmayı arttırmıştır. Korumaya yönelik faktörlerin esnek hale gelmesi bunların kanun, tüzük vb. yöntemlerle desteklenmesi korumacılık düşüncesini olumsuz yönde etkilemeye yol açmıştır.
Koruma ve değerlendirme olgusu bütünlük ve dinamizm içinde ele alınmalıdır. Bu yüzden 2863 ve değişik 3386 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’nun aksayan bir yönünü açıkladığımızda şu durum göze çarpmaktadır: Kanunun 7. maddesinde, Tespit ve Tescil başlığını taşıyan maddenin 2. fıkrasında yer alan “yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri dikkate alınır. Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan –yeteri kadar- eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir. “Bu tanımlamalarda yeteri kadar eser deyimi koruma olayı için özendirici olmayan bir özelliktedir. Korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının içinden örnek olarak bazılarının seçilmesi koruma düşüncesine ters düşen bir durumdur. Çünkü kenti kent yapan öğeler veya eserleri birbirinden ayırt etmek yanlış ve zor bir değerlendirmedir. Koruma olayı çevresiyle bütünlük arz eden durumlarda gerçekleşir. Bu yüzden 2863 ve değişik 3386 sayılı kanunlar konuyla ilgili gerekli düzenlemeleri yapılmalı ve günün şartlarına uyum sağlayan bir hale getirilmelidir.
Koruma düşüncesi gelişme ve kalkınmayı engelleyici değildir. Artık tüm dünyada, “ekolojiye göre ekonomi kurulmakta, ekonomi ekolojiye uydurulmaktadır”. Üstelik, gelişme ve kalkınmaya içerik ve ivme kazandırıcı bir niteliğe sahiptir. Bu yüzden korumanın, kültürel sürekliliğin bir öğesi ve toplumu çağdaşlık ve evrenselliğe götüren bir süreç olduğunu açıkça belirtebiliriz. Eski ile yeninin birbirine karşıt olmadığı ve bütünleyici bir nitelik taşıdığı görülmektedir. Koruma düşüncesinin, kamu yararına bir hizmet olduğunu ve korumanın çok yönlü kollektif bir sorumluluk getirdiğini ifade edebiliriz.
Ülkemizde korumacılık düşüncesinin belirgin bir politika şeklinde oluşmaması belli bir kültür birikiminin geleceğe yönelik planlamasını, yaşatılmasını ve geliştirilmesini engellemektedir.
Sonuçta, doğal değerlerin birbiri ardınca bir politika yanlışlığı sonucunda katledildiği, kent yapılarının yeni mekanlara yabancı, düşük gelir gruplarının sığındığı, terkedilmiş yapılara ve hatta yenilenmediği sürece ölmeye mahkum mekanlara dönüştüğü bir durum ortaya çıkmaktadır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarının Planlar Aracılığı İle Korunması:
Doğal ve tarihi çevrenin korunmasının bir bütün olduğu, doğal ve tarihi çevrenin ancak bu bütünlük içinde korunabileceği daha önce ifade edilmiştir. Doğada var olan canlı ve cansız varlıkların zincirleme olarak birbirine bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu varlıklardan birini aradan çektiğinizde zincirleme olan yapıda aksamalar oluşmaktadır. Bu yüzden doğal, tarihsel ve kültürel çevrenin bir bütün içinde korunması gerekir.
Son yıllarda tarihsel, doğal ve mimari çevre değerlerinin korunması tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemsenmiş, konu ile ilgili bir takım önlemler alınmış, tespit ve tescil çalışmaları hızlandırılmış, sit alanları ilan edilmiştir. Bir kısmında da koruma amaçlı imar planı çalışmalarına girişilmiştir.
Diğer planlama çalışmalarında olduğu gibi, korunacak alanların planlaması plan hazırlanması kararından, uygulanma safhasına kadar uzanan geniş kapsamlı bir planlama sürecini içerir. Kültür ve tabiat varlıklarının korunması planlama faaliyetleriyle doğrudan ilgilidir.
Kentlerle ilgili olarak hazırlanan nazım plan ve uygulama imar planlarında tabiat ve kültür varlıklarımızla ilgili koruma alanlarının belirtilmesi gerekir. Daha önce imar kanunu ve imar nizamnamelerinde belirtilen koruma alanları 2863 sayılı kanunun 18. maddesinde taşınmaz kültür varlığı parseline inşa edilecek yapılarla ilgili düzenlemeler getirmiştir.
Korumaya yönelik fiziksel planlar kentin diğer kesimlerindeki mevcut olan veya yapılacak planlarla bütünleşmeli ve aynı anda hazırlanmalıdır. Bir yerleşmenin imar planı hazırlanırken koruma alanının detaylı planlaması sonraya bırakılmamalıdır.
Koruma planlarının, yapımının öncesinde plan yapım sürecinde bilgi toplama, değerlendirme ve sentez aşamalarında koruma olgusunun gerektiği duyarlılıkta teknikler kullanılmalı, koruma kararları ayrıntılı gerekçelerle açıklanmalıdır. Aksi takdirde koruma amacına uygun hareket edilmediği ortaya çıkacaktır.
Korumaya yönelik planlamalarda koruma amaç ve hedefleri korunacak çevreye göre farklı özellik gösterir. Ancak bütün koruma ve geliştirme çalışmalarında ortak amaç bu çevrelerde yaşayan, içinde bulundukları alanın planlı gelişmesine katkıda bulunan yöreler olarak düzenlenmesidir.
Koruma amaçlı imar planında amaç, seçilen özel yörenin çevre dokusunun tarihsel, arkeolojik, doğal, mimari ve işlevsel değerlerini koruyarak çağdaş şartlara uygun gelişimini sağlayacak genel planlama kararlarının belirtilmesi ve bu çerçevede ayrıntılı düzenleme planlarının geliştirilmesi şeklinde tanımlanabilir.
Bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanı bu alandaki imar planı uygulamasını durdurur. 1986 yılında yapılan tespitlere göre 105 adet kentsel sit alanı ilan edilmiş bunlardan 26’sı koruma amaçlı imar planı uygulama alanına sokularak onaylanmıştır. 16 tanesinde ise koruma amaçlı imar planı yapım çalışmaları devam etmektedir. 1990 yılında ise koruma amaçlı imar planı onaylanan sit sayısı 36 olarak tespit edilmiştir.
Kültür ve tabiat varlıklarını planlar aracılığı ile koruyabileceğimiz gibi tek yapı şeklinde de koruyabiliriz. Planlama çalışmaları içinde kalanlar plan yapılarak, dışında kalanlar ise, ülke çapında envanteri çıkarılarak tespit ve tescil edilmeleri sonucu korunabilmeleri mümkündür. Ancak tek koruma, yani nokta korumasında sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Örneğin, bir açık havada yer alan anıtı düşünelim. Bu yılların verdiği aşınma ile ve son yıllarda artan çevre kirlenmesi ile yıpranmakta ve özelliğini kaybetmektedir. Son derece zararlı etkileri olan “asit yağmurları” pek çok tarihi eseri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Atina’daki Akropol’ün durumu buna en iyi örnektir.
Kültür ve tabiat varlıklarını doğal etkilere karşı koruma konusunda teknikler geliştirilirken akla gelir. Pek az insan unsuruna karşı korumaya fazlaca önem verilmemiştir. Bizim gibi, hemen her yerinde bir eski eser bulunan bir ülkede, eğer bu bilinç yerleşmemişse, insanın tahrip ettiği eserler çok daha korkunç boyutlara varabilir. Kültürel ve tarihi miras konusunda yeteri kadar bilinçlenememiş ve eğitilmemiş toplumumuzda, özellikle kırsal kesimde tarihi eser yağma ve tahribi sürmektedir.
Türkiye’de kazılar “Define arama yönetmeliği” çerçevesinde yapılmaktadır. Buna ilişkin olarak alınan izinden sonra, kültür müdürlüklerinin gözetim ve denetiminde araştırmalar yapılmakta ve arkeolojik değerlerin yurt dışına kaçırılmaması amacı güdülmektedir. Buna paralel olarak gümrüklerde kontrollerin sıkı ve modern araçlarla denetimi, tarihi eser kaçakçılığını azaltmıştır. Yine turizmin yoğun olduğu tarihi nitelikteki bölgelerimizde, Turizm Polisi oluşturulmuş ve kolluk yetkileriyle donatılmıştır.
Sağlıklı bir planlama yapabilmek için, sağlıklı bir envantere ihtiyacımız vardır. Verilerin iyi değerlendirilmesi sonucu, çevre eko sistemine uygun istikrarlı bir takım önlemler alınabilir. Kültürel ve tarihi değerlerin hem sayı ve hem de nitelik yönünden ayrıntılı bir dökümü mutlaka yapılmalıdır. Bunun için üst üste koyma yoluyla envanter çıkarma yöntemi kullanılabilir. Su altı zenginliklerinden, toprak altı değerlerine kadar gidilmeli, yer üstü ve meteorolojik veriler elde edilmeli, ekolojik özellikler dikkate alınmalıdır. Sonuçta, tüm verilerin yer aldığı bir harita elde edilecek ve buna göre hem global ve hem de nokta korumasına geçilebilecektir.
UNESCO’nun İstanbul ve Göreme’deki Eski Eserleri Kurtarma Projesi:
1946’da Birleşmiş Milletlere bağlı olarak kurulan ve kültürel düzlemde etkinlik göstermek amacıyla kurulan UNESCO, 1960’tan başlayarak tarihi eserlerin korunması konusunu yoğun biçimde ele almaktadır. Uluslararası kampanyalarla, Mısır’da Assuan barajı sularının altında yitirilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınan eserler için başlatılan kampanya, Kartaca Yıkıntıları, Akropolis, Herat, Katmandu, İnka anıtları ve Venedik için sürdürülmüştür.
UNESCO, temel ilke olarak, hangi uygarlığın ve kültürün ürünü olursa olsun, belli bir tarihi anıta ya da doku bütünlüğüne insanlığın ortak mirası olarak bakmakta, koruma ve kurtarma operasyonlarını, bu felsefeden yola çıkarak uluslararası katkılar aracılığı ile gerçekleştirme çabası vermektedir.
Amadou M’Bow’un yönetime geçmesiyle birlikte Üçüncü Dünya kültürüne yönelik çalışmalarını hızlandıran kuruluşun, uluslararası düzlemdeki işbirliği anlayışına ve çalışma yöntemlerine ilişkin kamu oyunda genellikle olumlu bir izlenim doğmuş olmasına karşın, ikimi küçümsenmeyecek yanlış anlamaların da varlığı gözlemlenmektedir. Bu çabalar, UNESCO’nun doğrudan doğruya finansman kaynağı gibi davrandığı görüşünün yerleşmesine neden olmuştur.
17 Eylül 1976’da Strasbourg’da toplanan Avrupa Konseyi’nin İstanbul’u uluslararası çabalar aracılığıyla desteklenmesi gereken bir tarihi şehir olarak kabul etmesiyle birlikte, UNESCO ile Türkiye arasında uluslararası bir kampanyaya dönüşecek yoğun görüşmeler başlamıştır. Üye devletlerden gelen uzmanlarla da görüşmeler yapan Türk bilim adamları ve ilgililer, gerekli hazırlamalardan sonra, bunu 19 Temmuz 1979’da UNESCO ile Dışişleri Bakanlığı arasında imzalanan bir proje izlemiştir. Projenin kapsamına İstanbul’daki belli tarihsel sitler alınmış ve gerçekleştirme sorumluluğu da İstanbul Belediyesi’ne verilmişti. Bir sonrası aşamada, 1980 yılında, Belgrad’da toplanan UNESCO Genel Kurulu, İstanbul ve Göreme’de belli mekanların korunmaya alınmasını ve uluslararası bir kampanyanın bu amaçla başlatılmasını kararlaştıracaktı. Son adımı ise UNESCO genel sekreteri attı: 10 Mayıs 1983 günü İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyerek, resmen uluslararası kampanyayı başlattı. Üye devletlere yaptığı çağrıda, hükümetlerden, kamu kuruluşlarından, vakıflardan, sanatçı ve şairlerden, tarihçilerden ve öğretmenlerden maddi ve manevi tüm katkılarını İstanbul ve Göreme için seferber etmelerini isteyen Genel Sekreter, Türkiye’deki ilgililerle de yoğun görüşmeler yapmıştı.
İstanbul ve Göreme ili ilgili uluslararası kampanyanın kapsamına alınan tarihi mekanlar şunlardı: Topkapı ve Yıldız Sarayları, Süleymaniye Camii ve çevresi, Haliç, Bozdoğan Kemeri, Kara Suları ve Zeyrek; Göreme’den Zelve Vadisi, Açık Hava müzesi, Çavuşin ve çevre mağazaları ile beş kilise.
İstanbul’dan koruma altına alınan Topkapı ve Yıldız Sarayları ile Süleymaniye camii öteden beri onarım çalışmalarına konu olmuş anıtlardı. Buna karşılık, kimi restorasyon uygulamalarına sahne olmuş olmakla birlikte, Kara Suları ve Bozdoğan Kemeri’nin ivedilikle korunmaya alınması, hatta, Haliç bölgesiyle birlikte, bir “kurtarma operasyonu” başlatılması zorunlu hale gelmişti. Gene de, kampanya kapsamına alınan anıt ve çevrelerin tümü önem taşısa da, Süleymaniye Camii çevresindeki evler ile Zeyrek Mahallesi ayrıcalıklı denilebilecek bir önem taşımaktaydı. Bu evler, İstanbul’da toplu olarak yalnızca bu bölgelerde, birkaç sokağın çevresinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardı. Ancak belirtmek gerekir ki çok etkili bir korumanın bugün olduğunu söylemek oldukça güçtür.
Göreme’den koruma kapsamına alınan kilise ve mağaraların, yakın geçmişe kadar depo, ahır gibi yıpratıcı kullanımlar nedeniyle hayli tahrip oldukları, iç süslemelerin rutubet ve bakımsızlıktan yok olmaya yüz tuttukları bilinmektedir. Fotogramatik çalışmaları ile gerekli saptamaların yapıldığı bu kilise ve mağaralarda UNESCO desteği ile belli bir süredir yabancı uzmanlar kurtarma çalışmalarını sürdürmektedirler.
Uluslararası kampanyalar çerçevesinde, UNESCO’nun, haklı olarak, yerel desteğe büyük önem verdiği bilinmektedir. Başka deyişle koruma kapsamına alınan anıt ve çevrelerin bulunduğu ülkelerin katılım payları ve bu konuda gösterdikleri etkinlikler, uluslararası kampanyanın ivme kazanması açısından bağlayıcı olmaktadır. Ulusal düzlemde, UNESCO’nun bu çalışmaları çok iyi karşılanmıştı. Kültürel değerlerin korunması yönünden, tüm üye ülkeler, bu değerler nerede olursa olsun, parasal açıdan finansmanı sağlamaktadırlar. Buna ilişkin olarak, Kampanya, Türk Hükümeti ile Milliyet Gazetesi tanıtma işine girişmişlerdir. Artık, biraz gecikmişte olsa, UNESCO’nun çağrısına uyarak, çeşitli uluslararası kuruluşlardan maddi ve teknik olanakların sağlanması beklenilmektedir.
Ancak, Gelecek nesillere doğadan bir takım değerler bırakmak isteniyorsa hem doğa korunmalı ve hem de yanlış kullanımlardan kaçınılmalıdır.
KAYNAKÇA
- - Eyüp İSBİR, Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara, 1985.
- - Ahmet MUMCU, Eski Eserler Hukuku ve Türkiye, AİHFD, c.XXVI.
- - Türk Çevre Mevzuatı, TÇSV yayını, 1988.
- - Teoman SELCAN, Tarihi ve Doğal Çevrenin Korunması, Çevre Koruma Dergisi, Nisan 1982, Sayı 12.
- - Somer URAL, Boğaziçi Çevresinde Yerleşme ve Kentleşme Sorunları, İstanbul Boğazı ve Çevresi Sempozyumu, 1973.
- - Fehmi YAVUZ-Ruşen KELEŞ, Çevre Sorunları, 1983.
- - Ergun GÜRPINAR, Çevre Sorunları, İstanbul, 1990.
* İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi.
http://www.istanbul.edu.tr/siyasal/Turkce/Dergi/Sayi%2023-24/14.htm
No: 23-24 (Ekim 2000-Mart 2001)
KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA ÜZERİNE
Öğr.Gör.Dr.Ergun GÜRPINAR*
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar binlerce yıllık uygarlık tarihi içinde insanın doğrudan doğruya veya doğa ile birlikte yarattığı ve bugün “kültürel ve doğal miras” olarak adlandırdığımız değerlerin korunması, çağımızda insanlığın ortak sorunu olan ve üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.
Koruma sözcüğü, “geliştirme” ve “değerlendirme” sözcükleri ile bütünleştirilmiş, bu konuda uzmanlık alanları ortaya çıkmış konu ile ilgili ölçütler belirlenmiş, kanuni düzenlemeler yapılmaya çalışılmış ve örgütler oluşturulmaya başlanmıştır.
Kültür ve tabiat varlıkları bakımından çok az ülkenin sahip olduğu zenginlik ve çeşitliliğe sahip olan ülkemizde bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi konusu kanunlarımızda yer almış, konu ile ilgili kurumlar oluşturulmuş, koruma giderek daha çok sayıda kurum, kuruluş ve kişiyi ilgilendiren bir durum haline gelmiştir. Ancak konu ile ilgili kurum ve kuruluş sayısının artması olayların çözümünde yetki kargaşasına yol açmakta, koruma gerçek anlamını bulamamaktadır. Kanun çıkarmak ve kuruluş oluşturmakla koruma sağlanamamakta, eyleme dönük, dünyadaki benzer örneklerde olduğu gibi makro ve mikro bazda hızla, etkin bir koruma planı oluşturulmalıdır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde çıkarılan ilk iki Asar-ı Atıka Nizamnamesi, eskiden kalan her türlü eşyayı, eski eser olarak nitelemiş, ancak bu tanım Türk-İslam çağı öncesini kapsadığı için yeterli olmamıştır.
1884 yılında çıkarılan üçüncü Nizamnamede ise nelerin eski eser olduğu sayılmış, ancak “ülkede eskiden yaşamış kuşakların terk etmiş oldukları” şeklinde başlayan bu tanım da tarih boyutu bakımından yetersiz kalmıştır. İlk kez 1906 yılında çıkarılan 1710 sayılı Eski Eserler Kanunun getirdiği tanımlar, tek yapı ölçeğinin yanısıra çevre ölçeğini de kapsaması bakımından önemli bir aşama olmuş, ancak örneğin “Kentsel Sit” tanımının bulunmaması, uzun süre sorun yaratmıştır. 1983 ve 1987 yıllarında çıkarılan koruma alanları ise, tanımları, çağdaş kavram ve gelişmelere uyacak şekilde biçimlendirilmiştir. Eski Eser tanımı yerine getirilen Korunması Gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları tanımı bu aşamada önemli bir gelişmedir.
23 Temmuz 1983 tarih ve 18113 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda korumaya ilişkin olarak bazı tanımlar söz konusudur. Ayrıca, Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’de geçen tanımları irdelemek faydalı olacaktır.
2863 sayılı Kanunun 3. maddesinde geçen tanımlar:
1. 1. Kültür Varlıkları: Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan yer üstünde, yer altında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklardır.
2. 2. Tabiat Varlıkları: Jeolojik devirlerde, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli, yer üstünde ve yer altında veya su altında bulunan değerlerdir.
3. 3. Sit: Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, önemli tarihi olayların cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.
4. 4. Koruma ve Korunma: Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiştirme işlemleri taşınır kültür varlıklarında ise muhafaza bakım, onarım ve restorasyon işleridir.
5. 5. Korunma Alanı: Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının muhafazaları veya tarihi çevre içinde korunmalarında etkinlik taşıyan korunması zorunlu olan alandır.
6. 6. Değerlendirme: Kültür ve Tabiat Varlıklarının teşhiri, tanzimi, kullanılması ve bilimsel yöntemlerle tanıtılmasıdır.
Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmede yer alan tanımlar ise şunlardır:
1. 1. Anıtlar: Tarih, sanat veya bilim açısından istisnai evrensel değerdeki mimari eserler, heykel ve resim alanındaki şaheserler, arkeolojik nitelikte eleman veya yapılar, kitabeler, mağaralar ve eleman birleşimleri,
2. 2. Yapı Toplulukları: mimarileri, uyumlulukları veya arazi üzerindeki yerleri nedeniyle tarih, sanat veya bilim açısından istisnai evrensel değere sahip ayrı veya birleşik yapı toplulukları,
3. 3. Sitler: Tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımlardan istisnai evrensel değerleri olan insan ürünü eserler veya doğa ve insanımızın ortak eserleri ve arkeolojik sitleri kapsayan alanlardır.
Tanımlar, kültür ve tabiat varlıklarının, yani korunması gereken şeylerin neler olduğu konusunda arzu edilen önemin verilmesi gereken bir tanımdır. Sit kavramının içinde kentsel sit kavramının yanı sıra, bazı bilim adamları, sit kavramının daha da geliştirilerek, sit kavramı içerisine tarımsal sit alanlarının da alınması istenilmektedir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması
Ülkemizde yer altı ve yerüstündeki tüm kültür varlıkları kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olduğundan, koruma politikalarının büyük önemini kabul edilmesi gerekir. Kültür varlıklarının geçmişte bir defada oluşmadığı, ancak zaman içinde yaşama içinde yaşama ve gelişme sürecinin yanında ortaya çıktıkları ve bugüne bir birikim sağladığı görülmektedir. Bu oluşum süreci bugün de devam etmektedir.
Gelişmiş ülkelerde korumacılık, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal sürecinden bağımsız olarak gelişme göstermektedir. Çünkü, gelişmiş ülkeler bu süreçleri tamamlamış, koruma düşüncesine ayrı bir önem vermeye başlamışlardır. Ülkemizde ise korumacılık olgusu, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal yapılanma sürecinden bağımsız değildir. Ülkemizde yaşanan bu süreçlerin fiziki ortama yansıttıkları durumunun, yalnızca eski kent dokularının tahribi, tarihi ve doğal değerlerin olumsuz olarak etkilenmesi şeklinde düşünülemez. Çünkü, yeni oluşan yerleşim alanlarının getirdiği sorunlar eskinin tahribinden daha fazla olmaktadır.
Korumacılık konusunda bugün karşılaşılan sorunlar, fiziki yerleşim bölgelerinde karşılaşılan sorunlar bugün birbirini etkileyerek temelde ortak noktaları meydana çıkarmaktadır.
Kentlerde oluşan plansız beton yığınları korunması gereken yapıların ve eserlerin yok olmasına yol açmıştır. Bu durum eskinin yok edilip, yeni fakat özgünlüğü olmayan bir yapılanmanın desteklendiği bir sürecin göstergesi olmaktadır. Bu sürecin etkenleri olarak insanlarda yeni tüketim taleplerinin hızlandırılması, çevre bilincinin yerleştirilmemesi, çeşitli spekülasyonların yoğunlaşması ve nüfus artışı şeklinde tanımlanabilir.
Kentlerdeki ve yeni yerleşim birimlerindeki yozlaşma ve bozulmalar, korumacılık ve çevre konusunda denetim oluşturma çabalarına hız kazandırmış ve 1973 yılında önceki düzenlemelerden daha geniş kapsamlı olan 1710 sayılı kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun çerçevesi içinde ülke içi sit alanlarının korunması için çeşitli önleyici faktörler tayin edilmiştir. Bu çerçeve içinde ülke içinde sit alanları ve korunması gerekli tescilli yapılar tespit edilmiş, bu alanların korunması için çeşitli önleyici faktörler tayin edilmiştir. Ancak korumacılık olgusunun nedenleri, amaçları ve uygulama yöntemleri ülkemizin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik ortam ile büyük ölçüde bağımlıdır. Bu yüzden koruma olgusunun işleyişi ve uygulamasında yozlaşma sürmektedir.
1980’li yıllarda bacasız fabrika nedeniyle turizme verilen önemin büyük bir sektöre dönüştürülme çalışmaları başarıya ulaşmıştır. Ancak önceden koruma düşüncesinde var olan yozlaşma bu nedenle de hız kazanmıştır. Turizm sektöründe yaratılan talepler, mevcut yapıların rasyonel kullanımı şeklinde olmamış, plansız ve düzensiz bir turizm gelişimi desteklenmiştir. Var olan değerlerin turizm adına harcanması toplum yararı aleyhine yağmalanmayı arttırmıştır. Korumaya yönelik faktörlerin esnek hale gelmesi bunların kanun, tüzük vb. yöntemlerle desteklenmesi korumacılık düşüncesini olumsuz yönde etkilemeye yol açmıştır.
Koruma ve değerlendirme olgusu bütünlük ve dinamizm içinde ele alınmalıdır. Bu yüzden 2863 ve değişik 3386 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’nun aksayan bir yönünü açıkladığımızda şu durum göze çarpmaktadır: Kanunun 7. maddesinde, Tespit ve Tescil başlığını taşıyan maddenin 2. fıkrasında yer alan “yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özellikleri dikkate alınır. Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan –yeteri kadar- eser, korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenir. “Bu tanımlamalarda yeteri kadar eser deyimi koruma olayı için özendirici olmayan bir özelliktedir. Korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının içinden örnek olarak bazılarının seçilmesi koruma düşüncesine ters düşen bir durumdur. Çünkü kenti kent yapan öğeler veya eserleri birbirinden ayırt etmek yanlış ve zor bir değerlendirmedir. Koruma olayı çevresiyle bütünlük arz eden durumlarda gerçekleşir. Bu yüzden 2863 ve değişik 3386 sayılı kanunlar konuyla ilgili gerekli düzenlemeleri yapılmalı ve günün şartlarına uyum sağlayan bir hale getirilmelidir.
Koruma düşüncesi gelişme ve kalkınmayı engelleyici değildir. Artık tüm dünyada, “ekolojiye göre ekonomi kurulmakta, ekonomi ekolojiye uydurulmaktadır”. Üstelik, gelişme ve kalkınmaya içerik ve ivme kazandırıcı bir niteliğe sahiptir. Bu yüzden korumanın, kültürel sürekliliğin bir öğesi ve toplumu çağdaşlık ve evrenselliğe götüren bir süreç olduğunu açıkça belirtebiliriz. Eski ile yeninin birbirine karşıt olmadığı ve bütünleyici bir nitelik taşıdığı görülmektedir. Koruma düşüncesinin, kamu yararına bir hizmet olduğunu ve korumanın çok yönlü kollektif bir sorumluluk getirdiğini ifade edebiliriz.
Ülkemizde korumacılık düşüncesinin belirgin bir politika şeklinde oluşmaması belli bir kültür birikiminin geleceğe yönelik planlamasını, yaşatılmasını ve geliştirilmesini engellemektedir.
Sonuçta, doğal değerlerin birbiri ardınca bir politika yanlışlığı sonucunda katledildiği, kent yapılarının yeni mekanlara yabancı, düşük gelir gruplarının sığındığı, terkedilmiş yapılara ve hatta yenilenmediği sürece ölmeye mahkum mekanlara dönüştüğü bir durum ortaya çıkmaktadır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarının Planlar Aracılığı İle Korunması:
Doğal ve tarihi çevrenin korunmasının bir bütün olduğu, doğal ve tarihi çevrenin ancak bu bütünlük içinde korunabileceği daha önce ifade edilmiştir. Doğada var olan canlı ve cansız varlıkların zincirleme olarak birbirine bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu varlıklardan birini aradan çektiğinizde zincirleme olan yapıda aksamalar oluşmaktadır. Bu yüzden doğal, tarihsel ve kültürel çevrenin bir bütün içinde korunması gerekir.
Son yıllarda tarihsel, doğal ve mimari çevre değerlerinin korunması tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemsenmiş, konu ile ilgili bir takım önlemler alınmış, tespit ve tescil çalışmaları hızlandırılmış, sit alanları ilan edilmiştir. Bir kısmında da koruma amaçlı imar planı çalışmalarına girişilmiştir.
Diğer planlama çalışmalarında olduğu gibi, korunacak alanların planlaması plan hazırlanması kararından, uygulanma safhasına kadar uzanan geniş kapsamlı bir planlama sürecini içerir. Kültür ve tabiat varlıklarının korunması planlama faaliyetleriyle doğrudan ilgilidir.
Kentlerle ilgili olarak hazırlanan nazım plan ve uygulama imar planlarında tabiat ve kültür varlıklarımızla ilgili koruma alanlarının belirtilmesi gerekir. Daha önce imar kanunu ve imar nizamnamelerinde belirtilen koruma alanları 2863 sayılı kanunun 18. maddesinde taşınmaz kültür varlığı parseline inşa edilecek yapılarla ilgili düzenlemeler getirmiştir.
Korumaya yönelik fiziksel planlar kentin diğer kesimlerindeki mevcut olan veya yapılacak planlarla bütünleşmeli ve aynı anda hazırlanmalıdır. Bir yerleşmenin imar planı hazırlanırken koruma alanının detaylı planlaması sonraya bırakılmamalıdır.
Koruma planlarının, yapımının öncesinde plan yapım sürecinde bilgi toplama, değerlendirme ve sentez aşamalarında koruma olgusunun gerektiği duyarlılıkta teknikler kullanılmalı, koruma kararları ayrıntılı gerekçelerle açıklanmalıdır. Aksi takdirde koruma amacına uygun hareket edilmediği ortaya çıkacaktır.
Korumaya yönelik planlamalarda koruma amaç ve hedefleri korunacak çevreye göre farklı özellik gösterir. Ancak bütün koruma ve geliştirme çalışmalarında ortak amaç bu çevrelerde yaşayan, içinde bulundukları alanın planlı gelişmesine katkıda bulunan yöreler olarak düzenlenmesidir.
Koruma amaçlı imar planında amaç, seçilen özel yörenin çevre dokusunun tarihsel, arkeolojik, doğal, mimari ve işlevsel değerlerini koruyarak çağdaş şartlara uygun gelişimini sağlayacak genel planlama kararlarının belirtilmesi ve bu çerçevede ayrıntılı düzenleme planlarının geliştirilmesi şeklinde tanımlanabilir.
Bir alanın koruma kurulunca sit olarak ilanı bu alandaki imar planı uygulamasını durdurur. 1986 yılında yapılan tespitlere göre 105 adet kentsel sit alanı ilan edilmiş bunlardan 26’sı koruma amaçlı imar planı uygulama alanına sokularak onaylanmıştır. 16 tanesinde ise koruma amaçlı imar planı yapım çalışmaları devam etmektedir. 1990 yılında ise koruma amaçlı imar planı onaylanan sit sayısı 36 olarak tespit edilmiştir.
Kültür ve tabiat varlıklarını planlar aracılığı ile koruyabileceğimiz gibi tek yapı şeklinde de koruyabiliriz. Planlama çalışmaları içinde kalanlar plan yapılarak, dışında kalanlar ise, ülke çapında envanteri çıkarılarak tespit ve tescil edilmeleri sonucu korunabilmeleri mümkündür. Ancak tek koruma, yani nokta korumasında sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Örneğin, bir açık havada yer alan anıtı düşünelim. Bu yılların verdiği aşınma ile ve son yıllarda artan çevre kirlenmesi ile yıpranmakta ve özelliğini kaybetmektedir. Son derece zararlı etkileri olan “asit yağmurları” pek çok tarihi eseri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmaktadır. Atina’daki Akropol’ün durumu buna en iyi örnektir.
Kültür ve tabiat varlıklarını doğal etkilere karşı koruma konusunda teknikler geliştirilirken akla gelir. Pek az insan unsuruna karşı korumaya fazlaca önem verilmemiştir. Bizim gibi, hemen her yerinde bir eski eser bulunan bir ülkede, eğer bu bilinç yerleşmemişse, insanın tahrip ettiği eserler çok daha korkunç boyutlara varabilir. Kültürel ve tarihi miras konusunda yeteri kadar bilinçlenememiş ve eğitilmemiş toplumumuzda, özellikle kırsal kesimde tarihi eser yağma ve tahribi sürmektedir.
Türkiye’de kazılar “Define arama yönetmeliği” çerçevesinde yapılmaktadır. Buna ilişkin olarak alınan izinden sonra, kültür müdürlüklerinin gözetim ve denetiminde araştırmalar yapılmakta ve arkeolojik değerlerin yurt dışına kaçırılmaması amacı güdülmektedir. Buna paralel olarak gümrüklerde kontrollerin sıkı ve modern araçlarla denetimi, tarihi eser kaçakçılığını azaltmıştır. Yine turizmin yoğun olduğu tarihi nitelikteki bölgelerimizde, Turizm Polisi oluşturulmuş ve kolluk yetkileriyle donatılmıştır.
Sağlıklı bir planlama yapabilmek için, sağlıklı bir envantere ihtiyacımız vardır. Verilerin iyi değerlendirilmesi sonucu, çevre eko sistemine uygun istikrarlı bir takım önlemler alınabilir. Kültürel ve tarihi değerlerin hem sayı ve hem de nitelik yönünden ayrıntılı bir dökümü mutlaka yapılmalıdır. Bunun için üst üste koyma yoluyla envanter çıkarma yöntemi kullanılabilir. Su altı zenginliklerinden, toprak altı değerlerine kadar gidilmeli, yer üstü ve meteorolojik veriler elde edilmeli, ekolojik özellikler dikkate alınmalıdır. Sonuçta, tüm verilerin yer aldığı bir harita elde edilecek ve buna göre hem global ve hem de nokta korumasına geçilebilecektir.
UNESCO’nun İstanbul ve Göreme’deki Eski Eserleri Kurtarma Projesi:
1946’da Birleşmiş Milletlere bağlı olarak kurulan ve kültürel düzlemde etkinlik göstermek amacıyla kurulan UNESCO, 1960’tan başlayarak tarihi eserlerin korunması konusunu yoğun biçimde ele almaktadır. Uluslararası kampanyalarla, Mısır’da Assuan barajı sularının altında yitirilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınan eserler için başlatılan kampanya, Kartaca Yıkıntıları, Akropolis, Herat, Katmandu, İnka anıtları ve Venedik için sürdürülmüştür.
UNESCO, temel ilke olarak, hangi uygarlığın ve kültürün ürünü olursa olsun, belli bir tarihi anıta ya da doku bütünlüğüne insanlığın ortak mirası olarak bakmakta, koruma ve kurtarma operasyonlarını, bu felsefeden yola çıkarak uluslararası katkılar aracılığı ile gerçekleştirme çabası vermektedir.
Amadou M’Bow’un yönetime geçmesiyle birlikte Üçüncü Dünya kültürüne yönelik çalışmalarını hızlandıran kuruluşun, uluslararası düzlemdeki işbirliği anlayışına ve çalışma yöntemlerine ilişkin kamu oyunda genellikle olumlu bir izlenim doğmuş olmasına karşın, ikimi küçümsenmeyecek yanlış anlamaların da varlığı gözlemlenmektedir. Bu çabalar, UNESCO’nun doğrudan doğruya finansman kaynağı gibi davrandığı görüşünün yerleşmesine neden olmuştur.
17 Eylül 1976’da Strasbourg’da toplanan Avrupa Konseyi’nin İstanbul’u uluslararası çabalar aracılığıyla desteklenmesi gereken bir tarihi şehir olarak kabul etmesiyle birlikte, UNESCO ile Türkiye arasında uluslararası bir kampanyaya dönüşecek yoğun görüşmeler başlamıştır. Üye devletlerden gelen uzmanlarla da görüşmeler yapan Türk bilim adamları ve ilgililer, gerekli hazırlamalardan sonra, bunu 19 Temmuz 1979’da UNESCO ile Dışişleri Bakanlığı arasında imzalanan bir proje izlemiştir. Projenin kapsamına İstanbul’daki belli tarihsel sitler alınmış ve gerçekleştirme sorumluluğu da İstanbul Belediyesi’ne verilmişti. Bir sonrası aşamada, 1980 yılında, Belgrad’da toplanan UNESCO Genel Kurulu, İstanbul ve Göreme’de belli mekanların korunmaya alınmasını ve uluslararası bir kampanyanın bu amaçla başlatılmasını kararlaştıracaktı. Son adımı ise UNESCO genel sekreteri attı: 10 Mayıs 1983 günü İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyerek, resmen uluslararası kampanyayı başlattı. Üye devletlere yaptığı çağrıda, hükümetlerden, kamu kuruluşlarından, vakıflardan, sanatçı ve şairlerden, tarihçilerden ve öğretmenlerden maddi ve manevi tüm katkılarını İstanbul ve Göreme için seferber etmelerini isteyen Genel Sekreter, Türkiye’deki ilgililerle de yoğun görüşmeler yapmıştı.
İstanbul ve Göreme ili ilgili uluslararası kampanyanın kapsamına alınan tarihi mekanlar şunlardı: Topkapı ve Yıldız Sarayları, Süleymaniye Camii ve çevresi, Haliç, Bozdoğan Kemeri, Kara Suları ve Zeyrek; Göreme’den Zelve Vadisi, Açık Hava müzesi, Çavuşin ve çevre mağazaları ile beş kilise.
İstanbul’dan koruma altına alınan Topkapı ve Yıldız Sarayları ile Süleymaniye camii öteden beri onarım çalışmalarına konu olmuş anıtlardı. Buna karşılık, kimi restorasyon uygulamalarına sahne olmuş olmakla birlikte, Kara Suları ve Bozdoğan Kemeri’nin ivedilikle korunmaya alınması, hatta, Haliç bölgesiyle birlikte, bir “kurtarma operasyonu” başlatılması zorunlu hale gelmişti. Gene de, kampanya kapsamına alınan anıt ve çevrelerin tümü önem taşısa da, Süleymaniye Camii çevresindeki evler ile Zeyrek Mahallesi ayrıcalıklı denilebilecek bir önem taşımaktaydı. Bu evler, İstanbul’da toplu olarak yalnızca bu bölgelerde, birkaç sokağın çevresinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardı. Ancak belirtmek gerekir ki çok etkili bir korumanın bugün olduğunu söylemek oldukça güçtür.
Göreme’den koruma kapsamına alınan kilise ve mağaraların, yakın geçmişe kadar depo, ahır gibi yıpratıcı kullanımlar nedeniyle hayli tahrip oldukları, iç süslemelerin rutubet ve bakımsızlıktan yok olmaya yüz tuttukları bilinmektedir. Fotogramatik çalışmaları ile gerekli saptamaların yapıldığı bu kilise ve mağaralarda UNESCO desteği ile belli bir süredir yabancı uzmanlar kurtarma çalışmalarını sürdürmektedirler.
Uluslararası kampanyalar çerçevesinde, UNESCO’nun, haklı olarak, yerel desteğe büyük önem verdiği bilinmektedir. Başka deyişle koruma kapsamına alınan anıt ve çevrelerin bulunduğu ülkelerin katılım payları ve bu konuda gösterdikleri etkinlikler, uluslararası kampanyanın ivme kazanması açısından bağlayıcı olmaktadır. Ulusal düzlemde, UNESCO’nun bu çalışmaları çok iyi karşılanmıştı. Kültürel değerlerin korunması yönünden, tüm üye ülkeler, bu değerler nerede olursa olsun, parasal açıdan finansmanı sağlamaktadırlar. Buna ilişkin olarak, Kampanya, Türk Hükümeti ile Milliyet Gazetesi tanıtma işine girişmişlerdir. Artık, biraz gecikmişte olsa, UNESCO’nun çağrısına uyarak, çeşitli uluslararası kuruluşlardan maddi ve teknik olanakların sağlanması beklenilmektedir.
Ancak, Gelecek nesillere doğadan bir takım değerler bırakmak isteniyorsa hem doğa korunmalı ve hem de yanlış kullanımlardan kaçınılmalıdır.
KAYNAKÇA
- - Eyüp İSBİR, Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara, 1985.
- - Ahmet MUMCU, Eski Eserler Hukuku ve Türkiye, AİHFD, c.XXVI.
- - Türk Çevre Mevzuatı, TÇSV yayını, 1988.
- - Teoman SELCAN, Tarihi ve Doğal Çevrenin Korunması, Çevre Koruma Dergisi, Nisan 1982, Sayı 12.
- - Somer URAL, Boğaziçi Çevresinde Yerleşme ve Kentleşme Sorunları, İstanbul Boğazı ve Çevresi Sempozyumu, 1973.
- - Fehmi YAVUZ-Ruşen KELEŞ, Çevre Sorunları, 1983.
- - Ergun GÜRPINAR, Çevre Sorunları, İstanbul, 1990.
* İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi.
http://www.istanbul.edu.tr/siyasal/Turkce/Dergi/Sayi%2023-24/14.htm
Subscribe to:
Posts (Atom)